Zaman Gazetesi ndeki Roportaj - Haber Arşivi 2001-2011
22 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Կորդուիք / Ժամ : Հուրփեայլեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

18 Mayıs 2007  

Zaman Gazetesi ndeki Roportaj -

Zaman Gazetesi ndeki Roportaj

-Bugun anneler gunu. Annenizi kutlamaya gidecek misiniz? -Tabii gorecegim annemi. -Bu ruhani giysilerle mi gidiyorsunuz annenize? -Evet. -Mari Hanim kapiyi actiginda karsisinda biricik oglunu mu goruyor Patrik hazretlerini mi? -(Guluyor) zor bir soru. Saniyorum ikisini bir arada goruyor. -Dolayisiyla Patrik Hazretlerinin elini opuyor mu? -Yok canim. Ben operim annemin elini. Rahip olacagim zaman yakin cevremde bircok insan baska isin mi yok diye tepki gosterdi. Ilk anlayisla karsilayan annem oldu. Onemli olan senin ne yapmak istedigin. Neyi seve seve yapacaksan onu yap. Bir isi zorla yapacaksan yapma daha iyi dedi. -Hayatinizdaki en onemli kadin kim? -Annem tabii. Kisiligimin olusmasinda onun sefkati cok etkili olmustur. Bizim cocuklugumuz yazlari Kirklareli nin Kiyikoy’unde gecti. Koydeki butun anneler bizim annemizdi. Annem de butun cocuklara yakindi. Hanimlar arasindaki o diyalog bize de sirayet ederdi. Annem en sikintili donemlerimde hep yani basimda olmustur. Mesela cocukken kabakulak oldugumda basimda nobet bekleyerek devamli basimi oksayarak dua etmesi sinavlara girerken beni yureklendirmesi belki de her annenin yaptigi seylerdir. Ancak bir olay var ki ailemizin hemen hemen tum uyeleri devamli anlatir dururlar. Dayim Sivas’in Zara koyunden Nisan Zarali’ydi. Ona babalik eden Sabri Acun adli bir bey vardi. Sabri Dedem Turk Musluman ancak esi Meryem Ninem Ermeni asilliydi. Umraniye’de bir ciftlikleri vardi. Bir keresinde ben daha 2-3 yasindaki bir bebekken bizimkiler dayilarim teyzelerim annemle babam Umraniye’deki ciftlige piknige gitmisler. Beni bir ara hem gunesten korumak hem de uyutmak icin dayimin arabasinin on bolumune yatirmislar. Ben rahat durmamis arabanin vitesiyle oynamisim. Bunun uzerine araba yokus asagi gitmeye baslamis. Annem hayatini tehlikeye atarak giderek hizlanan arabanin camindan iceriye uzanarak yokus asagi giden arabanin icinden beni cikarmayi basarmis. Kim bilir? Belki de arabanin icinde kalmis olsaydim bugun hic olmayabilirdim. Bir yerde hayatimi annemin cesaretine borcluyum diyebilirim. -Daha sonra hayatinizin akisini yine bir kaza degistirdi degil mi? -Evet. Amerika’da gecirdigim feci bir trafik kazasi ve bu kazada en sevdigim arkadasim Petro Marasoglu’nu yitirmem sifirdan yeniden basladigim hayatimi Allah’a adamama vesile oldu. Akrabalarimizdan bircok kisi rahip olmama karsi cikarken gerek rahmetli babam gerekse annem Allah’a adanma arzumu saygiyla karsiladilar ve bana destek verdiler. Hayatimdaki en onemli kadin annemdir cunku tum insanî duygularimin dogrulugun ve durustlugun benim hayatimdaki ilk ogretmeni odur. Rahmetli anneannem de beni cok etkilemistir. Guclu ve imanina siki sikiya bagli bir kadindi. Mesela onunla birlikte Hac bayramlarinda Balat’taki Surp Hresdagabed Kilisesi’ne ziyaretlere gidisimi unutamam Balat Kilisesi’nin onundeki meydanda o zaman bos bir arsa vardi simdilerde oraya bir okul yapilmis eskiden orada sabaha kadar suren senlikler duzenlenirdi. Bunlar unutulamayacak cocukluk anilarim. -Hz. Musa’nin annesi Asiye Hz. Isa’nin annesi Meryem Hz. Muhammed’in ilk esi ve cocuklarin annesi Hatice ile