16 Ağustos 2009
Ermeni Kilisesi nin geleneklerine göre, Surp Asdvadzadzin (Kutsal Bakire Hz. Meryem Ana) yortusunda Surp Badarak’tan hemen sonra uzumler kutsanır. Bu, zengin sembolizm ögeleri içeren bir törendir ve Meryem Ana’nın Tanrı’ya imanımızdaki önemli rolunu vurgular.
uzumlerin (hasadın ilk meyvelerinin) kutsanmasının dini bir gelenek haline dönusmesinin tarihçesi Eski Ahit zamanına kadar uzanır.
İncil’in Kutsal Ruh’un esiniyle yazıldıgı dönemlerde, halkın buyuk bir bölumu çiftçilik ve hayvancılıkla uğrasırdı. Zengin urun çesitlerinin arasında uzumun çok özel bir yeri vardı ve ilk meyve olarak değerlendirilir, hasadın ilk urunu sayılırdı. Tum hasadı bereketleyen Tanrı’ya ilk meyvelerin” sunulması, O’na olan sonsuz inancın ifadesiydi.
Genellikle yazın kutlanan hasat zamanı, bu dönemin bitimine isaret eden savuot (Haftalar) Bayramı (Çıkıs 34:22) olarak bilinen ve Çardak Bayramlarından biri olan çok özel bir dönemdi. Hakimler kitabında da (21:19) böyle bir festivalden bahsedilmektedir. Bu, tarlalarda dans edilen, mutluluk ve nesenin hakim olduğu, uzum bağlarında sarkıların söylendiği bir dönemdi (İsaya 16:10).
Bu ilk meyvelerin” Tanrı’ya sunulması nedeniyle tapınak rahipleri tarafından özel sukran törenleri duzenlenirdi. Bu gelenek Rab İsa’nın döneminde de surduruldu.
İsa, İlk Meyve İsa’nın Rab ve Mesih olarak gelisi ile uzum adaklarına yeni bir sembolizm yuklendi. İsa Mesih, annesi Kutsal Bakire Meryem Ana’nın ilk doğanı, diğer bir deyisle ilk meyvesi idi, ve bu nedenle, tapınakta Tanrı’ya sunulmustu (Luka 2:25-30).
Galile’deki görevi sırasında İsa kendisini asma, havarilerini ise dallar olarak nitelendirdi (Yuhanna 15:1). Bu imge, İsa’nın tamamen Tanrı’dan olma bir asma olduğunu ve hiçbir tohum veya aracı insanın onu yaratmamıs olduğunu teyid etmektedir. Havariler, bunun aralarındaki sıkı bağın göstergesi olduğunu ve kendi görevlerinin ise meyve vermek olduğunu hemen anladılar. Asma nasıl uzum uretirse, onlar da hem Mesih, hem Tanrı’nın Oğlu, hem de İnsanoğlu olan Asma’nın meyvelerini (inanç ve hayır isleri) vermeliydiler.
Tanrı Oğlu’nun Anası Meryem Kiliseye göre Azize Meryem Ana ve O’nun Tanrı’nın ilahi planında ustlendiği rol, Tanrı’nın insanlık için öngörduğu planı yerine getirmistir.
Azize Meryem’in Hristiyan geleneğindeki yerinin Isa Mesih ile baslamasına rağmen, ilk önce İsaya Peygamber’in (7:14) sözlerini anlamak gerekir: Bu nedenle Tanrı size bir isaret verecek; İste, bir bakire hamile kalacak ve bir erkek çocuk doğuracak ve adını Emmanuel koyacak.”
Bu peygamberlik sözleri Rabbimizin doğumundan yaklasık yedi yuz yıl evvel ilan edilmis olup, daha sonra Kutsal Bakire Meryem Ana’nın hayatında yerine gelmistir. Meryem, Kral Davud’un evindendi ve İsa Mesih’i doğurarak İsaya Peygamber’in peygamberlik sözlerini bir kez daha gerçeklestirmis oldu (11:1): İsay’ın (Davud’un babasının) kutuğunden yeni bir filiz çıkacak, kökunden bir fidan meyve verecek.”
Meryem Ana, doğumundan itibaren bu görevi ve mucizeyi yerine getirmesi için seçilmisti. Melek Gabriel’in Selam, ey lutuf bulan!” sözleri ile çok genç yasta bu peygamberliği yerine getirmek uzere görevlendirildi (Lk. 1:26). O andan itibaren Meryem’in görevi Tanrı’yı tasımak oldu (Asdvadzadzin, Theotokos, Tanrı-tasıyan).
431 yılında Efes’te gerçeklesen uçuncu Ekumenik Konsil’de Hristiyan Kilisesi Meryem Ana’yı onurlandırmıs ve resmen Tanrı-tasıyan” olarak ilan etmistir. Ayrıca Kilise onu Cennetin Kraliçesi, Azizlerin İlki, Selamet Kapısı ve Hayat Ağacı gibi pek çok sıfatlarla adlandırmıstır.
Ermeni Kilisesi doktrinde Kutsal Bakire Meryem Ana’nın çok özel bir saygınlığının olduğu öğretilir, çunku Tanrı, Meryem Ana’dan ve Kutsal Ruh’un islemesiyle beden aldı ve dunyaya geldi. Tamamen Tanrı’ya itaatkar olan insanlığın bir imgesi olarak görulen Meryem Ana azizlik mertebesine eristi çunku Tanrı’nın iradesini yerine getirdi.
Bu bayram kutlamalarında övduğumuz Aziz Meryem aynı zamanda Hayat Ağacı’dır, çunku asmayı, yani İsa Mesih’i, ilk meyveyi, doğurdu. Asma olan Mesih, sonsuz yasam için bize kanını verdi; biz de bunu anarak toprağın urununden olan uzumleri kutsuyoruz.
Bu dini sölen Ermeni Kilisesince yaz sonunda, hasat mevsiminin basında, Ağustos ayı içerisinde kutlanır.