Her parcamiz baska ulkeye gomulmek zorunda miydi - Haber Arşivi 2001-2011
23 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ծմակ / Ժամ : Մթացեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

03 Ekim 2008  

Her parcamiz baska ulkeye gomulmek zorunda miydi -

Her parcamiz baska ulkeye gomulmek zorunda miydi

Teyzem Marta yi Erivan’da dayimi Amerika’da amcamin oglu Simeon’u Paris’te gomduk. Her parcamiz bir baska ulkeye gomulmek zorunda miydi? Neden neden? Sormadan edemiyor insan. Serkis Imas ne yazik ki bu sorunun cevabini hicbir zaman alamayacaktir. Cunku o da 7 Aralik 2007’de Almanya’da verilecektir topraga. O kadar onemsedigi ’Serkis Bu Topraklari Sevmisti’ kitabini goremeden. Annemin hayli acikli baslayan bu hikáyesine ben 1932 yilinda katilmisim. Bana Serkis adini vermisler. Serkis dayimin adiymis. Biz Ermeniler subat ayindaki buyuk perhizin yapildigi kutsal gunlere ’Surp serkis’ deriz. Bana verilen Serkis ismi buradan geliyor. Ben hayatta kalan ikinci ogullariyim. Annem ilk ogluna sevkiyatta oldurulen kucuk kardesi Antranik’in adini koymus ama o da adasi gibi uzun omurlu olamamis. Uc ay sonra atesli bir hastaliga yakalanip olmus zavalli kardesim. Serkis’in cocuklugu bu ulkede yasayan hemen her cocuk gibi travmalarla gecmistir elbette ama onun travmasini artiran baska sebepler de vardir. Bir kere o dogrudan kendisi yasamamis olsa bile 1915’teki buyuk trajedinin magdurudur. Zaten sokakta gule oynaya birlikte kosustugu arkadaslari farkettirecektir bir sure sonra farketmesi gerekeni: Bazi cocuklar bana ’Biz sizinle akrabayiz. Senin babanla benim annem emmi kizi ve emmioglu’ demislerdi. Benim adimi sormuslardi ’Ben Serkis’im’ demistim ’Kucuk kardesimin de adi Horen.’ Akraba olduklarini soyleyen cocuklarin isimleri beni sasirtmisti. Isimleri bizimkilerden farkliydi. Sadece halamin oglunun adi ’Ibis’ti hep yaninda duran bacisinin adi da Sidika. Hem akrabamiz olup hem de isimlerinin bizimkilerden farkli olmasini bir turlu anlayamiyordum. Ama boyle olmasi beni hic rahatsiz etmemisti onemini ayirt edememistim. Ne var ki gunler haftalar gecip de cocuklarin bizim arkamizdan ’Kafir fille Armen (* Fille Kurtce’de Hiristiyan anlaminda.) diye bagirip bizimle dalga gecip her firsatta hakaret etmeye basladiklari zaman kavradim aramizdaki farkliligi. Serkis Imas alti-yedi yaslarinda yani 1940’larda cocuk sezgisiyle kavramistir gavur oldugunu. Benzer bir ruh halinin hálá mevcut olmasi akil-fikir sahibi oldugu umulan isimlerin Ermeni kelimesini hakaret amaciyla kullanmasi ise asil travmanin belki de Turklerin bilincaltinda oldugunu seriyor gozler onune. Zaten agabeyi Hazar da Serkis’i bir kenara cekip anlatacaktir olup biteni: Bak kardesim. Biz Ermeniyiz. Bundan uzunca yillar once bizim dedelerimiz bu koyde dogmus. Bu topraklarda asirlar boyu ekip bicip Turklerle beraber gayet rahat yasamislar. Sonra bir gun ne olmussa olmus Ermeniler ile Turklerin aralari acilmis. Devlet bizleri 2000 senelik dedemizin dogup buyudugu bu topraklardan silah ve asker zoruyla toplayip goturmus. Nereye diye sorma. Cunku dedenler gideli neredeyse 30 yil olmus. Hálá ne olu ne de diri haberlerini alan kimse var. Istanbul yolcusu Serkis Imas 1947’de bir yaz aksaminda iki gun uc gece suren bir tren yolculugundan sonra Haydarpasa Istasyonu’nun mermer basamaklarinda durmus Istanbul’a bakmaktadir. Istanbul da bakilmayacak gibi degildir hani. 15 yasindaki bir yeni yetmenin icine bile yanardaglar salabilecek bir kenttir karsisindaki. Elazig’da bakircilik