Bayzar Teyze Diyarbakır'ın Son Ermenisi mi? - Haber Arşivi 2001-2011
16 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Մանի / Ժամ : Ճառագայթեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

14 Eylül 2009  

Bayzar Teyze Diyarbakır'ın Son Ermenisi mi? -

Bayzar Teyze Diyarbakır'ın Son Ermenisi mi?

Bayzar teyze...TEK ermeni kadın mı?! Resmi kayıtlarda adı olmasa da o bir Ermeni Teyze. Suryanilerin içinde ayinlere katılan, Kurt kadınları ile sohbet eden, Kurtçe'yi ana dili gibi konusan son Ermeni ya da Ermeni oldugunu söyleyebilen son kisi mi? Demeli...

Mıgırdiç Margosyan, Gavur Mahallesi kitabında 1930'larda Diyarbakır'ın Gavur Mahallesi'nde (Hançepek') Ermenilerin, Suryanilerin, Keldanilerin, Turklerin, Muhacirlerin, Bosnakların, Kurtlerin yasadıklarını yazar..

Diyarbakır Sur Belediye Baskanı Abdullah Demirbas bu kozmopolit yapının sur içindeki izlerinde 'kimliklerinin gizemindeki yasamlarından söz ediyor.

Yuzlerce Ermeni yasar, habersizce..Ancak resmi anlamda Diyarbakır kayıtlarında Ermeni, Suryani kimlikler yok.. Demirbas dostluk sohbetlerinde 'azınlık' olarak kaybolan 'Muslumanlasan' 'etnik kökenleri ile ilgili konusmaların tanıklarından.

Öyle ki dedelerinden gelen o soy agaçlarını sıralayan Ermenilere rastlanıyor sıkça. Kurt, Suryani, Arap, Ermeni kökenli vatandasların yasaması nedeniyle 'çok dilli belediyecilik' ile tum aktivitelerde etnik dillerle de hizmet verilmesi kararını uygulayan bir Belediye Baskanı Demirbas. Her ne kadar bu konu davalık olsa da..ustelik iddianamede çok dillilik projesinin, 'Turk Harf Kanunu'na aykırı bulunması ise ayrı bir dram..

Zira dilimiz çok kozmopolit!
Suriçi'nin taslarını okursanız çok yakın tarihlerde Keldanice, Arapça, Kurtçe, Suryanice konusanların çoğunluğunda kayboluverirsiniz.

Bakın Demirbas ne diyor;

'Turkmen Alevilerinin iki köyu de mahalle olan köyler arasında yer alıyor. Kadıköy, sarabiye-Havacılar- ve yezidi köyu olan Bahçecik mahallesi ile Yalçın mahallesi..'

Dinlerin bulustuğu kent devleti sanki.. Sinagog, havra, kilise ve camilerin adresi..

Ne kadar 'unutkan oluvermisiz'...'tek renk' de saklayıvermisiz tum renkleri soldurarak, köklerinin altında gizlice yasamaya mahkum etmisiz ...Yezidi köylerinden söz ediliyor. Nerde bu köyler? İçi bosalan köyler...Yani köylusu olmayan 'bos köyler' yasar bu ellerde..

En ilginci de Diyarbakır'ın surlarının içinde bir Ermeni teyze var ki, 'resmi' olarak olmasa da 'kimliği ile SON ERMENİ olarak anılıyor.

Bayzar Alata ..

Açıkçası ' Son ermeni mi ermeni olduğunu

söyleyebilen son kisimi demeli ' bilemiyoruz.

Ancak Bayzar teyzeyi dinledikçe 'tek ayine ' katılan Ermeni olarak sözlu tarihin kayıtlarından yazılı tarihe doğru yol alıyoruz. Bayzar teyze yasalar önunde kimliksiz olurken, bir toplumun yasamındaki 'TEK' kimlikli iz.

Köksuz Albumleri
Alipasa mahallesinde Meryem Ana Suryani Kadim Kilise'sinin bahçesinde Bayzar Alata ile bulustuğumuz o anı hiç unutmuyoruz. Sanki bir bilmecenin içinde kaybolurcasına... Suryanilerin içinde tek ermeni olarak ayinde...

Sıcaklığın tenimizi erittiği o anlarda Suryani kadınlarla beraber ayine katılıyoruz .Kilisenin içi Serince ..Suryani genç kızlar saçlarını kapatmayan dantelli uçgen esarplarıyla ön sıralarda ahenkli bir koro olusturuyorlar.

Ayin törenine ziyaretçiler dısında katılım on-onbes.

Açık tenli, kucaklarında bebekli anneler, torunlarının ellerinden tutan anneanneler, babaanneler, genç kızlar çoğunluk.

Konukseverliğin ve içtenliğin içinde, Tanrı Evi'nde dua ediyoruz.

Kilisenin Papazı Yusuf Efendi ve oğlu sanki bir resmi sahneliyorlar!. Diller bilinmese de beden dilin sahnesinde 'tanrı evin'de dualar barısa, sevgiye, sağlığa dair...

