26 Ekim 2009
Rusya Federasyonu'nun Ankara Buyukelçisi Vladimir İvanovsky, Turkiye'nin Ermenistan ile normallesme ve Kurt açılımı girisimlerini desteklediklerini, bölgeye barıs ve istikrar gelmesinde Turkiye'nin gibi, kendilerinin de çıkarı oldugunu söyledi.
Bu konuların sorun olmaktan çıkmasının yalnızca bölgenin degil butun Avrupa ve Akdeniz alanındaki enerji guvenliği meselesini etkilediğini söyleyen İvanovsky, Turkiye de önemli enerji yatırımlarının söz konusu olduğunu ve bunların guvenliğinin de önem tasıdığını ifade etti.
Turkiye, Rusya ve İtalya arasında en son önceki gun uç ulke lideri arasındaki toplantıyla varılan Samsun-Ceyhan petrol boru hattına Kazakistan’ın da katılacağını söyleyen Rus Buyukelçi, Turkiye ile stratejik isbirliği anlasmasına hazırlandıklarını açıkladı.
Rusya Buyukelçisi ile yaptığımız mulakatın ana hatları söyle:
Samsun-Ceyhan baslıyor
* (Rusya Basbakanı Vladimir Putin’in İtalya Basbakanı Silvio Berlusconi’yle 22 Ekim’de Moskova’daki toplantılarına Basbakan Tayip Erdoğan’ın video yoluyla katıldığı toplantı uzerine) Toplantıyı biz organize ettik. Zaten Ankara’daki Rus ve Moskova’daki Turk buyukelçileri olarak bu aralar hafta sonları dahil çalısıyoruz. Samsun-Ceyhan (SC) petrol boru hattı projesi uzerine çalısma grupları olusturduk. Anlasması zaten 20 Ekim’de Milano’da imzalanmıstı. Çalısmalar bu ay baslıyor ve en kısa surede bitecek.
Kazakistan Cumhurbaskanı Nursultan Nazarbayev Ankara’dayken onunla da görustum. Kazakistan da SC hattına petrol vermek, projeye katılmak istiyor. Kazakistan’ın katılması projeyi guçlendirecek, hızlandıracaktır.
* Biz de Putin ve Erdoğan’ın geçen mayıs ayında Soçi’de yaptıkları görusme çerçevesinde Guney Akım (Rusya’dan Karadeniz uzerinden Guney Avrupa’ya doğalgaz nakil projesi) için Turk karasularında çalısma iznini 20 Ekim’de aldık. Turkiye’yi Guney Akım’a katılmaya çağırdık; katılırsa baska planlarımız da olacak. İkinci Mavi Hat’tın insası da mumkun. Tabii bu hat Turkiye’nin ihtiyacı için değil, diğer pazarlara satıs için gerekli olacaktır. Alternatifler arasında Rusya’nın guneye giden butun hatlarının Turkiye’den geçmesi de bulunuyor.
Stratejik isbirliğine doğru
* Rusya’nın dunyadaki uç ulke ile çok özel iliskileri var: Almanya, Fransa ve İtalya. Bu ulkelerle ikili olarak özel bir isbirliği mekanizması kurduk. Basta Basbakan (ya da Fransa’da Cumhurbaskanı) var, ardından 9-10 ilgili bakan, burokratlar, isadamı heyetleri geliyor. Bir de sekretaryası var. Putin son Turkiye ziyaretinde Erdoğan ile konustuktan sonra kararını verdi; bu tur dörduncu iliskiyi Turkiye ile kuruyoruz. Bu mekanizmanın kurulmasına önem veriyoruz. Siyasi ve ekonomik boyutlarının yanı sıra, guvenlik boyutu da olacak bu mekanizma. 2010 yılında kurulabilir.
Irak ile gelen dönum noktası
* Turkiye ile iliskilerimiz guven ortamı içinde yuruyor. Buradaki dönum noktasının 2000-2004 dönemi olduğunu söyleyebilirim; o dönem Turkiye’den isbirliği teklifleri almaya basladık. Irak konusu (1 Mart 2003’te Meclis’in ABD’nin Irak’ı isgaline aktif destek tezkeresini reddetmesinden söz ediyor-MY) burada önemliydi. O zaman Turkiye’nin kendi kararlarını verebilen bir ulke olduğu konusu bizce netlesti. Ben 10 yıl kadar önce İstanbul’da baskonsolosluk yapmıstım. O zamandan beri alınan mesafeyi görebiliyorum.
