Ermeniler vardi; Hrant da... - Haber Arşivi 2001-2011
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Հոթապեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

28 Ocak 2008  

Ermeniler vardi; Hrant da... -

Ermeniler vardi; Hrant da...

Hrank Dink in cenazesi. Hepimiz Hrant Dink iz adli kitaptan alinmistir. Bu kitabin yayimlanmasindaki esas gaye Hrant Dink in zihinlerimizi kusatan karabasani alt etmenin yegâne imkâni olarak gordugu aklin vicdanin ve insani hasletlerin sesini yukseltmek Puslu bir cuma gununun ogleden sonrasiydi. Takvimler 19 Ocak 2007 yi gosteriyordu. Kimileri bir arkadasinin telasli sesiyle telefondan aldi haberi kimileri de televizyonlara son dakika notuyla dusen haberlerden. Hrant Dink oldurulmustu. Arkadan yaklasan saldirgan basina iki el ates ederek katletmisti Hrant Dink i. Bu ulkenin barissever bir aydini cesur bir sesi susturulmustu. Yuzukoyun yere uzanmis bir ceset ve alti penceli bir ayakkabiysa hafizalara kazinan ilk goruntuler olacakti bu olaydan. Kotu haber cabuk yayilmisti. Ayni sekilde sok dalgasi ve olayin sebep oldugu infial de. 19 Ocak aksaminda yagmur damlalarinin dustugu Taksim-Osmanbey hattinda insanlar Agos gazetesine dogru yuruduler. Ofke vardi. Huzun vardi. Bagira bagira gelen bir felaketin onunun bir turlu alinamayisina duyulan kizginlik vardi o gece sokaklarda. Organize olmadan kendiliginden bir araya gelen insanlarin iclerinden geldigi gibi attiklari sloganlarda da bir isyanin tezahurleri vardi. Nasil olmasin ki? Hrant neden olmustu? Daha dogrusu neden katledilmisti? Ne yapmisti ki bu akibeti hak edecek? Hangi gunahlarin bedelini odemisti? Demokrat olmanin mi? Aydin sorumlulugu icinde sorunlarin asilmasi adina cesaretle inisiyatif almanin mi? Bu ulke de Ermeni Sorunu gibi tabu haline getirilmis bir konuda unutkanlikla malul konumdaki bir topluma gerceklerle yuzlesmesi icin ayna olma islevini ustlenmenin mi? Ya da butun bunlarin hepsinin mi? Ne var ki hangi gerekceyle olursa olsun degismeyen gercek bir takim mahfillerde Hrant in bir bedeli odemeye coktan mahkûm edilmis olduguydu. Nitekim odetildi de. Hem de cani pahasina. Her zaman oldugu gibi kim yapti sorusu zihinlerde beliriverdi dogal olarak. Derin devlet? Ceteler? Milliyetci hassasiyeti yuksek gencler? Maceraperestin teki? Aslinda bunlarin bu noktadan sonra ne kadar onemi vardi? Is buralara gelene kadar nerelerden gecilmisti? Yazdigi bir yazidan cimbizla secilen bir cumle hem de asil baglamindan koparilarak yorumlanmis ve Hrant 301 in kiskacina alinirken baslamamis miydi bu surec? Medyasindan sozde birtakim sivil toplum kuruluslarina kadar duzenlenen kampanyalarla hedef tahtasina coktan oturtulmamis miydi? Mahkeme koridorlarinda linc edilmeye kalkisilmamis miydi? Neden Hrant Dink? Aslinda cokta sasilacak bir yan yoktu butun bu olup bitene bakinca. Ya sev ya terk et felsefesiyle siyaset yapanlarin her gecen gun nefes almayi zorlastirdiklari bir ortamda demokrat olmanin ozgur dusunmenin ve cesur davranmanin bir bedeli olacakti elbette. Ustelik o bir azinlik mensubuydu. Kimilerinin anladigi sekliyle az olan tarafa