kizi Fatima Musluman kadinlar icin rol model olan kutsal kadinlar. Hz. Meryem’in disinda Hiristiyanligin bunlara denk mubarek kadinlari var mi? -Azizeler arasinda mesela Gayane adli Italyan bir bas rahibe var. Kendisiyle evlenmek isteyen Roma imparatorundan kacmak icin ilk once Misir’a oradan Kudus’e Kudus’ten de Van’a gelir ve orada inzivaya cekilir. Ve ondan sonra da kendisi cok musfik bir bas rahibe olarak taninir. Iffet ve iman abidesi bir rol modeli olarak Ermeni Kilisesinin tarihinde cok onemli bir sahsiyettir. -Azizelerin karsiligi bizde de kadin evliyalar var. Sizden ogrenmek istedigim Incil’de adi gecen daha yuksek mertebede dini kadin motifleri? -Sefkat abidesi Meryem ananin yerini hic kimse tutamaz tabii. Onun yani sira Allah’in Ruhu’yla dolmus olan Vaftizci Hz. Yahya’nin annesi Hz. Elizabet tum inanan kadinlar icin muhim bir ornek. Ayrica Ermeni Kilisesi’nin kurucusu Aziz Gregor’un dadisi ve sut annesi azizi hayati pahasina koruyan Kayseri-Kapadokyali Sofia var. 301 yilinda Aziz Gregor’un babasinin ailesi tamamen ortadan kaldirildi Ermeni krali tarafindan. Bu Kayserili hanim dadilik yaptigi bebegi mutlak bir kiyimdan kacirdi. Kayseri’ye getirdi ve ona annelik yapti. O cocuk oradaki okullarda okuyarak buyudu. -Meryem ana iki dinin ortak kutsal kadin figuru Arada cok onemli bir fark var. Hazreti Meryem’in Hiristiyanliktaki lakabi Theotokos yani Tanrinin annesi. Anlamadigim su. Madem ki Isa’yi doguran odur. Madem ki size gore Isa Tanri’nin ogludur. O zaman Meryem’in Tanrinin esi olmasi gerekmez mi? -Hiristiyanliga gore Isa mesih Allah’in kelamidir. Kelamullah olduguna gore kendisinde ilahi bir tabiat varsa o zaman onun annesine Theotokos deniyor. -O zaman iki tane Tanri olmus olmuyor mu? Biri Meryem’i gebe birakan digeri Meryem’in dogurdugu. Meryem de hem Tanri’nin esi hem de annesi? -Yok. O anlamda degil. Bizim inancimiza gore Meryem kutsal ruhtan gebe kalmistir. Oyle ki O’ndan dogan da kutsaldir. -Yine anlayamadim. Kutsal demek baska dogan da Tanri’dir demek baska. -Bunda anlasilmayacak bir sey yok. Hristiyan ogretisine gore Meryem Ana’dan dogmus olan Isa Mesih Allah’in Oglu’dur. Diger tum dinlerin ogretilerine oldugu gibi Hristiyanlik’taki bu inanca da saygi duymak gerekir. -Annelerden bahsederken yavrularina da bakalim biraz. Papalik gecenlerde ilginc bir karara imza atti. Bildiginiz gibi 1870 birinci Vatikan Konsilinden beri vaftiz edilmeden olen bebeklerin cennetle cehennem arasindaki limbo denilen bir yere gideceklerine inaniliyordu. Artik vaftiz edilmeden olen bebeklerin de cennete gidecegine inanilacak. Ermeni Kilisesi Katolik Kilisesinin bu kararini nasil karsiliyor? - Papalik makaminin vaftiz edilmemis bebeklerin cennete gidecegine karar vermesi daha cok onlarin velilerini rahatlatmaya yonelik bir dusunce. Cocugun istenmeyen bir yerde olmasi hos bir sey degil veli icin. Cocuklari vaftiz olmamissa ne olacak bu cocugun diger yasamdaki hali diye akillarinda bir soru isareti olur. Katolik Kilisesi’nin kararinin Ermeni Kilisesi tarafindan uygulanmasi soz konusu degil. Ayrica Mesih Isa’nin bu konudaki ogretisi kesindir: «Sana dogrusunu soyleyeyim bir kimse sudan ve Ruh tan dogmadikca Allah’in melekutuna giremez. Bedenden dogan bedendir Ruh tan dogan ruhtur. Sana `Yeniden dogmalisiniz dedigime sasma. Yel diledigi yerde eser; sesini isitirsin ama nereden gelip nereye gittigini bilemezsin. Ruh tan dogan