Misyonerlik din ve vicdan hurriyetidir Imam Hatip Vakfi ndan ezber bozan cikis Turkiye Imam Hatipliler Vakfi nin timav.org.tr adresli internet sitesinde bu aciklamaya yer verildi: Misyonerlik Faaliyetleri: TBMM nin hak ve ozgurlukler baglaminda basortusu gibi konularda gosterdigi duyarliligi din ve vicdan hurriyeti cercevesinde diger konularda da gostermesinin gerekliligine inaniyoruz. Din ve vicdan hurriyetinin tam anlamiyla saglanmasi hususunda milletimizin cogunlugunun dini olan Islamiyet’in yaninda azinliklarin mensup olduklari Hiristiyanlik Musevilik gibi dinlerin mensuplarina da gerekli hak ve hurriyetlerin saglanmasi hem devletin gorevi hem de inanclari baglaminda Muslumanlarin da gorevidir diye dusunuyoruz. Son zamanlarda etnik milliyetcililik soylemlerinin arkasina siginan bazi gruplarin tahrikleri ile misyonerlik faaliyetlerinde bulunan farkli dinlerin mensuplari tedirgin edilmislerdir. Bizim inancimizda her kim hangi dine veya goruse sahip olursa olsun inanclarini yasama hurriyetine ve goruslerini ifade edebilme hurriyetine sahip olmalidir. Bizler dinimiz olan islamin gerekliliklerini yerine getirmek ve dinimizi yaymak adina ne kadar hakka sahip ve ne kadar hak talep ediyorsak ulkemizde yasayan diger dinlerin mensuplarina da ayni hak ve hurriyetlerin kullandirilmasini insanlik adina onemsiyoruz. Ulkemizde yasayan her din mensubu dininin gereklerini kendi yasadigi ve yasanmasini tavsiye ettigi gibi baskalarina da baski yapmadan tehdit ve santaja girmeden anlatma hurriyetine sahip olmalidir. Eger ihtiyac varsa kendi ibadethanelerini kilise ya da havralarini serbestce acabilmeliler dini yayinlarini serbestce satip ya da dagitabilmelidirler diye dusunuyoruz. Bunu demokratik bir hak olarak goruyoruz. Bu hak Islam dininin de ongordugu bir hurriyettir. Bu tip faaliyetlere karsi cikan ve provake edenlerin bizzat kendi dinlerini ve demokrasiyi geregi gibi bilmedikleri icin misyonerlik faaliyetlerine karsi ciktiklarini dahasi asiri davranip bu insanlari bizzat kendi yontemleri ile cezalandirmaya gittiklerini dusunuyoruz.Kendi dini ve inanclari disindaki din ve inanclari yok sayan onlara yasam hakki tanimayan bu mantik ulkemiz ve milletimiz adina tehlikeli bir mantik bu gidis de tehlikeli bir gidistir. Bunun icin ozellikle genclerimize insan haklarini din ve vicdan hurriyetini devletimiz ve sivil toplum kuruluslari acilen ogretmenin yollarini bulmalidirlar. Bu insanlar benim ulkeme nasil kilise acarlar gibi tepkisel bir yaklasim dunyanin dort bir kosesinde cami ve mescit acan Musluman kardeslerimizin de benzeri tepkilere maruz kalmasina sebebiyet verebilir. Biz nasil farkli dinlerin cogunlukta oldugu ulkelerde cami ve mescit aciyorsak ve bunu asla gizli yapmak istemiyorsak farkli dinlerin mensuplarinin da kendi ibadethanelerini rahatca ve gizleme ihtiyaci duymadan acabilmelerine en azindan tahammul gosterilmelidir. Konya’mizda bile yuzlerce gizli kilise acildigi kulaktan kulaga dolasmaktadir. Eger bu insanlar farkli hesap veya hedeflerle actiklari kiliselerini veya farkli ibadethanelerini gizliyorlarsa o farkli hesaplari asla tutmayacaktir. Ancak dinlerini yasamak ve anlatmak maksadi ile bu ibadethaneleri aciyorlarsa ve buna ihtiyac duyuyorlarsa istedikleri kadar kilise acabilmelidirler. Devletimizin de bu anlamda gerekli duzenlemeleri yapmasi toplum huzurumuz acisindan onemsenmelidir. Ilgili duzenlemelerin yapilmamasi bir kisim provakatorlerin islerini kolaylastirmakta bilgisiz ve bilincsiz insanlarin ihkak-i hak yapmalarinin onu kapatilamamaktadir. Ayrica; hakkin magdur tarafindan bizzat alinmasi anlamina gelen ihkak-i hakkin hem hukuken hem de dinen ne kadar yanlis bir uygulama oldugu yine ozellikle genclerimize iyi anlatilmalidir. Anlatilmalidir cunku; hapishanelerimiz ihkak-i hak yapanlarla doludur. Hak ve ozgurluklerin baris ve huzur icerisinde yasanabildigi daha mureffeh bir Turkiye dileklerimizle kamuoyunu saygiyla selamlariz.