AKP nin 301 kandirmacasi - Haber Arşivi 2001-2011
25 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ցրօն / Ժամ : Փայլածու

Haber Arşivi 2001-2011 :

17 Nisan 2008  

AKP nin 301 kandirmacasi -

AKP nin 301 kandirmacasi

301. maddede Turkluk yerine Turk Milleti ve Cumhuriyet yerine Turkiye Cumhuriyeti Devleti gibi degisiklikler yapilmasi soyut kavramlar uzerinden suc yaratmaya devam etmek demektir. AKP samimiyetsiz Turklugu yerine Turk Milletini Cumhuriyet yerine Turkiye Cumhuriyeti Devletini koyarak maddeyi demokrasi ve ozgurlukler acisindan olumlu yonde degistirdiklerini one suren iktidarin ya ne yaptigindan haberi bulunmuyor ya da okumus yazmis insanlari aptal yerine koyuyor. Her seyin bir siniri vardir ama mis gibi yapmanin siniri nerede biter? Demokrasi varmis gibi yapmak devlet laikmis gibi yapmak yargi bagimsiz ve tarafsizmis gibi yapmak universite varmis gibi yapmak. Demokratmis gibi yapmak ozgurluk havarisiymis gibi yapmak. Basta muhalefet partileri olmak uzere AKP nin de demokrasi hukuk ve ozgurluklerle ilgili icsellestirilmis bir anlayislari bulunmuyor. Zaten Turkiye nin yasadigi krizin temelinde siyaset alanindaki bu samimiyetsizlik yatiyor. Turkluk yerine Turk Milleti 1889 tarihli Italyan Ceza Kanunu nda bulunmayan bu kavram 1926 tarihli TCK ya konulmus olup bu kavrama iliskin hicbir gerekce gosterilmedi. Bu kavramin karsiligi fasist nitelikli Italyan Ceza Kanunu na 1930 tarihinde girdi. Doktrindeki goruslerden ve ictihatlardan olusan gerekcelere gore devletin millet unsuru devletin varligi ve bu varligin devamliligi yonunden onem tasiyor milletin bolunmezligi devletin varligi icinde moral bir deger ve guc ifade ediyor. Devlet ve milleti simgeleyen alametlerin korunmasi millet butunlugu duygusunun korunmasi ile cok yakindan ilgilidir. Nitekim 1982 Anayasasi nin baslangic bolumunun 1. ve 5. paragraflarindaki Turk milleti Turk milli menfaatleri Turklugun tarihi ve manevi degerleri Turk devletinin bolunmez butunlugu gibi vurgulamalar da bu gerekcelere destek sagliyor. Turkiye de devletin bir milleti vardir. Devletin baskici-asimilasyoncu bir anlayisla Turkluk uzerinden insa ettigi irkci ozellik tasiyan bir milliyetcilik anlayisi ve uygulamasi bulunuyor. Ancak devletle millet arasindaki uyumsuzluk yani milli sorun cozulebilmis degildir. Iceride Kurt sorunu bunun temel gostergesidir. Kurt kimligi Ermeni kimligi Kibris ve Ermeni sorunlari AB bir tehdit algilamasi biciminde ele alinarak bunlar uzerinden catismaci tepkiden beslenen bir milliyetcilik anlayisi sergileniyor. Milliyetciligin muhalif catismaci ve asimilasyoncu nitelikleriyle 301. madde ortusuyor. Ister Turklugu deyin ister teklifte oldugu gibi Turk Milleti deyin ifade ozgurlugunu yok eden bu tur bir sucu yaratmak yukarida nitelikleri belirtilen milliyetcilik anlayisina denk dusuyor. Ornegin Almanya da Alman ulusunu asagilamak Fransa da Fransiz ulusunu asagilamak gibi bir suc yoktur. Hele Turkiye gibi devletci ve irkci bir milliyetcilik anlayisinin bulundugu bir ulkede teklif gerekcesinde yapildigi gibi etnik kimlige atif yapan millet tarifi uzerinden suc yaratilmasi toplumsal barisi ve demokrasiyi dinamitlemek demektir. Gerekcede dil ve din birliginden soz edilmemesinin bir anlami bulunmuyor. Bu madde sorunlu milliyetcilik anlayisi nedeniyle vahim bir tehlike yaratiyor. Turkluk yerine Turk Milleti ibaresinin konmasi bu nedenlerle hicbir seyi degistirmez. Siyasetcilerin ve hukukcularin bunu bir bulus gibi ortaya surmeleri yaniltici olup samimi de degildir. Devlet millet uzerinden irkci bir milliyetcilik urettiginden amac herkesi Turklestirme oldugundan Turkluk ile Turk Milleti arasinda bir fark bulunmuyor. Cunku devletin bir milleti vardir bu da Turk Milletidir. Demek ki 301. maddenin sorunlu milliyetcilik anlayisi nedeniyle de kaldirilmasi gerekiyor. Kaldi ki yeni TCK nin 216. maddesinin 2. fikrasindaki duzenleme kamu barisini saglamaya yeterlidir. Bu duzenlemeyle halkin bir kesimini sosyal sinif irk din mezhep cinsiyet veya bolge farkliligina dayanarak asagilamak cezalandirildi. Turkiye Cumhuriyeti Devleti TCK nin 159. maddesinin ilk seklinde cumhuriyet kavrami gecmiyor. 