ABD yle iliskiler ve Ermeni tasarisi - Haber Arşivi 2001-2011
29 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վարագ / Ժամ : Փայլածու

Haber Arşivi 2001-2011 :

10 Ekim 2007  

ABD yle iliskiler ve Ermeni tasarisi -

ABD yle iliskiler ve Ermeni tasarisi

Ankara-Washington hattinda yaniti aranan soru su: 177 yildir kesintisiz suren bir kez Ermeni diasporasi iki kez de Yunan lobisi tarafindan gerginlestirilen Turk-Amerikan iliskileri ikinci kez Ermeni diasporasi yuzunden kopma noktasina gelecek mi? Amerikalilarin Turklerle tanismasi 18. yuzyilin sonunda baslamissa da agirlikli olarak ticari iliskilere dayali ilk resmi antlasma 1830 da yapilmistir. Bu antlasmayla birlikte Amerikan misyonerlerinin Osmanli Imparatorlugu nda baslayan etkinlikleri de gorulur. 19. yuzyil boyunca kayda deger capta bir sorun yasamayan Osmanli ve Amerikan iliskileri 1. Dunya Savasi sirasinda ABD nin Osmanli devletine karsi savas ilan etmemesi sonucu 20. yuzyila da sorunsuz girer. Osmanli Imparatorlugu nun parcalanmasindan sonra Turk-Amerikan iliskilerinin ilk asamasi ABD nin Lozan Konferansi na gozlemci statusuyle katilmasi ve ABD deki Ermeni diasporasinin baskisiyla Lozan Antlasmasi ni Senato nun reddetmesi Turk-Amerikan iliskilerinde ilk resmi ve ciddi bir gerginlik yaratmistir. Ancak bu reddedis gerek o donemde ABD nin dunyada henuz etkin bir devlet olmamasi gerekse 1920 lerde Turkiye de basta Cumhuriyet in ilani gibi hukuksal alanda cok buyuk capli bir devrimin yasanmasi dolayisiyla Turk kamuoyunun gundemine girmemistir. Ne var ki basta New York Ticaret Odasi olmak uzere Amerikan is cevrelerinin girisimleri ve Amiral Mark. L. Bristol ve J. Grew gibi usta diplomatlarin cabalari sonucu 1927 yilinda yapilan bir ikili antlasmayla bu iki ulke arasindaki iliskiler tekrar rayina girmistir. Turk-Amerikan iliskilerinin yogunlasmasi asil 2. Dunya Savasi sonrasi olmus Turkiye nin ABD nin yaninda Kore ye asker gondermesiyle birlikte 1952 de NATO ya uyeligi iki ulke arasindaki iliskileri askeri alana da tasimistir. Kibris sorunu Ne var ki 1964 te Kibris sorunu nedeniyle ikinci kez Turk-Amerikan iliskileri gerginlesmistir. Kibris Rumlarinin Turklere etnik temizlik amaciyla katliam uygulamasi dunya kamuoyuna Turkiye nin 1960 Garantorluk Antlasmasi nin 4. maddesine dayanarak Kibris a askeri mudahale edecegi biciminde yansimisti. Bunun uzerine ABD Baskani Lyndon Johnson 2 Haziran 1964 te basbakan Inonu ye gonderdigi mektupta Turkiye Sovyet mudahalesini gerektirecek bir adim atarsa diger NATO uyelerinin kendisini korumayacagini belirtmistir. Bu mektup olayi Turkiye de ABD aleyhtari gosterilere neden olmus ortaokul ve lise ogrencilerinin bile ya Kibris ya Taksim ya olum! sloganlariyla tum Anadolu da protesto gosterileri yapmalarina neden olmustu. Bunun sonucu olarak ulkedeki Amerikan personeli azaltilmis Turkiye nin Sovyetler le iliskisini yakinlastirmasi ABD nin sert politikasindan vazgecmesini saglamis ve boylece iki ulke arasindaki gerginlik de 1967 de giderilmisti. Ancak yine Kibris sorunu yuzunden 1974 te iki ulke arasindaki iliskiler tekrar kopma noktasina gelmisti. 15 Temmuz 1974 te Kibris i Yunanistan a ilhak etmek uzere isgal eden Yunan askeri cuntasi Nikos Sampson kanaliyla adayi ele gecirmisti. Boylece Rumlar tekrar Turklere katliam uygulayinca ayni antlasma cercevesinde Turkiye bu kez adaya askeri mudahalede bulunmustu. Bunun uzerine ABD Turkiye ye silah ambargosu karari almisti. Turkiye ise 1969 Savunma ve Isbirligi Antlasmasi ni askiya almis ve ulkedeki NATO disindaki tum Amerikan tesislerindeki etkinligi durdurulmus ve 1978 de Turkiye NATO dan cikma tehdidinde bulunmustu. Her ne denli Diyarbakir da bile genclerin askerlik subesi onlerine yigilarak Kibris a gitme isteklerini dile getirecek denli ulusal bir duyarlilik gostermelerine karsin bu olaya Turk kamouyunun tepkisi Jonhson mektubu na olan tepki kadar olmamakla birlikte her iki olaya gosterilen duyarliligin yarattigi sinerjiyle TSK nin Kibris a yaptigi cikarma basta ABD olmak uzere Batili ulkelerin pek tepkisine neden olmamisti. Boylece bu kriz de ABD nin silah ambargosunun kaldirilmasiyla iki ulke arasindaki iliskiler tekrar duzelmisti. 