08 Eylül 2009
Yine aynısını yapabilirler
1955 yılında yasanan ve tarihe '6-7 Eylul olayları' olarak geçen Rumlara yönelik yönelik saldırıların ardından 54 yıl geçti. 15 insanın katledildigi, 300 kisinin yaralandıgı 4 bini askın ev, bini askın isyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5 bini askın mekanın saldırıya uğradı ve 18 bin insanın göçmek zorunda kaldığı olayların ardından yarım asırdan fazla bir sure geçse de yasananlar hiç bir zaman unutulmadı.
O dönemin tanıklarından Kevork Tuysuzyan, yasananların asla unutulamayacağını söyluyor. Olayların olduğu dönem daha 13 yasında olduğunu ve kendilerini Kasap İsmet isminde birinin kurtardığını belirten Tuysuzyan, 'Taksim'de bulunan Rum Kilisesi'nin alevlerini camdan seyrederken, 8-10 kisilik grup bizim sokağa yöneldi. Kasap İsmet önlerini keserek 'Burada hiç g�vur yok' demeseydi, aynı akıbeti bizde yasayacaktık' diye konustu.
Mağdurlardan Patrak Estukyan'da bayrak asılı evlerin saldırılardan kurtulduğunu tum azınlıkların saldırılardan kurtulmak için tek çare olarak evlerine Turk Bayrağı astığını ve bunun bugun de devam ettiğini söyledi. 'Bugun aynı seyleri yapsalar, o gun toplananların 10 katı insan toplanır ve 'gerekirse' aynı olaylar 55 sene sonra dahi tekrardan sahnelenebilir' dedi. Apoyevmatini Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis de yasadıklarını söyle anlattı: ' Gazete çıkmadan bile taslar atılmıs camlar kırılmıs. Arka yollardan hemen Tarlabası'ndaki evime gittim. Kapıcımız Ahmet Efendi, kapıda bekliyor. Benim geldiğimi görur görmez Mihail hadi çabuk gel gir içeri dedi. Ben içeri girdikten sonra da kapıyı çekip kapattı. Eline aldığı bayrakla da eve doğru yaklasan guruhu karsı bayrağı sallayarak 'Burada g�vur yoktur burada herkes muslumandır.' diye atlattı. Bize bir zarar gelmemesini sağladı. O guruh çekip gittikten sonra ise kapıyı açtı. Bayrağı içeri koydu. İçerinden sopasını aldı kapıyı kapattı onların pesinden gitti. İleride ki Rum evlerini kırıp parçalamaya, talan etmeye basladı. Bizi koruyan Ahmet Efendi, önce dostluk, insani görevini ondan sonra da vatani görevini yaptı.' İSTANBUL - DİHA
Çimen Gumus
Bu yazı 6 Eylul 2009 tarihli Demokratik Açılım gazetesinde yayınlanmıstır.
**
Utanç politikası hala yururlukte
Rum ve Ermenilere ait isyerleri ve evlerin yağmalandığı, çok sayıda kisinin ölduğu ve binlerce kisinin göçertildiği 6-7 Eylul 1955 olayları, hala guncelliğini koruyor. Aradan 54 yıl geçmesine rağmen Bakırköy'de o dönemde görulen isaretler, olayları çıkaran politikanın hala yururlukte olduğunu gösteriyor.
Bu kez Bakırköy'de fisliyorlar
Geçtiğimiz gunlerde gayrimuslim vatandasların yasadığı bir semt olan sisli Feriköy'de bazı sokaklarda bulunan apartman girislerine yapıstırılmıs olan etiketler mahalle sakinlerinde korkuya neden olmustu. Konu DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel tarafından Meclis gundemine de tasınmıstı. Feriköy'deki fisleme olayının etkisi surerken, bir fisleme olayına da yine gayrimuslim vatandasların yoğunlukta ikamet ettiği, bir yer olan Bakırköy'de rastlandı.
İlçeye bağlı Sakız Ağacı Mahallesi'nde bulunan basta Yurt Sahibi, Heyet, Ahmet Rasim, Asmalı Sakız ve Muharrir Ahmet Rasim sokaklarında bulunan bazı apartman girislerinde uç farklı renkte etiketler yapıstırıldı. Kırmızı ve sarı renkli etiketler daha önceden yapıstırılmıs izlenimi verirken, yesil renkli etiketler ise daha önce Feriköy'de rastlanılan etiketlerle benzerlik tasıyor. Bu etiketler uzerinde aynı kalemden çıktığı belli olan çarpı isaretleri bulunuyor. İsaretlemeler mahalle muhtarlığının bulunduğu alanda görulurken, muhtarlık burosunun hemen bitisiğindeki iki binaya da aynı isaretlerin yapıstırılması dikkat çekiyor.
