Soykirim yasasini cikaranlar suclu bilinclerini temizlemeye calisiyor - Haber Arşivi 2001-2011
03 Mayıs 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Արամ / Ժամ : Ճառագայթեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

29 Ekim 2007  

Soykirim yasasini cikaranlar suclu bilinclerini temizlemeye calisiyor -

Soykirim yasasini cikaranlar  suclu bilinclerini temizlemeye calisiyor

Ulusal psikiyatri kongrelerinin kirk ucuncusu 23-27 Ekim tarihleri arasinda Istanbul da yapildi. Paneller arasinda ilgimi en cok Kimlik ve Etnisite: Psikiyatriden Etnisite Kavramina ve Etnik Catismalara Bakis konusu cekti. Konusmacilar arasinda Ankara Numune Egitim ve Arastirma Hastanesi Psikiyatri Klinigi Sefi Doc. Dr. Erol Goka da vardi. Psikiyatri ve Dusunce Dunyasi arasinda Gecisler Varolusun Psikiyatrisi Bilimlerin Vicdani Psikiyatri Buradan Boyle: Gundelik Hayatin Psikososyopolitigi Psikiyatriden Psikiyatriye Bakislar Insan Kisim Kisim: Topluluklar Zihniyetler Kimlikler ve Turkiye Vardir Turk Grup Davranisi adli kitaplarin yazari olan Goka nin yakinda Turklerin Psikolojisi adli bir kitabinin daha yayinlanacagini ogrenince kendisiyle Ermenilere Kurtlere ve biz Turklere psikiyatrinin gozunden bakan bir soylesinin ufuk acici olabilecegini dusundum. Nitekim oyle oldu kendisinden cok sey ogrendim. Konusmamizi uc gun boyunca aktaracagim. Psikiyatrinin etnik catismalar hakkinda bir seyler soyleyebilecegini dusunmemistim. Hani sosyal psikoloji neyse de psikiyatri tibbin bir dali teshis ve tedavi yontemleri bakimindan daha cok bireylere egilir. Konusmamiz ufuk acici olacak diye dusunuyorum... Insallah. Bir yerde psikoloji varsa psikolojik sorunlar da olacaktir. Biz psikiyatrlar hem insan iliskilerinin hem kimlik sorunlarinin erbabiyiz. Daha dogrusu oyle olmamiz lazim. Sosyal eki sadece psikoloji icin gecerli degil sosyal psikiyatri diye de bir alan var bunun icinde Fransizlarin etnopsikiyatri dedikleri bir alan da bulunuyor. Siz psikiyatrlar bireyleri bazen ilacla bazen terapiyle tedavi edersiniz. Toplumlar icin sagaltma yonteminiz de var mi? Cok haklisiniz tek tek insanlar nasil ruhsal bir hastaliga yakalaniyorlarsa aileler gruplar buyuk gruplar da hastalanabiliyorlar. Saniyorum psikiyatrlar topluluklar arasinda taraf olarak gorunmekten cekindikleri icin bu alanlara girmiyorlar. Oyle tuhaf bir konumdayiz ki bir kisi Ben Mehdi yim derse hemen onu tedaviye girisiyoruz; ama bes kisi birinin Mehdi olduguna inandiklarini soyluyorlarsa bu bizi ilgilendirmez kulturel bir durum diyoruz. Simdilik bilimsel platformlarda konusmaktan baska elimizden bir sey gelmiyor. Kimligin etnik dinsel ve ulusal boyutlari var. Bireysel ve toplumsal psikolojimizi en cok hangisi etkiliyor? Psikolojimizin en derininde yer kaplayani etnik kimlik. Sanildigi gibi ayni irktan ayni kani tasimaktan koken almiyor temelinde anadil var. Ayni anadilin icine dogan ayni dili konusan insanlar arasinda dogal olarak bir inanc gelenek orf ve âdet yani kultur birligi de gelisiyor. Etnik kimligi bu noktalarda ortaya cikan benzerlik temellendiriyor. Etnik kimlik