Ermeni toplumunun ileri gelenlerinden olusan bir grup tarafindan Basepiskopos Khajag Barsamyan i agirlamak icin duzenlenen tartismali tekne gezisine katilanlar kendilerine yoneltilen elestirileri haksiz bulduklarini dile getirdiler Turkiye Ermenileri Patrigi II. Mesrob’un rahatsizligiyla ilgili Patrikhane’den gelen yetersiz aciklamalar Turkiye’ye surpriz bir ziyarette bulunan Basrahip Papken Anusyan’a yoneltilen elestiriler ve Basepiskopos Khajag Barsamyan’in Istanbul seyahati vesilesiyle cemaatin ileri gelenleri tarafindan duzenlenen tekne gezisinde konusulanlar yogun tartismalara neden oldu. Patriklik Ruhani Meclisi pespese bildiriler yayimlarken Ortakoy Surp Asdvadzadzin Vakfi tarafindan gazetelere gonderilen elestiri ilani ise tepkilere neden oldu. Tekne gezisine katilan cemaatin ileri gelenlerinden Dikran Gulmezgil Melkon Karakose Efrim Bag Yetkin Berberoglu Migirdic Ardzivyan ve Herman Balyan 21 Temmuz Pazartesi gunu Agos’a aciklamada bulunarak kendilerine yoneltilen elestirileri haksiz bulduklarini dile getirdiler. Seyahatte olan Arsen Yarman sorularimizi telefonda yanitlarken toplantiya katilamayan Dikran Altun ise Sali gunu gazetemizi ziyaret ederek konuya iliskin goruslerini bildirdi. • Basepiskopos Aram Atesyan baskanliginda toplanan Ruhani Meclis 8 Temmuz’da bir bildiri yayimladi. Bildirinin ardindan Ortakoy Surp Asdvadzadzin Kilisesi Yonetimi gazetemize bir ilan vererek Basepiskopos Khajag Barsamyan’in Istanbul seyahati vesilesiyle duzenlenen yat gezisindeki konusmalari sert bir dille elestirdi ve Ruhani Meclis’in yaninda olduklarini acikladi. Duzenlenen yat gezisinde konusulan ve tartismalara neden olan konular tam olarak nedir? Bu bildiriyi nasil yorumluyorsunuz? DIKRAN GULMEZGIL - Oncelikle belirtmek isterim ki Dogu Amerika Ruhani Onderi Basepiskopos Khajag Barsamyan sevdigim bir dostumdur Istanbul’a daha once de cok kereler gelmis ve tarafimdan agirlanmistir bu ziyareti ve birlikteligimiz bir istisna degildir. Bu esnada bugunlerde cemaatin gundeminde yer alan herkesin o veya bu sekilde fikir beyan ettigi konulardan biri olan Patrik II. Mesrob’un saglik durumu gundeme geldi. Cemaatimizin belli basli yoneticileri biraraya geldiklerinde bu konularin konusulmasi kacinilmazdir. Gezimiz sirasinda hicbir baglayiciligi olmayan bir ortamda dile gelen dusuncelerimizi elestirenler oncelikle kendi sergiledikleri tavir ve tutumu sorgulamalidirlar. Her uc gazetemizde yayinlanan ilanlar insanlari suclayici ozellikler tasimakta ve o kisilere cevap hakki dogurmaktadir. Vakif yoneticilerinin kisisel goruslerini vakfa maletmesi ve soz konusu ilanlar icin vakfin butcesini kullanmasi ise cok buyuk bir talihsizliktir. • Soz konusu yat gezisi sizin teknenizde gerceklestirildi. 