Ozal in ruyasi gercek mi oluyor? -
Amerikan sisteminin gozbebegi dusunce topluluklari (think-tank) bir suredir Turkiye de... Onlar simdi Ankara nin yeni yuzu...
Aksiyon Dergisi nin bu sayisindaki haberde Sokagin sessizligi nalburun ust katindaki buroya da yansimisti. Masanin etrafindaki yuzler tanidikti. Muhtemel Irak operasyonunda Turkiye nin rolu degildi sadece mesele ortada senaryolar ucusuyordu. Havayi yumusatan birkac sakadan sonra aksanli Turkcesiyle bugun burada... diye baslayan ardindan Ingilizce devam eden yabanci lafi hic egip bukmemisti. Bu bir gizli toplantiydi... Resmî gayriresmî yerli yabanci az sayida kisinin katildigi... Ayrilirken yillar sonra geldigi Ruzgârli Sokak icin ne cok degismis dedi... Cok sey degisecekti... Ve ustelik butun bunlari emeklilige ayrildiktan sonra gorev aldigi bir strateji kurumunda izliyor olacakti.
Ergenekon dan mulhem gizli orgutlerin kisa ve uzun tarihlerini yazmak degil niyetimiz. Devletin cok disari sizmayan ketumlugunden yararlanip Turkiye nin baskentinde uzaktan rol kesen yeni bir jone think-tank lere dikkat cekmek istiyoruz. Radikal yazari Murat Yetkin in ifadesiyle Ankara da is yaparken artik dikkate alinmasi gereken kurum ve kuruluslara. Turkceye Dusunce kuruluslari diye cevrilen think- tank ler Turkiye icin Amerika nin yeniden kesfi belki; ama Islam cografyasinda sadece Turkiye de kayda deger bir hareketlilik oldugu hesaba katilirsa politik yasamimizin yeni enstrumani ile tanismanin vakti geldi demektir.
Baskent siyasetini etkilemek ve bunu think-tank ler yoluyla yapmak bir Amerikan sistemi aslinda. Amerika da buyuk sirketler dusunce kuruluslarini destekleyerek kendi politikalarinin devlette tecelli etmesini istiyorlar. Bu dusunce kuruluslari emekli buyukelci ve Avrasya Stratejik Arastirmalar Merkezi (ASAM) Baskani Faruk Logoglu nun anlatimiyla bir ihtiyacini devlet sistemi icinde gideremeyen Amerikan Hava Kuvvetleri nin is verme vaadiyle ozel sektoru tesvik etmesiyle ortaya cikiyor. Ve bugun Amerika politikasi bu dusunce kuruluslarinda pisiriliyor dense yeridir. Turkiye nin gelecek arayan siyasi yuzlerinin bu kuruluslarda arz-i endam etmelerinin sebebi de ortalama 40-50 yillik mazisi olan think-tank lerin Amerikan siyaseti ustundeki agirligi. Binlerce calisani dunyanin her bolgesi ile ilgili uzmanlari ve o bolgelerle ilgili senaryolari olan urettikleri en dogru senaryonun Amerikan ulusal politikasina donusmesi icin milyar dolarlar harcayan kurumlardan soz ediyoruz. Bir de sadece dusunce uretmediklerini gosteren ilginc bir mekanizmalari var. Mesela Cumhuriyetciler iktidara geldiginde o partiye yakin think-tank yoneticileri bakan yardimcisi mustesar gibi sifatlarla hukûmette yer aliyorlar hukûmet dustugunde de dusunce kurulusuna ve universitelere donuyorlar. Bir tur devridaim mekanizmasi.
Dusunce kuruluslari karar alan ve aldigi karari uygulayan kurumlar degil. Karar alicilara yardimci olan kisacasi devlet kurumlarinin alacagi kararlarla ilgili nokta analizler ve senaryolar sunan bir kurum. Turkiye soz konusu oldugunda ise belki devletin dikkate alip almadigindan bile emin olmadiginiz belki de aylarca yapilan calismalarin bir hareketle cope gidebilecegi bir alandan soz ediyoruz. Zaten Turkiye de devlet kurumlarinin karsilastigi bir muskulu cozmek veya dillendirmek ihtiyacina binaen strateji kurumlarinin dogdugunu kimse iddia etmiyor. Ayrica hâlihazirda birkac sirket ve universite disinda ozel sektor bu alanla ilgilenmiyor. Yani bir sirket kendi cikarlarim icin devletin su su alanlariyla ilgili kararlarini etkilemeliyim deyip boyle bir yola girme asamasinda degil. Peki manzara buysa dusunce kuruluslari Turkiye de pitrak gibi niye cogaliyor ve Ankara guc denkleminde kendine nasil yer buluyor? Ustelik devlet ve ozel sektor de cok istekli degilken...
Bir sure Washington Buyukelciligi yapan Faruk Logoglu Amerika da bulunmasinin ona verdigi en buyuk firsatin think-tank muessesesini tanimak oldugunu soyluyor. Hâlihazirda Turkiye nin ilk ve en koklu dusunce kurulusu ASAM in baskanligini surduren Logoglu Turkiye nin bu kurumlarla henuz tanismasini iki nedene bagliyor: Artan refah ve devlet kurumlari tarafindan karsilanamayan yeni ihtiyaclar. Dusunce kurulusunun bagimsiz olabilmesi icin otonom (ozerk) olmasi kaynak konusunda devlete bagimli kalmamasi lazim. Bir de gunluk toplumsal hayati ilgilendiren ic ve dis konulardaki analizleri devletin agzi ndan cikmis izlenimi olusturmamali. Ancak bu kuruluslarin bilgiye ulasmasinda devletin cok yardimci olmadigi da gercek. Bahcesehir Universitesi Stratejik Arastirmalar Merkezi Baskani Ercan Citlioglu sartlarin Turkiye deki think-tank lerin onunu tikadigini aktariyor: Turkiye de devlet kurumlarinin sahip olduklari bilgileri sivil toplum orgutleriyle paylasma gelenegi yoktur. Burokrasinin bu aliskanligi ve devletci zihniyet nedeniyle bu is bugune kadar kaldi.
