18 Mart 2009
Portre bölumumuzun Ahmed Arif'den sonraki Konugu Rakel Dink... Hrant Dink Katledilmeden Önce Yazılan ve Her Yönuyle Ders Veren Bir Portre... Rakel Dink... Rıdvan Akar'ın kaleminden...
Rıdvan Akar'ın Kaleminden Cudi'li Rakel'in Masalı...
Kusaklarca kaç göç yasayan Turkiyeli azınlıkların neredeyse herbirinin sıradısı bir öykusu var. Ailesinin kendinden baska butun fertleri bugun Belçikada yasayan Rakel Dinkin öykusu gibi...
Turkulerimi dinleyenler var
Ben bir bulbulum
Dagın eteğinde evim vardı.
simdi yureğim alevli,
Yureğim derin yaralı
Artık turkulerimi nerede söyleyeyim?”
Bu Ermenice turku Rakelin en çok sevdiği ezgi. Zira onu anlatıyor. Cudi Dağının eteklerinde baslayan, bir ucu Tuzlada yetimhaneye, diğeri ise Belçikaya uzanan bir öykunun son mirasçısı, iste bu turkuyle kayıplarını, yitik kavmini anıyor. Rakel Dink son mirasçı”. Bugun onun asiretinden, ailesinden hiç kimse Turkiyede yasamıyor. Cudi Dağının doruklarında baslayan bir seruven, Ermeni Varto Asiretinin öykusu Brukselin varoslarında devam ediyor.
Seruven tam 85 yıl önce basladı. Cizrenin en buyuk asiretlerinden olan Ermeni Vartoların diğerleri gibi tehcirine karar verildi. Tehcir bilinmezlik, tehcir sıla demekti.
Asiretin bes ailesi kendilerini Cudi Dağına emanet etti. Mala Varto yani Vartonun Evi diye bilinen aile bunlardan biriydi. Cudiye saklandılar ve tam 25 yılhiç kimselere gözukmeden, Birinci Dunya Savasını, Turkiye Cumhuriyetinin kurulusunu, Atanın ölumunu hiçbir seyi bilmeden dağlarda yasadılar. Bes aile kendi aralarında çoğaldılar.
Sonra bir cesaretle ovaya, Cizreye indiler. Asiretin yasadığı topraklarda simdi Kurt köyleri vardı. Ve giyimleri, yasam tarzları ile Ermeni Varto Asireti onlar gibi yasamaya, onlar gibi konusmaya basladı. Ermeni asiretinin dili artık Kurtçeydi. Tek kelime Ermenice bilmiyor, dualarını bile Kurtçe ediyorlardı. Patrikhaneyi hiç duymamıslardı. Hatta Turkiye topraklarında baska Ermeni var mı, onu da bilmiyorlardı. Topraklarına baskaları el koymustu. Kıl çadırlarda göçer hayatı surdurduler.
Kurtçe konusuyor, ama Kurtlerden farklı olduklarını biliyorlardı. sehirden hangi papaz gelirse Suryani, Keldani, Nasturi olmasına aldırmadan onunla dua ediyor, bsağ yani duğun törenlerini yapıyorlardı. Çevre köylerden sadece birine yakınlık hissediyorlardı. Hasana Köyu Keldaniydi. Hatta bir de kuçuk kiliseleri vardı. O köye gidiyor, dostluk kuruyorlardı. Yarım gun uzaklıktaki bu köyun mezarlığına ölulerini gömuyorlardı. Asiretin töresi dısarıyla evlenmeyi kesinlikle yasaklamıstı. Biricik istisnaları Hasana Köyunun gelinleri oldu.
Asiretin Reisi Siyament Yağbasanın tam 13 çocuğu vardı. Karısı Delal vakitsizce ölduğunde çocuklar mahsun ve bakımsız kalmıstı. Bir gun köye Hrant Guzelyan diye bir papaz geldi. Ermeni Varto Asireti İstanbulda duyulmus, Ermeni cemaati onları tanımak istemisti. Çocuklar gibi sevindiler. İlk kez Ermeniceyi, Ermenice duayı o gun duydular.
