Cozum icin Ermeni-Turk iliskilerini normallestirme girisimleri sart - Haber Arşivi 2001-2011
01 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Սահմի / Օր : Արեգ / Ժամ : Ծայգն

Haber Arşivi 2001-2011 :

08 Mart 2007  

Cozum icin Ermeni-Turk iliskilerini normallestirme girisimleri sart -

Cozum icin Ermeni-Turk iliskilerini normallestirme girisimleri sart

Hrant Dink Turkler ve Ermeniler arasinda yasanan asil gerilimin buyuk olcude taraflarin bugun birbirlerini algilayisinda yattigina inaniyordu. Hrant a gore belli cevreler kasitli olarak tarihi de kullanarak gerilimleri ve dusmanliklari pekistirmeye calisiyordu Hrant la en son konustuklarimiz -2 Belki cogunuza sasirtici gelecek ama Hrant Turk-Ermeni geriliminde 1915 in ana sorun teskil etmedigine inaniyordu. Yanlis anlasilmasin soykirim konusunun bir problem olmadigi degildi soyledigi. Su anda Turkler ve Ermeniler arasinda yasanan asil gerilimin buyuk olcude taraflarin bugun birbirlerini algilayisinda yattigina inaniyordu. Elbette bu algilayis belli bir tarihi tecrube uzerine de oturuyordu ama bundan daha onemli olan Turk ve Ermeni tarafinda belli cevrelerin su anda birbirleri ile iliski kurmak istememe politikalari idi. Hrant a gore sorunun ozu bugunde yatiyordu cunku ona gore bu cevreler kasitli olarak tarihi de bu dogrultuda kullanarak mevcut dusmanligin pekismesini istiyorlardi. Ozellikle Turkiye deki belli politik cevrelerin son derece kasitli bir bicimde anti-Ermeni politikasi izlediklerini soyluyor ve ana sorunun bu mevcut politikalarin degistirilmesi olduguna inaniyordu. Onun icin merkezi sorun sinirin kapali olmasiydi. Tum cabanin ve agirligin sinirin acilmasina verilmesi gerektigine inaniyordu. Turkiye ile Ermenistan arasinda kurulacak normal iliskilerin tarihten kaynaklanan sorunlari da buyuk olcude cozecegini dusunuyordu. Her iki millet de tarihte ne oldugunu cok iyi biliyorlar. Eger sinir acilir ve insanlar normal iliski icine girerlerse birbirlerini tanirlarsa tarihe iliskin de konusmayi basarirlar. Asil sorun her iki halkin dogrudan iliski icine girmesini istemeyen politik cevrelerdir. Bu politik cevreler iliski istemedikleri icin tarihi kullaniyorlar. Yoksa tarihin iliskiye engel oldugu tezi dogru degil. Tarihi degil bugunku iliskileri merkezine alan bir yaklasim sarttir. Yapilmasi gereken Ermenistan ile iliskileri normallestirmek isteyen bir sivil inisiyatif baslatmaktir. Tarihciler komisyonu Ozellikle 2006 yaz aylarinda bu konuyu cok ama cok uzun tartismistik. O aylarda ben Tayyip Erdogan in belki sadece dostlar alis veriste gorsun amaciyla bile olsa Tarihciler komisyonu kuralim onerisinin ciddiye alinmasi gerektigini savunuyordum [hâlâ da oyleyim]. Ve onunla boylesi bir komisyonun hayata gecirilmesi icin sivil toplum olarak ne tur girisimler yapabilecegimizi tartisiyor Turkiye de asagidan bir baski olusturmanin faydali olacagini soyluyordum. Hrant benim tarihciler komisyonu onerisine fikir olarak destek verilmesi ve bu onerinin hayata gecmesi icin tabandan sivil girisimler yapmamiz gerektigi onerime hic sicak bakmadi. Bu konuda kafasi cok acikti: Siz akademisyenlerin tarih konusunda yaptiginiz calismalarin onemli oldugunu biliyorum ama ben bir tarih komisyonunun herhangi bir sorunu cozecegine inanmiyorum diyordu. Tarihe yogunlasmis tarihte ne oldugunu aciga cikarmayi merkezine almis bir faaliyetin cok buyuk degisiklikler yaratmayacagini dusunuyordu. Bu nedenle tarihciler komisyonu onerisine karsi cikiyordu. Ihtiyac bu degil diyordu. Ithiyac Turkiye de dogrudan gunluk siyasete mudahele edecek Turk-Ermeni iliskilerinin duzeltilmesini dogrudan merkezine alacak bir sivil inisiyatiftir diyordu. Tum bir 2006 yaz aylarinda ve sonbaharda bu konuda bir dizi gorusmeler yapmistik. Bircok insanla tek tek grup olarak bir araya geldik. Birbirimize bu gorusmeleri aktariyor ortaya cikan fikirler uzerinde fikir alisverisinde bulunuyorduk. Ocak basinda bu konuyu yeniden tartistik. Istedigi Turkiye deki sivil toplum kuruluslarinin temsilcilerinin veya onlarin dolayli katilimiyla bir inisiyatif baslatmakti. Sivil toplumun bulusmasi Hrant in en buyuk arzusu Turk ve Ermeni sivil toplum orgutlerinin bir araya gelmesi ve merkezlerine iki ulke arasindaki iliskilerin normallestirilmesini koymasi idi. Ona gore iki toplum arasinda oncelikle konusma dilini kurmak konusmayi normallestirmek gerekiyordu. Diyalog kapilarini artirmak ve bu diyalog kanaliyla insanlarin birbirlerini dusman olarak gormelerini isteyen politikalara ve politikacilara tavir almak gerekir diyordu. Tarih ancak bu normallesmis dil ve normallesmis iliskiler icinde kolayca cozulecek bir sorun