anadile dayali ve psikolojimiz de dil gibi yapilandigi icin psikolojimizin en derininde yer aliyor. Otomatik olarak kendi etnik kimligimizden yana tepkiler veriyor onu digerlerinden ayri ve ustun tutuyoruz. Dogarken bizimkilerden yana doguyoruz. Etnik kimligimizi secemeyiz ama diger kimliklerimizin olusumunda irademizin de payi var sanki. Dogru. Dinsel kimlik ne de olsa insanin dilden sonra ogrendigi inanc yapilarina dayaniyor. Din tercihleri cok zor olmakla birlikte bizim elimizde. Hatta buyuk topluluklar bile din tercihlerini degistirebiliyorlar. Okullarda aldigimiz egitimi resmî tarihi ve resmî torenleri saymazsak ulusal kimligimiz neredeyse tamamen kendi bilincli cabamizla ilgili. Devleti yanina aldigi icin cok guclu gorunuyor ulusal kimligimiz. Aslinda psikolojimizde tuttugu yer acisindan etnik ve dinsel kimliklerden cok daha gucsuz. Oyleyse secebildiklerimizle secemediklerimizi yonetebilmemiz gerekiyor. Dinsel ve ulusal kimligimiz etnik kimlikten dogan catismalarin cozumunde nasil bir firsat olarak kullanilabilir? Bravo muhtesem bir soru cok iyi anladiniz durumu. Etnik kimligimize bizim bir katkimiz yok kendimizi icinde buluyoruz. Atalarimiz hata yapmis olabilirler; ama onlari elestiremiyoruz duzeltemiyoruz. Tamam bunlari kabul edelim ama insan sadece etnik kimlikle sinirli bir varlik degil ki! Bizi diger canlilardan ustun kilan yanlarimiz bizim degistirebilecegimiz iradi tercihimizle katkida bulunabilecegimiz yanlarimiz da var. Bizi asil bu yanlar insanlastiriyor. Iste ben de insanlasma adina ayni topraklari paylastigimiz Ermeni ve Kurt etnik kimliginin psikolojisini ogrenmek isteyecegim sizden. Ama alacagim cevaplarin ne kadar bilimsel oldugunu da icten ice soracagim kendime. Cunku etnik kimligi Turk olan biriyle konusuyorum. Bu kimligin onyargilariyla bakacaksiniz ister istemez... Turk olmak cok prim getiren bir durum degil aslinda. Saka bir tarafa onyargilarimi askiya alacagim soz veriyorum. Pekala. Ermeni etnik kimliginin psikiyatrik resmine bakinca neler goruyorsunuz? Ermeni sorununda gozlerden kacan bir de psikolojik boyut var. Bu psikolojik atmosferin ana cercevesini Almanlar tarafindan Yahudilere uygulanan Soykirim (Holocaust) olusturuyor. Yahudi Soykirimi cercevesinde Ikinci Dunya Savasi nin ardindan adeta magduriyete yuksek prim veren magdur rolune tesvik edici bir psikolojik atmosfer ortaya cikti. Suphesiz Holocaust un lanetlenmesi cok onemli bir adim; ama bu adimin bazi psikolojik yan etkileri de oldu. Basta Alman toplumu olmak uzere tum Batili Hiristiyan bilinci nesiller boyu surecek ciddi bir sucluluk duygusuyla kaplandi. Hiristiyan bilinc zaten Hazreti Isa yi Yahudilerin elinden kurtaramamak Engizisyon vahseti ve tarihin en kanli mezhep kavgalari nedeniyle sucluluga cok yatkindi. Hiristiyan bilincin sucluluk duygusu Holocaust a karsi yapilmis binlerce yayin film vs. ile giderek kabardi. Bu olaylarla hicbir iliskisi olmayan nesillerin vicdanlari altindan nasil kalkacaklarini bilemedikleri bir sucluluk duygusuyla dolmaya devam ediyor. Magduriyet uluslararasi kamuoyu nezdinde olumlu bir olgu haline gelince suclulukla dolu Hiristiyan bilinc kendi iclerinden bir magdur bulup cikarabilirse ancak o zaman tarihin bu agir vebalinden kurtulma sansini yakalayabilirdi. Ermenilerin magdur olduguna karar veren guclerin yaptigi sey kendi vicdanlarini temizlemek mi yani? Aynen. Parlamentolarin soykirim yasalari cikarirken bircok hedefi olabilir; ama asil yaptiklari kendi suclu bilinclerini temize cikarmak. 