Markar Esayan Agos taki yazisinda bu halka guvenebilirsiniz diyor Ermeni toplumu icin: Bu halk 1971 muhtirasi sonrasindaki ilk secimde muhtiraya direnen o gunun CHP sine nasil sahip ciktiysa 22 Temmuz da da AKP ye sahip cikmistir. Sahiden de bu secimlerde Esayan in belirttigi gibi Ermeniler oylarini AKP Ufuk Uras ve Baskin Oran arasinda paylastirirken yine onun sozleriyle bir ice kapanmayi degil buyuk demokratik ailenin icinde onurlu bir uye olarak yer almanin hazzini yasadilar. Ote yandan kimi siyasetciler canli yayinda Ermeni bir yazardan alinti yaparken yazinin orijinalinde hic yer almayan bir sozu alintiya dahil etmekte bir beis gormediler: Ermeni cemaati AKP yi destekliyor; cunku bu parti misyoner faaliyetlerine izin veriyor. Boylesine asilsiz bir iddiayi kanit gibi sunarak bu Ermeni yazari hedef gosterenlerin vicdani rahat midir bilinmez. Ama kast etmedigi bir cumle yuzunden hedef gosterilen Hrant Dink bugun aramizda degil. Agos un alinti yaptigi Jerusalem Post tan ogrendigimize gore Islamilesme endisesi yle CHP ye oy vermis bir kesim daha var ulkemizde: Musevi cemaati. Musluman kisilerin yasadigi bir ulkede Islamilesme taniminin nasil bir olcuye tekabul ettigini kestirmek guc. Zaten yaratilan korkunun adi Islamilesme den ziyade irtica idi. Bu soylemleri ayni kavrammis gibi ifade etmenin vesayet rejiminin korku projelerine hizmet edecegi ortada. Bu soylemdeki zaaf bir yana asil onemlisi yine Agos gazetesinin bildirdigine gore Musevi toplumu Islamilesme yi antisemitizmle esdeger goruyor. Antisemitizmin insanligin belki de en zorba yuzunu ortaya cikaran korkunc bir irkcilik oldugu su goturmez bir gercek. Bu acidan Musevi cemaatinin hassasiyetini (vicdan sahibi herkesin ayni hassasiyeti vardir) anlamak zor degil. Yine ayni gazeteden ogrendigimize gore: Oy verdikleri partinin -CHP nin- AB ve Bati karsiti olmasi onlari da sasirtmaktaymis ote yandan. Belki ucundan da olsa hatirlatmakta fayda vardir onlara: Umraniye de ele gecirilen gizli cephaneligin sahibi 301 davalarinda misyoner cocuklari diye hedef gosterilen yazarlarin davalarinda eylem duzenleyen emekli bir subaydi. Cumhuriyet mitinglerini duzenleyen Kuvayi Milliye Dernegi nin kurucularindan olan bu kisi Danistay saldirisinda adi gecen emekli yuzbasinin da arkadasi cikmisti. Turkoglu Turk ten olma evlatlariz hepimiz aramizda donme yok saf kan Turkleriz seklinde olme ve oldurme yemini eden irkci ulusalci cetelerin bu kisilerle baglantisi da cabasi. Tetikcilere esin kaynagi olan isim listelerini olusturanlarin ve son derece antisemit tutumlariyla onlari hedef gosterenlerin bircogu Islamilesme tehlikesi arz eden kesimin arastirmaci-yazarlari degil ki. Aksine laikci ulusalci cephede yer aliyorlar. Kitaplari ise kendilerine ve yayinevlerine servet kazandirmaya devam ediyor. Son olarak Erdogan ve Gul u Yahudi olduklari iddiasiyla Musa nin Cocuklari adli kitabinda hedef gosteren kelimenin tam anlamiyla antisemitizm yapan yazarin da (nedense Musevi cemaati bu antisemitizmi gormezden geldi) Islamilesme egilimli biri olmadigi aksine ulusalci cetelerle baglantili oldugu ortaya cikti ve gozaltina alindi. Avukati ise 301 davalarinda Dink Pamuk gibi yazarlari hedef gosteren Kerincsiz! Markar Esayan yazisinda Ermenilerin Dink katliamindan bugune dek ne kadar zorlu bir surecten gectigini hatirlatarak okullarinin patrikhanelerinin bombalanacagi tehditleri arasinda korkulari ile degil ulkenin sivil ve demokratik gelecegine guveni ima eden bir silkinisle oylarini kullandiklarini belirtiyor. Musevi cemaati ise korku siyasetine prim verdigi surece demokrasiye degil vesayet rejimine (ve sirtini ona dayamis bir partinin vehimlerini cogaltmaya) hizmet etmis oldugunun farkinda degil gibi. Demokratik ailenin onurlu uyesi olmaktan ziyade AB ye ve azinlik haklarina karsi cikan bir partiye oy vermenin saskinligini yasayan salt kendi endisesine dusen ice kapali bir topluluk olmayi mi seciyorlar?