aitti. Haddini hududunu bilmesi gerekenlerdendi. Daha da otesi bu toplum icin oteki konumundakilerin en otekisi olan Ermeni cemaatine mensuptu. Sonucta Hrant Dink katledilmisti. Basina sikilan iki kursunla. Ve arkadan. Ama butun bunlarin ardindan cenazesinin pesi sira on binler yurudu Istanbul caddelerinde. Hem de cogu kimsenin tahmin etmedigi buyukluk ve beklemedigi bir kararlilik icinde. Bir vicdan muhasebesini yaparak ve toplumun butununu de bu muhasebeyi yapmaya davet ederekten. Elimizdeki kitabin girisinde Omer Laciner in de ifade ettigi gibi cinayetin hemen ardindan kendiliginden ortaya cikan Hepimiz Hrant iz hepimiz Ermeni yiz slogani son yillarin hercumercinde hayatlarimizi tasallut altina alan milliyetciliklere karsi bir tepkiydi. Sokaklarda atilan adimlar ve haykirilan sloganlar her seyden once insani degerlere sahip cikabilmenin bir gayretiydi. Butun o protestolar ve o sloganlarda dile getirilen talepler olan bitene bir cevap bulmak ve bulunan cevabin isiginda insani-evrensel degerlerden yana tavir koymanin cagrisiydi. Beklenen tek sey bu taleplerin bir iradeye donusmesiydi. Demokrasiden insan haklarindan ozgurlukten ve hepsinden onemlisi insan yasamina deger veren bir anlayistan yana bir seylerin donusmesiydi arzu edilen. Bu olumun hic olmazsa bir seyler adina milat olmasiydi talep edilen. Ermeniler vardi Iste Bir Zamanlar Ermeniler Vardi basligiyla Birikim Yayinlari tarafindan yayimlanan kitapta bu anlayisin bir parcasi olarak okuyucunun karsisina cikiyor. Hrant Dink in katledilmesi uzerine Birikim dergisinin Subat sayisinda yayimlanan yazilarla daha once yine ayni dergide Ermeni Sorunu uzerine kaleme alinmis makalelerden olusan kitabin yayimlanis amaci oncelikle Hrant Dink in anisina zamana bir kayit dusebilmek elbette. Ancak bunun da otesinde arka kapakta ifade edildigi uzere kitabin yayimlanmasindaki esas gaye Hrant in zihinlerimizi kusatan karabasani alt etmenin yegâne imkani olarak gordugu aklin vicdanin ve insani hasletlerin sesini yukseltmek. Bunu yaparken ayni zamanda sorunun cozumu icin kararli ve tutarli bir sekilde caba gostermenin zorunlu olduguna da isaret etmek. Sorunun nerde oldugunu belirlemek icin filmi biraz geri sarmak gerekecek. Ta ki 19. yuzyilin ikinci yarisindan itibaren yasananlara bakana degin. Etyen Mahcupyan in kitaptaki makalesinde de vurguladigi uzere din uzerinden mesruiyet kazanan Osmanli nin cemaatci yapisi Bati da ortaya cikan bireysellige ve bunun uzantisi durumundaki modern fikirlere yabanciydi. Adaletin esas alindigi Osmanli siyasal sistemi ozgurluk ve esitlik gibi kavramlara uzakti. Bu baglamda Osmanli toplumsal yapisinda yonetim mekanizmalari ile cemaatler arasinda bas gosteren uyumsuzluk zaman icinde giderek derinlik kazanacakti. Sorunlari degisen kosullara uyum saglayarak asamayan ve bunun yerine muesses nizami korumak adina gerektiginde zor kullanma esasina dayanan bir yonetim anlayisinin mevcut sorunlarin icinden cikamayacagi asikârdi. Ustelik Balkan Savasi yla birlikte imparatorlugun kalbi konumundaki topraklarin kaybedilmesi derin bir travmanin olusmasina yol