Sadece çocuk seslerinin sessizliği silkelediği ayinde dualar ediliyor. Suryaniler ile dua eden Bayzar teyze de 'masumiyetin sözlerini' onlarla beraber dillendiriyor. Pırıl pırıl huzurlu yuzuyle, 'kötuluklere karsı duran o yureğinde 'suphecilere' karsı durusuyla parlıyor gözleri. Tum gözler çocuk olsaydı keske; bugun Bayzar teyze de bahçesinde yalnız yasamayacaktı...

Yol arkadasım Sabriye Kızılağa ile birlikte Diyarbakır'da- tek Ermeni asıllı- Bayzar teyzenin gulen gözleriyle bulusmamızla yanından ayrılmıyoruz.

Kilisenin konukları ile cemaatinin sohbetinde demlendikten sonra Ermenice 'mujde' anlamına gelen Bayzar teyze bizi evine davet ediyor.

Kilisenin bahçesine bitisik..O muhtesem, kalabalık birkaç ailenin yasayabileceği huzunlu bir saray evindeyiz!..Sofa'daki sedirinde kim bilir nice sohbetler saklandı.Çiçekli bahçesinde ne keyifler yasandı. Çok istemis olmasına rağmen çocukların kosturamadığı bahçesinde, kilise evinde yasıyor Bayzar teyze.

Çok mekanlı bahçeye açılan Ermeni evinin 'kilerleri, konuk odaları, özel mutfakları ise 'insansızlıktan' karanlık odaların içinde kaybolmus.

İki odalı evindeyiz. Koyu mavi uzerine beyaz desenli olan pileli eteğinin uzerine mor bluzunun dirseğine kadar ıslanmıs kollarıyla serinleyen Bayzar teyze, ıslak yuzuyle Beyaz badanalı, iğne oyalı örtulerin suslendiği raflarında bol biblolar içinde bol resimli duvarlarında bin yıllık fısıltıların içinde sessizlesiyoruz...Soluğumuzun kesildiği anlarda misafir odasının duvar rafına sonradan yapılmıs camekanını açarak, 'köksuz albumunu' çıkarıyor. Yasayan Ermeni evinin duvarına çivilenmis o eski çerçeveli resimlerin konusmaya basladığı anlar!

Yasamadığı çocukluğuna dair pek iz de kalmamıs bellek sandığında..

İnce uzun parmaklarının damarlarının iyice belirginlestiği, yumusacık elleriyle gelinlik resmini çivisinden özenle çıkarıyor. Çerçevede gelinlikli Bayzar teyze ile esinin fotoğraflarına bakıyoruz.

'Ne guzel kızmıssın sen Bayzar teyze.Hala kırısıklıklarının gizleyemediği o suretinde beyazın içinde kırmızı dudaklarıyla gelin ve damat pozunda bin bir gecenin ruyasına sığınırcasına..

Fotoğrafların hikayelerinden belleğinde kalan dağınık anıların sözcukleri dökuluyor tek tek ince dudaklarından. Oysa ki, bembeyaz duvarlarında konusan fotoğraflar, iğne oyalı çeyizlikler, biblolar ile unutulmayacak evin, o mistik kokusunun buyusunde kayboluyoruz...

Bunca Ermeni'ye ne oldu
82 yasındaki Bayzar teyze 'ermeni tehcirinde' İstanbul Kadıköy'de çocukmus...'Biz aleviler içinde hur yasadık kızım. Bizi aleviler Kadıköy'de sakladılar.'

Babasına dair söylediği tek cumle, Lice'den Diyarbakır'a yerlestiği.

'Ermeni tehciri' nedeniyle kimliği olmayınca kilise nikahı ile evlenen Bayzar teyze tek dayanağı olan Vektorya adındaki kız kardesini de yaslılık gunlerinde yitirivermis. 'Vektorya'nın da çocuğu olmadı. Kuruyuverdik kızım' diyor.

Diyarbakır'da tek Ermeni olduğun söyleniyor neden? Bunca Ermeni'ye ne oldu? Buyuklerin anlatmıstır ' diye soruyoruz.

- 'Hiç anlatmadılar, hep sustular. Ne yasadılar? Kim bilir? Ah kafam benim ah..Sormadım. Sor değil mi? 'ne oldu?' diye. Aklım basıma geldi de geç. simdi dusunuyorum, söylemeseler de, anlatmasallarda sor, öğren. Hiçbir sey bilmiyorum kızım hiççç. Kafama vuruyorum hiçbir sey sormadım diye! Arada sizin gibiler geliyor, resmimi çekiyorlar, yazıyorlar gidiyorlar .Bes kız kardesten iki kisi kaldık.'

su anda esiyle birlikte hayatını surduren Bayzar teyze yalnızlığını resimlerde gösterdiği kardesleriyle gideriyor. Ona Diyarbakır'ın tek Ermeni dense de, o yalnız değil, köksuz albumleriyle..

- 'Çok çocuk yapın' diyor ısrarla...

Hemen soruyor,

- 'kaç çocuğun var?'

'Bir tane kızım var' dediğimde..