Turk Asya Stratejik Arastirmalar Merkezi (TASAM) Baskan Yardimcisi Bilhan a gore en buyuk sikintimiz stratejik bakis acisina sahip olamamamiz. Hâlbuki bu bakis acisinin Turklerde cok uzun yillardan bu yana var oldugunu ifade ediyor Bilhan: Osmanli nin 15. yuzyilda guneye yonelik (Misir vs.) genisleme politikasi boyle bir bakis acisinin eseri ve Ataturk ten sonra bu kalmadi.
Turkiye Ekonomi Politikalari Arastirma Vakfi (TEPAV) Direktoru Guven Sak stratejik bakis acisinin 1940 lardan sonra neden tukendigine su izahi getiriyor: Bu kuresel egilimlerle ve Turkiye ile alakali. Neden hâlâ Turkiye de bir Amerikan Stady Center yok niye hâlâ Ermeni arastirmalari konusunda Ermenice ogreten bir merkez yok? Ihtiyac yok da ondan. 1945 ten sonra biz NATO ya girdikten sonra bunlara ihtiyac duymadigimiz bir doneme girmisiz. Soguk savas ortaminda kimle beraber davrandiginiz da belli dunyanin lideri de... Dunya degistikce bugun o liderlik ve moral ustunluk tartismali hâle geldikce dune gore artik kafamizda soru isaretlerinin olmasi dogal. Bugun Amerikan kulturu uzerine calismalara da ihtiyacimiz var; nasil karar aliyorlar niye boyle yapiyorlar diye. Tabii bu gelismede Turk ozel sektorunun butun bu bolgede aktifligini de ilave etmek gerekir.
ASLINDA DEVLETIN SORUNU
Samuel Huntington in Medeniyetler Catismasi ve Francis Fukuyama nin Tarihin Sonu tezleri her ne kadar yazarlariyla anilsalar da Amerika daki think-tank kuruluslarinin eseri. Yani sadece bir devletin kisa ve uzun vadeli cikarlarini degil bir medeniyet tasavvuru olusturma islevini de iceriyorlar. 1970 li yillarda devlet planlama uzmani iken bir vesileyle akademik calisma icin Washington a gitmistim. Orada bir think-tank kurulusunda 20 yil sonra Sovyetler in yikilmasiyla olusabilecek sonuclari konusuyorlardi. 20 yil sonra bunlarin cogunun tuttugunu gordum. diyor eski bakan Hasan Celal Guzel. Washington izlenimlerini Ozal a acmis Ozal da olumlu yaklasmis; ama o zamanlar ABD tarzi kuruluslarin hayata gecirilmesi cok da mumkun degilmis.
Uluslararasi Stratejik Arastirmalar Kurumu (USAK) in Baskani Doc. Dr. Sedat Laciner de bu kurumlara ABD de oldugu gibi dusunce uretim merkezi olarak bakmaktan yana: Hukûmetler bakanliklar ve askeriye isin icra kismidir dusunme kismi degildir. Avrupa ya baktigimizda kral ve hukûmet adamlarinin yaninda akil adamlar grubunu gorursunuz. Mesela Fransiz Devrimi nin kanli bicakli sahnesinin ardinda bir dusunce plani var: ulus devlet milliyetcilik fikri.
Turkiye gibi cok boyutlu bir cografyada bulunan bir ulkenin Ortadogu Orta Asya ve Avrupa arasinda cok yonlu politikalara ihtiyaci var aslinda. Siyaset Ekonomi ve Toplum Arastirmalari Vakfi (SETA) Genel Koordinatoru Dr. Ibrahim Kalin Bu senaryolarin cok uzun vadeli olmasi lazim. Nerede hangi gucunuzu hangi baglarinizi kullanacaginiz ve ne gibi acilimlari yapabileceginiz ancak bu tur dusunce uretim merkezlerinin calismalariyla mumkun. diyor.
Dusunce kuruluslari devlet politikalarinda nasil rol oynuyor? Diyelim ki bir ulke Afrika da nufuz elde etmek etkili olmak istiyor Once Afrika da kendisine dost ve muttefik olabilecek ulkeleri aileleri istikbal vadeden kisileri arastiriyor. Kisa vadeli yatirimlarla birlikte uzun vadeli derin tarihsel ve kulturel baglari devreye sokmak kendine yakin liderleri destelemek belki basbakan secilmesini saglamak vs. gibi sadece devlet aygitiyla yapilamayacak planlar devreye giriyor. Cin in Afrika Birligi Orgutu Baskanligina kendine yakin bir adami sectirmek icin milyarlarca dolar harcadigini da hatirlatiyor Murat Bilhan.
