Turk Ermeni Patrikhanesi kıskaçta - Haber Arşivi 2001-2011
17 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ասակ / Ժամ : Հոթապեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

05 Ağustos 2009  

Turk Ermeni Patrikhanesi kıskaçta -

Turk Ermeni Patrikhanesi kıskaçta

Ortaya çıkan suikast planları ile Erivan ın kendine baglama istegi İstanbul Ermeni Patrikliği için ciddi bir sınav. 60 bin Ermeni’yi temsil eden Patrikliğin Erivan’ın etkisine geçmesi en çok Turkiye’yi vuracak.

Osmanlı’da Cemaât-ı Sâdıkâ’ olarak vasıflandırılan, İstanbul’un fethinden sonra bizzat Fatih Sultan Mehmet tarafından kurdurulan (1461) İstanbul Ermeni Patrikliği ile devlet nazarında somut bir tabana oturtulan Turkiye Ermenileri sıkıntılı bir sureçten geçiyor. Bir taraftan 1998’den bu yana Patriklik koltuğunda oturan 84. Patrik Mesrob Mutafyan’ın yasadığı sağlık sorunları sebebiyle Patrikhane’nin zayıfladığının ileri surulmesi; diğer taraftan, iddia edilen Ergenekon Terör Örgutu’nun Tedhis Planı’nın (İkinci İddianamede yer alıyor) ortaya çıkması ve Erivan Patrikliği’nin İstanbul Patrikhanesi’ni pasifize etme isteği Turkiye’deki Ermeni cemaatinin içinde bulunduğu kıskacı yansıtıyor.

1956’da İstanbul’da dunyaya gelen (Turk vatandası) Patrik Mutafyan’ın liderliğindeki 60 bin kisilik Ermeni cemaati, İstanbul’da 38 kilise ve 17 okul, Anadolu’da 16 grup ve 18 din adamına sahip (2003 verileri). Ancak cemaatin devlet nazarındaki statusu ve tuzel kisiliği net değil. Buna ek olarak Osmanlı döneminde (500 yıl önce) yazılan ve çağın gereklerine göre yenilenmeyen nizamnamesi hem Patrikhane’nin hem de Ermeni vakıflarının elini bağlıyor. Devlet kademelerinde 1990’ların sonunda bu yönde bir çalısma baslatılsa da henuz tam anlamıyla kullanıma sokulmus değil.

Fotoğrafın geneline bakıldığında, diasporaya karsı duran, Turk hukûmetlerinin Avrupa Birliği (AB) surecine destek verip Turkiye-Ermenistan arasındaki barıs sureçlerini destekleyen Mutafyan ve Patrikhane’nin zayıflatılması Turkiye’nin aleyhine. İstanbul’u Erivan’a bağlayıp patrikhanelerin sayısını dörtten uçe (Kudus, Beyrut ve Erivan - Ecmiadzin) indirmeyi arzu eden çevrelerin en buyuk isteği de bu.

Burada akla su soru geliyor: İstanbul Patrikhanesi zayıflar, kapanırsa Turkiye ne kaybeder? En basta, Turkiye’deki tum Ermeni kiliseleri Erivan’daki Ecmiadzin Patrikhanesi’ne bağlı sayılacak. Aslında Erivan Kilisesi 2003’te uygulamaya soktuğu bir kanunla diğer kiliselerin kendisine bağlanmasına imkân tanıyor. Bu bağlamda, Erivan’ın Turkiye’deki Ermenileri kiliseler uzerinden kontrol edip Ankara’ya baskı aracı olarak kullanma ihtimali doğuyor. Turk Ermenilerinin varlık’ olarak zayıflaması Turkiye’nin dıs dunyadaki çok kulturluluk imajına da zarar getirecek. Bazı dıs guçler, Ermeni ve Turkler arasına yeniden nifak tohumları ekme imkânı elde edecek. Bu pencereden bakıldığında muhtemel tehlike daha iyi anlasılıyor.

Avrasya İncelemeleri Merkezi Baskanı emekli Buyukelçi Ömer Engin Lutem’e Patrikliğin 1461’de neden kurdurulduğunu soruyoruz. Lutem, Sultan Fatih’in kentin ekonomik yapısını canlandırmak uzere ticarette iyi olan Ermenilerin İstanbul’a yerlesmesini tesvik etmek gayesiyle Patrikhane’yi kurdurduğunu vurguluyor. Bununla birlikte 60 bin Ermeni’nin yasadığı Turkiye’de bu tur bir dinî muessesenin bulunmasını normal karsılıyor. Ancak Lutem, İstanbul’un ruhani olarak Erivan Patrikhanesi’ne bağlı olduğunu aktarıyor.

Fatih universitesi Tarih Bölumu Öğretim uyesi Doç. Dr. Erdoğan Keskinkılıç ise aslında Fatih’in Ermenilere verdiği berat ve patriklik kurma inisiyatifiyle onları devlete, padisaha bağlamayı dusunduğunu belirtiyor: İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulusunu Osmanlı Devleti’ne borçlu. Zira İstanbul Rum Patrikhanesi’nin aksine, fetihten önce burada bir Ermeni Patrikhanesi yoktu. Keskinkılıç, Osmanlı’nın ardından Ermeni Patrikhanesi’ne tanınan yetkilerin Cumhuriyet dönemine tam yansıtılamadığını, Patrikliğin bugunlerde Ankara’dan talep ettiği hakların aslında Osmanlı döneminde verilenlerden farklı olmadığını söyluyor.

