İsmet Ozel den Bomba Sozler - Haber Arşivi 2001-2011
29 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Վարագ / Ժամ : Հոթապեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

11 Mayıs 2009  

İsmet Ozel den Bomba Sozler -

İsmet Ozel den Bomba Sozler

İsmet Ozel Turkluk din azınlıklar Kurt sorunu Bagbug un acıklamaları Dink ve din konusunda cok tartısılacak sozler soyledi. Basbuğ un acıklamaları Kurt Sorunu Mardin’de yasanan katliam. Bu olayları nasıl değerlendiriyorsunuz? Turkiye’nin varlığı ile ilgili meselelerde ana tema neyse onun alanını yok etmeye yonelik bir calısma bu. Turkiye’nin bir geleceği olsun istiyorsak kendimiz hangi konumu secmeliyiz sorusu ortadan kalksın diye bir seyler oluyor. Turkiye diye bir ulke nicin var” sorusu ortadan kaldırılıyor. Nasıl kaldırılıyor? İkinci maddesi Turkiye devletinin dini İslam’dır” sekline girdi. Bir cumhuriyet ilan edildi neyin cumhuriyeti bu? Muslumanların. Bu topraklarda hak iddia eden gayrımuslimlerin haklarının saklı olması kaydıyla sozunun gecmeyeceği kabul edildi. Bir cumhuriyet ilan edildi bunun bir İslam cumhuriyeti olduğu itiraf edildi akabinde olan seyler bu devletin o gunku durumu kurtarmak icin ise yarar sayıldığını gosteren seylerdi. 10 yıl icinde bu ulkede yasayan insanların tarihsiz ve kultursuz kalmaları sağlandı. Harf inkilabı dedikleri sey. Birdenbire insanlar kendilerine hayat hakkı tanımayan bir gucun hizmetinde olduklarını deklere ettiler. Latin harflerinin kabuluyle devletin dini İslam’dır hukmunun cıkarılması aynı tarihe rastlar. Aynı kalırsa İslam yazısının terk edilmesinin izahını getiremeyeceksiniz. Toplum da kendi kimliğinin İslam olduğunun kabul edilmemesi halinde varlığını izah edemez oldu. Turk milleti bir Musluman millet değilse neden millet? Bunu izah etmek hic kimsenin ustesinden gelebileceği bir sey değildi. Aslında coktan kaldırıldı da fiilen Turkiye haritadan silinmediği icin o sonucu elde edinceye kadar insanları bir seylere alıstırmak bir seylerle doldurmak programı uygulanıyor. Bu cok net. Turkiye tarihin bicimlenisi icinde bir arıza. 1. Dunya Savası bittiği zaman İslamiyet askerî bir guc ve siyasi bir organizasyon olarak dunyadan dıslanmıstı. O zaman Turkiye’nin gucu cok mu matah bir seydi? Hayır ama hâlâ dunyada İslam’ı temsil edecek bir siyasi organizasyon vardı. 1920’de acılan meclisin kabul ettiği Teskilat-ı Esasiye kanununda Turkiye Devletinin idare sekli cumhuriyettir” dendi. İ Musluman olmadığı halde mağdur olanlar olmadı mı? Kafalarımız baska alanlarda teyellendiği icin baska seyler dusunuyoruz. Turkiye’de cumhuriyet ilan edildi inkilaplar yapıldı Musluman halk mağdur oldu demiyorum. Bir yasaklar donemi yasandı insanlar bu yasaklar donemini zaten 600 senedir cekiyorlar. Osmanlı doneminde de mi cekiyorlardı? Tabii... Osmanlı Devleti bir devlet despotluğuydu bu cumhuriyette artarak devam etti. Osmanlı Devleti despotluk ve din uzerinde duruyordu. Cumhuriyet bu ayaklardan birini kaldırdı tek ayak uzerinde kaldı. Halka Biz İslamiyet’i yok olmaktan kurtarmıs insanlarız onun icin de gıkınız cıkmayacak” dediler. 