İkamet ettiği binanın girisinde de etiketler bulunan ve Bakırköy'un yaklasık dörtte uç gibi bir oranda Ermeni, Rum ve Suryani asıllı vatandasların yasadığı bir yer olduğunu belirten Ermeni asıllı Nadya Telli, daha önce fark etmediğini belirttiği etiketlerden kaynaklı tedirgin olduğunu ifade etti. Telli, 'Neden yani bu etiketler, niye böyle bir ayrımcılık. Bizde bu vatanda doğduk, bizimde babalarımız, evlatlarımız bu vatana askerlik yapıyor' dedi.
İSTANBUL - DİHA
Ömer Çelik
Bu yazı 6 Eylul 2009 tarihli Demokratik Açılım gazetesinde yayınlanmıstır.
***************************
birgun.net
6-7 EYLuL İÇİN ÖZuR DİLENMELİ
13:16 07 Eylul 2009
1955’te gayrimuslimlere yönelik gerçeklestirilen saldırılarının 54’uncu yıldönumunde protesto eylemleri yapıldı. Protestocular devletin özur dilemesi gerektiğini belirtti
Sosyalist Parti ile Toplumsal Olayları Arastırma ve Yuzlesme Derneği, 1955’te yasanan 6-7 Eylul olaylarını 54. yıldönumunde kınadı. İstanbul’da 1955’te gayrimuslimlere yönelik olarak gerçeklestirilen saldırılarının 54. yıl dönumu nedeniyle Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen Sosyalist Parti uyeleri, 6-7 Eylul’un faili de Ergenekon çetesidir’ pankartını açarak sık sık Turk, Kurt, Ermeni yasasın halkların kardesliği’, Kahrolsun MİT, CİA, Kontr-gerilla’ sloganlarını attı.
Grup adına açıklama yapan Sosyalist Parti İstanbul İl Baskanı Kadir Akın, 6-7 Eylul saldırı ve yağmasının takip eden sureçte Turkiye Cumhuriyeti’nin temel politikasının değismediğini ve farklı olan ne varsa yok saymaya, inkar ve imha ile yol almaya devam ettiğini belirterek, bugun açılım politikasından bahsedenlerin ise önce saldırıların hesabını vererek baslaması gerektiğini söyledi. Akın, devletin bu kentin insanlarını nasıl yok ettiğini anlatması ve yasanılanlar için özur dilemesi gerektiğini de ifade ederek, Özel Harp Dairesi ya da derin devletin rol aldığı butun saldırıların açığa çıkarılmasını istedi.
ETNİK YOK ETME PROVOKASYONUDUR’
Toplumsal Olayları Arastırma ve Yuzlesme Derneği ise yaptığı açıklamada, 6-7 Eylul’un bir Etnik yok etme provakasyonu’ olduğuna dikkat çekti. 6-7 Eylul olayları sonucunda, resmi kayıtlara göre, 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 1 fabrika ile Rumlara ait çok sayıda ev ve isyerinin yakılıp yıkıldığı hatırlatıldı.
Ergenekon davasının gundemde olduğu bugunlerde, temiz ve demokratik bir toplum, siyaset ve develet olmanın en kaçınılmaz gereğinin, kontrgerilla zihniyetiyle ve onun kanlı eylem ve uygulamalarıyal yuzlesmek olduğunun belirtildiği açıklamada, Turkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir grup yurttasını göçertmek amacıyla bizzat kendi resmi istihbarat gucu eliyle kanlı eylemi tertiplediği kaydedilerek, devletin çok geç kalmadan özur dilemesi gerektiği vurgulandı. BirGun
6-7 Eylul’de ne olmustu?
6-7 Eylul 1955’de Ataturk’un Yunanistan’ın Selanik kentinde doğduğu evin bombalandığı haberi yayılarak baslatılan ve iki gun suren İstanbul ve İzmir’deki ırkçı ve gerici gösteriler azınlıklara yönelik bir tahrip ve yağma hareketine dönusmustu.
İki gun suren olaylarda İstanbul’da 16 Rum öldu, onlarcası yaralandı, 73 Rum kilisesi, 1 havra, 8 ayazma, 2 manastır, 3 bin 584’u Rumlara ait olmak uzere 5 bin 538 gayrimenkul yakılıp yıkıldı. Kimi saptamalara göre 50 kimisine göre 200 gayrimuslim kadına tecavuz edildi.
Dönemin Demokrat Parti hukumetinin 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında Yassıada’da yapılan yargılamalarında, olayların hukumet eliyle tertiplendiği, Ataturk’un evinin bir devlet görevlisi tarafından bombalandığı ortaya çıkarılmıstı.