Aslinda yazmaktan sikilali cok olmustu ama hukumetimizin uzun suren eylemsizligi ve sonunda da ortaya cika cika bugun Radikal in mansetten yayimladigi degisiklik onerilerinin cikmasi beni kabak tadi veren kimsenin okumak istemedigi bu konuya donmek zorunda birakti. Ceza Kanunu nun 301. maddesi hukukumuza yeni giren ansizin 2005 yilinin ortasinda ortaya cikan bir madde degil. Daha onceki madde numarasi 159 du bu duzenlemenin. Ve 159. madde oteden beri ifade ozgurlugunu kisitladigi icin meshur maddelerden biriydi. Ama bir farkla eskiden 159 yalniz degildi. Hatta ondan daha agir sonuclar doguran Ceza Kanunu maddeleriyle (141 142 163 312) kiyaslandiginda hafif bile kaliyordu. Turkiye zaman icinde butun bu maddelerde ifade ozgurlugunu kisitlamayan duzenlemeler yapmayi basardi simdi geriye yeni numarasiyla 301 kaldi. Ceza maddesi temelde devlet kurumlarini hakarete karsi korumayi saglayan bir madde. Bir de cok tartismali ilave kavram var: Turkluk. Bu kavramin da hakaretlerden korunmasi amaclaniyor. Ama nedense madde metninde hakaret yerine asagilamak tabiri kullaniliyor. Boyle olunca da birisi cikip 1915 te Ermenilere yapilanlar soykirimdi dediginde baska birisi Turklugum asagilandi diyerek yargiya gidebiliyor bir savci dava acabiliyor bir mahkeme bu sozu soyleyeni mahkûm edebiliyor. (Rahmetli Hrant Dink in bu sozlerinden oturu o sozleri yayimlayan oglu Arat Dink mahkûm oldu. Hrant yasasa o da olacakti herhalde.) Yasanin muradi bu mudur yani benim icin bir gorus aciklamasi olan bu sozleri bile asagilama olarak gormek midir bir hayli tartismali. Ama anlasilan bu yasayi cikarak Adalet ve Kalkinma Partisi iktidari acisindan da yasanin muradi bu turden gorus aciklamalari degil de onun yerine acik hakaretleri cezalandirmak olmali ki hukumet 2.5 yildir yasayi degistirme arayisi icinde en azindan elestirilere hak veren bir goruntude. Peki buna ragmen yani 2.5 yildir sorunun ne oldugu ve dolayisiyla cozum yolunun nasil bulunmasi gerektigi bilindigi halde neden hicbir sey yapilmadi yapilamadi? Bu sorunun cevabini bilmiyoruz. Yani hukumetimiz sonuc itibariyla 2.5 yildir gorus aciklamayi degil de hakaretleri cezaya tabi tutacak bir duzenlemeyi bir turlu yapamadi. Bunu biliyoruz. Yapilan tartismayi da ozetlemeye calisayim: Bir gruba gore 301. madde degistirilse hatta kaldirilsa bile bizim savcilarimiz ve hâkimlerimizin zihniyeti degismedikce baska baska yasa maddeleri bulunup dusunce aciklama cezalandirilmaya devam edecek. Eski Adalet Bakani Cemil Cicek in de aralarinda bulundugu bu gorusu savunanlara gore beklemek savci ve yargiclarimizin Avrupa mevzuatiyla ilgili egitimlerine guvenmek ve zihniyetin degismesini saglamak gerekiyor. Ikinci grup ise yasa koyucunun muradinin aninda gerceklesmesi gerektigini bu gerceklesene kadar da gerekirse maddeyi tamamen kaldirmak dahil her turlu degisikligin her seferinde yapilmasi gerektigini soyluyor. Hukumet dune kadar zamana oynadi Yargitay in getirecegi yorumlarla yasanin sadece asagila sucu icin gecerli olacagi bir yorum ortaminin dogmasini umit etti ama bu olmadi. Simdi anlasilan yasayi degistirmek tek yol olarak kaldi. Kaldi ama Radikal e sizdigi kadariyla yeni yasa metni bu yasayla ilgili tartismalari bitirecek gorus aciklamalari guvence altina alacak gibi degil. Mesela Turkluk kavrami yerli yerinde duruyor. Bu soyut kavrami da iceren butun elestirel gorus aciklamalar asagilama kapsamina hâlâ alinabilir. Ote yandan asagilama kavrami da yerini hakaret e birakmis degil oysa agir elestiri asagilamayi icerebilir ama hakaret baska bir sey ve biz herhalde bunu cezalandirmak istiyoruz. Uzucu olani bu birkac kelime ve bir yasa maddesi etrafinda donen sacma sapan tartismanin artik utanc verici boyutlara ulasmis olmasi ve aradan gecen onca zamanda bu konunun bir turlu bir sonuca baglanamamis olmasi.