2006 yilinin sonlarina dogru Ortakoy Vakfi’nin yonetimi ile aranizda gorus ayriliklari ciktigi biliniyor. Bu bildirinin sahsiniza yonelik bir misilleme oldugu soylenebilir mi? DIKRAN GULMEZGIL - Misillemeden ziyade soz konusu vakfin yoneticileri gorevlerinin neleri gerektirdigini unuttuklarini dusunuyorum. Benim dusuncem su ki belli konularda gostermeleri gereken hassasiyeti gosteremiyorlar hatta daha ileri gidip soz konusu vakfi kendi sahsi varliklari gibi kullanabiliyorlar. Unutulmamalidir ki vakiflarimiz cemaatimizin varliklaridir yoneticileri ise sadece belli bir sure icin cemaat tarafindan secilmis temsilci ve idarecileridir. Bu yuzden vakif yonetimlerinin icraatlarinda seffaf olmalari gerekir cemaati aldiklari kararlar ve attiklari adimlar konusunda bilgilendirmelidirler. Gorulen o ki soz konusu kisiler sadece kendi iclerinde ve cemaat uyelerine danismadan attiklari adimlarla saibeli usluplarini devam ettirmekten yanalar. • Saibeli’yle kastiniz nedir? DIKRAN GULMEZGIL - Herkesin hatirlayacagi uzere merhum arkadasim Hrant Dink de Ortakoy Vakfi Yonetim Kurulu uyelerinin bazilari ile ilgili soylenceler hakkinda bilgi sahibi idi. Kendisi tarafsiz durusu ile ve kendi uslubunca bu durumu makalelerinde ozetliyordu. Ancak ne yazik ki bugun aramizda degil. Ruhu sad olsun. Bu iddalar varligini hâlâ korumakta ve aksi ispatlanmadikca bir saibe yaratmaktadir. Vakif yonetimleri calisma ve icraatlarini seffaf olarak yurutmelidirler. Beklenen seffaflik saglanmazsa ilerde cemaatimiz bunun hesabini sorar. Soz konusu vakif yonetimi 60-70 kisinin oyuyla secilmis ve secim surecinde rakibi olmayan bir yonetimdir. Oysa bugun gelinen noktada goruyoruz ki soz konusu vakiftan elde ettikleri ekonomik guc ile cemaatimizin diger vakiflarinda yillardir kesintisiz ve gonullu olarak gorev yapan vakif yoneticilerine hak etmedikleri bir uslupla saldirma hakkini kendilerinde buluyorlar. Bizler Ruhani Meclis’imizin karsisinda yer almisiz gibi aciklamalar yapiyorlar. Boyle bir sey soz konusu dahi olamaz. Cemaatimizin ve kuruluslarimizin karsilastigi her turlu soruna cozum uretmeye calistigimiz gibi ruhanilerimizin sikintilarina cozum uretilmesinde de bizlere dusen gorevi seve seve ustleniyoruz. Soz konusu vakif yoneticileri benzer sorunlarla bir tek kendileri ilgileniyormuscasina Basepiskopos Aram Atesyan baskanligindaki Ruhani Meclis’in arkasinda olduklarini ilan etme geregi duyuyorlar. Burada bir tur isguzarlik seziliyor boyle bir gorus bildirgesini vakfin adini kullanmaktan ziyade kisisel olarak neden yapmadilar? O vakif yonetiminde kalici olmadiklarini unutmamalidirlar. Ortakoy Yonetimi’nin bu talihsiz aciklamasi ancak cemaat bunyesinde olusturulmasi muhtemel olan ortak havuz sisteminin disinda kalma cabasi olarak yorumlanabilir. MELKON KARAKOSE - Kacan da dislanir. Ben bu ilanin soylediginiz dogrultuda verildigini dusunuyorum. MIGIRDIC ARZIVYAN - Yat gezimizdeki ozel bir yemegin ve orada sohbet seklinde konusulanlarin bir sekilde basina sizmasiyla cesitli kinamalar oldu ve son olarak kendilerine ne tur bir vazife cikarttiklarini anlayamadigim Ortakoy Vakfi Yonetim Kurulu’nun ilani gazetelerde yayinlandi. Bu ilanlar sonucunda yonetim kurullarini temsil etmeksizin orada bulunan yoneticiler yemekte basinda bulunduklari kurumu temsil ediyor gibi gosterilerek kurumlara zarar verilmek istendi. Halbuki yat gezisinde konusulanlar her yerde yapilan sohbetlerin bir parcasiydi. Son gunlerde her yerde konusulan ve cemaatimizi dogrudan ilgilendiren bu konuyu belli bazi insanlar yan yana gelip konustuklarinda her nedense bu durumdan faydalanmak isteyenler eski hesaplari isin icine karistirmistir. Ilanda yat gezimizdeki sohbet ortaminda