Papaz Guzelyan, köklerini bilen ama sulamayı unutan bu kavme bir teklif yaptı. Asiretin çocuklarını İstanbulda eğitmeyi, anadillerini öğretmeyi vaadetti. Bir kisinin bile okuma yazma bilmediği asiret dindardı. Butun çocukların ismini kutsal kitaplardan ya da Kurt adlarından seçmislerdi. Kabul ettiler. Asiretin reisi Siyament Yağbasan bu ise önculuk etti. Kutsal kitapta Yakup Peygamberin karısından esinlenerek adını kuzu” yani Rakel koyduğu 9 yasındaki yavrusunu da İstanbula yollamayı kabul etti.
Rakel 25 asiret çocuğu ile birlikte Tuzladaki Ermeni Yetimhanesine geldi. saskın ve urkekti. İlk hatırladığı sehriye çorbası ve kilisenin ihtisamı oldu. Bir de dersler... Öğretmen toprağın turlerini anlattığında o Cudinin otlaklarını hayal ediyordu. Demek yamaçtaki otlağın toprakları humusluydu.”
Asiret çocukları aralarında Kurtçe konusuyordu. Kimi zaman öğretmenleri ve diğer arkadasları onları garipsiyor, yaban” buluyordu. Disipline isyan ettiklerinde Yine Kurt inatları tuttu” deniyordu. Rakel okuma-yazmayı, en önemlisi kendi dilinde dua etmeyi öğrendi. simdi sıra ortaokuldaydı. Rakelin babası kayıt yaptırmaya geldiğinde burokrasiyle tanıstı. Nufus idaresi Siz Ermeni değilsiniz” diyordu. Anadili Kurtçe olan, Hıristiyan dinine inanan ve tapularında Ermeni Varto Asireti topraklarıdır” diye kayıt dusulen bu kavim Turk olduğunu öğrenmisti.
Babası Rakeli okula göndermedi. Ermeni kuzusu” onca bedeli Turk olmak için ödememisti. Rakel de köye dönmek istemiyordu. Zaten asiretin 25 İstanbullu delikanlısı köye burun kıvırmaya baslamıstı. Asiret İstanbula gelmeye karar verdi. Hep birlikte asiret reisi Siyament Yağbasanın çevresinde toplandılar. 500 kisi kadardılar.
Ermeni cemaati onlara kol kanat gerdi. Kimi kilisede zangoç, kimi Ermeni isadamlarının yanında isçi ve hademe oldu. Bağlılıklarını, töreye saygıyı ve asiret içi hukuku, evlenmeyi hiç değistirmeden İstanbullu olmaya çalıstılar. Rakel ise değismisti. Artık Ermeniceyi iyi konusuyor, yatılı cemaat okullarında ablalık yapıyordu. Tuzladaki yetimhaneden bildiği, tanıdığı bir ahbarik yani abisi vardı. Hrant Dink kendisinden bes yas kuçuk bu kızı görduğu an vurulmustu. O da Hrantı sevmisti sevmesine ama, töreler bu birlesmeye karsıydı.
Asiret dısarı kız vermezdi. Hrant kararlıydı. Asiretin gençleri yolunu kesip bıçağın ucunu gösterdi. Ve duğumu Patrik Sinork Kalutsyan çözdu. Asiretin reisi Siyamenti çağırıp Ağa kızını ben istiyorum, verir misin” diye sordu. Siyamentin din buyuğu karsısında boynu kıldan inceydi. Senin olsun” dedi. Patrik bu defa Ben de kızı oğluma, yani Hranta alıyorum” dedi. Siyament itiraz edemedi. Ya baslık? Siyament 40 bin istedi. Patrik bes bine razı etti.
