Bir susleme saheseri ve bir efsane.. -
Van golunun ortasinda bir buyuk ada var.. Golun en buyuk adasi.. Uzerinde de bir kilise.. Kilisenin etrafinda da badem agaclari..08 / 06 / 2008 05:37Bunlar hala duruyor.. Kiliseyi gezmek icin minik tepeye tirmanirken yol boyu siralanan agaclardan caglalari ellerimizle toplayip nasil lezzetle yedik..
Efendim vakti zamaninda gol civarinda yasayanlar da cagla badem mevsiminde bu lezzeti toplamak icin adaya gelirlermis..
Gelenlerden bir Turk delikanli agaclarin altinda dolasirken adadaki Ermeni Kilisesinin bas kesisinin kizi Tamara ya rastlamis.. Simsekler karsilikli cakmis ask atesi ikisinin de gonlune dusmus.. Al sana bir Sari Gelin efsanesi daha ..
Tabii Musluman Turkle Hiristiyan Ermeni nin aski goz onunde olur mu o devirde.. Geceleri gizlice bulusmaya karar vermisler..
Gece vakti adaya sandal yanassa dikkati cekmez mi?..
Delikanli sahilden 4 kilometre yuzermis adaya bulusma geceleri..
Gece vakti adada isik misik yok. O karanlikta delikanli nereye yuzecek?..
Onu da cozmusler.. Kiz bir mum yakip penceresine koyar delikanli da yolunu muma gore bulurmus..
Ote yandan.. Kiz gelinlik caginda.. Anasi ona uygun bir delikanli bulmus bile.. Gelinligini de elleriyle dikmis..
Artik bu delikanli mi yoksa kilisenin kesislerinden biri mi durumu fark edip bas kesise haber vermis.. Bir plan kurmuslar.. Kiz mumu yakip sahile delikanliya isaret verince gidip elinden mumu almislar. Kizi da hapsetmisler. Genc kesis mumu sandalin ucuna yerlestirip golun aciklarina kurek cekmege baslamis. Delikanli da muma yuzuyor ya.. Ama o gece bir turlu ulasamiyor nedense.. Mecali kalmiyor nefesi kalmiyor.. Ah Tamar.. Ah Tamar diye inleye inleye sulara gomuluyor sonunda..
Sabah cesedi ada sahiline vurunca kiz goruyor.. Ciglik cigliga odasina kosuyor. Bembeyaz gelinligini giyiyor ve ote yandaki ucurumun basina gidip Ana.. Ana.. Bu beyaz gelinligi bana dugunum icin diktin iste kefenim oldu diye kendini sulara birakiyor..
Adanin Ahtamar adi da bu efsaneden geliyor..
Kilisenin hemen dibinde Recep Usta nin enfes caylarini icerek tirmanirken kesilen nefeslerimizi yenilerken gezi boyu yanimizdan ayrilmayan arkeolog bilim adami dost Sinan Kilic anlatti efsaneyi.. Sonra tezini bu kilise uzerine yazan genc cici ve adi gibi guzel rehberimiz Eylem Guzel bu tarihi Ermeni Kilisesi nin once etrafini sonra icini tum bezemeleri ve kabartmalari ayri ayri izah ederek bir anlatti ki heyecanli bir sinema filmi gibi neseyle izledim..
Kilisenin duvarlari Tevrat tan bu yana dinler tarihi.. Her seyi resmetmis zamanin ustalari tasa.. Akliniza ne gelirse.. Yunus Peygamber i baligin yutusu Davut la Golyat in savasi.. Ibrahim Peygamber in oglunu kurban edisi..
Eylem de oyle guzel anlatiyordu ki oykuleri vaktin nasil gectigini anlamadik..
Suslemelerin sonuncusu elinde kadehiyle Abbasi Halifesi ne ait..
Bre ne isi var?..
Su isi var..
Bura zamanin (Isa dan 900 yil sonrasi) Ermeni Kralliginin Sarayi olarak insa edilmis. Saray yillar icinde kaybolmus ama ayakta duran kilise manastira cevrilmis. Iste bu krallik aslinda ic islerinde serbest dis islerinde halifeye bagli bir vassallik. Sirtini Abbasi Halifesi ne dayadigi icin etraftaki irili ufakli obur kralliklarin baskilarin karsi koymus ayakta kalmis zaten.
Kiliseyi yaptiran Ermeni krali da sukranlarini bu kabartma ile bildirmis.
Elinde sarap kadehi var diye Bu Abbasi Halifesi olamaz. Baska biri diyenler var dedi Eylem..
O sarap bildigin sarap degil.. Siirlerdeki Ask Sarabi dedim ben de.. Bu ada Ask Adasi degil mi?..
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com