bu konunun konusulmasi onur kirici olarak nitelendirilmistir. Asil onur kirici olan bu durumun ve bazi isimlerin kullanilmasidir. O yemekte bulunan kisiler cemaatteki tartisma ortamini alevlendirmemek icin gazetelerde yayimlanan ilana veya Ruhani Meclis’in konuya iliskin duyurusuna cevap vermemislerdir. Bunu firsat bilip guc sinamak ve basinda bulunduklari vakfi kullanmak buyuk bir hatadir. HERMAN BALYAN - Bu arkadaslarin vermis oldugu ilan halkimizi da hice saymaktir. Bu tutum ve davranislari son derece yakisiksizdir. Insanlari durduk yerde zan altinda birakmak bana gore basli basina bir suctur. Bu durumu kiniyor ve bu arkadaslari dusunmeye davet ediyorum. Bu cemaate ne kadar yarar saglayabildikleri ortada olan bu arkadaslarin hayatini cemaate adamis kisilerin bir arada bulundugu bir ortami degerlendirecek duzeyde olmadiklari kanisindayim. Bunca zamandir tum samimiyetiyle cemaat yararina cabalayan kisilerin bir arada bulundugu ortama iliskin olarak cemaate ne kadar katki sagladigi belli olan bu akil almaz cikis karsisinda sasirmamak elde degil. YETKIN BERBEROGLU - Ben soze baslarken burada vakiflarimizi temsilen degil sahsimiz adina bulundugumuzu soylemek istiyorum. Eger yine benzer bir davet olursa o davette de bulunmaktan ve fikir beyan etmekten sakinmayacagimi da belirtmek isterim. Kisiler birbirlerini sahsi isimleriyle muhakeme edebilir tenkit edebilirler. Vakif idarecilerinin bir vakfin ismini kullanarak baskalarini muhakeme etmeye hakki yoktur. Bizler icin soz konusu ilan uzucudur talihsiz bir demectir. Herkes kendi sevgisiyle ve kendi sucuyla anilir. ARSEN YARMAN - Ben herhangi bir vakfin yoneticisi degilim. Halktan biriyim. Halkimiz herhangi bir konuda istedigi zaman konusmakta ozgurdur. Ilan vererek bize itiraz eden vakif yonetimi halki temsil etmemektedir. Temsil edebilmesi icin en azindan oy tabanina donup fikir almasi gerekmektedir. Aklinca hak savunan ilan sahipleri acik denizlerdeki gemiler gibi firtinayi onceden tahmin edenlerdir. Bu yuzden bir limana siginma ihtiyaci duymaktadirlar. Ancak firtinalar bazen oylesine etkilidir ki limandaki gemiler bile alabora olabilir. Belki de acik denizlerde kalmak bazen daha akillicadir. Soz konusu ilani verenler kendi kendilerini ifsa etmislerdir. DIKRAN ALTUN - Basepiskopos Barsamyan genclik arkadasimdir ve Amerika’ya her gittigimde kendisini ziyaret ederim. Patrigimizin saglik durumu hakkinda yeterli aciklama yapilmiyor olsa da durumunun iyi olmadigini duyuyoruz. Aciklamalar yeterli olmayinca duyumlar etkili oluyor haliyle. Bu cemaatin sivil bir bireyi olarak dogal bir endiseyle durumu gozlemlemeye calisiyorum. Basepiskopos Barsamyan’in Istanbul’a gelmesi neler dondugu konusunda fikir edinmemi sagladi. Yat gezisine davet edildim ve katilmakta bir sakinca gormedigim icin katildim. Yat gezisinde Patrigimizin saglik durumunda herhangi bir duzelme olmamasi halinde Basepiskopos Barsamyan’in nasil yardimci olacagi soruldu. Ben sahsen Basepiskopos Barsamyan’in boyle bir teklifi kabul etmeyecegi kanisindayim. Bugun gundemimizde patriklik secimi olmadigini zaten biliyoruz ancak bizler her turlu ihtimali goz onune alarak ve tamamen iyi niyetle boyle bir yaklasimda bulunduk. Bu durumun