Iyi ve kotu Ermeniler -
2000 ler Turkiyesi nden geriye donup baktigimizda 1914 lerden 15 lerden nasil bir ders cikarmaliyiz ya da tarihin bu bolumuyle nasil hesaplasmaliyiz? Dert savasin anlamsizligi uzerine bir seyler soylemek mi donemin konjonkturu uzerine fikir yurutmek mi biz seyircileri bir trajediye ortak etmek mi yoksa bu ulkenin insasina katkisi olan ve hayatlarini kurban edenleri bir film yoluyla anmak mi? Veyahut hamaset edebiyatina soyunmak yukselen milliyetci ruzgâri arkasina alarak gunun kosullarindan yararlanmak mi? 120 nin basardigi kadar basaramadigi seyler var elbette. Bir kere filmde alti kalinca cizilmis bir milliyetcilik ve savas ovgusu yok. Bu bence senaryonun ovguye deger yanlarindan. Ama el attiginiz tarih kesiti tartismali ve hâlâ uzerinde kesin bir mutabakata varilmamis bir donemin urunu. Somuta indirgersek hikâye 1915 Ermeni olaylarina gelinmeden onceki surecte geciyor. Film giriste Ermeni sorununa degilse bile Ermenilere nasil baktigini gosteriyor. Yasli doktor Kirkor amca hastasina bakarken Turk Rum Ermeni Cerkez ayirmiyor. Ama Tasnak uyeleri ayirmasini istiyor. Bu istege boyun egmeyince de Kirkor amcanin hayatina kiyiyorlar. Film bize kisaca sunu soyluyor; iyi ve kotu Ermeniler vardir. Nitekim oykunun bir yerinde goc eden Ermenileri goruyoruz. Yani ortada bir goc var ama onlari Osmanli surmemistir kendileri artik orada yasayamayacaklarini anladiklari icin goce karar vermislerdir. Onlar iyidirler ve Osmanli ya ihanet etmezler. Keza yollarini kesen ve kendilerine katilmalarini isteyen Tasnak uyelerini de kaale almazlar.
Ote yandan her filmden safca anti-militarist bir durus bekleyemeyiz. Cunku malum hakli savaslar da vardir; Kurtulus savasi gibi Bolseviklerin Car a karsi verdigi ve 1917 de zafere donusen mucadele gibi. Bu tur savaslar kendine ozgu kahramanlar uretir. 120 nin kahramanlari kuskusuz boylesi bir profile yakin duruyor. Ama ote yandan film adini verdigi o kahramanlardan cok donemin portresine ve o donem hakkinda fikir yurutmeye daha fazla onem vermis. Boylesi bir tercihin nedeni fikri one cikarmak mi yoksa bu trajediyi sinemasal anlamda aktaramamak dusuncesi mi bilemiyorum. Ama galiba ikinci sik gecerli. Turk sinemasinin el atacagi cok ve onemli konular var lakin onlari sinematografik acidan da tarihe not dusecek kose taslarina donusecek yapimlara imza atmamiz henuz uzak bir ihtimal. 120 bu acidan bana kalirsa erken bir proje olmus.
Yakin zaman once izledik; tarihten alinan bir efsaneyi Hollywood allayip pulladi ve onumuze atti. Fakat 300 fasizan yanlari ve medeniyetler catismasindaki bugunku cephelere yaptigi irkci gondermeleriyle butun o gorkemli teknolojik cilasina ragmen ici bos bir calismaydi. Kastettigim ve 120 den bekledigim bu tur destansi bir anlatim degil elbet. Belki Almanlarin Das Boot u ya da yine ayni ekibin cektigi Stalingrad gibi bir calismayla onumuze getirilebilirdi bu konu. 120 den ciktiginizda uzerinde ne dondurucu sogugun etkisinden ne de hikâyenin yurek burkan yanlarinin ruhunuzda birakmasi gereken izlerinden eser yok.
Oyunculuklara gelince Tasnak uyeleri fazla karikaturize. Ozge Ozberk Cansel Elgin ve Oytun Oztamur iyiler. Emin Olcay kederi basariyla yansitiyor Ahmet Uz en karizmatik karakter (vali oluyor kendileri). Burak Sergen de iki ayri karakterde kuskusuz filmin en iyisi.
Tarihi filmler bizi ansiklopedik bilgilere goturur. Film dolayisiyla google da ya da wikipedia da doneme iliskin sorulara cevap aranacaktir (umarim). Aslinda 120 nin icinde bulundugumuz Cahiliyet devri nde bunu basarmasi bile cok onemli. Ama bir elestirmen olarak filmde ayrica sinemasal bir heyecan da bulabilseydim daha mutlu olurdum.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com