1. Dunya Savasi nin cikmasindan hic sorumlu olmayan bu savasin en cok aci cekmis iki halki Turkler ve Ermeniler karsi karsiya getirildi. Onlarin birbirlerine dusmesine asil sebep olanlar sanki ellerindeki kan temizlenmis gibi simdi hâkim cubbelerini giymisler. Kimse Iki buyuk dunya savasi neden oldu? gibi emperyalist emelleri ve tutumlari ortaya cikaran sorular sormuyor. Turklerin soykirim yapmasi Hitler i mazur mu gosteriyor yani? Oyle dusunuyorlar. Hitler in ve Nazilerin eylemleri eninde sonunda bin yildir suren Hiristiyan-Yahudi geriliminin bir tezahuruydu. Bu gerilim hatti hâlâ cok onemlidir. Hitler eylemlerini biraz da Hiristiyanlik adina yapti Yahudilerden Hz. Isa yi oldurmelerinin ocunu aldi. Bu buyuk insanlik sucuna simdi ozur ariyorlar. Hitler soykirimi Turklerden ogrendi diyorlar. Bunu nasil soyleyebiliyorlar dev bir Alman toplumunun Turkler tarafindan aldatildigini nasil one surebiliyorlar? Tipki kabahat isleyen bir cocugun ama Ali de oyle yapmisti demesi gibi. Komik bunlar. Ermeni diasporasinin psikolojisinin kin ve nefretle dolmasinin bir sebebi de etnik kimlik krizi o zaman. Evet onlar cok ciddi kimlik krizi icindeler ve krizin telafisi icin Turk dusmanligindan ve magduriyet psikolojisinden baska yollari yok. Fransa da ve Kaliforniya da yasayan ebeveyni Turkiye den goc etmis bir diaspora Ermeni sinin ruhsal durumunu hayal etmeye calisin. Onun kim oldugu sorusuna cevap bulabilmesi icin zihninde soyle malzemeler var: Bir Fransiz ya da Amerikan vatandasidir; ama bir yandan da kendisini Dogulu bir topluluk olan Hayk kavminden saymayi surdurmektedir. Katolik ya da Protestan olmadiysa belki hâlâ Gregoryendir; ama buyuk ihtimalle ozel bir dinsel egitim aldigi Ermeni Kilisesi nden yoksundur. Ermeni oldugu soylenmektedir; ama buyuk ihtimalle evde konusulanlar disinda Ermenice ogrenebilecegi bir egitim olanagindan yoksundur. Turkiye de Ermenilerin yasadigini onlarin Ermeni kimligi acisindan kendilerinden nispeten daha iyi imkânlara sahip olduklarini bilmektedir. Ermenistan diye bir ulke oldugunu; ama sosyo-ekonomik bakimdan cok iyi durumda olmayan bu ulkeye ve bu ulkeden daha iyi durumda olmasina ragmen Turkiye ye asla gidip yerlesmeyecegini de... Ermenilerin zor durumda yasadigi vatanlarina yardim etmemesi ona kendini suclu hissettirir. Ama bu bilgilerin hicbiri kimlik insasinda isine yaramaz. Diaspora Ermenileri kolektif belleklerinin ve kimliklerinin insasinda kullanabilecekleri bir zafer nisanesine de sahip degiller; kimlik insalari icin yasadiklari travmanin anilari disinda ellerinde bir seyleri yok. E hayata tutunmak icin ne kaliyor geriye: Turk dusmanligi. Diaspora Ermenileri icin yasadiklari