acacakti. Bizi bolmek isteyen emperyalist gucler vardi. Bir de onlarin cikarlarina hizmet eden otekiler. Yani din ve etnik koken olarak bizden olmayanlar. Azinlikta olanlar. Modernlesme surecine gec dahil olmus ve dolayisiyla bu sureci eksik yasamis olan boylesi bir toplumda ulke icindeki gayrimuslimlerin sorun olarak gorulecekleri ve bir sekilde kendilerinden kurtulmanin yollarinin aranacagi acikti. Bu yol Ermeniler icin tehcir Rumlar icinse nufus mubadelesi olacakti. Sonrasi ise tarihin yeniden kurgulanmasiyla tamamlanmaya calisilacakti. Alfabe degisikligi ve radikal bir dil devrimiyle gecmisten ve ona izafe edilen tum olumsuzluklardan arindirilarak Taner Akcam in tanimlamasiyla bir nevi toplumsal hafiza kaybina (amnesia) ducâr olan toplumun bu noktadan sonra geriye yeniden sekillendirilmesi kaliyordu. Bu da 1930 lardan daha asagisina uzanamayan bir tarih kurgusunun olusturulmasiyla hayata gecirilecekti. Toplum yine Akcam in degerlendirmesiyle onune tarih diye konulan kurgulari kabul edecekti. Bu kurgu dis dusmanlar ile ic dusmanlarin elele vererek bizi bolmeye calistiklari tezi uzerine insa edilecekti. Bu insanin elbette en onemli malzemesini ise oteki durumundaki gayrimuslim azinliklar olusturacakti. Ermeniler acisindan bu surece 90 li yillardan itibaren bagimsizligini kazanan Ermenistan devletinin ortaya cikmasi ve Ermeni diasporasinin soykirim tezini cok daha guclu bir sekilde dunya kamuoyuna tasimasi bambaska bir agirligi daha yukleyecekti. Daha once pek gundemde olmayan eski defterlerin acilmasiyla Ermeniler uzerinden yurutulen tartismalar daha da hassas hale gelecek sorunlar milliyetci ruzgârlarin alabildigine sert esmesiyle birlikte iyiden iyiye icinden cikilmaz hale gelecekti. Oyle ki sonunda biliyorum ki bu ulkede kimse guvercinlere dokunmaz diyecek kadar samimi duygulara ve iyimser karaktere sahip bir insan vurulacakti. Iki kursunla ve arkadan. Sonrasi geride kalan bir yilda hepinizin bildigi gibi akip gidecekti. Tetikciyle hatira fotografi cektiren guvenlik mensuplarindan daha Hrant Dink in cenazesi kaldirilmamisken kosesinden bu cocuklari da anlamak lazim diye ayni tetikcilerle empati olusturulmasi yonunde beyanda bulunanlara degin pek cok seyi de gorecektik. Dava halen devam ediyor. Nasil sonuclanacagi ise zaman icinde gorulecek. Birileri mutlaka ceza alacak. Ancak bu isin perde arkasi aralanacak mi onu bilemiyoruz. Dileriz bu dosya da bircok belirsizlikler esliginde kapanarak tarihe mal olmaz. Ama esas sorunun cok daha derinlerde oldugunu tarihe bakisimiz basta olmak uzere olaylari algilama ve degerlendirmedeki mevcut kriterlerimizi degistirmezsek bu sikintilardan kurtulamayacagimizi da gormemiz lazim. Hem de acilen. Bir Zamanlar Ermeniler Vardi baslikli kitap bu onemli konuya degisik acilardan yaklasan makalelerle cozumun nerelerden gecmekte oldugu noktasinda ciddi anlamda isik tutuyor. Ozellikle de aklini ve vicdanini hâlâ rehber olarak gorenlere. BIR ZAMANLAR ERMENILER VARDI!.. Editor: Abdullah Onay Birikim Yayinlari 2008 261 sayfa 16 YTL




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+