Aslinda dusunce kuruluslari devletlerin bir nevi soft power i yani yumusak gucu. Ekonomik kulturel ve sosyal gucunu yansitarak karsi tarafi etkileme sanati. Ibrahim Kalin bu cercevede backdoor (arka kapi) diplomasisinden bahsediyor. Resmî olmayan kanallarla kurulan iliskiler sahadan daha derin bilgiler elde edilmesini saglamakta. Yani devletin hicbir zaman giremeyecegi girse yol alamayacagi o ulkenin yumusak gucunu arka kapi diplomatik temaslariyla kullanma imkâni sunuyor bu kuruluslar. Balkanlar da ve Arap dunyasinda oldugu gibi. Butun bu anlatilanlardan aslinda think-tank lerin her ulkede yesermeyecegi bolgesi ve dunya ile alakali devletler icin mumkun oldugu anlasiliyor. Devletle kacinilmaz icli dislilik birtakim rezervleri de gerektiriyor. Genel temenni hem devletten destek alacaklar hem de devletin gudumune girmeyecekler; hem devlete calisacaklar hem de devletin sesi olmayacaklar seklinde. Kalin in ifadesiyle Ulke sevgisi olacak ama uretilen politikalar rasyonel olmak zorunda.
Turkiye de strateji kurumlarina bir devlet kurumuymus gozuyle bakildi uzun bir sure. Belki de biraz devlete yakin konusma uslubundan biraz da stratejinin son doneme kadar sadece belirli devlet aygitlarinin elinde olmasindan ya da emekli asker ve diplomatlarin agirligindan dolayi boyle bir algi olustu. Bu kurumlarin devlet organi gibi algilanmasinin aslinda cok da dogruyu yansitmadigini soyluyor Hasan Celal Guzel: ABD de RAND in devlet ve istihbarat birimleriyle calistigi bilinir; ama bizde ne istihbarat ne de Disisleri Bakanligi veya TSK nin destekledigi strateji kurumlari ortaya cikti. Keske ortaya ciksaydi.
SARI THINK-TANK LER VAR
Temennilerin otesine gectigimizde ise Karar alicilardan yani devletten ve burokratik yapidan bir talep yok henuz. Kuruluslarin devlet sisteminde yeri yok. Bir de devletin cimri tavri var. Bilgi paylasmiyor. Bu baglamda iletisim de seffaf olmuyor. Bu da kuruluslarin etkisini zayiflatiyor. sozlerini isitiyoruz bir diplomattan. Bilgi vermeyen devlet ayni zamanda bilgi ihtiyaci icinde gormuyor kendini. Sedat Laciner devletin ve cogu partinin her seyi biliriz havasinda oldugunu bu atmosferde farkli dusuncelerin ve dusunce merkezlerinin yesermedigini dusunuyor: Bati bilginin guc oldugunu fark etti uzun yillar once. Bizde ise kurumlar uretilen dusunceden faydalanmayi dusunmuyor. Biz paranin ve kaba kuvvetin gucune onem veriyoruz. Ama bu kuruluslarin gelismelerine imkân vermek lazim.
Laciner e gore kendi think-tank lerimiz olmadigi icin diger ulkelerin operasyonlarina maruz kaliyoruz: Bazilari think-tank adi altinda bazi seyleri empoze eden bir baski kurulusu islevinde kuruluyor. Bir de dusunce kuruluslari olusmasin STK ler ilerlemesin diye ozelikle devlet kurumlari tarafindan kurulan sari think-tank ler var. Bunlar devlet zihniyetini savunuyor dusunce de uretmiyorlar. Karsi tarafin dusuncelerini onlemek icin calisiyorlar. Bunlarin yaninda yabanci ulkelere bagli dusunce kuruluslari var. Turk orneklere gore basarililar.
TEPAV Direktoru Guven Sak a gore devletin acikligi-kapaliligi meselesi konusulurken herkesin kendine bakmasi gerekiyor: Isleviniz varsa finansi saglamak da karsi tarafin size acilmasini saglamak da mumkun. Bu is hayatimi idame ettireyim diyerek yapilacak bir is degil. Yaptiginiz is dogru soruya cevapsa zaten o alan size aciliyor.
Bir de ideolojik devlet bakis acisi var ki burada da eksik olmuyor. Emekli Buyukelci Murat Bilhan bu kuruluslara devletin destek vermesinden yana; ama bizzat devletin yaklasimiyla ilgili supheleri var. Farkli goruslere toleransli olmasi lazim yoksa inandiriciligi kalmaz. Ben SAM (Stratejik Arastirmalar Merkezi) baskani olarak sivil toplum kuruluslariyla bir imaj toplantisi yapmak istedim. Cunku her yerde imajimiz kotu. Hayir denmedi; ama onu cagirma bunu cagirma dendi. Baktim biz bize diz dize olacagiz. Boyle toplanti olmaz dedim. Bu tam bir kakofonidir senfoni degil.