1 Mart tezkeresi 1980 ler ve 1990 lar Turk-Amerikan iliskileri acisindan rahat gecmesine karsin 1 Mart 2003 te ABD nin Irak a mudahalesine Turkiye nin destek vermemesi (tezkere olayi) ve Suleymaniye (cuval gecirme) olayiyla iki ulke arasindaki iliskiler tekrar gerginlesmisti. 2006 ara secimlerinde hem Temsilciler Meclisi nde hem de Senato da one gecen Demokratlar 2008 secimlerini kazanirlarsa Cumhuriyetci Bush hukumetini yanlis Irak politikasi nedeniyle yargilayacaklarini soylediler. Ayrica Temsilciler Meclisi nin baskani Nancy Pelosi nin de Ermeni soykirim iddialarinin destekcisi oldugu aciklamasi uzerine bu mecliste simdiye degin yuzde 50 nin uzerinde tasariya destek saglandi ve boylece 10 Ekim 2007 de yapilacak gorusmelerde tasarininin kabul edilecegine kesin gozuyle bakilmaktadir. Bu baglamda 24 Nisan 2008 de Ermeni soykirim tasarisinin ABD Baskani nca dile getirilecegi ve daha sonra tasarinin Senato da onaylanacagi ve baskanin bu yasayi imzalamasiyla tasarinin resmen yasallasacagi ve Turk-Amerikan iliskilerinin artik gerginlik boyutunda kalmayacagi tamamen kopacagi yorumlari cesitli medya organlarinda ve siyasi cevrelerde dile getirilmektedir. Iliskiler kopar mi? Turk-Amerikan iliskileri uzerinde biraz calismis ve yaklasik dort yil bu ulkede yasayarak ABD siyasal ve toplumsal ortamini gozlemleme olanagi bulmus bir akademisyen olarak bu tur yorumlara katilmiyorum. Cunku 1- Amerikan siyasi tarihi gostermektedir ki Demokrat Parti ile Cumhuriyetci Parti arasinda ic politikaya yonelik derin gorus ayriliklari olmasina karsin her iki partinin de dis politika yonelimleri benzerdir. Bu noktadan hareketle secim oncesi oy kaygisiyla ortaya atilan populist sloganlar secim sonrasi unutulmaktadir. Boylece Demokrat Parti 2008 secimlerini kazandigi takdirde Bush hukumetinin Irak politikasi hakkinda en fazla kinama karari alabilir ve Irak tan Amerikan askerlerinin cekilme surecini hizlandirabilir. Cunku Buyuk Ortadogu Projesi Demokrat Clinton yonetimi doneminde hazirlanmis bir projedir. Kaldi ki Amerikan Kongresi nin uzerinde demokrasinin kilici ndan ote ABD dis politikasini asil belirleyen petrol sirketleri silah sanayicileri gibi Amerikan cikar gruplarinin kilici durmaktadir. Dolayisiyla Irak sendromundan ABD nin en az zararla cikmasi Musluman ulkelerle iliskilerini duzeltmesine baglidir. Her ne denli Soguk Savas donemi sona erse de ABD nin Ortadogu ve Kafkaslar bolgesinde Rusya ve Cin e karsi tekrar bir guc olusturmasi Turkiye yle ittifakini nasil surdurecegine baglidir. 2- Ermeni soykirim tasarisina gelince: ABD nin ic politika kaygilarinin basinda kendi yurttaslarindan olusan cemaatler arasinda catisma cikmasi gelir. Eger ABD baskani 24 Nisan 2008 de hicbir mahkeme kararina dayanmayan Ermeni soykirimi iddiasini kabul ederse Turk Amerikan iliskilerini tehlikeye atmaktan cok Amerikan toplumuma zarar verecegini bilir. Cunku 16 Eylul 2006 tarihinde yapilan ve benim de bizzat katildigim ABD Temsilciler Meclisi Dis Iliskiler Komisyonu toplantisinda Ermeni soykirim yasa onerisi gorusulurken ilk tepki siyahi bir milletvekilinden gelmis milletvekili ...Baska ulkelerle ugrasacaginiza kendi evinizin onunu supurun Afrikali- Amerikalilara yaptiklarinizdan ozur bile dilemediniz biciminde bir tepki gostermisti. Basta ekonomik olmak uzere ic sorunlarinin yogunlastigi bu donemde Amerikan hukumetlerinin populist ve riskli politikalar izleyecegi pek olasi gorunmemektedir. 