600+86 yıldır insanlar rahat yuzu gormemis mi oldu bu hesaba gore? İnsanlar kendi varlıklarıyla itibari varlıkları arasındaki butunlesmeyi sağlayamadılar. Butun 600 sene boyleydi hâlâ da boyle. Care insanın hakiki varlığı ile ruhunun birlesmesi. Bu hakiki varlık insanın hem zevkleri hem ilgileri hem isleri hem beklentileri. Bunlarla bir butun olduğunu kabul etmemiz bu yalandan riyadan kurtulmakla olur. İlker Basbuğ yaptığı basın toplantısında Biz halkımızın orduyu peygamber ocağı olarak gormesini de anlıyoruz” dedi. Anlamazsan anlama. Lutfetti ne guzel. Turk milleti orduyu peygamber ocağı olarak gorur” demiyor. Buna kendisi ne diyor onu soylersin. Benim cocukluğumda 1955 yılına kadar Turkiye’de seker Bayramı vardı Ramazan Bayramı diye bir sey yoktu. seker Bayramında memur aileleri ve hali vakti yerinde olan aileler bayram ziyaretlerinde cikolata ve likor ikram ederdi. Biz oyle bir toplum olmustuk dinî bayramda haram isliyorduk. Ramazan da vardı Gorunuse bakmayın Musluman değil gibi gorunuyoruz ama asıl Musluman biziz” duygusuyla yasanıyordu. Cumhuriyetin ilanından sonra Muslumanlığımız acısından kararsız denge halindeydik. Demokrat Parti gelir gelmez kararsız denge bozuldu. İnsanlar Madem Muslumansın neden namaz kılmıyorsun” demeye basladı. Cumhuriyetin olusmasına katkıda bulunan Kurtler Aleviler gayrımuslimler cumhuriyet icinde yer bulamadılar ama... Birinci mecliste Kurdistan mebusları vardır Lazistan mebusları vardır. Bunların zikredilmelerinin nedeni Ermenistan Pontus Rum dememek icindir. Birinci mecliste gosterilen hassasiyet en yuksek derecede İslami hassasiyettir. Pontus dediği halde İslamiyet okka altına gidecek. Cumhuriyetin kurulmasıyla ortaya cıkan bir imkan bizim varlığımızın aslıdır. Ben diyorum ki bu imkân suiistimale uğramıstır heba edilmistir. Bakınız İstiklal Harbinin son asaması Atina ile Ankara arasındaki muharebedir. Ama Turkiye’de Turk ordusunun karsısına cıkan ordu buyuk olcude 15 Mayıs 1919’da İzmir’e cıkmıs askerlerden mutesekkil değil Batı Anadolu’da yasayan Rumların olusturduğu orduydu. Biz o zaman topraklarımızı ele gecirmek icin harekete gectik isin aslı budur” diyorlar bunu Ermeni de Kurt de boyle soyluyor. Burası Turkiye’yse kimin sozu gececek? Ermenilerin ve Rumların boyle bir talebi olduğuna inanıyor musunuz hâlâ? Hrant Dink’in bu konuyu Bu toprağın altında gozumuz var” diyerek cok guzel tanımladı... Fazlasıyla. O da zaten gozunun olduğu yere gitti. Bu sozunuz cok provake edici değil mi? Hrant Dink’in sizin tabirinizle bolucu” olmadığı tum tarafların uzerinde mutabakata vardığı bir konu... Hrant Dink tıpkı 1829’da Yunanistan’ın bağımsızlığını ilan etmesi uzerine Ermenilerin beyanlarına paralel bir beyanda bulundu: Biz bunların yaptığını yapmayacağız biz tebayı sabıkayız. Bir toprak tahsis etmek istemiyoruz biz sadece Turkiye’ye hâkim olacağız... Turkiye’nin Ermenistan’la birlesmesini elbette tercih ederler. AKP’deki kabine revizyonu buna donuk bir seydir. Sınırlar seyreltecek ne olacaksa olacak... Kriterimiz Muslumanlıksa Musluman olduğu halde sorun yasayan Kurtleri nereye koyuyorsunuz... Size Turklerin Orta Asya’dan goc ettiğini oğretiyorlar değil mi? Bu Turk Tarih Kurumu’nun uydurduğu bir sacmalık. Bir deniz varmıs kurumus. Bu kadar sacma bu kadar dangalakca bir yalan... Kurtler hakkında soylediğiniz her sey Orta Asya’dan dunyaya dağılan Turkler gibi bir seydir. Kurt meselesi bu yalan uzerine tartısılamaz. Ben 1966 yılında fakulteyi terk ettim Suriye’ye gittim gozlemler yaptım. O zaman Kurtcu goruslere sahiptim. O zaman Suriye’deki Kurtlerin bana ilettikleri ve uzuldukleri konu Turkiye’den giden hacıların Biz Turkuz” demesiydi. Bu cok ozel serada yetistirilmis bir milliyetcilik. Turkiye’de oyle bir ruh yasar ki bu ulkenin mustemleke olmaması bir kazanc kabul edilir. Ama bugunlerde bazı akademik cevrelerde Keske mustemleke olsaydık da bir yabancı dili iyi konussaydık” diyen