SAHAYA INEN DE VAR TABELA ISLEVINDE OLAN DA
Biraz da Turkiye de think-tank ler nasil calisir neler uretir bahsine girmek gerekiyor universiteler ve diger arastirma kurumlariyla farkini anlamak icin. Bir dusunce kurulusu uzmaninin kaleme aldigi analizin bir akademisyenin yazdigi makaleden farki nedir? Bir tarife gore dusunce kuruluslari ogrencisi olmayan universitelerdir. Bir akademisyenden farkli olarak uzman sahaya cikar guncel ya da uzun vadeli konularla ilgili pozisyon olusturuyor. Bilginin bir musterisi var bu genellikle devlet oluyor dolayisiyla musterinin istegi dogrultusunda urun sekilleniyor. Eger en dogru senaryoyu yakalar karar alici da bunu uygularsa sozgelimi hukûmetin Kuzey Irak politikasini Kibris ta secimden sonra nasil hareket edilecegini Ermeni sorunu ile ilgili tavrini dusunce kurulusu belirlemis oluyor. Diger arastirma sirketlerinin analizlerinden farki bu analizlerin bazen 10-15 kisinin okumasi icin hazirlanmis olmasi. Ercan Citlioglu na gore bir dusunce kurulusunda uzman olmak icin akademisyen olmak gerekmiyor. Dogrudan karar alicinin uygulayacagi analizler akademik makale gibi eylemsiz degil. Akademik calismanin olmazsa olmazlari; dipnotlar anahtar kelimeler vs. gerekmiyor. Analiz yapmak cok farkli bir olaydir. Amerika ya baktiginizda CIA de calisan 3 bin analist var. Stratejik arastirma merkezlerinde 20-25 senesini Ortadogu ya vermis uzmanlar var. Bizde ise stratejisi oldugunu soyleyen bir kisi Balkanlar i Kafkaslar i Orta Asya yi Ortadogu yu konusuyor. Boyle bir sey mumkun degil. Bunun eksikligini karsiniza bir Ortadogu uzmani ciktiginda anliyorsunuz Kuzey Irak taki asiretlerin tek tek isimlerini reislerini egilimlerini size soyleyebiliyor. Bu emekli asker ya da universitede hoca olmakla yapilabilecek bir sey degil. Gercekten o kurumda ya da o iste uzun yillar calismis olmayi gerektiriyor. Turkiye de kendisini Ortadogu uzmani olarak tanitan tek bir insan var. Arapca biliyor mu acaba? Arapca bilmeyen bir kisinin Ortadogu uzmani Rusca bilmeyenin Kafkasya uzmani olmasi mumkun degil. Citlioglu elestiriyor ama umitsiz de degil; adaptasyon yetenegi sayesinde gec kesfettigimiz bu alanda hizla ilerleyecegimizi dusunuyor.
Turkiye de dusunce kuruluslari cesitli konularla ilgili raporlar ve analiz bultenleri yayimliyor. TOBB a bagli TEPAV isminden de anlasildigi uzere ekonomi uzerine calisiyor ve calisma yontemi biraz da kendine ozgu. TEPAV Direktoru Guven Sak Biz mutabakat zemini olusturmaya calisiyoruz. diyor. Simdiye kadar yurtdisinda yurticinde pek cok isbirligi yapmislar. Bakanliklar DPT Hazine Dunya Bankasi AB isci ve isveren sendikalari... TOBB un meshur Filistin Israil projesi hâlihazirda surdurulen Pakistan Afganistan gorusmeleri TEPAV in yurtdisi ayagini olusturuyor. Biz analiz yapip isterseniz bakin demiyoruz. Biz butun taraflari masa etrafinda toparlayip bir tartisma olusturuyoruz. Sonra da taraflarin ortak bir noktada bulusmasina cabaliyoruz. Sonuc da sorun da cozum de onlarin.
BIZIM ICIN 5-10 KISI ONEMLI
TEPAV in cikis tarihi 2001 krizinin hemen ertesine rastliyor dolayisiyla ekonomik istikrar programinin korunmasi oncelikleri arasinda. Bu baglamda ekonomi etutleri mali izleme raporlari AB sureci kapsaminda enerji sanayi ve ekonomik etki analizleri onem arz ediyor onlar icin. Kendilerine gore en buyuk sanslari TOBB gibi Turkiye nin en orgutlu toplulugu sayesinde hem analizlerini duyurabiliyor olmalari hem de etki alani olusturabilmeleri. TOBB Universitesi yle ayni alanda faaliyet gosteren kurumun 15 i idareci olmak uzere 50 calisani var. Guven Sak yaptiklarinin akademik calismadan farkini Biz gunluk hayata iliskin politika onerileriyle ilgileniyoruz. Durum tespiti bizi cok fazla ilgilendirmiyor. Universite ogretim uyesi model kuruyor biz de o modeli belli spesifik bir olayda kullanip ertesi gun hukûmetin uygulayabilecegi bir cozum onerisi sunuyoruz. Biz fen bilimleri hocasindan cok hekim gibiyiz.
Sedat Laciner kendi urettigimiz rapor ve analizler genis kitlelere duyurulsun diye bir kaygi tasimiyor. 2004 te kurulduk. Karar alici mekanizmanin en cok kulak kabarttigi kurulus oldugumuzu hissediyoruz. Bizi izliyorlar farkindayiz. Oyle herkese dagitmayiz 10-15 kisiye veririz. Kuzey Irak operasyonunun oncesinde verdigimiz raporun katkisi oldugunu soylediler. Bir de bizim raporlari ongoremiyorlar. Sahada calisarak bu yazilari yaziyoruz. Sahayi bilmeden vatan millet Sakarya diyerek rapor yazan da var.
Ilk bastan beri Ulker in destegi ile calismalarini surduren ASAM in baskani Faruk Logoglu Biz bir ozel sektor bir sivil toplum kurulusuyuz. diyor. ASAM Turkiye nin guvenligini dis iliskilerini ilgilendiren konularda gunluk analizler yapiyor ve internetten yayimliyor. Ayrica 4 aylik yayinlari var. Disaridan gelen yuksek seviyeli sahsiyetlere konusma ortami sagliyoruz. Yabanci bir devlet baskani geliyor Iran in nukleer isleriyle ilgili kisi geliyor Israilli yetkili geliyor. Bunlara ASAM kursusune aciyoruz Ankara nin ilgili diplomatik cevrelerini ve medyayi buraya davet ediyoruz. diyor Logoglu. ASAM in devlet kurumlarinin hepsiyle askerlerle disisleriyle bakanliklarla iliski icinde oldugunu soyluyor. Burada onemli olan iliskinin seffaf olmasi. Gizli kapakli bir is yapilabilir ama bir sivil toplum kurulusu boyle bir seyin faaliyet alani degil. Logoglu gectigimiz ay Cumhurbaskani Abdullah Gul un bazi strateji kurumu baskanlarini Cankaya da agirlamasini takdire sayan buluyor ve devlette artan ilginin gostergesi olarak yorumlanabilecegini soyluyor.