3- ABD nin Turkiye ile iliskilerini koparma noktasina getirmeden once goz ardi etmemesi gereken bir baska nokta da birebir Amerikan politikasi izleyen Israil in Turkiye destegi olmadan Oradaogu daki varligini surdurebilmesi olasiliginin zayiflayacagidir. Pazarlik ekseni Kisacasi 177 yildir kesintisiz suren bir kez Ermeni diasporasi iki kez de Yunan lobisi tarafindan gerginlesen Turk-Amerikan iliskileri ikinci kez Ermeni diasporasi yuzunden kopma noktasina gelecek mi? Ben sanmiyorum cunku 1- Iddiaya dayayan Ermeni soykirim tasarisinin Temsilciler Meclisi nde kabul edlip edilmemesinden cok iki ulke arasinda iliskileri belirleyen temel etmen bu tasari etrafinda sekillenmis gorunmesine karsin ABD nin az sayidaki Yunan ya da Ermeni lobileri icin degil asil kendi ulusal cikarlari dogrultusunda Turkiye yle pazarliga girebilecegidir. Hem ABD nin hem de Turkiye nin ulusal cikarlari ise iki ulkenin Irak politikasi konusunda catismaktadir. ABD uce bolunmus bir Irak politikasi ve kuzeydeki Kurt yonetimine destek verirken Turkiye Irak in toprak butunlugunu kendi cikarlarina uygun bulmakta ve ABD nin PKK ya verdigi destekten rahatsizlik duymaktadir. Hemen hemen hicbir konuda ortak bir gorus sergilemeyen Milli Guvenlik Kurulu nun asker ve sivil uyleri bir tek bu konuda benzeri soylemi paylasmaktadirlar. Gerek Turk siyasetcilerince (Basbakan ve Cumhurbaskani) gerekse askeri yetkililerince (Genelkurmay Baskani) Turk-Amerikan ilsikilerinde ABD nin Irak politikasi PKK ya verdigi somut destek ve boylece ittifakin tekrar gozden gecirilmesi ilk kez ayni yonde ve sert bir dille hem dunya hem de Turk kamuoyuna aciklanmaktadir. TSK 1952 den beri ilk kez bu denli ABD karsiti aciklamalar yaparken Basbakan Erdogan in uslubu da hem Ismet Pasa dan hem de Ecevit ve Demirel den cok daha carpicidir. Ancak uluslararasi politika duzeyinde bakildiginda iki ulke arasindaki catisan cikarlarin gucu fazla olan ulke lehine duzenlenecegi bilindigine gore Irak ve PKK konusunda Turkiye nin pazarlik gucunu ABD karsisinda ne kadar direngen olacagini dusunmek pek ic acici gorunmemektedir. Tepki ve politika Bu baglamda tekrar gerginlesen Turk-Amerikan iliskilerine Turk kamuoyunun tepkisine gelince: Bir tepkinin politikaya donusmesi icin once o konu hakkinda bilgilenmek sonra bu bilgi cercevesinde bilinclenmek bilinci eyleme donusturmek ve eylemin capina gore karar almak ve yasal duzenlemelere gitmek gerekir. Ancak ulusal onemi goreceli olarak daha az olan gerek 1964-1967 1974 sureclerinde gerekse iddiaya dayanan Ermeni soykirim tasarisinin ABD kongresinde kabul edilmesinin Turkiye icin hicbir hukuksal yaptirima donusemeyecegi bilindigi halde bu donemlerde Turk kamuoyununda olusan tepkilerin oldukca genis capli oldugu soylenebilir. Amerikanci basin olarak ulusalcilarca suclanan medya grubu bile ABD nin bu politikasini elestirmektedir. Dahasi su unlu yuzde 47 ile onlarin muhalifi yuzde 53 u ayni paydada toplayan ve Iraklilardan bile daha yuksek ve Turk-Amerikan iliskilerinin tarihinde ilk kez yuzde 93 oraninda Amerikan karsitligi olusmasina ve son yillarda ulke butunlugu ekseninde artan kaygilara karsin ABD nin PKK politikasina gosterilen tepki eyleme donusmemektedir. Bunun nedeni Turkiye nin ekonomik dis bagimliligi midir yoksa tepkileri yalnizca soylemde birakan eyleme donusmesini istemeyen politik odaklarin guclulugu mudur ya da olaylar karsisinda duyarsizliktan daha vahim olan olaylari kaniksama midir bilemiyorum. Bildigim 10 Ekim de de 24 Nisan da da ipteki cambaza Turk kamuoyunun dikkatleri cekilerek ABD nin Irak politikasinda Turkiye den odun koparacagi yonunde bir kaygi tasiyor olmam. Bu baglamda 100 bin dolara bile muhtac olan zavalli Ermenistan a yardim etmekten kacinip milyon dolarlari soykirim tasarisina harcayan Ermeni diasporasi mi daha zavallidir yoksa dis politikada siyasal irade gosteremeyen Turkiye mi? Belki de c sikki: her ikisi belki de d sikki:... Prof. Dr. Nursen Mazici: Siyaset Bilimci Marmara Universitesi ogretim uyesi




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+