Ermeni Patrikliği’nin varlığı Turkiye’ye ne kazandırıyor? Keskinkılıç’a göre, Patrikliğin zayıflaması ve ortadan kaldırılması en basta Turkiye’nin azınlık politikalarının sorgulanmasına yol açar: Patrikhane’nin varlığı, Turk demokrasisinin gelisiminin bir göstergesi. Ancak Patrikhane kalkarsa Turk Ermenileri çoğunlukla Erivan’a bağlanır ve uluslararası iliskilerde sıkıntı çıkar. Bununla birlikte Erivan Ermeniler uzerinden Turkiye’nin iç islerine karısma imkânını elde eder.”

uçuncu yuzyıldan bu yana İstanbul’da varlık gösteren Turkiye Ermenilerinin mevcut sorunları aslında Lozan Anlasması sonrasında ortaya çıkıyor. Çunku Lozan’la birlikte Turkiye’deki azınlıklara yeni bir açılım getirilirken Osmanlı’da kullanılan azınlık nizamnamelerinin yapısı bozuluyor. Özellikle patrikhanelerin (Rum ve Ermeni) statusu, vakıfların mal edinebilmesi ve patrik seçimleri konusunda ciddi bir bosluk olusturuyor. Bugun patrikhaneler, seçimlerini ancak Osmanlı’dan kalan mevzuatla yerine getirebiliyor. Mutafyan’ın hayatı boyunca patrik olması da bu bosluktan kaynaklanıyor. Gelinen noktada, Turkiye Ermenileri sorunların yeni bir nizamname ile çözulebileceğine’ inanıyor.”

Peki, Ergenekon, Ermeni cemaatini neden hedef alıyor? Bir yandan hukûmetin elini zayıflatmak, diğer yandan ulkeye nifak tohumları ekmek isteyenler için azınlıklar bulunmaz bir fırsat. Ergenekon da tam bu noktada devreye giriyor. Mahkemeye sunulan İkinci İddianame’de gun yuzune çıktığı gibi örgut Ermeni Patriği Mutafyan’a yönelik Tedhis Planı’ adı altında silahlı eylem hazırlamıs (ayrıntılı kroki ve bombalar da ortaya çıktı). İddianamede, örgutun Turkiye’de yasayan Ermeni asıllı vatandaslara yönelik, özellikle Sivas’ta silahlı eylemlere hazırlandığı kayıtlara geçirildi. Bu tur eylemlerle hukûmetin içte ve dıstaki imajını zayıflatıp Ermeni-Turk çatısması çıkarmanın hedeflendiği göruluyor. Bir bakıma Turk Ermenileri Erivan’ın kucağına itiliyor. Bu hayata geçerse demokratik Turkiye, sivil demokrasi ve Turk Ermeni cemaati kaybedecek. Ek klasörlerdeki Ermenilerle ilgili yuzlerce sayfalık analiz, belge ve yazı, bazı odakların bu konular uzerine nasıl kafa yorduğunu kanıtlıyor.

Doç. Dr. sakir Batmaz: (Erciyes universitesi Tarih Bölumu Öğretim uyesi)

Patrikhane ve Ermeni cemaati sahiplenilmeli
Son uç yılda Turk-Ermeni iliskilerinin olumlu bir seyir izlemesinin ardındaki önemli unsurlardan biri Turkiye Ermenileri Patriği Mutafyan. Sağduyulu, guven veren, mutevazı kisiliği ile çizdiği yol haritasında menfi milliyetçiliğin uzlası noktasında her iki tarafa buyuk tehdit olusturduğuna vurgu yaparken, temel uzlası noktasını Hazreti Mevlana’nın Ne olursan ol yine gel” sözunde gösteriyor. Açılım surecinde dikkat etmemiz gereken en önemli unsur, Turkiye’deki Ermeni Patrikhanesi’nin Erivan’daki Ecmiadzin Patrikhanesi’yle, Turk cemaatinin de diasporayla yakınlasmasının önune geçilmesi olmalı. Ruhani anlamda İstanbul Patrikhanesi Erivan’a bağlı sayılsa da siyasal anlamda anlastıklarını söylemek mumkun değil. Buna karsın İstanbul’dan Ecmiadzin Patrikhanesi’ne teoloji eğitimi için öğrenci ve rahipler gönderilmekte. Neden İstanbul’da bir universitenin bunyesinde mesela ilahiyat fakultelerinde kurulacak bir bölumde bu eğitim verilmesin? Ermenistan’daki Sevan Gölu Rahip Okulu’nda veya Ecmiadzin’de her biri Batı ulkelerinde doktora yapmıs, fakat Turkiye’ye karsı önyargılı patrik adaylarını görunce bunlara teslim edeceğimiz Ermeni vatandaslarımızın nasıl bir eğitim alacaklarını kestirmek zor değil. Bunun yanında devlet-patrikhane ve cemaat iliskilerine yeni bir açılım getirebilmek için Turkiye Ermenileri Patrikliği Tuzuğu’ olusturulmalı. Böylece cemaat ve Patrikhane’nin devletle iliskileri daha sağlıklı zemine oturabilir. Bu tuzukle cemaat vakıflarındaki seçimlerde yasanan sıkıntılar da giderilebilir. Seçim usulunun değistirilmesi birçok açıdan önemli. Son dönemde YÖK’un bazı universitelerin Ermenice bölumu açma taleplerine olumlu cevap vermesi önemli bir gelisme olmakla birlikte bu universitelerin Ermenice dersini verebilecek akademik personelin bir an önce tedarik edilmesi gerekiyor. Yine gayrimuslim öğrencilere tanınan dinî bayram izininin Turkiye Ermeni cemaati tarafından heyecanla karsılandığını biliyorum. Kuçuk ama önemli bir ayrıntı da Turkiye’nin Sesi Radyosu tarafından baslatılan Ermenice yayınlar. Keske yıllar önce bu yayın baslatılmıs olsaydı.





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+