zengin Bati ulkesinin kimligine sarilmak disinda bir ulusal kimlik sansi hic yok; ama cemaat kimlikleri acisindan Turk dusmanligi ve intikam duygulari kurucu bir isleve sahip. Kaldi ki Hiristiyan bir magdur olmanin avantajini da yasiyorlar. Oyle ki boyle hayali bir kimlik ugruna yeni nesil Ermeniler artik Turklerin tuvalet taslarini bile Ermeni mezarlarindan yaptiklari seklindeki dehsetengiz yalanlara inaniyor hayatlarinda en cok yapmak istedikleri seyin bir Turk un yuzune tukurmek oldugunu soyleyebiliyor. Gelelim Turkiye Ermenilerinin psikolojisine. Ozellikle de Hrant in katledilmesinden sonrasina. Hrant in katlinden sonra Ermeni vatandaslarimizda tedirgin bir hava yayildi; devlet eliyle kendilerine zarar verilebilecegi endisesi yasadilar yapilan propagandalarin etkisiyle. Simdi bu endiseli bekleyis havasi yatisiyor olmali. Ermeni vatandaslarimizin Turk vatandaslariyla bir dertleri hicbir zaman olmadi endiselerini besleyecek toplumsal psikolojik bir ortam yok. Var da ben gormuyorsam Ermeni vatandaslarimizdan ozur dilerim. Onlar daha cok diaspora Ermenilerine karsi guc durumdalar; her zaman onlarin tehditlerine isbirlikci suclamalarina maruz kaliyorlar. Acaba sadece diasporaya karsi mi zor durumdalar? Siz Ermeni olsaniz sira hangimizde diye korkmaz misiniz? Emniyet guclerinin katilleri korudugu alkisladigi ve hatta yonlendirdigi apacik ortada iken... Hrant in katli ve hemen ertesinde olanlar icin soyluyorsaniz haklisiniz. Oyle bir hava verildi ki devlet adeta ses cikaran Ermenileri susturacakmis gibi. Baksaniza sizin sorunuzda bile bu havadan esintiler var. Marazi tipler fanatikler kendisini vatan kurtaricisi kahraman tipler her yerde var Nuriye Hanim. Hrant in katlinde ortada bir sisli durum oldugunu herkes gibi ben de goruyorum. Ama Turkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti ve buna inanan guvenlik gucleri cogunlukta. Bu devlet sahiden hukuk tanimayan marazi tiplerin elindeyse o zaman hepimiz dua etmeye baslayalim milletimizin gelecegi icin. Kaldi ki Ermeni vatandaslarimiz diasporadan cok farkli bir ruh hali icindeler. Onlar biliyor gercek Ermeni tarihini ve Batililarin simdiki dostluklarinin gecici olabilecegini. Ayni Batililarin Ermeni Hiristiyanligini begenmeyip onlara gercek (!) Hiristiyanlik ogretebilmek icin misyonerler yollayip misyoner okullari actirdiklarini. Asiri milliyetcilerin yaydigi dusmanlik dalgasini gormezden mi geliyorsunuz? Hayir hayir gormezden gelir miyim hic. Ama lutfen siyasi terminolojiyi sokmayalim buraya. Kimleri kastettiginizi anliyorum. Bunlar marazi sosyopat vicdansiz ceteler vatan kurtarici role burunmus azili haydutlar. Her ideolojide var bu tiplerden. Her toplumun kaotik zamanlarinda bu tipler artar one cikarlar. Simdi de sahne aldiklari dogru. Ama toplumumuzun bunlarla ne alakasi var? Benim baktigim yer toplumsal psikoloji. Toplumsal psikolojiye baktigimda sosyopatik cetelerin bir etki yapmadigini goruyorum. YARIN: Azinliklara gosterdigimiz ilgiyi Kurt kardeslerimizden esirgedik NURIYE AKMAN




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+