01 Temmuz 2009
Harput mimarisi sempozyumunda sergilenmesi planlanan kartpostallar, Misak-ı Milli ye saygısızlık ve misyonerlik gerekçesiyle sansurlendi.
Olay söyle cereyan eder:
Mimarlar Odası’nın Elazıg-Harput’ta sube açması serefine 5-6 Haziran’da bir sempozyum duzenlenir. ÇEKuL, Elazıg Valiliği, belediye ve Fırat universitesi’nin ortaklasa yaptığı bu sempozyumda Harput mimarisi enine boyuna ele alınacaktır.
Harput mimarisi ve kulturunde önemli bir yeri olan Ermenilerle ilgili bir bölumun sempozyumda yeralmasının faydalı olacağını dusunen ÇEKuL Vakfı, Birzamanlar Yayıncılık’ın sahibi Osman Kökder’i arar.
Kökder’in Turkiye Ermenileriyle ilgili birçok arastırması ve kitabı vardır. Önceden elinde bulundurduğu Orlando Carlo Calumeno’nun koleksiyonundaki kartpostalları tasnif eder ve 100 Yıl Önce Harput’ta Ermeniler baslıklı sergiyi kısa surede hazırlar. Sempozyumun yapılacağı otelin konferans salonuna yerlestirmeye baslar.
MİSAK-I MİLLİ’YE SAYGISIZLIK
100 yıllık kartpostallar daha duvarlara asılırken orada bulunan Fırat universitesi’nden Yrd. Doç. Yuksel Arslantas’ı rahatsız eder. Elazığ halkının hassasiyetleriyle bağdasmayacağını filan söyler.
Arslantas ve yanındaki diğer akademisyenlerin yarattığı bu kuçuk çaplı, homur homur numayisten tedirgin olan Mimarlar Odası Elazığ subesi Baskanı Mithat Coskun da serginin toplatılmasına karar verir. Coskun’a niye diye sordum: Uygun bulmadım, diye kısa ve öz bir yanıt verdi.
Alın size akademisyen eliyle son model sansur.
Tarihçe Arslantas’ı da aradım ve sordum: Bir tarihçi olarak 100 yıllık kartpostallarda neydi sizi rahatsız eden?”
O resimlerde sadece Ermeni yapılarının gösterilmesi, Ermenilerin yanında Suryanilerden, Muslumanlardan söz edilmemesi, ustlerinde Ermenice ve İngilizce yazıların yazması... Ben, Ermeniler yeryuzunden silinsin’ demiyorum ama bu sergideki bazı resimler bizim Misak-ı Milli sınırlarımıza saygı göstermeyen unsurlar içeriyordu” dedi.
BİR İLERİ YuZ GERİ
Kökder’in sansur nedeniyle sergileyemediği butun bu kartpostallar 20’nci Yuzyıl’ın basında yayınlanmıs, en sansurcu padisahlardan biri olarak bilinen II. Abdulhamid devrinde Osmanlı’da satılmıs ve postalanmıs. Meğer iki ileri bir geri” diye elestirdiğimiz sosyal hayatımız ehven-i sermis. Meğer bir ileri 100 yıl geri” de gidebiliyormusuz.
Beni asıl tedirgin eden, Yuksel Arslantas gibi kisilerin bir universitede ders veriyor, geleceğin tarihçilerini yetistiriyor olması.
Çok korkuyorum.