Amerika da think-tank lerle ilgili en buyuk sorun herhâlde bunlarin ozel sirketlerin lehine devleti etkilemek amacini gutmesi olabilir. Sonucta bazi cikarlar soz konusu. Turkiye de dusunce kuruluslari emekleme evresinde oldugundan bizim icin boyle bir sorundan soz edilemez. Butce ve yetismis eleman kisitliligi burokratik yapinin bilgi kiskancligi ve kapaliligi dile getirilen en onemli sorunlar. Hâlen yasal bir mevzuati bile olmayan dusunce kuruluslariyla ilgili birbiriyle celisik bir suru suphe dolasiyor ortalikta. Bir taraftan millî degil suclamasi yapilirken bir taraftan da devletin agziyla konusmak la itham ediliyor. Hasan Celal Guzel devletin kendi kurumlari veya dusunce kuruluslari yoluyla psikolojik harp yapamadigi ve olaylari yonlendiremedigi elestirisinde bulunuyor mesela. Bunun yaninda dis ve ic kaynakli olduguna bakilmaksizin bizatihi kurumlarin psikolojik harp enstrumani olarak kullanildigini iddia edenler de var. Ankara da mukim bu kuruluslarin devlet sistemi icinde nasil rol oynadiklari ile ilgili olusmus tam bir kanaat yok. Millî mi gayri millî mi bahsinde Ibrahim Kalin in bir sozu var. Bence bunlari asmak lazim; cunku bu kuruluslar Turkiye nin faydasina. Turkiye nin disa acilma kapisi bunlar. Dis dunya gelip size soruyor Turkiye yi. Bilgi cesitlenmesinin getirdigi bir zenginlik de var. Hâlen gorevde olan bir diplomat ise Turkiye deki dusunce kuruluslarinin uzun vadeli projeksiyonlar yerine gundelik tartismalara dâhil olmalarini vakit kaybi ve onemli bir sorun olarak degerlendiriyor.
Para nerden geliyor finansman nasil saglaniyor? Devlet istemiyor ozel sektor desteklemiyorsa... Muadil yabanci kuruluslarla bazi calismalar yapiliyor bu ortak calismalarda paranin yabancilardan ciktigi goruluyor. AB kaynaklari kullaniliyor; simdiye kadar kullanmayanlar da kullanacaklarini soyluyor. Ya da ilgili devlet kurumu hizmet satin aliyor. Sozgelimi TASAM Afrika Kongresi ve Balkan Zirvesi ni Disisleri Bakanligi nin da destegi ile gerceklestirdi. TEPAV yuzde yuz TOBB kaynagi ile yola cikti simdilerde projelere dis kaynak bulmak suretiyle bu orani yuzde 50 ye indirmis durumda. Dusunce kuruluslarinda sermaye onem kazaniyor. Hem Citlioglu hem Ibrahim Kalin Turkiye de bir strateji kurumunun hayat bulabilmesi icin en 1 milyon dolara ihtiyaci oldugunu soyluyor. Amerika da milyar dolardan soz edilirken en kucugunun butcesi 10 milyon dolardan baslarken Turkiye icin iyi bir sermayeden soz edemeyiz. Bilhan butcenin buyuk bir sorun oldugu para olmazsa think-tank lerin tabela kurulusuna donusecegi kanaatinde. Houston Enstitusu ne verilen paranin yarisini bize versinler hem ABD politikasini en az Turkiye nin etkilendigi kadar etkiler hem de ABD deki baskanlik seciminin kaderini degistirebiliriz. diyor Laciner.
Think-tank yeni ve uzun bir bahis; analizler senaryolar devletin ali menfaatleri icinde demokrasi ye bir yer acilmasi temennimiz aksi isaretler olsa bile...
Uluslararasi Iliskiler Uzmani Prof. Dr. Hasan Koni: TANK VAR THINK YOK
Gerek Avrupa ulkelerinde gerekse Turkiye de bu Amerika daki stratejik arastirma kurumlarindan ornek alinarak resmî kurumlarin disinda fikir yaratma arastirma yapma olanagi bulunmaya calisildi. Birtakim kurumlar kurulunca devlet universitelerine bir yazi gonderildi siz de kurun diye. Universitedekiler yurumedi. ASAM a gittik hepimiz. Niye gittik? Ayrica para veriyordu.
Amerika da bu kurumlarda hazirlanan arastirmalar yazilar okunuyor degerlendiriliyor. Bizdekiler disaridan olani kabul etmiyor. Ortadogu calisiyorsunuz disisleri size kapali genelkurmay tumden kapali. Ne yapacaksiniz? Turkiye de maalesef yurumuyor. Eski diplomatlar eski askerler... Tekautler bizde sorun. Amerika daki think-tank ler her seyi acik konusturuyorlar her seyi elestiriyorlar onemi oradan geliyor. Simdi bizdeki eski diplomat kendi politikasini elestiremiyor arkadaslari da vardir askerse orduevine giremez biliyorsunuz cezalandirma metotlari var. Birkac ogretim uyesi kaliyor. O zaman bu think-tank degil kendi aralarinda vakit gecirme oluyor. Bir toplanti yapiliyor 120 Avro harcaniyor. Biri televizyona cikiyor fikirlerini yayabilir oburu genelkurmaya soyleyebilir denilerek insanlar cagriliyor. Amac bir etki olusturmak. Bunu goze almiyorsaniz kendi aranizda yiyip icmis oluyorsunuz.
