Artik it urur kervan yurur donemi bitti -
Ermeni iddialarina karsi sessizlik politikasi yurumuyor artik her seye cevap vermeliyiz.
TURKIYE NIN COK DUSMANI VAR
Turkiye Osmanli Imparatorlugu nun en guclu zamanlarinda degil artik. O devirde it urur kervan yurur bir olcekte kabul edilebilirdi belki. Gercekci olalim. Bugun Turkiye nin bircok dusmani var.
YAKINDA KURT SOYKIRIMI DA DERLER
Ermeni meselesinde oldugu gibi digerleri de aynen takip edebilir. Simdiden Suryani Pontus Rum ve hatta guncel bir Kurt soykirimindan bile bahsedilmeye baslandi. Sahayi bos birakmayalim.
SUNLARI YAPALIM
1- Turk tarihcilerin eserlerinin yuzde 95 i tercume edilmemis. Neden turizmi kullanip gercekleri anlatmiyoruz?
2- Internette Ermenilerin bircok sitesi var. Google bunlarla dolu. Neden internette yeterli Turk tezi yok?
3- Ermeniler herkese mektup yagdiriyor Turkler sessiz. Unutmayin suskunluk sucu kabul etmektir.
4- Turk temsilciler ortada yok. Turk dostlari bile bundan sikâyetci. Muhatap temsilci neden yok?
It urur kervan yurur devri artik bitmistir
Osmanoglu ailesinin mensubu gazeteci-yazar Kenize Murad SABAH a degerlendirdi: Ermenilerin basarisi hakliliklarindan degil bizim sahayi bos birakmamizdan. Daha fazla rehavet icinde kalamayiz.
Bugun soykirim suclamasi Turkiye nin butun uluslararasi iliskilerini tehdit etmektedir. Isvicre ve Fransa dan sonra Belcika Hollanda ve Avusturya da Ermeni soykirimini inkarin cezayi gerektiren suc haline getirilmesi icin hazirlik yapmaktadirlar. Daha da beteri eger Turkiye nin en guclu ve buyuk muttefiki Amerika Birlesik Devletleri de Kongresinde birkac ay icerisinde cogunluk demokrat uyelere gectigi takdirde bu soykirimi taniyabilir.
Islerin kendi basina hallolacagina inanaraktan onlarca yildir yaptigimiz gibi rehavet icerisinde daha da fazla kalamayiz. Halbuki Ermeniler ise tezlerini dunya yuzunde hic pesini birakmadan yaymak icin durmadan calisiyorlar. Bu gunku basarilarinin sebebi ileri surdukleri argumanlarinin gucunden degil sadece bizim tarafimizdan sahanin tamamen bos birakilmasindan kaynaklanmaktadir.
ASALA nin Turk diplomatlarini katlettigi (46 olu 81 yarali) 80 li yillar icerisinde sorumlulara sunu soruyordum; Ermeniler in buyuk bolumunun yer degistirmeleri esnasinda ve bir ic savas ortaminda her iki tarafta da katliamlar olmustur hicbir takdirde soykirim vakasi olmadigini kanitlayan bu olguyu neden sergilemiyoruz Ermeni suclamalarini neden cevaplandirmiyoruz?
Cevap soyle idi: Ermenileri telafi edici mali ve toprak taleplerinde bulunmaya goturecek bir polmige girmememiz lazim dolayisiyla tartismayi beslemez isek kendi kendine soner.
BUGUN OSMANLI GUCU YOK
Iste bu sessizlik politikasinin nerelere getirdigini goruyoruz..... Bugun; Belcika Isvicre Fransa Hollanda Roma sehri Isvec Rusya Yunanistan Kibris Rum kesimi Lubnan Kanada Slovakya Polonya Arjantin Uruguay ermeni soykirimini tanimaktadirlar!
Turkiye bir Osmanli Imparatorlugu nin en guclu zamanlarinda degil artik ki o devirde it urur kervan yurur bir olcekte kabul edilebilirdi belki de. Gercekci olalim: Eger bugun Turkiye ozellikle insan gucu olarak pek buyuk potansiyellere sahip ise de klasik olarak duzenini bozmaya cabalayan bircok dusmanlari da vardir.
