O sunu demis bu bunu demis; toplanmislar dagilmislar; kanun tasarisiymis reform projesiymis; Avrupa si Ortadogu su Amerika si yavas yavas Uzakdogu suyla dunya; Ermeni iddiasi Kurt meselesi; ekonomik durum duzeliyor mu yoksa yeni bir kriz arifesinde miyiz? Ozdeyis meraklisi degilim amma hatirimda yer etmis bazi deyisler de var. Goethe: – Gazete nedir anlamak icin uc dort gunluk bir gazeteye bakin da karar verin dermis. (Onun zamaninda da gazeteler var miydi demeyin sakin! Goethe 1749-1832 yillarinda yasadi; Avrupa da ilk gazetenin yayimlanma yili 1605 tir. Gutenberg in matbaayi icadindan 165 yil sonra.) Insan bu «hây u huy» arasinda da bazen durup kendine «Peki simdi biz neredeyiz ve neyle mesguluz?» diye sormadan edemiyor. Bence bugun-hâlâ henuz dort basi mâmur bir hale gelmemis de olsa iyi kotu var edebildigimiz demokrasiye uyum saglamaya calisiyoruz. Kendi yakin cevremdeki bir didismeyi unutamam. Gulseren Hanim in ailesi ve dostlari bizim evlendigimiz 50 li yillarda biraz saskin daha cok da ofkeli CHP taraftari idiler. – Ee ne yapalim Turk milleti sizlerden ibaret degil. Hatta korkarim sizin kadar «gelisememis» olanlarin sayisi sizden daha cok. – Bu durumda ne yapalim istiyorsun? diye sorarlardi. – Bir sey istemiyorum. Bakiyorum sadece dediginiz kadar demokrat misiniz yoksa kendinizi mi aldatiyorsunuz diye. Aradan bir yarim asir gecti. Vakia «gelismis muhalifler»in adi artik tek kelimeyle «CHP liler» diye anilmiyor. Ama ben ayni suali bugun de hemen her gun yeniden sormak ve tekrarlamak zorunda kaliyorum. Dil Yâresi Turkce dostlarindan (Togay Kilicoglu) Gene bir muskulumuz var: Internet mi yoksa Internet mi? Bu kelimeyi nasil kullanmaliyiz? Reklam sektorunun sizden bir ricasidir. – Telaffuzdan soz etmiyorsunuz elbette «I» diyen yok zaten. Ve bu kelimenin yerine Turkce karsilik teklif eden de yok. Boyle kullanacagimiza gore kendi imla kuralimiza uyarak buyuk harf oldugu zaman da «i»yi noktali (Internet diye) yazmaliyiz. Gorgu Hep kirik not vermek uzere acmadik bu koseyi. Ama daha cogunun tatsiz hatirlatmalar olacagini da onceden bilir gibiyiz. Hazirlikli olun da beni fazla karamsar bulmayin diye tedbir aliyorum. Ataturk u canlandirmada Haluk Bilginer i hepimiz ovduk. Keske esi Askin Nur Yengi «daha iyi oynanamaz» diye devreye girmeseydi. Ya Derya Baykal in Ferhan hayranliginin depresmesine ne dersiniz? «O da cok iyi oynar Ataturk u» diye... Basbakan Erdogan ile Genelkurmay Baskani Buyukanit arasi yakinlasma havasindan cumlemiz pek memnunuz. Herkesin icinde konusurken bir ellerini agizlarina goturup dudak hareketi gizlemeleri fazla cocuksu bir tedbir. Kirmizigul u taniyor muyuz? Gunlerdir Beyaz Melek filmi konusuluyor. Oyuncu kadrosunun gradosu hayli yuksek bir film aralarinda Yildiz Kenter bile var. Gazetelerde okuyorum ekranlarda gorup isitiyorum hadisenin en onemli unsuru olarak Mahsun Kirmizigul one suruluyor. Bizde de sarkicilar turkuculer ayni zamanda film yildizi oluyor. Munir Nurettin Selcuk ve Zeki Muren mesela sinema oyuncusu da oldular. O donemden sonra hatirladigim hanim sarkicilar var: Emel Sayin gibi Gonul Yazar gibi Bulent Ersoy (bu kizimiz oyleyken de yakisikliydi) gibi... Ama butun dunyada bu boyle: Frank Sinatra lar Elvis Presley ler ve daha niceleri ekrana unlu sarkicilar olarak gelmediler mi? Turk sinemasinin son donemlerinde sarkici-oyuncular daha cok halk muziginden geldi. Orhan Gencebay i Muslum Gurses i Emrah i Ibrahim Tatlises i Mahsun Kirmizigul u Yavuz Bingol u Ozcan Deniz i hatirliyorum. Hanimlardan da vardir herhalde benim cikaramadigim. Ee sinema goruntu ve soz kadar guzel ses i de degerlendiren bir iletisim araci. * Beyaz Melek filminin yazari yonetmeni ve oyuncularindan biri yani cok cepheli bir sinema adami olarak Mahsun Kirmizigul un katildigi televizyon programlarindaki cekingen tasrali hali dikkatimi cekiyor. Sunucular ve ekran komsusu oyuncular tarafindan itibar gordugu halde... Dun Omur Gedik Hurriyet-Kelebek te hadiseye bu acidan bakarak gazetecilerin ve televizyoncularin bir acigini kapatmaya calisiyordu. Kirmizigul e yakistirilan daha once niceleri icin cok soylenmis bilgisizlik-gorgusuzluk hikâyelerine ornekler verdikten sonra ozetle dedigi suydu: «Onun universite mezunu oldugunu konservatuvar bitirmis bir muzisyen olarak birakin Bach in (hâlâ) yasayip yasamadigini hayat hikâyesini bile bildigini bilmeyenler vardir cunku. «Beyaz Melek i bu kadar sevmemin bir nedeni de diyor Omur Hanim arkadasim; Mahsun Kirmizigul u dogru tanimama firsat veren film olmasidir.» Oysa Turkiye yillardir Mahsun u goruyor dinliyor seyrediyor yaziyor ve konusuyor. Ama hudayinâbit (yani «ekilmeden oyle kendiliginden bitmis») bir sanatci olmadigindan haberi yok. Mahsun un kabahati degil bu bizlere sormak lazim: – Hakkinda bu kadar yazip cizdiginiz sohretine hizmet de ettiginiz halde bir sanatciyi bize bu kadar mi tanitabildiniz? diye...