abartilmasi gazetelerde yayimlanmasi ve uzerine aciklamalar yapilmasi fazlaliktir. Patrikhane’yle olan bir tur kopukluk sonucunda bu durumun buyudugunu dusunuyorum. Memnun olalim veya olmayalim halihazirda Patrigimiz II. Mesrob’dur ve gunun birinde patriklik secimi yapilacak olsa bile yeni secilen patrik Atoragits’ (Es-Patrik) olacaktir yani Patrik II. Mesrob konumundan bir sey yitirmeyecek ve patriklik titri devam edecektir. Cemaatin gelecegi icin kaygilanan sivil bir birey olarak yat gezisinde konusulanlarin buyutulecek seyler olmadigini dusunuyorum. Ortakoy Vakfi yonetiminin Dikran Gulmezgil’le olan gorus ayriliklarindan dolayi boyle bir ilan yayimlattigini dusunuyorum. Ne yazik ki bu duruma bizler de dahil edildik. Oysa son patriklik secimlerinde Basepiskopos Mesrob Mutafyan’in patrik secilmesi icin yuruttugum calismalari herkes biliyor. Bugun Patrigimizin onurunu kirmaya dair bana da yoneltilen suclamalar hic de gercekci durmuyor. Patrigimizin onurunu kiranlar bu olayi durduk yerde buyutenlerdir. EFRIM BAG - Yayimlanan bu ilani hicbir sekilde tasvip etmiyoruz. Soz konusu yonetimin daha onceden farkli hesaplari var idiyse isin icine bizleri sokmalari enteresan oldu. Bu olayla toplumumuzdaki sivil otorite boslugu bir kez daha hissedilmektedir. Biz tum vakif baskanlari bir araya gelsek de somut bir karar alamiyoruz. Ortak bir dusunce olusamiyor; tek seslilik yok. Bugun okullarimizda da bu sikintiyi yasiyoruz. Basepiskopos Aram Atesyan’in baskanliginda toplanan Ruhani Meclis’in bildirisi bizi magdur etmistir. Patrigimizin rahatsizliginin onceden bilindigi soyleniyor ama bizim bundan haberimiz yok; 3-4 ay once haberimiz oldu. Bu ilani veren arkadaslarimiz onceleri her gun Patrigimizin yanindaydi ama son 3 aydir kendilerini goremiyoruz. Bizse bu son 3 aydir Patrigimizin hep yanindayiz. Bu kinamalardan sonra ben Diramayr’la (Patrigimizin annesiyle) telefonla konustum kendisi Tabii ki bu cemaat patriksiz kalmaz. Gereken yapilmali. Keske herkes sizin gibi dusunceli olsa” dedi. Bizler Patriklik makaminin bekasini dusundugumuz kadar Patrik II. Mesrob’un saglik durumunu da dusunuyoruz ve endiseleniyoruz. Ortada bir yanlis anlasilma var. Toplumumuzda nasil bir sivil otorite eksikligi hissediliyorsa Patrikhanemizde de bir otorite eksikligi hissediliyor gibi. Oysa Patrigimizin su anda tam destege ve iyi bir korumaya ihtiyaci var. • Patrik II. Mesrob’un Ergun Karagoz adinda yakin bir korumasi oldugu biliniyor. Bu kisi gorevine devam ediyor mu? MELKON KARAKOSE - Evet yakin koruma gorevlisi olarak gorevini surdurmektedir. • Basepiskopos Khajag Barsamyan’in Istanbul seyahati vesilesiyle duzenlenen yat gezisi ertesinde Basepiskopos Aram Atesyan baskanliginda toplanan Ruhani Meclis’in bildirisini nasil degerlendiriyorsunuz? Soz konusu bildiride Ruhani Meclis karsilikli guven”den soz etmekte; bunu nasil yorumluyorsunuz? DIKRAN GULMEZGIL - Ben sivil bir yoneticiyim kendi adima veya vakfim adina hicbir zaman ruhaniler hakkinda aciklama veya yorum yapmadim ve yapmak istemem. Biz kendilerine guveniyoruz. MELKON KARAKOSE - Bu konuda biraz alindigimi soyleyebilirim. Ruhani Meclis’in boyle bir bildiriyi yayimlamadan once bizlerle konusmasi daha olumlu