Fakat en onemlisi butun gurur kirici yetersizlik duygusu ve ictenlikle sunu anlamamiz gerekir ki en kotu dusmanimiz da kendi kendimizdir.
Bu Ermeni meselesinde oldugu gibi digerleri de aynen takip edebilir. Cunku zaten simdiden Suryani Pontus Rum ve hatta guncel bir Kurt soykirimindan dahi bahsedilmeye baslanildi. Son derece sebatkar davranmamiz gerekir birkac gunluk veya birkac haftalik yogun tutkudan sonra gelecek drama kadar unutkan olmamamiz lazimdir. Elzem olan kisa ve uzun vadeli calismalar icin organize olmamizdir.
Mekanizmamizin bazi tehlike arz eden eksik taraflariyla ilgili birkac ornek verecegim ki bunlara care bulma cok da zor olmasa gerek.
NEDEN TURIZMI KULLANMIYORUZ?
1) Eger tarihcilerimizden bazilari Ermeni meselesi uzerine son birkac yildir son derece vesikalar ile donatilmis kitaplar yazdilar ise de bu yapitlarin % 95 inin tercume edilmemis olmalari sadece kendi kendimizi ikna icin yararli olabilmektedirler. Ustelik tercume edilmis seyrek kitaplarin ise hicbir genis dagitimlari olamamistir yalnizca sefaretlere dagitildiklarindan kredibilitelerinin zedelenmis oldugu gozlenmektedir zira yabancilar bunu objektif bir calismanin urunu degil de Ankara nin tezi olarak degerlendirmektedirler. Acaba neden Turizm gibi en iyi tanitim kanalimiz var iken 1915 te neler olduguyla ilgili gercekleri ozellikle de Fransa da anlatma kabiliyetine sahip degiliz ki?
GOOGLE DA YETERLI MALZEME NEDEN YOK?
2) Her gun on milyonlarca kisinin butun dunyada izledigi bilgisayar agindaki BBC dunya haberleri sitesi Ermeni meselesi uzerine yazilar yayinlar ve her seferinde Turkiye Cumhuriyeti Basbakanlik sitesi ve Ermenistan Hukumeti sitesi referans olarak isaret edilir. Ermenistan sitesi tiklanip baglanildiginda genisce gelistirilmis Ingilizce dahil uc dilde Ermeni tezleri bulunur. Keza Turk Hukumeti nin sitesinde ise tez yakin zamanda duzenlenmis ve sadece Turkce dir! Birkac haftadan beri ise hicbir sey yok sadece: Site bulunamiyor ibaresi.
Diger taraftan arama motoru Googleda Ermeni soykirimina bakildiginda ansiklopedi Vikipedia bolumunde gonderilir. Orada ise Ermeni tarihcilerin dahi artik kullanmaktan cekindikleri en asiri yalan argumanlardan olusan Ermeni tezleri bulunur. Buna karsilik her zaman oldugu gibi Turkiye nin tezi bulunmamaktadir.
NEDEN MEKTUP YAGDIRMIYORUZ?
3) Avrupa parlamentosunda vekil Turkiye dostlarindan bir Fransiz yakin gecmiste bana saskinlik icerisinde sunlari soylemisti. Parlamentodaki evrak kutum her hafta Ermeniler den Kibrisli Rumlar dan ve Kurtler den gelen ve Turkler in verdileri zararlari ihbar eden yazilarla tasiyor. Fakat asla Turkler den gelen herhangi bir sey yok belki ayda yilda bir kere. Burada milletvekillerinin posta kutularini doldurmaktan bahsetmiyorum ama bununla sessizlik arasinda tam bir orta nokta vardir.
Su ozdeyis uzerinde derin derin dusunmemiz lazimdir Namevcutlar haksiz duruma dusmeye mahkumdurlar ve bir digeri Suskunluk sucu kabul etmektir.
TURK YETKILILER NEDEN KAYIP?