her adam da boyledir.» (Yuhanna 3: 5-8). Biz her cocugun vaftiz olmasi gerektigini dusunuyoruz. Bu nedenle cocuklar ya sekiz gunlukken ya da ilk yaz genelde vaftiz oluyorlar. Peki ya ilk sekiz gunde ya da ilk yaza girmeden vaftiz edilmeyip olen cocuklar size gore nereye gidiyor? -Bana gore diye bir sey yok. Dinin kurallarini ben yazacak degilim. Vaftiz olmamis olan masum cocuklarin durumu musfik ve merhametli Rabb’imizin takdirine kalir. Buna teolojide Ilahî Ekonomi diyoruz. -Bu limbo kavrami bizdeki Araf’a benziyor. Araf’da kalmak” dini jargonun disinda da cok kullanilan bir tabir Turkcede. Bazen kendinizi Turklerin ve Ermenilerin fanatikleri arasinda Araf’ta kalmis gibi hissettiginiz oluyor mu? -Bu deyimin kullanilma yontemine baktigimda evet bazen Turk ve Ermeni fanatikleri arasinda kalma duygusunu yasadigimizi soyleyebilirim. Bu bana bazen iki ates bazen de iki sevgi arasinda sikisma duygusu gibi geliyor. Iki ates cunku iki tarafin milliyetcileri de iflah olmaz bir sekilde birbirlerine ates puskuruyorlar dolayisiyla biz Turkiye Ermenileri de arada kaliyoruz. Iki sevgi cunku her iki tarafin dilini kulturlerini gelenek ve goreneklerini benimsiyor ve seviyoruz. Bu nedenle hep derim ya bu iki halkin arasinda huzurun ve barisin tesisi herkesten once Turkiye Ermenilerini sevindirir. -Musluman topraklarda yasayagelmek sizlere nasil yansiyor? -Musluman bir ulkede yasayagelmenin baslica yansimasi dinlerarasindaki hosgoru ortamidir. Ezan ve can sesleri ozellikle Istanbulumuz’da birbirine karisir ve mistik bir ortam yaratir. Sonucta ezan da can da ayni Allah’i yuceltmekte ve inananlari duaya cagirmaktadir. Bu hosgoru ortamini bozacak her turlu olusumun karsisinda olmaliyiz. Cocuklugumu gecirdigim mahallede Turkler Ermeniler Rumlar Museviler bir arada yasar birlikte oynardik. Mahallede herkes kimin bayrami ne zaman cok iyi bilir karsilikli bayramlasmalar olurdu. Bunun icin bazen hayiflaniyorum ya zaten. Su son yasadigimiz aci olaylara bakiyorum da canim gibi sevdigim ulkemi simdilerde taniyamaz oluyorum. -Secim arefesindeyiz. Turk ve Ermeni milletlerin kardesliginin korunmasi adina kimden ne beklersiniz? -Bizler burada zaten kardesiz. Ayni suyu iciyor ayni havayi soluyoruz. Ancak Ermenistan ve Diaspora’yla da iliskileri gelistirmenin zamani geldi artik. Turkiye’ye ve Ermenistan’a karsilikli olarak gazeteciler gencler akademisyenler Sivil Toplum Kuruluslari ziyaretler duzenlemeli beserî iliskilerin gelismesi saglanmali. Zor konulara daha sonra girilir. Once karsilikli guven ve anlayis tesis edilmeli. Bunu saglamak adina sanatsal yarismalarin duzenlenerek karsilikli guvenin ve anlayisin pekistirilebilecegini dusunuyorum. Ayrica Turkiye Ermenileri’nin TBMM’de temsil edilmesini de isterim. Romanya’da hatta Islamî bir cumhuriyet olan Iran’da bile Ermeni kokenli milletvekilleri var. Vatandaslik hosgoru gibi kavramlar soyut ifadelerdir. Siyasî partilerimiz politikaya ilgi duyabilecek Ermeni vatandaslarimiza biraz daha ilgi gosterebilirlerse daha somut bir adim atmis olurlar. -Sizce Hiristiyan ve Islam mistisizminin temas noktalari var mi? -Olmaz olur mu? Mistisizm zaten dogmayi asmak demektir. Meselâ Mevlana Celaleddin-i Rumî ile bir cok noktada anlasamamak mumkun mu? Bu nedenle Mevlana Hazretlerinin cenaze torenine bircok gayri-Muslim din gorevlisi katilmistir. -Mevlana’da sizi etkileyen tek sey cenazesine gayri Muslimlerin