olurdu. Bizleri Patrikhane’ye cagirabilir ve Basepiskopos Barsamyan ile yaptigimiz gorusme hakkinda bilgi isteyebilirlerdi. Ve dolayisiyla olay buyumemis olurdu. • Su an bir vakif yoneticisi oldugunuzu unutup cemaatin herhangi bir bireyi olarak dusundugunuzde Patrik II. Mesrob’un saglik durumu hakkinda yapilan aciklamalari yeterli buldugunuzu soyleyebilir misiniz? DIKRAN GULMEZGIL - Patrikligin aciklamalari yeterli olmadigi gibi bana gore geciken aciklamalardir. Kaldi ki ortada hâlâ ciddi somut bir aciklama yok. Patrigimizin saglik durumunun duzelmesi ve en iyi sekilde tedavi edilmesi icin bir cemaat olarak koordineli ve yeterli calisma yurutemedigimizi dusunuyorum. Bu konuda dogal olarak eksiklerimiz var cunku Patrigin saglik durumu hakkinda saglikli bir bilgi akisi malesef saglanamadi. • Cemaatimiz icin bu kadar onemli ve hassas bir konuda bilgi akisi sizce neden saglanamiyor? Yoksa saglanmak istenmiyor mu? Bu kritik ve bugulu surecten zaman kazanmak isteyenler olabilir mi? Belirsizlikle gecen zaman kimin lehine isliyor olabilir? DIKRAN GULMEZGIL - Bu konuda su an bir yorum yapmak mumkun degil. • Patrik Mesrob’un saglik durumu hakkinda tamamen aydinlatici ve tatmin edici aciklamalar yapilmadigi belirtiliyor. Patriklik yeterli aciklama yapmiyor ise Surp Pirgic Hastanesi neden konuyu mercek altina alip basini ve cemaatimizi bilgilendirmek icin bir girisimde bulunmuyor? HERMAN BALYAN - Oncelikle belirtmeliyim ki Ruhani Meclis’in aldigi kararla 16 Temmuz Carsamba gunu Surp Pirgic hastanemizde bir doktor heyeti belirledik. Ruhani Meclis’e ve alinan kararlara saygimiz sonsuzdur. Tum gazetelerimiz ve dolayisiyla cemaatimiz Ruhani Meclis Baskani Basepiskopos Aram Atesyan baskanliginda duzenlenen toplantida alinan bu karar hakkinda bilgilendirildi. Surp Pirgic Hastanesi’nin yonetimi olarak Patrigimizin tedavi surecinde gereken her seyi seve seve yerine getirmeye haziriz. Toplanti karari ile belirlenen doktorlarimiz bu 10 gun icinde hazirlayacaklari raporu imza altina alacak rapor Patrikhane’ye teslim edilecek ve bir nushasi da hastanemizde bulunacak. Soz konusu raporun basina aciklanmasi zamana baglidir ve raporlari aciklarsa ancak Patrikhane aciklar. • Melkon Bey Patrik II. Mesrob ile 30 senedir suren bir yakinliginiz oldugu biliniyor. 1998’deki patriklik secim surecinde gazetemizin kurucusu Hrant Dink’le birlikte calismalar yuruterek patrik adayi olan Basepiskopos Mesrob Mutafyan’in destekcisi oldunuz. Keza Patrik II. Mesrob talihsiz bir trafik kazasi gecirdiginde de yardimina kosan ilk kisilerden biri sizdiniz. Bugun gelinen noktada Patrik II. Mesrob’un sahsina karsi islenen onur kirici bir sucla itham ediliyorsunuz. Bu durumu nasil degerlendiriyorsunuz? MELKON KARAKOSE - Ben ve bu masadaki tum arkadaslarim en az Patrigimizin annesi ve aile yakinlari kadar uzgunuz ve patrigimizin sagligina kavusmasi icin dua ediyoruz. Bugune kadar uc patrigimizle birlikte calismalarim oldu. Merhum patriklerimiz Sinorhk Kalustyan ve Patrik Karekin Kazanciyan’in doneminde Patrikhane’nin danisman kurulunda gorev aldigim gibi Patrik II. Mesrob ile de calismalarimiz oldu. Bana gore Patrik II. Mesrob dort dortluk bir insan fevkalade bir ruhani ve oldukca zeki