28 Eylül 2009
Surgundeki Osmanlı'nın cebinde kalan son para 5 kurustu. Fransa'daki yılarda hanedana en çok sahip çıkan Ermenilerdi.
II. Abdulhamit'in torunu Bulent Osmanoglu, Fransa'da yasadıkları surgun gunlerini gözleri dolarak anlattı
II. Abdulhamit'in kızı Nayime Hanım'ın torunu Bulent Osmanoglu, babası Cevdet Osmanoğlu'nun İstanbul'da bir trafik kazası sonucu ölduğunde cebinden sadece 5 kurus çıktığını aktardı. Turkiye hasretiyle uzun yıllar yurtdısında yasamak zorunda kalan Bulent Osmanoğlu, çocukluğunun geçtiği Fransa'da kendilerine babasının Ermeni bir dostunun yardım ettiğini ifade etti.
Sirkeci'den vapur ve trenlerle çesitli ulkelere surgun gönderilen 167 hanedan uyesinden biri olan Cevdet Osmanoğlu'nun oğlu Bulent Osmanoğlu, Fransa'da yasadıkları acı dolu gunleri anlatırken oldukça duygulandı.
Fransa'nın Nice sehrinde dunyaya gelen Bulent Osmanoğlu, 1974 yılında çıkartılan af ile babası Cevdet Osmanoğlu'nun İstanbul'a gittiğini söyledi. Osmanoğlu, Dedem, Gaziosmanpasa'da buyuk bir bahçe satın almıstı babam onu geri alabilmek için ilk kez 1974 senesinde İstanbul'a gitti. Ancak bunu basaramadı ve babam bir sure sonra İstanbul'da parasız kaldı. İnsanlara hemen guvenen birisiydi ama ben babama diyordum ki 'baba hemen guvenme' buradaki butun çabaları neticede sonuçsuz kaldı. 1977 senesinde babam sokakta dolasırken taksinin çarpması sonucu hayatını kaybetti ve o zaman cebinden 5 kurus çıktı. dedi.
Açlığın ne olduğunu Fransa'da öğrendiklerini dile getiren Osmanoğlu, Savas zamanı kart çıkartılmıstı. Annem 2 saat bekliyordu ki 2 tane domates alabilsin. O zaman yasım 12'ydi. seklinde konustu.
OSMANOĞLU: FRANSA'DAKİ SIKINTI DÖNEMLERİNDE BİZE BABAMIN ERMENİ BİR ARKADAsI YARDIM ETTİ
Fransa'daki sıkıntılı dönemlerinde aileye Ermenilerin buyuk yardım ettiğini ifade eden Osmanoğlu, sasılacak birsey söyleyeceğim, o zaman iste bu zor dönemlerde bize iyilik yapan babamın tanıdığı bir Ermeni kadındı. Ermeni doktorlar vardı ve her zaman bizi parasız muayene ettiler. diye konustu.
Turkiye'ye ilk olarak 1947 senesinde 17 yasındayken gelen Osmanoğlu, bu ziyaretinin okul tarafından duzenlenen yurtdısı gezilerinden biri olduğunu ve Turkiye'yle ile ilk kez bu yolla tanıstığını söyledi.
İstanbul'a geldiklerinde İstanbul'da kahve bulmanın dahi mumkun olmadığının dile getiren Osmanoğlu, benzinin de zor bulunması nedeniyle araçların yokuslardan inerken kontaklarını kapattığını anlattı.
İstanbul'da meydana gelen 1999 depremi sırasında görev yapan Turk elçiliğinin iliskiler konusunda duyarsız davrandığı iddiasında bulunan Osmanoğlu, 1999 depreminde Fransız arkadaslarım, 'Paramız yok ama esyalarımız var çocuklar için sana verelim gönder' dediler. Ben de elçiyi aradım söyledim. Bana, 'Biz yanlız para alıyoruz' dedi. Arkadaslarım da getirip esyaları kapıma bıraktılar. Ben de bir arkadasımı aradım ve bunları göndermek için bir yol göstermesini istedim. O bir sure sonra beni aradı ve, 'Bulent ne kadar esya varsa yolla' dedi. İnanabiliyor musunuz? Söylersem utanırsınız. Bir Katolik yetkili oradan butun esyaları göndermek için söz verdiğini söyledi. Ve esyalar uçakla gönderildi. seklinde konustu.
Turkiye'de son gunlerde sıklıkla gundeme gelen 'Demokratik Açılım Sureci'yle ilgili de konusan Osmanoğlu, Demokratik Açılım surecinin faydalı olacağına inanıyorum. diye konustu.
OSMANOĞLU: BAsBAKAN ERDOĞAN'DAN İSTEĞİM MUSUL PETROLu KONUSUNDA BİRsEYLER YAPSIN
Osmanoğlu son sözunde Basbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan bir istekte bulundu. 2. Abdulhamit Han'ın satın aldığı Musul'daki petrol yatakları ve arazilerle ilgili Basbakan Erdoğan'a seslenen Osmanoğlu, Basbakan Erdoğan'dan isteğim burnunu petrolun içine koysun. Yapabiliyor mu yapılamıyorsa neden? Turk petolunu Musul ve Kerkuk'ten almasını istiyorum. Biz petroldeki payımızı Turkiye'ye satarız bize de payımızı versin. seklinde konustu.
Nayime Sultan'ın torunu Bulent Osmanoğlu, 1 Mayıs 1930 senesinde Fransa'nın Nice sehrinde dunyaya geldi. Otomobil lastiği uretimi yapan Michelin sirketinden 1990'da emekli olan Osmanoğlu, 90'lı yılların sonunda Tesvikiye'de bulunan bir eve yerleserek burada yasamaya basladı.