Her zaman kiskandigim muze -
Lizbon daki Gulbenkyan Muzesi beni hep kiskandirmistir. Buradaki eserler bize gelebilirdi ama 1940 li yillarin tembel Hariciye burokratlari yuzunden elimizden kacti
Portekiz Fenikelilerin dunyaya actigi bir ulke. Ustune ayni irktan Kartacalilar sonra uzun bir donem icin Romalilar gelmis. Ama artik Portekizlilerin de hic rahatsiz olmadiklari bir gercek var; 8 inci asirda buraya yerlesen Arap fatihleri Lizbon u gelistirdi. En eski semt Alfama ustune gelen Hiristiyanliga ragmen hâlâ Arap karakterini koruyor. Lizbon un 60 km. uzagindaki Sintra Araplar doneminden kalma kalesi ve sehrin mimarisiyle Garb al Andalus diye adlandirilan cografyayi en ozgun bicimde temsil ediyor.
Lizbon un Alfama ve Graca denen semtlerinin dar sokaklarindan tramvaylar evleri yalayarak geciyor; buna ragmen ne 18 inci asrin ortasinda sehri barok zevke gore yenileten Marki Pombal ne de onun halefleri Amma da dar yikalim yahu demisler. Istanbul u 1957 den beri gorgusuz idareciler mahvetti. Ebedi sehrin bu acikli hali Lizbon da dahi butun eski Avrupa sehirlerinde oldugu gibi goz onunden gitmiyor.
Chiado denen meydanda Portekiz in meshur sairleriyle oturmak mumkun; diyorlar ki Genclik boyle az okudukca edebi gecmisimizi giderek sadece Comoes heykelleri ve Pesao nun Brezilyali kahvesindeki masasiyla hatirlayacagiz.
Turkiye yi savunan bir ulke
Okyanus kiyisindaki Portekiz in Ispanya dan daha fazla Akdenizli; yabanci dillere merakli sakin yavas ama terbiyeli bir halki var. Hâlâ Avrupa nin en dusuk ucretle calisan ama hayatini yasayan orta sinifi burada. Gorunuse gore Katolisizm yasiyor. Her yer kilise dolu kiliseler de muminlerle... Ama Portekiz deki 15 ve 16 nci asrin engizisyonunun aksine Katolik inanci artik bir dunya gorusu ve politika araci degil; bu gelisimde de temas ettigim insanlarda acikca gordum ki Katolik Portekiz-Musluman Turkiye gerilimi soz konusu olamaz. Aksine Turkiye yi ve onun Avrupaliligini her yerde savunan bir ulke.
Portekiz AB Donem Baskani oldu; bu nedenle Disisleri nin yetenekli burokratlarindan Kaya Turkmen Lizbon a buyukelci tayin edildi. Buyukelci dogrusu talihli bir doneme gitmis gibi. Ama Portekizlilerle birlikte Fransa ve Almanya gibi munasebetsiz devlerle savasmak zorunda oldugu acik. Iki ulke arasinda ise ticari-turistik isbirligi artiyor ama gerekli olan kulturel iliskilerin gelismesi.
Sehrin her semtinde ortacag merkezde ve Belem de Manoelyen devre ait binalari yani Portekiz Ronesans ini barok donemi gormek mumkun. Bazi yersiz istisnalar ve cirkinlikler disinda Art Nouveau dedigimiz tarzin en hos ornekleri Lizbon da. Modern Lizbon un gokdelenleri tamamen sehrin disinda kurulmus ve gelisiyor. Eskinin fakir tarihli Lizbon u restore ediliyor. Lizbonlularin beste dordu ise kiyi boyu kuzeye dogru yayiliyor. Eski sehirdeki ulasim tek vagonlu sevimli tramvaylarla idare ediliyor yetmezse metroya siginiliyor.
Portekiz in de kendi tarihini ve tabiatini yansitan orneklerle olusturulan milli muzelerinin en iyileri baskent Lizbon da; tabii cevre sehirlerde de muzeler var. Ama bir muzenin varligi beni hep cekmis ve kiskandirmistir: Kalust Gulbenkyan Muzesi. Cunku aslinda bu Uskudarli petrol milyarderi 1940 larda koleksiyonlari bize vermek istedi ve o donemin tembel hariciye burokratlari meslektaslari merhum Muharrem Nuri Birgi nin gayretli israrlarina karsi Beyefendi simdi bu Ermeni milyarderin muzesini alip ne yapacagiz bizde eski eser mi yok? yani derdime dert ekleme rahatimi bozma demek istemisler.
Maliye dekiler Bu fakir ulkede niye vergi muafiyeti verelim? demisler. Sanki muzeyi buldular da vakfin ve Gulbenkyan tesislerinin vergi muafiyetine itiraz ediyorlar. Gulbenkyan caresiz Lizbon a yerlesmis Lizbonlular cok memnun. Bizim gibi muzeyi goren vatandaslar da vah vah vah krizi geciriyor.
Esasinda bugun dahi Kalust Gulbenkyan Muzesi milyarderden kendine kalan 6 bin parca esere ilave yapmiyor; bunlari en iyi bicimde koruyor sempatik bir muzede teshir ediyor yurtdisi sergilere yolluyor ve yurtdisindan kendi eserleriyle ilgili koleksiyonlari getirip sergiliyor. Teshir ve tersim yani design birinci sinif.
Uskudarli Kalust Gulbenkyan malum petrol zenginiydi ve her yerden aldigi parcalarin cogu bugun sanat tarihi literaturunun baskosesinde yer aliyor. Ama o dogrusu bu parcalarin tarih ve sanat degerinden cok zedelenmemis olmasina dikkat ederdi. Bu ozelligiyle herkesin ama en basta sanata yaklasan genclerin hatta cocuklarin ilgisini cekerdi; Gulbenkyan koleksiyonu sanat eseri ve eski eseri sevdirirdi.
Sevimli bir muze
Halen butun dunya muzeleri arasinda en cok okunan rehber ve sergi kataloglarini da bu muze satiyor. Osmanli saray kumaslari halilar ve Iznik cinilerinin en seckin orneklerinin teshir bicimi bu koleksiyonlarin degerini iki kat artiriyor. Ziyaretciyi yormayan sevimli bir muze.
Bu muzede Sakip Sabanci Muzesi nin koleksiyonlarinin teshiri tam bir basari. Kuratorler cok hassas bir konu secmisler; Sevket Dag Halife Abdulmecid Efendi Huseyin Avni Lifij Hoca Ali Riza David Ciraciyan Huseyin Zekai Pasa ve Istanbul resimleriyle Ayvazovski. Fausto Zonaro Halil Pasa Nazmi Ziya Guran Hikmet Onat ile Osmanli baskentinin cografyasi ve o sehrin yuksek zumrelerinin 19 uncu asrin ikinci yarisi ve 20 nci asir basindaki hayati aksettiriliyor.
Biz Turklerin bile az bildigimiz ve ogrenmek icin resimlerimize basvurmadigimiz bir devir bu. Resim sanatinin bir toplumu ve kulturunu en iyi bicimde temsil edecegini gosteren bu basarili serginin asil Turkiye de tekrarina calismak lazim.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com