katilmasi mi? -Hayir kendi o sufi felsefesi insanlari ayirt etmemesi. Ve herkese ne olursan gel demesi. Bu cok onemli. Ozellikle bugunku zamanda bizim ihtiyacimiz olan ogreti. -Gel dedigi yer neresi sizce? -Allah’in kapisi. Orayi hepimiz dualarimizla asindirmaliyiz. -Mevlana ve Ibnul Arabi Islam mistisizminin tepe noktalari. Sizin dininizde bunlarin muadili olarak kimler var? -Cok var. Mevlana Hazretlerinin Ermeni Kilisesi’nde tekabul eden kisi Van Golu’nun guneydogusunda Nareg Koyu’ndeki manastirda yasamis olan Aziz Krikor Naregatsi’dir. O da dogmayi asmistir. Ve buyuk bir insani sevgiyle dolmus olan buyuk bir mistiktir. Van’in cikardigi en onemli insandir bana gore. Aziz Krikor Naregatsi de ayni Mevlana Celaleddin-i Rumî gibi evrensel insandan soz ederek Ben herkesim” der. Insanin duasinin Allah’in nezdinde hos kokulu bir gunnuk gibi kabul olunacagindan bahseder. -Herhangi bir Islam mistigini okudunuz mu? -Biraz Said-i Nursi okudum. Ozellikle Turk ve Ermeni halklarinin karsilikli iliskileri hakkinda onemli dusunceler beyan etmistir. Hatirlayabildigim kadariyla bizim bu kavimle dost olmamiz gerekir. Bizim mutlulugumuz onlarla olan dostlugumuzda gibi seyler var. -Gecen yil Ramazanda oruc tuttugunuzu soylemistiniz…Tecrubenizi paylasir misiniz? Aslinda bu konunun medyaya yansimasina ben uzuldum. Oruc gizli bir ibadettir. Hristiyanlik’ta da hemen hemen ayni anlamda tutulmaktadir. Iste bu konu gerek Islamiyet’e gerekse Hristiyanliga ortak olan bir ogretidir. Ramazan ayinda oruc tutmamin ardindaki baslica dusunce su: Ben insanlarin butun bir gun oruc tuttuktan sonra gittikleri iftar sofralarinda eger ben de oruclu olmazsam kendimi sucluymus gibi hissediyorum. Her seyden once o manevî ortami Musluman kardeslerimizle paylasabilmek guzel. Meselâ bir animi anlatabilirim. 82. Patrigimizin adi Sinorhk Kalustyan’di Yozgat’in Igdeli koyundendi. Cok ruhanî bir kisiligi vardi. Ayni katta kalirdik. Sabah ezanindan hemen once gelir kapimi tiklatir yani basimizdaki caminin imaminin az sonra sabah ezanini soyleyecegini animsatirdi. Oglum bizim neyimiz eksik? Hadi duaya” derdi. Bu oruc da bunun gibi bir sey iste. -Kuran’in sizin icin anlami ne? -Kuran Islamiyet’in yani dunyada gittikce yayilan ve bircok ortak noktalarimizin da bulundugu bir dinin Kutsal Kitab’i. Saygi besliyorum. Tanidigim bircok Musluman muminin hayatinda gordugum Kuran’dan dolayi yasanan degisiklige saygi duyuyorum. -Hz Isa’nin Allah’in elcisi oldugunu kabul etmenin Musluman olmak icin zorunlu olmasini nasil karsiliyorsunuz? -Tabii onemli bir sey. Biz de Eski Ahit’teki butun peygamberleri kabul ediyoruz. -Ama Hz Muhammet’i kabul etmiyorsunuz degil mi? -Sahsi gorusum olarak soyleyebilirim. Hz. Muhammed Islam aleminin peygamberi. Vahiy almis. Buyuk bir medeniyetin kurucusu. Saygi besliyorum. -Allah Kuran’da Islamin son din oldugunu soyluyor. Ben dinimi tamamladim diyor. Son peygamber olarak Muhammed’i sectim diyor. Kuran’i Allah kelami kabul eden nasil hala Hiristiyan kalabilir? Bu celiskiyi nasil aciklarsiniz? -Islamiyet icin Kuran vahiy kitabidir kelamdir. Hiristiyanlik icin ise en son peygamber Hz. Isa olduguna gore bu durum her zaman yasanacak. - Nicolas Sarkozy Fransa’da Cumhurbaskani secildi. Izleyecegi politika konusunda ongoruleriniz neler? -Nicolas Sarkozy secim propagandasini surdururken bildiginiz gibi Turkiye’ye epey yuklendi. Ben de Sayin Basbakanimiz Recep