Hrant ve Rakel evlendiler. uç çocukları oldu. Zor yıllardı. ASALA eylemleri Turkiyedeki Ermeni cemaatinin uzerine kâbus gibi çökmustu. Ermeni, kufur yerine kullanılan bir deyime dönusmus; Ermeni vatan haini sayılır olmustu. Çocuklarına Ermeni ismi koymaya çekindiler. İlk kızlarına Rakelin annesinin ismini, Kurt adı Delali verdiler.
Hrantla Rakel cemaatlerinin gelisip eğitilmesi için çalısmaya basladılar. Yetistikleri, evleri bildikleri Tuzladaki yetimhanenin bu defa yöneticisi oldular. 100e yakın öğrencisi olan yetimhane 12 Eylulden sonra bir sabah guvenlik guçleri tarafından basıldı. Acaba yetimhanede ASALA militanları olabilir miydi? Zor, çok zor gunlerdi. Hrant 38 gun gözaltında kaldı. Ermeni okullarına bomba kondu, kiliseler taslandı.
Ermeni Varto Asireti hepsinden daha kırılgandı. Kurtçe konusan, Ermeni kimliğini yeni öğrenen, İstanbulda kıt kanaat geçinen asiret uyelerinin bir bölumu Ermenistana göç etti. Ancak onlara is değil, toprak verdiler. Oysa artık kent hayatını bilenler yeniden toprağa dönmek istemedi.
Sonunda reisleri Siyament kararını verdi. Asiret Belçikaya gidecek, yeni bir hayat kuracaktı. Denklerini yapıp hep birlikte Belçikaya gittiler. Reis neredeyse asiret de orada olmalıydı. Geride sadece bir kisiyi, Rakeli bıraktılar.
simdi Ermeni Varto Asireti Belçikada kurkçuluk, terzilik ve kurutemizleme isi yapıyor. Aynı semtlerde oturuyor, yine birbirlerinden kız alıp kız veriyorlar. Telefonları seslerini incelterek Qui” diye açıyorlar. Rakel ise burada çocuklarını kendi kadar cesur yetistirmeye gayret ediyor. simdiki en samimi arkadasının tanıstıkları anda Ermeniler nasıl olur ki” demesinden sonraki çaresizliğini hatırlıyor. Toplumda kimi dönemlerde uyandırılan/provoke edilen Ermeni ayrımcılığına karsı gelistirdiği savunma mekanizması onu yasadığı toplumla barısık kılıyor. uzuleceğime onları ayıplamakla yetiniyorum. Onlardan çekineceğime onlar için uzuluyorum” diyor.
Kızının ilk universiteye gittiği gun bir anne ne öğut verir? Rakel kızına Aman kızım, kendini farklı ve ezik hissetme. Onlar nasıl bir bireyse, sen de osun” demis. Kendi cemaatinin okullarında buyuyen, arkadaslarını buradan seçen kızına nasihatı bu olmus.
simdi Cudi Dağının bu aykırı kuzu”su uç çocuğu ve gazeteci esiyle İstanbulda yasıyor. Cizrede kalan anne mezarını, köyunu ve topraklarını huzunle anıyor. 12 kardesi sırayla evlendikçe Belçikaya gidip asiretini göruyor. Ancak içini ısıtan bir tesellisi var. Yıllar boyunca Ermeni vatandaslara karsı yapılan ayrımcılıkta, hasrette ve uzuntulerinde hep aynı Ermenice turkuyu söylermis
Ben bir bulbulum
Dağın eteğinde evim vardı
simdi yureğim alevli,
Yureğim derin yaralı
Artık turkulerimi nerede söyleyeyim?”
O söyler, sesi içinde yankılanırmıs.
simdi gulumseyerek Artık turkulerimi dinleyenler var” diyor.
Duyuyor musunuz?
Rıdvan Akar