insanlar var. simdi insanlar insan değerinin verilip verilmediği sorusunu one cıkarmak yerine insan haklarının mudafii olan ulkeler buralarmıs gibi bir haldeler. Eğer burada bir salaklık soz konusu değilse bir alcaklık soz konusudur. Resmî kayıtlara gore 1 milyon insanın gozaltına alındığı bir ulkede insan hakları talebinin dillendirilmesi baska bir ihtiyaca karsılık gelmiyor mu? İnsan hakları emperyalizmi diye bir seyler var. Emperyalizm insan haklarına mudafii olarak ulkelere giriyor. Hukuk kelimesi hak kelimesinin coğulu. Dolayısıyla guclenmesi gereken sey doğrudan doğruya hakkın kendisidir. Dolayısıyla kimin neyi hak ettiğini bilmemiz gerekir. simdi siz bana İsvec demokrasisinden bahsedeceksiniz ve İsvec’in laik olmadığını soylemeyeceksiniz. İsvec demokrasisini talep etmeye gerek yok Turkiye’nin kendi ozgul kosullarında da bir demokrasi talebi olabilir. Ne guzel soylediniz. Biz 27 Mayıs 1960 sabahı bu imkânı sıfırladık. Eğer o darbe olmamıs olmasaydı bizim kendimize mahsus demokratik bir isleyisimiz olacaktı. Bu sansı geri getirmek icin insanlar kendi kimlikleri konusunda net ve yerinde olmak zorunda. Ben Turkum ama” diye cumleye basladıkları zaman o zaman o yerinde değil demektir. Kimlikten ne anladığımızı da soylemek lazım. Turk ve Musluman Kurt ve Musluman Ermeni ve Ortodoks kimlikleri biraraya gelip esit kosullarda konusabileceğini ongormuyor musunuz? Hayır. Bu saydığınız kimlikler icinde bir tanesi var ki Turkluk etnisiteye dayanmıyor. Dunyada Turk ırkı diye bir sey yok dunyada Turk kulturu diye bir sey de yok. Turkluk butun insanlık tarihi boyunca bir tarihî rol modeli olarak diğer insanların fark ettiği bir sey. Bunun da İslam’dan kopartılması imkânsızdır. Cunku tarih sahnesine Musluman olarak cıkmıslardır. Boyle olmus olduğunu varsaysak bu durum diğer kimlikler uzerinde nasıl bir ayrıcalıklı rol kılıyor? Ayrıcalıklı rol kılmıyor. Ahmet Hasim soyler Savas cıktı mı sen Turksun haydi cepheye derler savas bittikten sonra su da benim olsun dersen otur yerine Arap derler.” Bu da Turkluğu olumlamıyor. Ben despotluğun orneği olarak veriyorum size. İnsanlar Turk olmak sebebiyle kendilerini yerlestirdikleri bir duzeni yasıyorlar mı? Hayır. Cumhuriyet sonrasında ozellikle dikkat edilen sey Turk milleti diye bir gucun doğmasına engel olmak. Ortada Turkluk falan yok Ne Mutlu Turkum” diye bir sey var. su anda Turkluk avantajlı bir kimlik olmadığı gibi cezaya layık kabul edilen bir kimlik. Turkler antikapitalist yasamı dunyaya oğretti Turk kavramının tartısılması yerine insanın butunluğunu konusup iyi insan uzerine fikir yurutmek daha faydalı olmaz mı? İyi insan Turk’ten baskası değil ki. Turk’ten baska iyi insan yok ki. Bunu tarihin bana oğrettiği seye dayanarak soyluyorum. 14. asırda kapitalizm temellerini atarken Turk antikapitalist bir yasama aracı oğretti. 400 sene bu ulkede fiyatlar değismedi ve carsıda satılan malın kalitesi devlet guvencesi altındaydı. Toplumda polis yoktu. Sistem İslami esaslarla belirlenmisti. Bunu yapan sistem kendine Turk diyen bir sistem değil ama bu sistemin dısında kalanlar ona Turk diyor. Turkiye ulke olarak butun dunyada yasanabilecek en iyi ulke modelinin pesinde değilse bu soylediklerimi at cope. Eğer su andaki catısmalar sona erecekse iki tarafında kabullenebileceği bir cozume neden karsı cıkalım? Ben bu soruya niye cevap vereyim? Siz Turkiye’nin haritadan silinmesinin bir felaket olmadığını baska kelimelerle soylediniz. Hayır sorunların cozumunde neyi oncelediğinizi anlamaya