06 Eylül 2009
Ermenistan Sovyetler Birligi nin dagılma asamasına gelmesiyle birlikte 1991 yılında bağımsızlığına kavustu. Ermeniler birkaç yıl suren ilk devlet deneyimleri sayılmaz ise modern dönemde gerçek anlamda bir devlete kavusmus oldular. Bağımsızlığın ardından, genç ve tecrubesiz Ermeni devleti kendisini oldukça zor bir ortamda buldu. Buyuk bir depremi henuz yasamıs olan Ermenistan, bağımsızlığın hemen ardından Azerbaycan’a saldırdı ve komsu devletin topraklarının beste birine yakın kısmını isgal etti.
Herhangi bir doğal kaynağı olmayan Ermenistan’ın denizlere çıkısı da bulunmuyor. Çevresindeki ulkelerin hem nufus, hem de buyukluk itibariyle en kuçuğu olan Ermenistan bu durumdan kurtulabilmek için çareyi her açıdan Rusya ile olan iliskilerini arttırmakta buldu. Zaten Rusya Ermenilerin tarihsel olarak Turklere karsı muttefik saydıkları bir ulkeydi. Bilindiği uzere, Karabağ Savası’nda da Ruslar Azerbaycan’a karsı Ermenileri açıktan desteklemislerdir. Böylece 1991 yılından bu yana Rusya ile iliskilerini Sovyet dönemini andıran tarzda gelistiren tek eski Sovyet Cumhuriyeti Ermenistan oldu. Diğer eski Sovyet cumhuriyetleri gerçek anlamda bağımsız olabilmek için Moskova’ya olan bağlılıklarını iktisadi, siyasi ve askeri alanda azaltmaya çalısırken, Ermenistan tam tersi bir hareketle bu bağımlılığı arttırma yoluna gitti. Bunun sonucu olarak Rus askerleri Ermenilerin İran ve Turkiye sınırlarının savunmasını ustlendiler, ayrıca diğer cumhuriyetler Rus uslerinden kurtulmaya çalısırken Ermenistan ulkesindeki Rus uslerini adeta daimi bir hale getirdi. Ekonomik alanda ise Rusya’dan alınan buyuk krediler geri ödenemeyince, Ermenistan’ın pek çok alt-yapı kurulusu Rus sirketlerine geçti. Bugun özellikle Ermenistan enerji sektöru Rusların kontrolu altındadır.
Ermenistan Rusya’nın etkisine daha açık bir ulke haline gelirken, Gurcistan ve Azerbaycan ulkelerinde Rus etkisini azaltmaya ve daha bağımsız bir ulke haline gelmeye çalıstılar. Bu çerçevede Azerbaycan ve Gurcistan Rusya’yı Batı ile dengeledi. Ayrıca Turkiye, Gurcistan ve Azerbaycan arasında siyasi isbirliğine ek olarak ekonomik entegrasyon girisimlerinde de bulunuldu. Örneğin Baku-Tiflis –Ceyhan boru hattı (BTC) uç ulkeyi birbirine bağladı. BTC’yi Azerbaycan- Gurcistan-Turkiye gaz boru hattı izledi. Ek olarak bu uç ulke aralarındaki demir yolu hatlarını gelistirme ve diğer ulastırma networklarını entegre etme projelerine girdiler. Ermenistan askeri olarak Rusya’ya yaklasırken Azeri ve Gurcu askerlerini Amerikalı ve Turk subaylar eğitti. Hem Gurcistan hem de Azerbaycan Batı’nın tum siyasi ve askeri kurumlarından görus almak için beyanda bulundu. Hatta Gurcistan, NATO’ya girmek için basvuruda bulundu ve NATO tarafından kabul edileceğine dair guçlu sinyaller aldı. Kısacası Kafkaslar’da guç dengesi, Turkiye, Gurcistan ve Azerbaycan bloğuna karsı Rusya –Ermenistan bloğu seklinde olusmustur. Rusya, Batı’ya karsı İran’ı da kullanma gayretinde olmustur. Rusya bloğunun Kafkasya’daki Batıcı bloğa karsı kullandığı bir diğer araç ise bölgedeki azınlıklar olmustur. Özellikle Gurcistan uzerinde Abaz, Oset ve Ermeni azınlık dengeleyici unsur olarak görulmustur.
Rusya Kafkasya guç dengesinde en ciddi adımlarından birini 2008 Ağustosu’nda atmıs ve Gurcistan’ı fiili olarak uç parçaya bölmustur. Ardından Batı’nın ve Turkiye’nin butun itirazlarına karsı Abazya ve Osetya’yı bağımsız birer devlet olarak tanımıstır. Rusya bu savasta bölgedeki tek muttefiki olan Ermenistan ile direkt sınır teması kurmaya da çok yaklasmıstır. Görunen odur ki, eğer Gurcistan’ın Rusya ile sorunları artarak devam eder ise, Gurcistan ve Ermenistan sınırındaki Ermeni azınlığın yoğun olarak yasadığı Cevahiti’nin de Gurcistan’dan ayrılma ihtimali Rusya tarafından tesvik edilecektir.
Bu tabloya bakıldığında Ermenistan’ın Rusyacı Blok’ tan çıkarak ABD ve genel olarak Batı yanlısı bloğa geçebileceğini dusunmek gerçekçi değildir. Rusya’nın böyle bir gelismeye izin vermeyeceği ve bunu tum gucuyle engellemeye çalısacağı asikârdır. Dahası Rusya bölgedeki en guçlu muttefikini Batı’ya kaptırmak bir yana, Gurcistan ve Azerbaycan’ı da zorla veya gönullu olarak yanına çekmenin hesaplarını yapmaktadır. Buna karsın özellikle ABD’de bazı uzmanlar Karabağ sorununun çözulmesi veya Turkiye-Ermenistan sınırının açılması halinde Ermenistan’ın Batı’ya kayabileceğini iddia etmektedirler. Bu varsayım sonucunda ABD’nin Kafkasya politikası daha karısık bir hale gelmekte ve bölgedeki Batı yanlısı blok zayıflamaktadır. Bir anlamda ABD diasporanın da etkisiyle kendi politikalarının altını oymaktadır