Bi kere BU sirf BU topraklarda olurdu: Olmayacak/oldurulama-yacak bir kanun madde(miz) var(di) 159 diye. Sigismaya calistigimiz Avrupa Hukuku Mantigiyla uyusmadigi icin bunu iptal ediyoruz. Oysa orda Bu kapsamdaki davalarin acilmasi Adalet Bakanligi nin iznine baglidir diye bir hukum var. Vazifeperver Turkiye Cumhuriyeti Savcilari he babam de babam onlerine gelen herrr davayi acmak mecburiyetinde hissediyorlar ya kendilerini! Iste bu asiri gayretkeslik onlenebilsin diye. 159 aynen hassasiyetle muhafaza edilerek 301 e tasinirken ; Avrupa Konseyi raporunda 159 da bulunan bu Adalet Bakanligi nin izni hukmunu korumamizi oneriyor . Biz hayir KATIKSIZ bir 301 le cikiyoruz el âlemin karsisina. Gerek merek yok oyle izne mizne- havalarinda. Orhan Pamuk davasinda sucun islenis tarihinde (ikide birde boyle demek de sinirime dokunuyor: ne sucu? ne islenisi? Alt tarafi Pamuk acayip kil oldugu (rop. esnasinda) Isvicreli bir giciga meramini anlatmaya calisiyor) halen 159 yururlukte oldugundan ve Adalet Bakani nin izninin alinmasi LEHINE oldugundan Pamuk un avukati (lehte olan kanunlar pek tabii ki yegleneceginden) Adalet Bakani nin iznini bekliyoruz diyor dava acilinca. Dava da ne dava! Daha once Istanbul Cumhuriyet Savciligi tarafindan BU DAVANIN ACILMASINA GEREK GORULMEMIS. Sonra Kayserili bir yayinci gidip Sisli Savciligi na suc duyurusunda bulunuyor. (Cok iyi dusunmus Sisli Savciligi ni!) Ve dava aciliyor. Bu arada Adalet Bakanimiz Sn. Cicek ne yapiyorlar? Mayis ayinda Adalet Bakanligi na varmis bulunan dosyayi 8 Haziran a kadar Aa! goremiyorlar. Bakamiyorlar. Oysa balll gibi TCK nin 159 una dayanarak davanin acilmasini reddedebilirler. Reddedebilirler- di. Sonunda dava yine Adalet Bakani nin Sisli mahkemesinin aldigi kararla yorumunun yorumlanmasiyla neticeleniyor: Beraatle degil- dikkâtinizi cekerim. Yani o denli yoruma bogmustu Cicek ortaligi. Ama Iznim yoktur acilmasina dememisti de dememisti! Tebrikler boyle 1 inada/inatlasmaya. Bir kere Turk Hukuku ndaki KEYFIYET cok vahim bir mevzu. Bir savcinin (son derece adaletli tepkilerle reddettigi) bir davayi digeri acabiliyor. Dosyalar (adamina gore) bekletiliyor/bekletilmiyor. Diyelim Yasin Hayal in dosyasinin 8 aydir Yargitay da beklemede oldugunu ogrendik. Oysa Hrant Dink in mahkûmiyet karari ivedilikle cikmisti Yargitay dan. Yani BAZILARININ lehine bazilarinin aleyhine olan bu bekletilmeler bekletilmemeler BAZI CEVRELERIN Turk Hukuk Sistemi yle lastikli top gibi oynayabilirliginin; bunun bizatihi bir hukuksuzluk/adaletsizlikle sonuclanabilirliginin kaniti degil mi? Habire uzattirilarak zamanasimindan yirtan Adnan Hoca davalarini hatirlatirim. Uzan Familyasi nin Adanalar da filan nasil Hukukumuzda Zaman diyebilecegimiz nevi sahsina munhasir bir kavramla oynayarak cesit cesit ticari manipulasyonu basariyla ifa ettigini! Filan. Tum bu dava yigilmasi/ust uste yikilmasi Turk Savcilari nin onune gelen herrr davayi acma tutkusundan da kaynaklaniyor. Turkiye deki davalarda beraat orani Avrupa Ulkeleri ndeki beraat oraninin KAT BE KAT USTUNDE! Neden? Bir suru fuzuli dava insanlarin hayatindan calan hayat kalitesinden goturen bir suru dava illa billa aciliyor da ondan. Simdi kalkip Abdullah Gul DAHI Ancak sunu belirtmem gerekir ki ne Dink ne Orhan Pamuk ne de Elif Safak bu madde dolayisiyla bir kez olsun hapse konulmadi demesin lutfen 301 le alakali. 301 den yargilananlarin mahkeme giris cikislarinda ozellikle bindigi arabanin camlari indirilen ustune yurunen itilen kakilan Orhan Pamuk un hincahinc davasinda yasananlari tum dunyayla birlikte Abdullah Gul de eminim gorduler hicapla izlediler. Demek ki Adalet Bakani BU topraklarda fanatik bir 301 cengâveri iken (utanc verici sosyaldemokrat muhalefet partisi bile oyle iken) Pamuk icin acilmamasi tekelinde olan o davayi (eminim buyuk bir zevkle) actirmis iken mahkeme giris cikislarinda (yine eminim) Derin Zaaflari Olan Devletimizin Kast Ajanslari tarafindan kast edilmis Linc Takimlari o sahneleri (polisimiz/valimiz/Icisleri Bakanimiz sayesinde de) bizlere yasatabilirken Turkiye Cumhuriyeti Savcilari daima en kisitlayici en olumsuz uc yorumlarla dusunme ve elestirme ozgurlugunu kisitlayici (esasinda: GOZDAGI) bu davalari acmaya bunca temayullu iken- Degistirmezsin toptan kaldirirsin kardesim BU maddeyi. Madde yuzunden yargilayip musteki ettiklerinden/Hedef Tahtasi haline getirdiklerinden de ozrunu dilersin. Evet bizlerin (ben 318 magduruyum 301 degil) Turkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri ne girip cikarken terorize ettirildigimiz/Linc Kalabaliklariyla kusattirildigimiz/Hedef Tahtasi haline getirilip/bez afislerde filan ismimiz dolastirildigi/her turlu melanete maruz birakildigimiz icin; acik ve secik bir Gorevimizi yapamadigimiz icin ozur dileriz i hak ettigimizi dusunuyorum. Ozellikle ulkesinde barinamaz hale getirilen Orhan Pamuk un ziyadesiyle bir ozru hak ettigini . Dusunuyorum. Ne kadar saf ve salakmisiz Allahim! Bir siir okudu diye uc ay icerde yatan Bu Basbakan isbasina geldiginde bambaska bir ortama tasiniriz. Bunlar daha demokrat daha cesur daha ozu sozu bir daha anlasilir ve anlayisli- cikarlar sanmistik. Oysa gelen gunler giden gunleri aratti. Iste 301 yuzunden Hedef Tahtasi haline getirilen Mahkeme Baskinlari/Linc Topluluklarinin Kin Performanslariyla yurt capinda unlu hale getirilen o sahane insan o enerjik melek guzelim Hrant Dink olduruldu! Simdi 301 cengâveri bir Adalet Bakani nin mahkeme giris cikislarinda tum o Kin ve Nefret Tiyatrolamalarina maruz birakilmamizi temin ettirmis bir Adalet Bakani nin adalet kelimesiyle dalga gecercesine orda durdugunu bilmenin bir azap oldugunu haykirmak suc mu? Onun gorevden alinmasini istemek peki cok mu?