3 kursundan 3 ay sonra - Haber Arşivi 2001-2011
27 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վահագն / Ժամ : Փայլածու

Haber Arşivi 2001-2011 :

29 Mayıs 2007  

3 kursundan 3 ay sonra -

3 kursundan 3 ay sonra

Maral Dink amcasi Hrant Dink i kaybettikten uc ay sonra bu yaziyi kaleme aldi. Agos ta bir ay kadar once cikan bu yaziyi sizlerle paylasmadan edemiyorum. Yil 2006 aylardan Kasim. Okuldan eve donerken yuzun geliyor gozlerimin onune. Seni cok ozluyorum. Eve varinca telefonu elime alip ariyorum seni. Nasil oldugunu soruyorum once. Iyiyim canim yavrum sen nasilsin? diyorsun her zamanki ictenliginle. Soylemeyi basarabilecegimden hâlâ emin degilim o an ama birden dokuluveriyor duygularim dilimden: Seni cok ozledim ve sadece sesini duymak istedim amca. Sasiriyorsun. Duygulaniyorsun. Kisa bir sessizlik geliyor ardindan. Sariliyoruz birbirimize o sessizlikte. Vedalasiyoruz belki bilmeden. Aramizdaki en dolu ve en ozel konusmayi yapiyoruz bes dakika icerisinde. O aksam Rakel yengeme bunu anlattigini ne kadar mutlu oldugunu sonradan ogreniyorum. Telefonu kapatirken huzur doluyor icim. Mutlu bir aileydik o zamanlar. Masallarda rastlanabilecek bir mutluluk bizimkisi. Birbirimize olan sevgimiz ise bize ozel. Ondan yok hicbir yerde. Telefonu kapadiktan sonra mirildaniyorum: Bir de seni cok seviyorum amca. Duymuyorsun... Yil 2007 Ocak 19. Okuldan erken cikip Osmanbey e geciyorum. Ozlemisim seni gene. Seni gormeye geldim amca diyecegim sarilacagiz birbirimize ve uzun uzun sohbet edecegiz o gun. Saat 15.30 da telefonum caliyor. Eve gitmem gerektigini soyluyor bir arkadasim. Kapatip annemi ariyorum. Annem kendinde degil. Cigliklari geliyor kulagima. Ne oldugunu soylemesi icin yalvariyorum. Hrant amcani oldurduler diye haykiriyor bir ses. Annem degil telefonun diger ucundaki. Olen benim amcam degil. Ben de ben degilim o an... Bilincsizce kosuyorum sokaklarda bir sure. Kendimi topladiktan sonra eve gidiyorum dogruca. Ev kalabalik. Ben buz gibiyim. Televizyonun oldugu odaya geciyorum. Sen oldugunu soyledikleri adama bakiyorum amca. Bu bir acik oturum degil. Soylesi degil. Bizim icin olagan hale gelen 301 davalarinin konu edildigi bir program da degil. Neden televizyondasin o halde? Hrant Dink olduruldu. Yerde kan var... Yuzunu goremiyorum amca... Ellerini goruyorum... Elini tumak istiyorum sadece... Uzun uzun ve sikica... Ve haykiriyorum: Gitme amca... Duymuyorsun... Nare cikip geliveriyor bir cuma. Sen gittiginde de gunlerden cumaydi. Onunla geri donecegini Nora Nare Hoy Nare yi sensiz soylememize izin vermeyecegini dusunuyorum. Sesini ariyorum hastane koridorlarinda. Belki de en cok o gun hissediyorum yoklugunu. Giderek artan arttikca agirlasan agirlastikca icimizi yakan yoklugunu. Bir kez daha eziliyor yureklerimiz tarifi olmayan bir eksiklikle sensizlikle. Simdi uzun bir guvercin masalimiz var Nare ye anlatacagimiz. Bizim gercekten dogma hikâyemiz yazilirken birilerinin de gercekten bozma sozde hikâyelerine bir yenisi daha ekleniyor. Simdi 90 yil once hastaliktan olen birkac bin Ermeni den bahsedilirken bundan 90 yil sonra ayagi kayip dusmus olmus Ermeni bir gazeteciden soz edebilir de birileri! (Biz arsivimizi yaptik ne olur ne olmaz.) Dunyanin gozu onunde olmasi degistirmiyor bir seyi cunku yillar once de dunya izlemis ve engelleyememisti yasananlari. Beni heyecanlandiran cenazendeki o kalabalik oluyor asil. Hepimiz Hrant iz Hepimiz Ermeni yiz diyerek seni anladiklarini gosteren yuzbinlerce kisi (gerci birilerine gore hepimiz pankartiz!) bu ulkede hala bir arada yasayabilecegimize dair umutlarimizi besliyor. Bir zamanlar Ermeni yim demenin korkuldugu karsidakinin bunu kufur olarak algiladigi bu ulkede yuzbinlerce kisi ardindan Ermeni yim diye bagiriyor! Ah be amca... Duymuyorsun... Paramparca zamanlarda goruyorum kendimi artik. Gecmisim bugunum gelecegim ic ice. Seninle dolu gunlerim canlaniyor simdi gozumde. Sonra yavas yavas uzaklasiyor sesler kayboluyor goruntuler. Ve ben usuyorum artik her mevsim bu ulkede. En cok da gunesin kendini gosterdigi gunlerde. Birilerinin bir yerlerde balik tutuyor olmasi acitiyor canimi. Senin buyuk bir keyifle tutmadigin baligi da yemek istemiyorum artik. Seni yasatmayan bu ulkede insanlarin sozde olduruldugu bu ulkede ben de sozde yasiyorum bu aralar anlayacagin. Sana elinde haritayla gelenlere asil zenginligin bu topraklarin ustunde oldugunu hatirlattigin geliyor aklima. Benim sahip oldugum en degerli hazine artik bu topraklarin altinda amca. Simdi yapacak cok isimiz anlatacak cok seyimiz var. Yapacagiz. Anlatacagiz. Yasayacagiz. Ve bundan boyle bizim icin yasamak oncelikle seni yasatmak... Aklinin kalbinin ve hayallerinin isiginda kosmak... Baska turlusu sadece nefes almak...




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+