Ve Rakel ve Delal ve Sera ve Nora ve Nare ve Arat ve Maral ve ve ve - Haber Arşivi 2001-2011
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Խաւարակ

Haber Arşivi 2001-2011 :

31 Mayıs 2007  

Ve Rakel ve Delal ve Sera ve Nora ve Nare ve Arat ve Maral ve ve ve -

Ve Rakel ve Delal ve Sera ve Nora ve Nare ve Arat ve Maral ve  ve  ve

Yorulmaz Dusunce Ozgurlugu Savascisi Sanar Yurdatapan in duzenledigi (uluslararasi filan) Dusunceye Ozgurluk! konusmalar silsilesinin konusmacilarindan biriydim cumartesi gunu. Bilgi Universitesi nde. Benim bulundugum grubun konusu (Internet Ortaminda Nefret Soylemi) en sondaydi konusmalar sarkti; ben de nefes nefese yaptim konusmami ciktim salondan. Yetisecegim bi yerlere. Arkamdan iki genc kiz ve bir genc adam segirtti. Genc kiz Ben Hrant Dink in yegeni Maral dedi. Agos ta yazmaya baslamis bana 2 yazisini e-postalayacak sonra. O kadar dokundu ki biri icime sali gunu bu kosede cikti. Biliyorsunuz. Hrant Dink in der demez bu iki kelimeyle oldurulen/kurban edilen o guzelim/capacanli/yurekli adamin ismiyle yani benim iki gozum arasinda tuhaf bir bag olustu. Aninda dolu doluveriyorlar. Sesimin aninda titremeye baslamasi da cabasi. Sera nasil iyi mi? dedim. Ben de sizin gibi Sera yi babasinin vuruldugu o ugursuz gunden taniyorum. Ekranlardan. Ama defalarca gosterilen bi goruntu vardi. Sera arkadaslariyla olay yeri ne geliyor. Yerde yatan adam i goruyor. Anliyor hemen babasi! Vurulmus! Ustunde beyaz ortu. Ayaklari disarda. Benim babam o yaaa! diye bagiriyor Sera. Polis kordonu. Birakmiyorlar. O yaaaa da Sera nin hani genclerin bi konusma tarzlari var o bagirirken benim babamin in sonuna ekledigi yaaa da kizimi buluyorum. Benim kizima olsa? Benim kizim olsa? Elinde degil bunu dusunmeden; o aciyi evet bencilce/benmerkezci bir baglanti ile katmerlemeden edemiyor insan. Benim kizima olsa? Sonra Sera Agos un caminda belirip Kaniniz temizlendi mi simdi? diye bagiracak. Babasini olduren/oldurten guclere tirmandirilan milliyetcilige irkciliga bir isyan. Bir kafa tutus! Iceri cekecekler Sera yi. Ben bu guzel ve cesur cocugun isyanini da sevecegim. Sera yi o denli uzaklardan ekrandan/ekranlardan sevecegim. Aklimin bir yerine naksedecegim. Maral Sera ya cok benziyor. Onun icin de (belki) aninda aglamakli oluyorum. Ama bu aileyle (geride kalanlarla) ilgili suclulugumuzda/kendimizi kotu hissetmemizde ve alabildigine mahcup sanirim hicbir asirilik soz konusu degil. Olamaz da. Dink ailesine bir ozur bin ozur borcluyuz. Sonsuza dek ozur borcluyuz. Hem neye yarar ozurlerimiz? ( Al ozrunu de; sok ... derdim ben onlarin yerinde. Bozardim agzimi. Yuregimi bozardim biliyorum.) Hem de borcluyuz iste! Sonra Rakel Dink i soruyorum. Iyi mi? Zira bir kez telefonla arayip Rakel hanimi Ziyaretinize gelebilir miyim? dedim. Gun bile soyledim. Bu cumartesi? Sonra gidemedim. Karsisinda ziril ziril agliyor olmaktan elimi kolumu nereye koyacagimi bilemiyor olmaktan acisini harliyor olmaktan belki bir teselli anini yakalamistir o kucucuk anin/o huzur adasinin asudeligini bozmaktan- Korktum da korktum. Daha iyi zamanlarinda goreyim onu diye dusundum. Elem e yogunlasmak yerine hayat a yogunlasabilecegimiz zamanlarda. Mumkun mu bu? Simdi dusunuyorum; bir meydaninin bir buyuk caddesinin ismi Hrant Dink Meydani/Caddesi olan bir sehirde/ulkede yasamak istiyorum. Hicbirimizin tanimadigi/hatirlamadigi/sehircilik ayiplariyla maruf eski belediye baskanlarindan/onun ve bunun suyunun efendisi tanimadigimiz/etmedigimiz kucuk buyuklerin isimlerinden bana ne? Ve niye sehrimin sokaklari caddeleri bana sorulmadan bizlere sorulmadan yani; bu onemsiz/degersiz/kiymeti ismini kokozlayanlardan menkul adamlarin isimleriyle donatiliyor donatilmakta? Guzel sehrimin guzel olabilmesi icin (zira muhim olan ic guzelligi) Hrant Dink in adinin ana arterlerden birine verilmesini istiyorum. Yetenekli genc heykeltiraslarimizdan birinin Osmanbey de (vuruldugu semtte) yaptigi Hrant Dink heykelinin onunden gecmek olum yildonumlerinde oraya cicekler ve mumlarla gidip onu korumamis olmaktan duydugumuz utanci ve ona olan sevgimizi hep birlikte soylemek istiyorum. Dink vuruldugunda gelini Karolin hamileydi. Cenaze yuruyusunden hatirlarsiniz. Nare dogdu. Dogmus. Hrant in hic goremedigi torunu. Daha Sera nin Delal in cocuklari olacak; dunya yuzunde dede olmaya en yakisacak o sahane adam onlari da goremeyecek. Balik tutmaya cikamayacaklar birlikte. Kucagina tirmanamayacaklar. Atalarinin hikâyesini dedelerinden dinleyemeyecekler. Hani kardesleri Orhan ve Levent le ana babalarinin arasinda kaldiklari bir sahneyi okumustuk Hrant Dink oldugunde. Anneleri babalarina babalari annelerine itiyor. Onlar da; ucu birden oksuz ve yetim olmak uzere icsel bir kararla ikisinden de uzak bir istikâmete kosuyorlar. Kaciyorlar. Sonra bir balikci sepetinde uyurken bulunup bir Ermeni Yetimhanesi ne teslim edilecekler. Incil den bir oyku gibi! Hrant Dink in oykusunun cizgi roman olmasini cocuklarimizin bu kahramanimizin hakiki maceralarini okumasini istiyorum. Rakel Dink in oykusunun film yapilmasini istiyorum. Daglarda saklanarak gecen cocuklugunun. Onlari asla unutmamamiz icin sanatin seferber olmasini istiyorum. Onlarin oykusune sanatlarini seferber ederek Affet bizi. Bizi affet! diyebilen insanlarin ulkesinde yasamak istiyorum. Biz de hakiki kahramanlarimizi kahramanlastiralim ve bir suru teraneyle/duayla/beyin yikamayla dayatilan figurlerin sikintili agirligina bunu yegleyelim istiyorum. Kimin kahraman oldugunu bilmeyen cocuklar yerine hakiki kahramanlarinin kim oldugunu bilen cocuklar yetistirelim. Istiyorum. Hayallerimde.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+