bir idarecidir. Ancak bugun gelinen noktada goruyoruz ki otorite bosluk kabul etmiyor. Eger bir yonetimde veya kurumda otorite var ise o otoritenin surdurulmesi gerekmektedir. Bizler yillarin yoneticileriyiz. Bugun aramizda olan arkadaslarimiz ortalikta yokken biz gorevimizin basindaydik. Bugun bize yakistirilan kendine gorev cikaran cemaat mimari” soylemleri ise kabul edilir gibi degildir. Patrigimizin iyilesip gorevine devam edebilmesini yurekten istiyoruz ve kendisine benzeyen nitelikli bir ruhaniyi bir daha zor bulacagimizin da farkindayiz. Ancak hayatin bir de gercek yani var… Dolayisiyla Patrigimizin saglik durumuna iliskin olarak beklenen iyi haberlerin gelmemesi ihtimalini goz onune alarak misafir ettigimiz Basepiskopos Barsamyan’a boyle bir olasilikta bize nasil yardimci olabilecegini sorduk. Basepiskopos Barsamyan oncelikle Patrik II. Mesrob’un iyileserek gorevine devam etmesini temenni ettigini belirterek Amerika’daki gorevine devam ettigini ve su an boyle bir soruyu kesin olarak cevaplamanin zamani olmadigini soyledi. Olay bundan ibarettir. Bu durumun basina yansimasi ile bu gelismeleri kullanmak’ isteyenlerin iyi niyetli olmadiklarini gormek gerekir. Cemaat kurumlarimizin olagan isleri ve yonetim sekli birilerine yanasmakla birileriyle iyi gecinmek icin boylesi durumlari kullanmakla alakali degildir. Sag olsunlar var olsunlar her iki Basepiskoposumuz da mevcut idari sistemi surdurmeye calismaktalar. Ancak bizler cemaatin vakif yoneticileri olarak gelecekle ilgili her turlu tedbiri goz onunde bulundurabilmeli ve dusunmeliyiz cunku Patriklik makami bizler icin son derece onemlidir. Vakiflarimizla ilgili sorun veya sikinti oldugunda Patrikhane’nin yola ciktigi oranda bizler de ancak onun arkasindan ilerleyebiliyoruz. Patrikhane’den daha ust bir kurum veya kurulusumuz yok. Yasadigimiz bu tatsiz gelisme beni iki ayri noktada uzmustur. Ilki Diramayr’in (Patrigimizin annesi) uzuntusu bizlerin de uzuntusudur. Ancak biliyorum ki Diramayr bizleri tanimaktadir ve inaniyorum ki bu yakisiksiz soylenceleri dikkate almayacaktir. Ikincisi ise Basepiskopos Barsamyan’a da haksizlik yapildigini dusunmekteyim. Basepiskopos Barsamyan yakinlari olan bir ailenin dugun torenini yonetmek icin Istanbul’a gelmistir. Soz konusu dugunde Basepiskopos Barsamyan’in erkek kardesi ginkahayr (sagdic) olmustur. Bizler vakif yoneticileri olarak kendi imkânlarimiz elverdigince Basepiskopos Barsamyan’i Istanbul seyahati vesilesiyle duzenledigimiz bir yat gezisinde agirlamak istedik. Basepiskopos Barsamyan aksam saatlerinde Basepiskopos Aram Atesyan ile birlikte Tibrevanklilarin da katilacagi bir aksam yemegine istirak edecegini ve bizim davetimize ancak gunduz saatlerinde icabet edebilecegini belirtti. Dolayisiyla yat gezisine daha fazla insan davet etmedik. Bunun ardinda baska sebepler aramak iyi niyetli bir yaklasim degildir. Burada bulunan herkes Turkiye Ermenileri Patriklik Makami’nin destekcisidir. Bu makam bizler icin ayni zamanda kutsal ve tarihi degeri olan bir makamdir. • Cemaat vakiflarinin yoneticileri olarak Patriklik makaminin bekasi icin nasil onlemler alinmasi gerektigini dusunuyorsunuz. Alinan tedbirler var mi? Bu konuda vakif yoneticileri/temsilcileri