Roza Hanim ve Esi Vartan -
Sevgili Ahmet Tolgay; iste size aciyla orulu bir savas anisi daha... Ve siz kose yazarlarinin duayeni Sayin Ahmet Tolgay in okuyuculari... Sakin ha bu yaziyi Yine mi savas anisi? deyip es gecmeyin. Savastan baska cok seyler var anlatacaklarimda insanliga dair...
1964 yilinin o karanlik kis gunlerindeyiz.... Makarios un Yorgacis in Kliridis in ve Papadopulos un hazirladigi soykirim plani AKRITAS i TMT savascilarinin bir daha dirilmemek uzere topraga gomdugu gunlerde Lefkosa nin Arabahmet Mahallesi ndeki Yigitler Burcu savunma mevzilerinde gorevli idim.
O unlu mahalle daha cok Ermeni vatandaslarimizin oturdugu bir yerdi. AKRITAS soykirim planinin ateslenip Lefkosa yi kiyamet gunune cevirdigi 23 Aralik 1963 sabahi Ermeniler evlerini terk edip kendileri icin daha guvenli olan Rum bolgesine gectiler.
Onlara kalsa Turklerle kalirlardi. Sasilacak sey ama Hiristiyan olmalarina karsin Ermeni lerin kulturleri orf ve adetleri Rumlardan cok Turklerle ortusurdu. Ama o gunler icin Rumlarin Turklere cizdigi kader olum idi. Ermeni vatandaslarimiz da hakli olarak sag kalmayi sectiler. Biz de onlari korumamiz altinda Rum tarafina ugurladik.
Birligimiz Ledra Palas Otel den Baf Kapisi polis karakoluna kadar olan bolgeyi savunuyordu. Rumlarin Lefkosa daki en kalabalik ve en agir silahlarla donatilmis birlikleri karsimizda idi. O nedenle gozlerimiz hep onumuzde ellerimiz tetikte olurdu.
Kucukkaymakli dusmus sag kalanlar bizim siperlerimizin arkasindaki bos Ermeni evlerine yerlestirilmisti.
Rumlar Lefkosa da derslerini alinca 1964 yilinin ilk aylarinda daha kucuk Turk bolgelerine saldirmaya basladilar. Bizde ise durum sakindi. Artik mahallenin asayisini de sagliyorduk.
Bir gun karargahimiza yasli bir kadin geldi. Bana Senden bir ricam var mahallenin cocuklarina soyle benimle alay etmesinler dedi. Yasli kadina Cocuklar sana ne yapti teyze? diye sordum Bana arkamdan Ermeni Ermeni diye bagiriyorlar... Ben Osmanliyim dedi. Ona ismini sordum Roza dedi. Sasirdim... Demek ki mahallemizde Ermeni vatandaslarimiz da varmis.
Roza Hanim dan beni evine goturmesini istedim. 50-60 metre kadar yuruduk. Yasli kadin kerpic duvarlara asili kohne bir kapiyi acti iceriye girdik.
Resimlerle dolu karsidaki duvarin kosesindeki divanda cok yasli bir adam oturuyordu. Roza Hanim surekli soyledigi Ben Osmanliyim ben Osmanliyim nakaratina bir ara kesip Bu da benim kocam Vartan dedi.
Ben adama selam verip basucundaki resimlere baktim. Bir suru cocuk ve genc insanlarin resimleri... Roza Hanim benim ilgilendigimi gorunce Onlar benim cocuklarim simdi hepsi Amerika da dedi.
1915 Tehcirini yasamis ama simdi yer degismeye direnen bir aile ile karsi karsiya idim. Yiyecek durumlarini sordum. Son yiyecekleri de o gun bitmis.
Ertesi gun Roza Hanim i aldim iase kurumuna goturdum. Ona bir karne duzenlediler. Depoya da gittik ve ilk iasesini de sevincle aldi. O iase ki Anavatanimiz Kizilay inin bize gemilerle gonderdigi ve Makarios un Ben bunlardan gumruk vergisi alacagim diye direttigi iase. Sonradan Avrupalilar ona Utan be adam dediler de o da bu inadindan vazgecti. Ama ne yazik ki bugun bize uygulanan ambargolari Avrupalilar Rumlarla beraber planliyorlar.
Neyse... Roza Hanim uc gunde bir iasesini alirdi. Onunla zaman zaman yolda karsilasir zaman zaman da ben evine gider sohbet ederdik. Amerika daki cocuklarindan soz ederdik. Vartan Dayi ise hic konusmaz hep guler ve basini sallardi. Hayatlarindan memnundular. Bizim istegimiz uzerine cocuklar da onlarla alay etmez oldular.
Aramizda anne baba evlat misali bir iliski gelismisti. Onlar beni ben de onlari cok seviyordum. Ben de evimden uzak cephede boyle yakinlarim olmasindan mutlu idim.
Bir gun manyetolu telefonumuz caldi. Ust karargahtaki kisi barikatimizdan Birlesmis Milletler in uc adet arabasinin guneye gececegini ve tel orguleri acmamizi soyledi.
Benim 8 yillik askerligimin 2 yili burada gecti ama hicbir zaman bu barikat acilmamisti. Anormal bir seyler oluyordu fakat ne oldugunu hic kestiremedim.
Barikati actik ben de merakla kenarda beklemeye basladim. Az sonra koseden uc adet araba cikti. Birinci araba Baris Gucu nun bir askeri jipi idi. Ikinci arabada bir tabut vardi. Ucuncu arabanin icinde de Roza Hanim vardi ve onumden gecerken bana gulerek el salladi. Ben ise donakaldim. Butun vucudumu bir sicaklik sardi. Yere oturdum ve aglamaya basladim.
Demek ki Vartan Dayi oldu ve cenaze toreni Rum tarafinda olacakti. Bir sokak gerimizde saatlerce cenaze hazirlandi gecis izinleri alindi. Nasil oldu da ben bu olaydan haberdar olmamistim? Hesapta ben onlarin hamisi idim. Roza Hanim in artik geri gelmeyecegini anladim. Ama bu yakinlasma boyle bitmemeliydi. Savas bu kadar mi acimasizdi? Olumu goze alip bizimle beraber ates altinda kaldilar ama yine olum onlari aramizdan aldi.
O gunden sonra belki Roza Hanim gelir diye her gun evlerinin onunden gectim. Ama heyhat bosuna emek. Olayin uzerinden 45 yil gecmesine karsin icimde acisi kaldi. Hic kabullenemedim. Hic de unutamadim.
Boyle bitmemeliydi... Onlarla vedalasamadim bile...
AHMET SANVER
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com