Amerika da ozel sektor Ben uretiyorum devletin yonetim sisteminde de soz sahibi olmak istiyorum. diyor. Bizde olmuyor. Mesele demokrasi ile alakali. Okudugun siyaset bilimindeki demokrasi var mi olabiliyor mu? Yani biz de tank kismi var think kismi yok. Amerika da tutulmasinin nedeni universiteler var disislerine giriyorsun ya da think-tank lerde calisiyorsun. 50-60 think-tank var. Niye Washington da bu kadar Musevi think-tank i var? Hazirlanan bilgiler raporlar devleti etkiledigi icin.
Askerî mantikla bu think-tank ler yurumuyor. Konusamiyor. Bilimsel dusunce elestireldir. Sadece karsisindakini elestirebiliyor kendisini degil. Amerika ya dokunulamaz Israil e laf soylenemez askerî konularda elestiri getirilemez disisleri cok fazla tenkit edilemez. Hukûmete bir sey soylenemez. O zaman...
TEPAV Direktoru Guven SAK: YA HUKÛMET YANLISI YA DA KARSITI OLUYORSUNUZ
Mademki politika tasarim sureci seffaf bir sekilde bir masanin etrafinda yapiliyor o masada sandalyeler alalim oturacak yer alalim diye basladik. Amerika daki bazi think-tank kuruluslarina bazi arkadaslarin girmesini sagladik ondan sonra da boyle bir acik tartisma mutabakat zeminini surekli koruyacak surecin olusturulmasinin Turkiye ye faydali olacagini dusunduk. TEPAV boyle ortaya cikti. Biz genellikle ihtilaf cozme mekanizmasi olarak isliyoruz.
Turkiye de politika tasarim surecine katkida bulunmak istiyorsaniz bunun ana zorlugu insanlarin meseleleri tek basina ele almiyor olmalari. Once bir taraf oluyorlar ondan sonra meseleleri inceliyorlar. Dolayisiyla Turkiye deki ana zorluk ya hukûmetten yana oluyorsunuz ya da hukûmete karsi... Hâlbuki oyle degil.
Parlamento hukûmet burokrasi nerede yogunsa bizim de orda olmamiz gerekiyor biz de buradayiz. Butun kamu kurumlariyla birlikte calisiyoruz. Olaylara soyle bakiyor olmamiz lazim artik bizim. Tamam Amerikalilar Fransizlar boyle diyorlar ama acaba benim icin de en uygun sey o mu? Yapilmasi gereken sey o mu? Acaba Amerikalilar onu oyle degil de boyle yaparlarsa hem bizim hem onlar icin daha iyi olmaz mi? Gidip bunlari onlara anlatsak. diyebilecegimiz politik seceneklerin daha da fazlalastigi bir donemdeyiz bence.
Cumhurbaskani Abdullah Gul un dusunce kuruluslari ile ilgili Cankaya da yaptigi acilim dusunce kuruluslarina ilgiyi cekmek acisindan son derece iyi. En azindan bizimle iliski kuracak kamu kurumlarini daha rahatlatacak bir sey.
Brookings Enstitusu Turkiye Programi Direktoru Dr. Omer Taspinar:
ABD DE HER SEY THINK-TANKLER UZERINDEN YURUYOR
- ABD de think-tank ler nasil ve hangi ihtiyaca karsilik dogdu?
Bu kurumlarin mazileri 100 yildan eski. Siyasetcilerin politika uretmekte zorlandigini dusunen akademisyenler siyaset ile akademik alan arasinda bir kopru olusturmak icin kurmuslar bu kurumlari. Bu kuruluslardan ilki de Brooking Enstitusu. Daha cok ulke meselelerine yonelik yani dis politika ic politika ekonomi belediyecilik gibi toplumu ilgilendiren alanlarda faaliyet gosteriyor. Amerikan demokrasisi lobicilige de acik oldugundan think-tank ler sistemdeki yerini kolayca bulmus. Kendi ajandalarina gore belli pozisyonlar aliyorlar ve dusuncelerini kongreye halka ve basina anlatip savunuyorlar. Genel manada bir dusunce pazari olarak dusunun o dusunce pazarinda kendi fikirlerini on plana koymaya calisiyorlar. Bu pazari ABD deki Museviler iyi kullaniyor cok ciddi para akitiyorlar. 6 milyon nufuslarina ragmen guclu olmalari da bundan.
- Ilk olmasi hasebiyle Brooking Enstitusu nu biraz acar misiniz?
Amerika daki en eski think-tank Brooking Enstitusu. 1903 yilinda kurulmus. Zengin bir is adami olan Robert Brooking olmeden once devlete buyuk bir veraset vergisi birakmamak icin bu vakfi kuruyor ve vakif zaman icinde boyle bir dusunce kurulusu hâline geliyor. Bugun tam zamanli calisan arastirmaci sayisi 52; ama yardimcilarla ve diger calisanlarla 350 yi buluyor. Ekonomi ve dis politika bolumu cok guclu. Bizden farkli olarak sadece bir alanda uzmanlasanlar da var. Mesela Council of Foreign Relations dis politika alaninda yogunlasmistir.
- Dev bina ve butcelerden soz ediyorsunuz. Peki kim neden para veriyor bu kuruluslara?