olarak sizler bilgilendiriliyor musunuz? Sunulan alternatifler veya gozlemler var mi? DIKRAN GULMEZGIL - Su anda alinan bir onlem yok. Ne yapip ne yapmayacagimiz Ruhani Meclis’in aciklamalarina ve Patrigimizin rahatsizlik durumunun hangi safhada olduguna bagli. Bunlar net olarak aciklanirsa vakif baskanlari ve cemaatin uyeleri olarak bundan sonra yapmamiz gerekenleri oturup konusacagiz. Bunlar yapilmadigi surece ancak sohbet mahiyetinde konusuyoruz onun otesine gecemiyoruz. Ama artik bu noktadan sonra bazi seylerin suratle netlesmesi lazim. MELKON KARAKOSE - Bu konuda henuz bilgilendirme yapilmadi. Oyle saniyorum ki yilbasindan once bu konuda somut adimlar atmak dogru olmaz. En azindan yilbasina kadar Patrigimizin saglik durumunda degisiklik olup olmayacagini beklemeliyiz. • Ortak havuz sisteminden bahsettiniz. Burada bulunan vakif yoneticilerinin ortak havuz sistemi konusunda hemfikir oldugunu soyleyebilir miyiz? MELKON KARAKOSE - Iyi niyetli olan vakif yoneticileri ortak havuz sistemini destekler ve buna katilir. Ben Samatyaliyim yani basimdaki Topkapi Vakfi’nin onemli bir ihtiyaci oldugunda benim de destek olmam gerektigini dusunuyorum. Bizlerin sadece sorumlusu oldugumuz vakfin degil butun cemaat vakiflarimizin okullarimizin hastanelerimizin ayakta kalmasi icin koordineli olarak isbirligi icinde olmasi gerektigini dusunuyorum. Ornegin Dikran Gulmezgil Karagozyan Vakfi baskanidir ancak bugune dek neredeyse tum vakiflarin madag baskanligini yapmis bir yoneticidir. Onemli olan sadece Karagozyan veya Ortakoy vakiflari degil; hepimiz mutlu oluyorsak o zaman bu cemaat ilerler; onemli olan musterek menfaat. Cemaatin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapmamiz yapmayanlara da yaptirmamiz gerek; bu da boylece bilinsin. DIKRAN GULMEZGIL - Ortak havuz sistemiyle olusacak ortak butce bu cemaatindir. Bu anlamda sivil otorite sart… Cemaatte sivil bir otoritenin eksikligi acikca belli olmaktadir. Ayrica bahsettigimiz ortak havuz sisteminin gerekliligi de son derece aciktir ve bu iki unsurun suratle olusmasi gerekmektedir. Aksi halde bu daginik hali toparlamak zor gorunuyor. EFRIM BAG - Karagozyan Vakfi birkac yil sonra cemaatimizin en yuksek gelirli vakfi olacak. Dikran Gulmezgil Karagozyan Vakfi’nin baskani olarak ortak havuz sistemini destekledigini soyluyorsa umit ediyorum ki bu diger vakif yoneticileri icin ornek olur. Belli oluyor ki burada bulunanlarin ortak cabasi cemaatin gelecegi icin daha iyi bir duzen kurmak birlik ve beraberligimizi korumaktir. Bu durus basit husumetleri firsat bilerek yakisiksiz davranislarda bulunanlara ornek olur umarim. • Sivil otorite eksikliginden bahsediyoruz ve ortak havuz sisteminin ivedilikle kurulmasi gerektigini soyluyoruz. Bu konuda herhangi bir girisim var mi? MELKON KARAKOSE - Evet 8 aydir suren ortak bir calisma var. Ancak biraz daha zamana ihtiyac duyuluyor henuz olgunlasma asamasinda. Sivil otorite eksikliginin giderilmesi icin butun vakiflarimizdan birer temsilcinin ve Patrikhane’den bir kisinin de katilimiyla bir olusum dusunuluyor. Bu olusumun mutlaka cok faydasi olacak ve cemaat kurumlarimizla ilgili her turlu konuda daha verimli ve pratik sonuclar elde edebilecegiz.