calısıyorum... Osmanlı’nın haritadan silinmesi Turkiye’nin haritadan silinmesi kadar onemli bir sey değil. Osmanlı bir devletti Turkiye ise bir ulke. Osmanlı bir devletten ibaretti ve bu devletin ortadan kalkması vardı da ne ise yarıyordu sorusunu getirebilir. Ama Turkiye bir ulke. Turkiye’yi yonetenler buranın ulkeliği sebebiyle burada yasayan insanlara hesap vermek zorundadırlar. Bu hesabı kaldırırsak her sey olur. Turkiye bircok eğilimli kokenli insanın yasadığı karman corman tarumar bir bahcedir” diyorsak ya buna bir duzen getirelim veyahut kimin elinde kalacaksa onun elinde kalsın. Uyumlu bir bahce olması da mumkun... Hayır Turkiye bir ulkedir bunun vasfı uzerinde tartısıyoruz biz. Hangi vasıfta bir ulke? Hatay ilhak edileceği zaman insanlara sordular onlar da bize tatlı gelse bile gâvurun emri altında olmaktansa bize acı gelecekse bile kendimize benzer insanlarla birlikte olmayı tercih ediyoruz dediler. Burada tek nokta Muslumanlık. Yanına hatır icin ekleyebileceğimiz bir sey yok. Hayrunnisa Gul’un basortusu kazanım değil Ben İsmet Ozel sair 40 yasında dediğiniz gunden bugune ne değisti? O zamandan bu zamana Turkiye’de İslami iddialarla one cıkan insanlar dinlerini satarak tahayyul edemedikleri imkânlara kavustular. 25 sene icinde insanların dinlerini paraya cevirmeleri kabul edilebilir sayıldı. Gayrımuslim dunyanın emrinde Musluman olarak yasamaktan daha rahat edileceği fikri yaygınlastı. Biz o inkilapların hayat bulduğu donemde icimizde cok lekesiz bir İslamî alanın bulunduğu sevinciyle yasıyorduk. İslam’ı ulu orta konusur hale geldikce o alan bulanıklasmakla kalmadı kirlendi. Gencliğimi kendimi Marksist sayarak ve sosyalist bir Turkiye’nin elde edilmesini sağlamak icin mucadele etmek icin gecirdim. su anda eski arkadaslarımla doğru iletisim kuramayısım neden? Cunku onların hepsi benim sahip olduğum duygulara sahip değillerdi. Muslumanlar icin de sosyalistler icin de gecerli olan bir sey. Turkiye’nin geleceğinde sosyalizm var” deyip ona gore sekil aldılar. Aynı sey Muslumanlar icinde gecerli. Ki bugun AKP’lilik onlara bol bile geliyor. Abdullah Gul’un karısının basını ortuyor olması bir İslam zaferi olarak goruluyor. Halbuki bu insanlar doğrudan doğruya bugun oturdukları yerlere talip olarak bu ise girdiler. Turkiye’nin ve İslamiyet’in ne kazanacağı onların umurunda bile değildi. Ben sosyalistlerde gorduğumu Muslumanlarda da gordum. Muslumanların inancıyla bağlantı kurmadıklarını gordum oyle kalakaldım. siir de yozlastı siirin durumunu nasıl buluyorsunuz? Bir edebiyat ve sanat cevresinden mahrumuz. Bir zamanlar boyle bir cevre vardı onlar bir aristokratik hava yayarlardı etraflarına. Son donemde para girdi isin icine ve bu resimle basladı. siir satılabilen birsey olmadığı icin orada yozlasma daha kolay oldu. Eskiden insanlar kendi siirlerinin okuru idiler ben onu ısrarla devam ettiriyorum. Sen beni sair say ben de seni ressam sayayım diye gidiyor. Benim donemden devam eden Hilmi Yavuz var Hilmi’yle alıp vereceğim yok neden yok? Cunku fena değil bu cocuk da aramızda bulunsun denilen birisiydi. Nehir soylesinde Behcet Necatigil’in yazdığı kitap uzerine fikrini anlatıyor Necatigil Hilmi’nin bir mısraıyla yanıt vermis; Yok hukmundedir”. Secaat arz ederken merdi kıpti sirkatin soylermis. Hilmi ilk kitabı Bakıs Kusu’nu 1969’da yayımladı halbuki 39 doğumludur benden biraz daha ilerde. 69’da benim ikinci kitabım yayımlandığım zamandır. Bu bir fikir verebilir.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+