Amerika da her sey baski gruplari cikar gruplari uzerinden yurur. Bu ulkede her sey toplumu etkilemek basini etkilemek cikar gruplarini etkilemek uzerine kurulur. Bizim butcemiz Brooking in biraktigi vakiftan geliyor. Genelde bagislardan veya vakiflardan geliyor. Ikinci olarak da fonlar var. Mesela Ford Foundation gibi. Bunlar sunulan projelere destekte bulunuyor. Zengin ailelerin kurdugu vakiflar think-tank lere destek de sagliyor. Turkiye de TESEV veya KOC Vakfi da boyle calisiyor. Think-tank ler proje bazinda olsun bagista olsun bu vakiflari ciddi olarak kullaniyor.
- Peki bu kuruluslarin sesi guclu cikiyor mu ABD de?
Prestijli think-tank ler var. Bunlarin icinde tarafsiz olanlar ideolojik olanlar ve cok fazla angaje olmus radikaller de var. Mesela ideolojik American Enterprise Institute neo-konservatiflere cok yakin. Heritage Institute Cumhuriyetcilere yakin ama yine neo-konservatifler. Bunlar ideolojik think-tank lerdendir. Mesela bir Hudson Institute o kadar kaliteli bir think-tank degil. Kucuk bir think-tank tir ve pek itibar gormez. Ama bir American Enterprise Institute oyle degildir. Bir agirligi var. Prestijlileri ve butceleri calisanlarinin ne kadarinin gecmis hukûmetlerden geldigine bagli. Cunku burada bir sistem var hukûmetten ayrilan partinin ust duzey gorevlileri yeni secimlere bu think-tank lerde hazirlanir goruslerini savunur. Politika hayatindan kopmamak icin think-tank lerde sipere yatarlar ve mevcut hukûmeti elestirirler. Kendi donemlerini beklerler ve kendine yakin bir hukûmet iktidara geldiginde kaliteliler yeniden hukûmete donerler. Kalitesizler yine dusunce kuruluslarina kalir. Bundandir ki bu kurumlarin etkisi fazla ABD de.
- Fikirlerini nasil savunuyorlar?
Bu kuruluslardaki uzmanlar tarafindan kaleme alinan ve akademik yazilardan daha az teorik olan analizler kongre hukûmet basin ve ilgili birimlere gonderiliyor. Daha cok gunluk tartismalari konu edinen yazilardir bunlar. Akademik makalenin yayimlanmasi cok daha uzun ve zahmetlidir ama o yazilari akademisyenlerden baska kimse okumaz. Think-tank analizleri ise gercekleri anlatmak zorundadir. Dip notu da olur ama halkin anlayabilecegi sekilde yazilmistir. Sonra da bir algi olusturma safhasina girilir.
- ABD den Turkiye deki think-tank ler nasil gorunuyor?
Aslinda Turkiye ve Avrupa icin bu kavram ve kuruluslar oldukca yeni. Bundan dolayi daha devletci bir sistemleri var. Butce ve yetismis uzman sorunlari var. Raporlarin dilleri cok kotu oldugundan yurtdisinda pek okunmuyor. TESEV ASAM ve SETA biraz iyi gibi ama diger zayif kuruluslarin yazdiklarina hic bakilmaz. Yetersiz uzmanlar Turkiye de belki kabul edilebilir ama ABD de bu duzeydeki uzman kabul gormez. Mesela ABD de askerî uzmanlar da pek ciddiye alinmaz. Ama Turkiye de aliniyor.
Guney Asya Analiz Grubu (SAAG) Strateji Danismani Dr. Subhash Kapila: HINDISTAN IN ILK THINK-TANK LERINI DEVLET KURDU
Think-tank ler Hindistan da 1990 lardan itibaren guclu bir seklide gorulmeye basladi. Bu ulkenin ekonomik kalkinmasina ve ayni zamanda dunya sahnesindeki yerini almasina da bagliydi. Zaten ekonomi ve guvenlik alalarinda yasanan sicramayi mevcut birkac aydinin degerlendirmesi ve gerekli fikriyati olusturmasi guctu. Hukûmet bu kuruluslara fon verdigi onlari subvanse ettigi icin guvenlik ve diger ulusal konularda bagimsiz olmalari beklenemedi. Bugun bir kismi universiteler bunyesinde olmak uzere devlet politikalari ulusal ve uluslararasi guvenlik strateji konularini calisan duzinelerce kurum var.
1999 da kurulan SAAG da ise durum biraz farkli. Ne devlet tarafindan kuruldu veya desteklendi ne de yurtdisindan bu ve buna benzer bir finansal bagi var. Durum boyle olunca imkânlar sinirli oldugu icin diger think-tank lerin aksine panel seminer ve konferans organize etmiyor. Boyle bir yapisi da yok. Diger taraftan bu cok detayli olmayan yapida dunya capinda ve ulusal capta akademik stratejik analizler ortaya konuluyor. SAAG in sitesinde sunulan bu analizler bircok karar alici tarafindan inceleniyor. SAAG ozellikle ulusal guvenlik ve dis politika alanina odaklaniyor ve urettigi analizler illa ki devlet mekanizmalarinin dogrultusunda olmasina calismiyor. Devletten bagimsiz olan SAAG bu kritik analizleri objektif olarak kaleme alabiliyor. Cunku SAAG in devlet ve onun hicbir kurumuyla baglantisi yok ve devletin gundemine bagimli kalmiyor o dogrultuda calismiyor. Bundan dolayidir ki yazilari yurtici ve yurtdisinda bircok site tarafindan kaynak gosteriliyor.
