Diyarbakir in Son Kalan Ermeni’si Beyzar Hanim’a da Iyi Bayramlar… -
Kimsenin toz olusumuza agit yakmayacagi gunler gelmeden once… (P. Celan)
Musluman inancina gore H.z. Ibrahim in oglu Ismail konusmaya basladiktan hemen sonra uc gun boyunca gordugu ruyalar uzerine onu kurban etmeye karar vermesinin ardindan goturdugu Minâ daginda; Ismail’in seytan’a attigi yedi tas hem onu kurban hem de Ismail’i katil olmaktan kurtarir. Ibrahim’in Ismail’e uzanan bicagi tasi kestiginde gokyuzunden Cebrail’le birlikte inen koc simgesel olarak kurban edilir Ismail’in yerine.
Bugun Muslumanlarin Zilhicce ayinin 9. ile 12. gunlerinde kutlanilan kurban bayraminin kokleri ise Tevrat’a kadar uzanir. Kuran ’da anlatilana benzer bir bicimde esi Sara’nin kisirligi nedeniyle cocugu olmayan Ibrahim bir oglu olmasi halinde onu Allah’a (Yehova) kurban olarak adar. Ismail (Ishak) dogdugunda onu kurban etmek icin Moriya’ya (Mekke Minâ) goturen Ibrahim bir sunak hazirlayip Ishak’i odunlarin ustune koyar. Tam bicagi uzattiginda gokten inen melek Tanri’dan korktugunu anladim Ibrahim cocuga dokunma der ve bir koc birakir yeryuzune.
Kuran’da yumusak huylu bir erkek cocuk” olarak anlatilan ve adi gecmeyen Ismail ya da Tevrat’taki adiyla Ishak sadece simgesel bir kurban rituelinin otesinde eski mitlerde anlatilan baba ile ogul arasindaki yer degisimini de sembolize eder. Ayrica o konusma cagina gelince Lacan’a gore dil araciligiyla baba yasasina gecen ve ileride babasinin yerine onun adini devam ettirecek (babanin adi/ yasasi) oguldan beklenilen itaatkârligini da ifade eder.
Katl Geleneginden Simgesel Yasaya
Ancak bunun otesinde kurban olmak’ yerine babasina karsi cikmayan ve sonunda kendi yerine eski Aztek geleneklerinde oldugu gibi yuksek bir tepeden atilan gunah kecisi gibi gokten inen bir kocla odullendirilen Ismail ya da Ishak veya Minâ ya da Moriya’ya gitmeden once seytan’a yedi sembolik tas atarak psikolojideki hakli cocuk ofkesini’ ortaya koyan yumusak huylu bir erkek cocuk” aslinda bir anlamda buyume rituelini gerceklestirerek; hem babasini hem de kendini imgelemsel (ruya) evreden sembolik duzene dile yani yasaya gecirir.
Bu bakimdan bir cocugun diliyle gordugu ruyadan uyanan ve k-a-t-l gelenegini simgesel bir gunah kecisi (koc) torenine donusturen baba da ogluna tekamul edecek yasasini sinirlamis olur. Boylelikle insan kurban etmek yerine hayvan kurban etme gelenegini de bir simge olarak ortaya cikarir.
Iste tam da bu yuzden koklerini Kutsal Kitap’larin evrensel insanlik yasasindan alan Kurban Bayrami’nin esasinin sembolik bir uzlasma oldugunu bayramin son gununde herkes icin hatirlamakta fayda var. Ozellikle de Basbakanin 20 Ekim’deki Diyarbakir gezisini protesto olaylari sirasinda gozaltina alinip sadece o eyleme katildiklari gerekcesiyle orgut uyesi” suclamasiyla yargilanan 13-14 yaslarindaki alti cocugun bayramini cani gonulden kutlamak ve artik onlarin yerine bu gunlerde sembolik koclari kurban etmek gerek. 8 Aralik ta bianet’te yayimlanan haber de aslinda bu cocuklarin simdi serbest birakilsalar da tutuklanarak damgalandiklari ve okula devam edip edemeyeceklerinin belirsiz oldugu” gerceginden dolayi birkac defa kurban edildiklerini gosteriyor.
23.5 Nisan’in Suskunlari: Hrant Dink ve Beyzar Hanim
Dil ogrenmek icin okula gitmesi gereken cocuklari sembolik bir dile gecme ritueli olarak da yorumlanabilecek Kurban Bayram’in da melegini yitiren birer Ismail gibi ortada birakmak sanirim hicbir insanlik yasasinda yer almiyor. Agos gazetesinin merhum Genel Yayin Yonetmeni Hrant Dink’in 23.5 Nisan” yazisinda belirttigi gibi:
Yasam denilen cocuga ve gelecege akitilan miras olan 23 Nisan gibi 24 Nisan’i da katin onun icine ve daha da uzasin o gunler butun Nisan’i katin butun bahari katin. Hadi siz beceremiyorsunuz diyelim varolan kinler engel buna. Birakin bari dunyayi cocuklara onlar bu isi halleder yeter ki engel olmayin siz. Baristirin cocuklari birbirleriyle tanistirin…”
Evet cocuklar halleder… Bence onlara kalirsa eger dunya vicdan ve adalet tipki Ismail’in hem kendini hem de babasini kurtardigi gibi muhakkak yururluge koyar/ koydurur buyume rituellerinin ilki olan oldurmeyeceksin’ yasasini once seytani taslayarak sonra da babasini ruyadan dile uyandirarak…
Evet bir de bu baglamda Diyarbakir’in Son Kalan Ermeni’si Beyzar Hanim’a da Iyi Bayramlar” demek istiyorum…
2 Aralik 2008’de Zaman gazetesinde yayimlanan Diyarbakir’in son Ermeni’si” baslikli yazisinda sair Bejan Matur’un anlattigi Beyzar Hanim’i da hatirlayarak; bayramin son gununu tam konusmaya baslayacakken dilsiz kocsuz ve buruk birakilan tum cocuklarin suskun annelerine yakilacak sessiz bir agitla bitirmek faydali olacaktir.
Matur’un belirttigi gibi gecmisin seslerini en cok duyan gidenleri donmeyenleri sanki en cok susarak yasatan Beyzar Hanim Diyarbakir’in son kalan Ermeni’si ve bu sehrin vicdani.”
Bu sehrin ve bir bayram sonunda hatirlanan tum ulkenin cocuklarinin da usuyen’ ve urken vicdaninin son kalan fisiltisi belki de Beyzar hanim…(
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com