11 Ekim 2009
TESEV'in sekiz yıl suren bir çalısmanın sonunda hazırladıgı kitabın yazarları, Kentel, Karakaslı, ustel ve Özdogan, iki halkın ortak tarihlerini hatılamasını ve birbirlerini daha iyi tanımasını amaçladıklarını söyledi.
Turkiye'de Ermeni toplumuna yönelik ayrımcılık ve ötekilestirme 'öğretilmis' bir bilgisizlikten kaynaklanıyor. Sekiz yıl suren arastırmanın sonunda ortaya çıkan bu kitap, Turklerin Ermenilere yönelik önyargılarını, Turkiyeli Ermenilerin kimliklerini nasıl kurguladığını göstermeyi amaçlıyor.
Turkiye Ekonomik ve Sosyal Etudler Vakfı'nın (TESEV) hazırladığı Turkiye'de Ermeniler: Cemaat-Birey-Yurttas kitabının yazarlarından Fusun ustel, bugun duzenlenen tanıtım toplantısında böyle konustu.
Bilgi universitesi Yayınları'ndan çıkan kitabın diğer yazarları Ferhat Kentel, Karin Karakaslı ve Gunay Göksu Özdoğan'ın yanı sıra TESEV Demokratiklesme Programı yöneticisi Etyen Mahçupyan da Sabancı universitesi Karaköy binasında duzenlenen toplantıya katıldı.
Kimliklerin seytanilesmesi ve kutsanması
Kitabın kendisi için bir vicdan borcu olduğunu vurgulayan Özdoğan, 1915 dönemindeki kıyımın öncesi ve sonrasında Ermeni toplumundaki değisimini yansıtmaya çalıstık dedi. Ermenilerin bu kadar buyuk bir kıyıma uğramasına rağmen ayakta kalmasının, kimliğini ve kulturune sahip çıkma direncini gösterdiğini belirtti.
Kentel, Kitap sadece Ermenilere yönelik değil aynı zamanda Turklere yönelik çunku diğer insanlar da kendilerine bakabilirse, dil köpruleri kurabilirse, o zaman bu kitap daha basarılı olacak dedi. Öldurulen Hrant Dink'in de varlığı ve diliyle, iki toplum arasında bu köpruleri kurmus olduğunu anlattı.
Amaçlarının Turkiye Ermeni toplumunun bilinen resmini kırmak olduğunu belirten Karakaslı, Turklerin Ermenilere karsı önyargılarını ve Ermenilerin de, bu önyargılara nasıl tepki verdiklerini incelediklerini vurguladı.
Yazarlar, bu kitapla iki toplumun demokratik yurttaslık çerçevesinde birbirlerini kesfetmeleri amaçlıyor.(