4) Ayni bu yokluktan dolayi Fransa daki Turkiye dostlari dahi sikayetci olmaktadirlar. Oylamadan onceki hafta yogun dalgalar halinde artan Ermeni propagandalari karsisinda Turk temsilcilerinin sessizligine sasirdiklarini ifade icin beni de telefonla aradilar. (Soykirimi inkar ettigi 2erekcesiyle utanc verici bir sekilde Fransiz mahkemeleri onune gonderilen Baskonsolosumuzu tenzih ediyorum)
Turk argumani genelde soyledir: Fransiz medyalari bizi boykot ediyarlar siklikla boyledir ama her zaman da degil. Ornegin oylamadan birakc gun once en buyuk uc Fransizradyo istasyonundan ibiro lan RTL bir saatlik en cok dinlenen program da konu ile ilgili soylesi icin bir Turk temsilciyle butun aramalara ragmen ulasamadi. Bu sacmalik nedendir ki?
Genelde her ne yaparsak yapalim hicbir ise yaramayacak dusuncesiyle karamsarliga yakalaniyoruz. Bu yanlistir. Bazi istisnalar haricinde bugune kadar yaptiklarimiz az ve beceriksizce idi. fakat bazen de bizleri bilincsizlige surukleyen oyle bir iyimserlige kapiliyoruz ki: Gecen Mayis ayinda Fransiz parlamentosu baskani soykirimi inkari cezalandirmayi on goren kanun teklifini gorusulmek uzere Sonbahar donemine biraktiginda Turkiye nin bir sansi olmus idi butun guclerimizi birlestirerek bu dort aylik bekleme suresinde lobi faaliyetleriyle ve akilli bir bilgilendirmeyle argumanlarimizi yaymamiz gerekliydi (ki Ermeniler den cok daha fazlasina sahibiz) Haziran ve Temmuz aylarinda neler olup bittigine dair Turkiye nin Fransa daki dostlari dahi endiselenmeye basladiklarinda onlara su cevap veriliyordu: Hicbir sorun yoktur. Ankara iyimserdir kanun teklifi Sonbaharda parlamento gundemine gelmeyecektir....
Ve bugunde bana deniyor ki: Asla Fransiz Senatosu bu kanunu onaylamayacaktir ve her halukarda ise asla Cumhurbaskani imzalamayacaktir! Gecmisteki hatalarimiza ragmen bu iyimserligin hala yerinden kipirdamadigi goruluyor!
ZAMAN HEMEN CALISMA ZAMANI
Ve her ne olursa olsun eger Fransa degilse mutlaka bir baska ulke olacaktir. Zaman hemen calismaya koyulma zamanidir.
Ve de oncelikle Turkler in kendi tarihleri ile ilgili mutlaka bilgilenmeleri gerekmektedir. % 95 i bir soykirimla suclandigini duyunca bulutlardan dusmus gibi hissetmekte kim tarafindan nasil sorularindan hicbir fikre de sahip olmadiklari anlasiliyor. Geriye kalan % 5 in ise daginik bilgilerin neticesi duyduklari ayni genellemeleri tekrarladiklari gorulmektedir.
Turk ve yabanci tarihcilerin yazdiklari bazi kitaplarin genis bir dagitiminin yapilmasi gerekir hatta yenilerinin de yayinlanmasi lazimdir. Genis halk kitleleri icin neler olup bittigiyle ilgili ciddi yazilar ve de televizyon acik oturumlari yayinlanmalidir gencler icin ise neden programa liselerde kurslar edilmesin ki? Zira gecmis nesillerin acaba canilik mi yaptigini dusunmek ve suclamalar karsisinda cevap imkanina sahip olmamak bir milletin morali acisindan en kotusudur. Anlayabilmeleri aralarinda tartisabilmeleri ve ozellikle de kendi kendileriyle barisik olabilmeleri icin. Sonucta artik degisik imkanlar kararlilikla kullanilarak Turkler e nelerin gectigi soylenmelidir.
Bu temeldir ve de cok uzun zamandan beri Turk toplumuna karsi yerine getirilmesi goz ardi edilmis bir gorevdir!