yapan ve kisa surede ustalasan Serkis Istanbul’da tornacilik yapmak zorundadir artik. Ama cok da umurunda degildir aslinda. Cunku o Istanbul kentiyle birlikte aski da bulmustur karsisinda. Bagos Usta’nin kizi Annagul bizim Serkis’in yureginin kuytularindaki golgeliklere sokulmayi bilmis Serkis’in yuregi de sarip sarmalamistir bu guzel misafiri. Istanbul hayatimda yepyeni bir sayfa acmakla kalmadi aski da getirdi bana. Gozum bizim evin tam karsisinda oturan Ahurlu Abo diye taninan gemi ustasi Bogos’un kizi Annagul’den baskasini gormuyordu. O da beni seviyordu. Askerlik zamanim yaklasirken babama ve amcama gidip bu kizi bana istemelerini soyledim. Gidip istediler. Bogos amca onur kirici bir sekilde reddetmis ’Kumesteki tavuklarim kadar kizim olsaydi yine de bunlarin biri Serkis’e dusmezdi’ demis. Bunu duyunca ’Eger ben de senin kizini almazsam bana da insan demesinler’ diye yemin ettim. Sozleri izzet-i nefsimi zedelemisti. Annagul’e de ’Eger sag salim askerden donersem seninle evlenecegim’ diye namus sozu verdim. Nitekim oyle de yapar. Askerden sag salim gelir Annagul’le de evlenir. Sadece o kadar da degil. Kadikoy’un en namli kaportacisi da Serkis Usta’dan baskasi degildir artik: Kadikoy’un bir numarali kaporta ustasi olarak sohret kazanmamin en buyuk nedeni Muslu bir taksicinin artik hurda haline gelmis eski model Pleymut marka arabasini dort ayda yeniden yaratip herkesin giptayla baktigi piril piril bir araba haline getirmemdi. Boyaci Nasuhi usta da butun sanatini bu araba icin ortaya koymus o da bu araba sayesinde taninmisti. ’Unlu kaportaci Serkis usta’ olarak iyi para kazaniyordum. Elime gecen paranin bir kismini da biriktiriyordum. Tabii bugunku gibi bankaya para yatirmiyorduk Annagul’e veriyordum o evde sakliyordu tasarrufumuzu. Uc yil icinde 20 bin lira para biriktirmistim. Almanya trenleri Ne var ki bu cografyada dogup buyuyen insanlarin kaderi gelip bir noktada gurbetle kesisir. Serkis Imas da bir gun Almanya’ya giden bir trende buluverir kendisini. Yil 1964’tur. Turkiye’nin Almanya’ya vagonlar dolusu isci gonderdigi yillar yani. Almanya’da yeniden evlenir Serkis kendine bir isyeri acar. Ama memleketiyle baglarini da kopartmaz. Dunyaya dagilmis bir milletten bir aileden onun payina Almanya isabet etmistir. Iste arkadasimiz Faruk Bildirici’ye o sari zarfi da Almanya’dan gonderecektir. Icinde 15 defter bulunan bir zarftir bu ve aslinda o defterlerde sadece Serkis Imas’in degil onun sahsinda Ermenilerin ve Anadolu’nun tarihi vardir. 23 Agustos 2005’te bu kez Serkis Imas’in oglu Denis’den bir mesaj gelir Bildirici’ye. Babasi buyuk bir trafik kazasi gecirmis hastaneye kaldirilmistir. 71 yasindaki birisi icin sonun baslangicidir aslinda bu. Ustelik defterler tamamlanmamis pek cok sey yarim ve eksik kalmistir. Nihayet beklenen haber de gelir. Sozu Bildirici’ye birakmanin yeridir artik: Aralik sonunda gelen bir mail ile ogrendim kara haberi. Denis Serkis amcanin yasamini yitirdigini bildiriyordu. Oysa daha yapacak isimiz vardi. En kotusu de onu hic gorememis yuzyuze konusamamistim. Iyilesecegi yonundeki beklentilerim bosa cikmisti. O Anadolu’nun hafizasina kendisinden bir seyler birakmak istemisti; yillarca ugrasip anilarini yazmasinin nedeni de buydu. Ben de onun istegini yerine getirecek kitabi yayinlayacaktim. Maalesef artik elimdekilerle yetinmek durumundaydim. Daha fazla zaman kaybetmemeliydim. (Serkis Bu Topraklari Sevmisti Faruk Bildirici Dogan Kitap)




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+