'Çok yazık. Niye doğurmadın, benim çocuğum olsaydı, en az on tane doğururdum. Madem tek çocuk yaptın, niye hala çalısıyorsun? diyor..

Sabriye huzunlu gözler karsısında takılıyor, 'keske bir oğlan doğursaydın Bayzar teyze, bende gelinim olurdum. Geçinir giderdik....'

'Ahh Keskeee... !

Esi Saris Eken 'Eskiden buralarda hayat çok guzeldi. 500 hane Ermeni vardı. Çok mutluyduk. Sonra göçtuler , yavas yavas. simdi kimse kalmadı buralarda' diyor.

Bazdar teyzenin Esi Sıtkı amca 16 yıl pirinç ekmeye giderek evi geçindirmis. Sonra yaslılık...Duvarlar yaslanmamıs ama Bayzar teyze ile Sıtkı amcanın artık bacakları ağırlasmıs. Kilisenin bahçesinden dısarı pek çıktıkları da yok.. Belediyeden gelen 'yaslılık' maası ile idare ediyorlar, 'sukur' dercesine..

Niye bu kadar az kisi ayinde? dediğimizde;

'Kilisenin bahçesindeki tasları gösteriyor, 'Bak bu taslar kadar insan vardı. Gelmisss gitmis..' diyor.

Ayrılmak zor oluyor

Ah Bayzar teyze ah. Fotoğraflarını yine çekecekler, yine yazacaklar seni..

Yazsınlar seni herkes yazsın Belki bir daha hiç göremeyeceğimiz Diyarbakır'ın Son Ermeni Mujde teyzesini.

Mehelelerden Leğleğler de göçmus *
Artık 'leğleğler' yuvalarına bile uğramaz olmis buralarda..

Ağaçlar bile kimlik değistirmisler...İncirleri köklerinden koparmak zor olduğundan yesillendikçe yesillenmis dalları kiliselerin bahçelerini sarıvermis 'arsızca'..

Esintisinden gelen sesin huznunu duyan kulaklar o kadar az ki.. Beyaz ve kara hubur ağaçlarını bilenler ise dedelerinden ya da babalarından bir masal gibi dinlemisler..Ya da bir bölumu o dönemin çok kulturluluk ve farklı dinlerin son demlerini yakalayanlar..

İste böylesi renkli dillerin, kuçelerinde, 'kaybolmus' seslerin taslarında dolasırken, annesi, babası, ninesi ve dedesi Hıristiyan olan ancak Muslumanlasmıs Suriçi'nde yasayan Ermeniler'in sessiz dillerinde bulusuyoruz adeta.

Kah Ahmet Arif ustanın yasamıs olduğu sokakta -belki de- o esikte oturan Kurt kadınlarının yanı basında 'kara gözleriyle' bakan Ermeni, Suryani az sayıda da Keldaniler ile gözlerimiz çarpıstı? Kah Dengbej Evi'nde bir Ermeni ile..

İste Elazığ dan göç eden Diyarbakırlı bir ermeni olan Melike Aram gibi.....Onlar Ermenice, Kurtçe, Turkçe biliyorlar.

Bir 'mujde!
Mujde yani Bayzar teyzenin varlığı..Ayinlerdeki tekliğinin çokluğundan yaslılığa uzanan o giz sözcuklerinden sıyrılıyor.

Hristiyan Ermeni 'kimliği ile' Diyarbakır'ın 'resmi' tanığı o. Diyarbakırlı Ermenilerden farkı , kiliseye gidebilmesi, ayinlere katılması..

Adının ise hala yasaması... Musluman kimlikli esi Sıtkı'ya yani Saris'e rağmen..

Sur Belediye Baskanı Abdullah Demirbas'ın da 'varlıklarını 'çok dilli belediyecilikle' yasatma çabasından sonra nice vaftiz olmayan bir çok bayan Ermeni'nin varlığı çıkıyor ortaya. Kilisenin varlıklarından haberi olmayan Ermeniler hiç de az değil.

Sokak sohbetlerinde Bayzar teyzenin 'son ermeni' olmadığının sözcukleri sıyrılıveriyor tum çıplaklığıyla...

'Bizim Hıristiyan komsularımız vardı, otuz yıl önce kilisede yasıyorlardı. Sonra gittiler, kayboldular'..'Soramadık Suryani mi, Ermeni mi? Gençlik ya da bilinmeyen o korkular!'..

Muslumanlasmıs Ermeniler yasıyor ...Surların kapıları kapandığında kendi 'duaların' içinde kayboluyorlar.

Bayzar teyze esi Sıtkı Eken ile (ermeni kökenli Saris ) yasayan TEK ermeni kadın mı?!. Resmi kayıtlarda adı olmasa da o bir Ermeni Teyze. Suryanilerin içinde ayinlere katılan, Kurt kadınları ile gunlere giden, sohbet eden, Kurtçeyi ana dili gibi konusan son Ermeni ya da Ermeni olduğunu söyleyebilen son kisi mi? Demeli...(VK/EÖ)

* Artık 'leğleğler' yuvalarına bile uğramaz olmis buralarda (Diyarbakır yahoo grubundan alıntı).





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+