BIR IS PLANI YAPILMALIDIR
Disariya karsi stratejimize gelince bana deniyor ki; Dunyaya soykirimin olmadigini anlatmak icin hukumet bir cok harcamalarda bulunuyor. Ermeni diasporasinin sadece Amerika da yilda uc yuz milyon dolar civari harcadigi bilgisi karsisinda bunun su damlasi kadar oldugu dusunulebilir.
Fakat mesele orada degildir! Mesele akillica ve yararli bir sekilde harcamada bulunmaktir. Bu da toplumun universitelerin akademik camialari entelektueller sanatcilar is dunyasi reklamcilik camiasi v.s... gibi kesimlerine genis bir sekilde danisarak en iyi fikirleri toplayarak bir is plani vasitasiyla yapilabilir. Ancak boylece bizleri bir milyon savunmasiz masumu katleden barbarlar olarak gosteren on yargili Avrupa nin yeni kesfettigimiz kanadi ile mucadele edilebilir.
Belki de kati kurallara bagli idarecilerin yani sira ve daha cok suphesiz degerli enerji ve eforun dagilip harcanmasini onleyen merkezi koordinasyona sahip sivil toplumun ise koyulmasi gerekir. Butun bunlar tartisilabilir. Fakat surasi emin ki son derece acildir.
Acilen her birimiz kendi imkanlari dahilinde ve kendi seviyesinde katkilarda bulunmalidir.
Acilen egoizmlerimizi bir sure icin unutmaliyiz.
Fransa nin asagilayici tutumu karsisinda toplumca oybirligiyle reaksiyonumuz cogu Bati ulkesi gibi hayallerini kaybetmis pasif bir tuketim toplumu haline daha gelmedigimiz aksine keskin bir adalet duygusuna sahip canli ve yasayan bir halk oldugumuzun delilidir.
Gucumuzun ve potansiyellerimizin farkinda olarak makul bir sekilde ve metodik olarak organize olmamiz lazimdir.
Fransiz parlamentosundaki oylamanin bize yasattigi elektrosok etkisi belki de gunluk problemlerimizden bir nebze cikmamiza fayda sagladi.
Buyuk toplumsal hedefler yerine kisisel cikarlar pesinde kosturma her zaman ulkeleri zayiflatir ve parcalar ve de en beter trajedilere surukler ki bu da yabanci dusmanlarin karismasi icin ortam yaratir. Iste Lubnan dramatik bir ornektir.
Yanilgilarla oyalanmayalim. Fransiz parlamentosundaki oylama bazi guclerin silahlarindan sadece bir tanesidir. Ozellikle Avrupa da soykirimlardan sonra kullanilmak uzere hazirlanan ikinci silah Islam olacaktir. Batili bazi entelektueller simdiden nefreti korukleyen din olarak siniflandirmaya basladilar. Evet iste boyle diyorlar; Islam nefreti korukler ne gariptir ki soz konusu edilen sadece asiri Islamcilar da degil! Bugunku atmosferde Turkiye Musluman bir ulkedir dolayisiyla tehlike cagristirmaya basliyor.
Birkac soylenti dusmanlarimizin bizi koktendinci olarak siniflandirmasi icin yeterli olabilir ve bizi sadece Avrupa Birligi nden degil tum cagdas ve modern dunyadan uzaklastirmayi tasarlayip bunun icinde caba gosterebilirler.
Suphesiz kolayca varabilecekleri bir nokta degildir zira Turkiye ekonomik agirligi ve jeostratejik konumu dolayisiyla beraber dusunulmesi gerekli bir ulkedir.
Fakat biz ancak icimizde birlikte oldugumuz takdirde guclu olabilecegiz. Kritiklere gelince haklarimiz ve odevlerimiz dogrultusunda yapilmalidir ve ayrica da bunlar yapici kritiklerdir.
Dunyanin en tehlikeli ve kirilgan bolgesinde bulunuyoruz. Barut ficilarinin uzerine oturmaktan artik vazgecelim ve de mesuliyet sahibi vatandaslar olarak davranalim. Diger halukarda bir gun cok aci bir sekilde pisman olabiliriz. Fakat cok gec olur.
KENIZE MURAD
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com