Tayip Erdogan ve Avrupa Birligi Komisyonu’nun Genislemeden Sorumlu Uyesi Sayin Olli Rehn gibi Sayin Sarkozy’nin Cumhurbaskanligi makamina oturduktan sonra durulacagini umit ediyorum. Fransa ile ulkemiz arasinda ticarî faaliyetler gayet ust duzeyde. Soykirim yasasinin yeniden gundeme getirilmesi bu iliskileri zorlayacaktir. Aslinda Fransiz tarihcilerinin de katilabilecekleri Turk ve Ermeni tarihcilerinden olusan uc tarafli bir olusumun Turk-Ermeni iliskileri tarihini birlikte incelemeleri cok iyi olurdu. Bildiginiz gibi Sayin Basbakanimiz bu oneriyi daha once getirmis ancak Ermeni asilli tarihciler bu oneriye imtina ile yaklasmislardi. Halbuki 5. yuzyildan bu yana suregelen Turk-Ermeni iliskileri tarihinde cok olumlu ve iftihar edilecek olaylar da vardir. Ittihat ve Terakki Hukumeti doneminde cok aci olaylarin yasanmis oldugu bir gercek ancak dedigim gibi 5. yuzyildan bu yana tum tarihi de o aci olaylarin golgesine terk etmenin de Turk ve Ermeni halklarinin iliskileri ve dostlugu adina bir o kadar yanlis olacagini dusunuyorum. -Gunah cikartma ve affetme; Katoliklerde var Protestanlarda yok. Sizde durum nedir? Papalarin Allah adina gunahlari affetme yetkisi Patrikler icin de gecerli mi? -Bir kisinin gunahlarini sadece Allah affedebilir. Allah’in yurekten tovbe eden her kulunun gunahini affettigine inaniyoruz. Papa’nin Patrik’in rahibin veya papazin yaptigi sadece Allah’in yurekten edilen tovbeyi kabul ettigine dair tovbe eden sahsa guvence vermektir. Gunah cikartma diye bir sey yok. Kimse kimsenin gunahini cikartamaz. -Boyle soyluyorsunuz ama yanilmiyorsam Yuhanna Incil’inde Hz Isa’nin agzindan havarilere gunahlarini af edeceginizin kimselerin gunahlari af olunacaktir. Gunahlarini af etmeyeceginizin kisilerin ise gunahlari af olunmayacaktir” deniyor. -Ama bu her Hiristiyan icin. Ozel olarak rahipler icin degil. Yani insanlarin birbirini affetmesini tesviktir. Helallesme gibi bir sey. Mesela rabbani dua dediginiz duada da var. Bize karsi islenen gunahlar affettigimiz gibi sen de bizim gunahlarimizi affet diyoruz Allah’a. -O halde Papalik bunu yanlis mi yorumladi? -Hayir. Bu tamamiyla Islamiyetteki yanlis algilamalarla ilgili bir sey. Rahipler Allah adina affetmiyor bir seyi. Orada kendisi sadece bir memur gorevini yapiyor. Ve Allah senin gunahlarini affetti diyor. -Nereden biliyor? -Allah’in tovbe edildiginde gunahlari affedeceginden eminiz cunku. Degil miyiz? -Peki ya Papalarin asla yanilmazligi dolayisiyla daimi gunahsizligi? Patrikler de boyle midir? -Papalar’in gunahsiz olduklarina inanmiyorum. Her ayinden once isteyerek veya istemeyerek isledikleri her gunah icin tum rahipler gibi Patrikler de tovbe dualari okurlar. -Siz Incil’i hangi siklikta ve nasil okursunuz? En cok hangi bolumu sizi etkiler? -Incil Allah’in Kelami’dir. Bedenin suya ihtiyaci oldugu gibi ruhun da her gun Allah’in Kelami’yla beslenmeye ihtiyaci vardir. Her Hristiyan’in her gun Incil okumasi gerekir. Bunun Ermenice olmasina da gerek yok. Artik cok sukur her lisanda Incil bulmak mumkun. Incil’de beni en cok Isa Mesih’in carmihin uzerindeyken kendisine iskence ve zulum edenler icin sarfettigi «Baba onlari bagisla. Cunku ne yaptiklarini bilmiyorlar.» (Luka 23:34) demesi beni her zaman atkiler. Yani sadece birbirimizi bagislamamizi demekle kalmayip en zor aninda bile kendi ogrettigini uygulamistir.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+