1936 yilinda hukumet teklifinde olmadigi halde cumhuriyeti tahkir etmek de madde kapsamina alindi. Anayasa Mahkemesi cumhuriyet sozcugu ile adlandirilanin devlet sistemi olduguna isaret ederek degismezlik ilkesine baglananin cumhuriyet sozcugu olmayip anayasada nitelikleri belirtilmis olan cumhuriyet rejimi oldugunu belirtti. Boylece Anayasa Mahkemesi cumhuriyeti cok genis manada anliyor. Bu durumda devletin nitelikleri de cumhuriyet sozcugu icine alinarak korunuyor. Burada da Turk Milleti kavrami gibi Cumhuriyet kavrami da devletle ozdeslestirildi. Nitekim 301. madde gerekcesinde acikca cumhuriyetten Turkiye Cumhuriyeti Devleti nin anlasilacagi belirtildi. Ilginc olan 301. maddenin gerekcesinde one cikan bu sakinca degisiklik teklifinde madde metnine tasinarak guclendirildi. Bu tam bir kandirmacadir. Madde bu sekilde demirden bir leblebi haline getiriliyor. Oysa doktrin cumhuriyet kavraminin genisletilemeyecegini savundu. Doktrinde cumhuriyetin hukuk terimi olarak herhangi bir devlet yetkisinin soydan gecme yollarla bir hanedana birakilmasini yasaklayan bir devlet bicimi oldugu Anayasa Mahkemesi nin cumhuriyet sozcugune Anayasa nin baska ilkelerini ekleyerek o ilkelere de degismezlik kazandirma yetkisine sahip olmadigi belirtildi. Hukukta bu tur soyut ve icinin doldurulmasi tartismali kavramlar uzerinden suc yaratmak demokratiklesme ve ifade ozgurlugu acisindan sakincalidir. Bu nedenlerle bu sucun da kaldirilmasi zorunludur. Korumaya gerek var mi? 301. maddenin gerekcesinde devletin askeri ve emniyet teskilatinin yani silahli guclerinin neden ozel bir maddeyle korumaya alindiklari belirtilmedi. Alman Ceza Kanunu nda silahli gucler bu tur ozel bir koruma altina alinmadi. Hukukun ustunlugune dayali demokratik rejimlerde uc ana erk bulunuyor. Silahli guclerin dogal yerleri yurutmenin icidir ve bu gucler yurutme erkinin emrinde ve parlamentonun gozetimi ve denetimi altindadirlar. Bu bakimdan soz konusu guclerin ozel bir koruma altina alinmalarina gerek bulunmuyor. Silahli gucleri asagilamanin suc olarak duzenlenmesi bu kurumlarin elestirilmesini ve seffaf bir hale getirilmesini ve barisin savunulmasini engelliyor. Oysa demokrasilerde silahli burokrasinin parlamento ve kamuoyunca denetlenmesi onemlidir. TCK nin hakaret sucunu duzenleyen 125. maddesinin 5. fikrasinda kurul halinde calisan kamu gorevlilerine hakaret edilmesi durumunda sucun kurulu olusturan uyelere karsi islenmis sayilacagi belirtildi. Silahli guclerin hakarete ugramalari durumunda ceza yargilamasina ve tazminat davasi yoluyla hukuk yargilamasina basvurma olanaklari vardir. TCK 301. maddesinde Turkluk yerine Turk Milleti ve Cumhuriyet yerine Turkiye Cumhuriyeti Devleti gibi degisiklikler yapilmasi soyut kavramlar uzerinden suc yaratmaya devam etmek demektir. Bu anlayisin ise ifade ozgurlugunu yok ettigi aciktir. Toplumda oncu rolleri olan aydin yazar ve bilim insanlarinin bu rollerini yerine getirmelerinin yollari tikaniyor bu nedenle de basta Kurt sorunu olmak uzere onemli sorunlarin tartisilmasi imkani ortadan kaldiriliyor. Yine maddedeki silahli guclerle ilgili duzenlemeyi aynen muhafaza ederek tartisma ne kadar alanina sokmamak AKP nin demokrasiye uzak oldugunu acikca gosteriyor. Demokrat olmak o kadar kolay degildir. Mis gibi yaparak demokrat olunamaz.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+