haline gelirdi. Ilk yapilacak is tarihi sorun haline getiren ve bunu kasitli olarak kullanan mantigin egemenligine son vermekti. Bu da ancak bugunku iliskilerin uzerinden gidilerek yapilabilecek bir seydi. Hrant in bu istegi yarida kaldi. Ocak basinda bu konuda yeniden konustugumuzda Turkiyedeki sivil toplum kuruluslarinin ve aydinlarinin konuya ilgisizliginden yakindik. Konunun oneminin yeteri kadar farkina varilmamis olmasi Hrant in canini sikan sorunlarin basinda geliyordu. Tarihciler komisyonu olusur mu olusmaz mi veya bir sorun halledebilir mi gibi bir tartismadan bagimsiz Hrant in son derece hakli oldugu bir noktanin altini cizmek isterim. Eger taraflar aralarinda bugune iliskin siradan normal iliskiler kurmuyor veya kurmak istemiyorlarsa tarihe iliskin de bir sorunu cozme sanslari yoktu. Once sorun cozmek isteyen bir kafa sorun cozmek isteyen bir dilin olmasi gerekiyordu. Eger ortada iliskilerin normallestirilmesi dogrultusunda bir niyet yok ise tarihin bu niyetsizlik zemininde kurban edilecegi cok acikti. Belki onun olumu Turkiye de Hrant Dink sivil inisiyatifinin olusmasi sonucunu dogurur. Hrant Dink inisiyatifinin ilk gorevi de Turkiye ve Ermenistan arasindaki iliskilerin normallestirilmesi olur. Buradan Turkiye deki sivil toplum orgutlerine kamuoyu uzerinde etkili olan aydinlarimiza seslenmek isterim. Lutfen Hrant in onerisini ciddiye alin. Boylesi bir inisiyatif icin girisimlerde bulunun. 301 nedeniyle yargilanmasi ve savunmasi hakkinda dusunceleri: Hrant hakkinda soykirim kelimesini kullandigi icin dava acilmisti. Davanin ilk oturumu mart ayinda yapilacakti. Hrant in bu davada nasil bir savunma yapmak istedigi konusundaki dusuncelerini bilmek galiba onemli. Cunku Hrant in soykirim kelimesini kullanmada sorunu oldugu kelimeyi kullanmadigi hatta diyaspora Ermenilerinden bu kelimeyi kullanmamalarini istedigi degisik bicimlerde dile getirildi. Galiba oncelikle onun soykirim kelimesini kullanip kullanmama konusundaki tutumunu yeniden hatirlatmak gerekiyor. Hrant yazilarinda ve konusmalarinda soykirim kelimesini kullanmazdi. Ozellikle Turkiye de soykirim mi degil mi tartismalarindan uzak durmayi tercih ederdi. Ben milletimin basina geleni biliyorum siz ne derseniz deyin derdi. Ben kelimeyi veya kelimeleri tartismak istemiyorum sorunun insani boyutunu one cikarmak istiyorum derdi. Fikri ozetle soyleydi: Bu topraklarda bir ulus yasiyordu ve simdi yok onlar koklerinden koparildilar bir agacin kokunden koparilmasi gibi. Onlarin buradaki hayatlarina son verildi. Bir yasamin ortadan kaldirilmasini bu insan dramini ben kelimelere sigdiramam once bunu anlayin. Bulacaginiz hicbir kelimenin bu insani drami anlatmaya yetmeyecegini dusunuyorum. Ozel sohbetlerimizden biliyorum. Soykirim kelimesini kullanmaktan insanlari fazla gerdigi sorunun cozumune fazla katkisi olmadigi icin uzak durmayi da tercih ediyordu. Bunu bir soylesisinde de ifade etti zaten; Ben aslinda olanin adinin o kadar onemli olmadigini olanin kendisinin cok onemli oldugunu soyluyorum. Siz buna soykirim deyin gibi bir derdim asla yok! Aslinda bu tip dayatmalarin Turk toplumunda cok yanlis olduguna inaniyorum. Bu toplum idrak etmeli tartismali ve ogrenmeli. Nasil Turkiye de kimseye 1915 in nasil tanimlamalari gerektigi konusunda karismayi fetva vermeyi dogru bulmuyorsa benzeri bir tutumu diyasporada da takiniyordu. Onun diasporaya soykirim kelimesini kullanmaktan vazgecin gibi en kucuk bir talebi olmadi. Aslinda onunla bu konuda ortak bir tutumumuz vardi o da: Isteyen istedigi kavrami kullansin kimse kimsenin neyi kullandigina karismasin idi. Benim icin de onun icin de moral tavir alis kavramdan daha onemliydi. Dava Reuters ajasina verdigi bir roportaj da gazeteci soykirim mi degil mi biciminde kendisini sikistirdigi icin evet soykirimdir demisti. Bu nedenle acilacak davada nasil bir savunma yapacakti? Ocak 4 ve 5 inde bu konuyu birkac sefer kendisi acti. Ben davayi tam bir tarih kursusune cevirmek istiyorum. Taner lutfen hazirlan ve beraber hazirlanalim. Dusundugum su: Evet soykirimdir diyecegim ve madde madde dizerek savunma yapacagim. Soykirimdir cunku soykirimdir cunku... oyle bir savunma yapacagim ki burada tarihi yargiladiklarini kendilerine gosterecegim. Eger oldurulmeseydi evet 1915 bir soykirimdir ve bunu soylemek de bir suc teskil etmez diyecekti. Hakkimda Hrant i savundugum icin ve soykirim kelimesini kullandigim icin acilmis bir dava var. Eger dava dusurulmez ise yapmam gereken Hrant in anisina onun istedigi savunmayi yapmak olacak. Taner Akcam: Minnesota Universitesi ABD




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+