* ABD’de Barack Obama’nın baskan seçilmesiyle iliskilerimizin dinamiği değisti. Geçenlerde ABD Dısisleri Bakanı Hillary Clinton, Moskova’ya geldi ve Dısisleri Bakanımız Sergey Lavrov’a uzerinde Reset’ Yeniden baslat’ yazılı bir duğme olan bir kutu verdi. Duğmeye birlikte bastılar.
Enerji alanında nukleer silahların yayılması alanında isbirliğine basladık. Her gun Amerikan uçakları uzerimizden geçip Afganistan’a kargo tasıyor. Rus trenleri Baltık’ta Riga limanına gelen NATO yuklerini tasıyor.
Tarih tuhaf. Afganistan’da isbirliği yapıyoruz; koalisyonun El Kaide’ye karsı faaliyetini destekliyoruz.
* Geçen Eylul’de Gurcistan’ın saldırısı sonrası Turk Dısisleri’ne gittiğimde Turk-Ermeni iliskilerinin duzeltilmesi için çok uygun bir dönem’ demistim. Turk basınında bizim bu normallesmeyi istemediğimiz yorumları çıkıyor. Oysa basından beri destekledik. Biliyorsunuz, Lavrov, 10 Ekim’de Turkiye ve Ermenistan arasındaki protokolun imzalanmasına rol oynadı.
Turkiye de, Rusya da Kafkaslar da istikrar istiyor. Rusya’nın Ermenistan ile de Azerbaycan ile de iliskileri çok derin. Rusya’da 2.5 milyon Ermeni, 2 milyondan fazla Azeri yasıyor. Dağlık Karabağ sorununun da çözulmesi de bizim için zorunlu. Çunku Kafkaslarda istikrar bizim çıkarımıza; bizim de Dağıstan, Çeçenistan gibi kendi problemlerimizi asmamıza yardımcı olur.
Ancak Karabağ konusunu Ermenistan ile protokol konusuyla birlestirmenin doğru olmayacağına inanıyoruz.
Kurt açılıma destek
* Kurt açılımı, ya da demokratik açılımı olumlu göruyorum. Rusya’nın da benzeri iç sorunları ile arasında paralellik kurmak istemiyorum ama, biz de Çeçenistan sorununu benzeri metotlarla çözuyoruz. Bunun uç boyutu var: Askeri boyut, ekonomik boyut ve kulturel boyut. Biz de gerektiğinde askeri metodu kullanmak sartıyla ekonomik yatırımlar ve Çenence televizyon yayını, okullarda seçmeli dersler gibi metotlar uyguluyoruz ve sonuç alıyoruz.
* Bu hem zaman alıcı, hem de zor bir sureç. Daha da zorluklar yasanabilir. Ama yapılanın doğru olduğuna inanıyorum. Çunku, Kurt problemi sadece Turkiye’nin değil, bölgenin problemi, ama acısını en çok Turkiye çekiyor. Bu yuzden çözume yönelik butun adımları destekliyoruz. ABD Buyukelçisi meslektasımla yaptığınız mulakatı (Radikal, 22 Ekim 2009) okudum; bu konuda kendisine katılıyorum.
* PKK konusu Turk-Rus iliskilerinde bir sorun olusturmuyor. Rusya, topraklarında Turkiye’ye karsı faaliyetlere izin vermeyecek. Zaten PKK da Rusya’da siyasi-askeri faaliyette bulunmuyor. Buna rağmen Turk yetkililerle her görusmemizde bize bu konuda verebilecekleri delillere göre hareket etmeye hazır olduğumuzu söyluyoruz. Neticede Kafkaslar’da olduğu gibi butun bölgede barıs ve istikrar herkesin yararına.
Açılım, enerji ve guvenlik
* (Ermenistan ile normallesme sureci ve Kurt açılımının enerji konusuyla ilgisi olup olmadığı sorusu uzerine) Bu konular yalnızca bölgenin değil butun Avrupa ve Akdeniz alanındaki enerji guvenliği meselesini etkiliyor. Turkiye topraklarından nakledemez ise, Irak’ın Kuzeyi ne yapacak elindeki petrolu, gazı? Bence 5-10 yıl içinde İran’daki duruma bağlı olarak, İran gazı da Turkiye uzerinden Avrupa’ya geçmeye baslayacak. Biz Turkiye’de enerji yatırımlarına giriyoruz. Örneğin, Samsun-Ceyhan’ı gerçeklestirirsek bu hattın guvenlikli olmasını isteyeceğiz. Elektrik geçislerini de unutmamamız lazım. Biz Turkiye’deki nukleer santrallarla da ilgileniyoruz; halen görusmelerimiz suruyor. Bölgeye barıs ve istikrar gelirse, Turkiye dunyanın enerji kavsaklarından biri haline gelecek.