Bir gun Turkiye gercek demokrasi oldugunda hic kuskunuz olmasin demokrasinin geregi olan seffaf devlet de gerceklesecek. Iste o gun geldiginde yillarca bu ulkede derin devletin de derinine inerek gizlenmis bazi onemli kuruluslarin mesela Azinliklar Tali Komisyonu nun gecmiste yaptiklari da ortaya cikacak. Iste gun geldiginde Turkiye kendi gecmisinin karanlik sayfalariyla yuzlesebilecek belki de kendi gecmisiyle barisacak. Bilmeyenler icin hatirlatmaya calisayim: Yakin zamana kadar icinde Milli Istihbarat Teskilati Icisleri Bakanligi Vakiflar Genel Mudurlugu ve Disisleri Bakanligi ndan temsilcilerin bulundugu bir komisyonun adiydi Azinliklar Tali Komisyonu. Bu komisyonun baslica gorevi de Turkiye de yasayan gayrimuslim azinliklara hayati zehir etmek ve onlarin boylece bu ulkeden kacip gitmesini saglamakti. Yakin zamana kadar diyorum cunku sadece birkac yil once bu komisyonun varligi resmen dogrulandiktan sonra komisyonun gorevi ve adi degistirildi. Belki komisyon hâlâ eski islevini gormeye devam ediyor bunu da bilmiyoruz aslinda. Ama komisyonun isinin artik gecmise gore cok azaldigini soyleyebiliriz; cunku komisyon varoldugu donemde isini iyi yapti ve Turkiye de gayrimuslim azinlik nufusu cok ama cok azaldi. Ancak belki de cok iyimserimdir; azinlik mensuplarinin sayisi azalmakla birlikte belki de devletimiz 1915 ve izleyen yillardaki tehcir ve diger olaylar sirasinda surulmekten ya da oldurulmekten kurtulmak icin Islam i secen Ermeni aileleri takip etmeye devam etmistir. Bakin Turk Tarih Kurumu Baskani Prof. Dr. Yusuf Halacoglu bir yandan 1936 da bu donme lerle ilgili devletin bir calisma yaptigindan ve butun aileleri tek tek tespit ettiginden soz ediyor bir yandan da kendisinin de bu calismayi yakin zamanda guncelledigini soyluyor. Acaba 1936 da yapilan bu calisma neden yapilmistir? Sadece meraktan mi? Eger meraktansa bu calismanin sonuclari neden aciklanmamis hatta varligi bile dune kadar neden gizli tutulmustur? Sakin bu liste devlet memuriyetine giriste veya memuriyette yukseliste silahli kuvvetlere giriste veya yukseliste bir rehber gibi kullanilmis olmasin? Cunku devlette hassas gorevler soz konusu oldugunda insanlarin ailelerinin etnik gecmisine bakildigi guvenilir ve guvenilmez etnik kimliklerden soz edildigi Ankara da cok bilinen sir lardan biri. Devletimiz bu cesit ayrimciliklar yapmis olabilir mi? Aslinda yaptigini biliyoruz: Dogrudan gayrimuslim azinliklardan birine mensup olan tek bir kisinin bile devletimizde herhangi bir yuksek memuriyete (universitede profesorluk haric) geldigini bileniniz var mi? ( Bilmemiz sart mi diyenler olacaktir haklilar da. Ama bazi etnik veya dini kimliklere sahip olmayi engelleyici gorenler varoldukca insan ister istemez devlet kadrolarinda yukselenleri gozluyor.) Ama konumuz dogrudan azinliklar degil bundan neredeyse 100 yil once can derdiyle veya baska sebeple Islam a donmus olan ailelerin bugun yasayan besinci altinci kusak uyeleri. Unutmayin daha yakin bir zaman once Islamci gazetelerimiz bir universite rektorunun dini ve etnik kimligini onun kanunlari uygulama biciminin sanki nedeniymis gibi takdim etti bu rektoru mansetten teshir etti. Ayni sekilde Van 100. Yil Universitesi Rektoru Prof. Dr. Yucel Askin da Kaninda Ermeni kani tasimak la suclanabildi ulkemizde. Bunlar sivillerin yaptiklari. Turkiye de siviller duzeyinde bu denli yaygin olan siradan irkciligin devletimiz tarafindan uygulanmamis olmasini ummak istiyor insan. Ama diyorum ya bunlari bu ulke gercek bir demokrasi oldugunda devlet de hesap verir oldugunda ogrenebilecegiz ancak.