SETA Genel Koordinatoru Dr. Ibrahim Kalin: ANI GELISMELER UZERINE BEYIN FIRTINASI YAPIYORUZ
Dusunce kuruluslari uzun donemli fikir ureten universiteler ile gunluk kararlar alan karar alicilar arasindaki bir kopru mahiyetinde. Bu kuruluslar birinci olarak belli konularda karar alicilari etkilemeye calisir. Mesela Kyoto Anlasmasi nin onaylanmasi veya onaylanmamasi icin bir lobi faaliyeti yapabilirler. Bu diger taraftan da kamuoyunu etkileme ve kamuoyu olusturmadir. Burada partizanca ve ideolojik kabuller olmamasi lazim. Bu calismalarin hemen donusunu de beklememek lazim. Son yillarda AB surecinden dolayi hukûmette devlette bir acilim var; ama tam yeterli degil. Devletin bu kuruluslari beklentisiz desteklemesi lazim. SETA; ekonomi toplum medya politika uluslararasi iliskiler gibi bircok alanla ilgilenmeye calisiyor ama aslinda yeterli degil. Her bir alan icin keske bir SETA olsa. Bolge ve dunya ile rekabet edebilmek icin her an ciddi bilgiye ihtiyac var. Bu kuruluslar ulkenin dinamizmini de artiriyor. Calistigimiz konulari surekli takip eden uzmanlariz masalarimiz var. Ani gelismeler uzerine beyin firtinasi da yapiyoruz. En onemlisi sahaya gidip olayi gelismeyi yerinde inceliyoruz. Bir de SETA gibi kuruluslar dunyadaki benzer kuruluslarla bir network de olusturuyor. Islam âleminde bu kuruluslar yok ya da cok az. Demokrasi arttikca bu kuruluslarin gucu de artar. Emekli devlet adamlari asker ve diplomatlar da bu kuruluslara onemli katkilar saglayabilir ama bu kisilerin ileriye bakan ozgurlukcu bir zihniyette olmasi lazim.
Bizim yazilarda sinir uclari var. Universite o kadar bagimsiz yazamiyor ne yazik ki. Fikirler acik tartisma ortaminda cikiyor. Farklilarla bir arada yasama ahlakini yeniden canlandirmamiz lazim. Akademik makalede pozisyon almak zorunda degilsiniz ama bizde pozisyon almaniz lazim. Mesela Iran nukleer program meselesini yazdik. Her kesime bir sonuc ve oneri cikardik. Politik brif dedigimiz bu format cok verimli ve Turkiye de ilk biz yaptik.
USAK Baskani Doc. Dr. Sedat Laciner: FARKLI BIR SEY SOYLERSENIZ HAIN OLURSUNUZ!
Turk tarihinde fikir uretiminde bir kisirlik var. Politika uretimi de el yordamiyla deneme yanilma yontemiyle oluyor. Birilerinin dusunce uretmesi sarttir. Devlet adamlarinda kendisinin goruslerini surekli oven kisilerin danismanligi soz konusu Turkiye de dolayisiyla burada dusunen adami pek sevmezler. Biraz farkli dusununce basina olmadik isler gelir. Kurumum da sahsim da cok tehdit aldik. Bizde farkli bir sey soyleyince ya hain ya da ABD den AB den para aliyor olursunuz. Bu dusuncenizi vatan icin soylediginize inanan olmaz. Guclu olmaniz bilginize ve bu bilgiyi kullanmaniza baglidir Bati da. Bizde bu anlayis daha yerlesmedi. Dusuncenin kiymeti yok. Ne AKP nin ne de CHP nin bu tur bir kurumu desteklemesi soz konusudur. Dusunce uretimsiz parti siyasetci olur mu? Fikirsiz bir parti cikar cetesidir. Asker disisleri fikri nerden aliyor? Fikir almiyorsa islerini el yordamiyla yurutuyor demektir. Turkiye yi sadece kolluk kuvvetleri degil dusunen insanlar da savunabilir. Turkiye de bu kurumlar gelistikce harici operasyonlarin etkisi azalacaktir.
Ercan Citlioglu: SADECE ANALIZ DEGIL MESELE
Strateji cok basit bir sekilde ufuk hattinin otesini gorebilmektir. Ufuk hattinin onune dusen goruntuyu herkes sizinle birlikte gorebilir onemli olan onun arkasini gorebilmek. Arkasini gordugunuzde o goruntunun ufuk hattinin onune gectiginde nasil bir goruntu tasiyacagini siz bicimlendirebilirsiniz. Yani sadece analiz etmek degil mesele.
Dusunce merkezlerinin burokrasiyle ve siyaset dunyasiyla diger sivil toplum orgutleriyle dunyadaki benzer kuruluslarla Amerika Rusya Cin ve Ingiltere dekilerle organik baglarinin olmasi lazim. Dunya politikasini veya ulke politikalarini yonlendiren kisilerle ikili temaslar kurabilecek noktaya kendilerini getirmis olmalari lazim. Buna bir olcude ASAM yaklasti ama sadece yaklasti. Bizdeki stratejik arastirma merkezleri internete girerler buradaki yayinlarla bir bilgi birikimine sahip olup bunlardan sentez uretmeye calisirlar. Google analizciligi gibi. Bu kuruluslarin var olmasi gerektigine inaniyorum benimkisi yapici elestiri.
Devlette think-tank lerle ilgili bir ihtiyacin varligini simdiye kadar saptayabilmis degilim. Ayrica kanallarin cok acik oldugunu dusunmuyorum. Ben hic rapor sunmadim. Ayrica ben basvuran degil basvurulan kisi olmak isterim. Dusuncelerini anlatan olmak yerine dusunceleri sorulan kisi olmak isterim.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com