Gavur hayati gavur romani - Haber Arşivi 2001-2011
16 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Մանի / Ժամ : Հուրփեայլեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

10 Aralık 2006  

Gavur hayati gavur romani -

Gavur hayati  gavur romani

Migirdic Margosyan Tespih Taneleri nde gecmiste cereyan etmis olaylarin bireyin hayatina yaptigi etkileri anlatiyor Gavur Mahallesi (1992) Soyle Margos Nerelisen? (1995) ve Biletimiz Istanbul a Kesildi (1998) adli hikâye kitaplariyla tanimistik Migirdic Margosyan i. Diyarbakir in Hancepek Mahallesi nde diger adiyla Gavur Mahallesi nde dogmus bir Ermeni ydi o. Diger Ermeni cocuklar gibi onun adi da Kurt cocuklari tarafindan sokakta konmustu; Gavur! Haksizlik etmek istemem. Belki de oteki lestirilmenin acisini bizzat deneyimlediklerindendir simdilerde kimse gavur diye seslenmiyor Diyarbakir da Margosyan a. Hemseri sayiliyor artik dostluk ve ilgi goruyor. Migirdic Margosyan in Diyarbakir sevgisini ise ani-romani Tespih Taneleri nde izliyoruz. Tepesindeki yuvarlak kucuk sac tabelada zeytuni zemin uzerine beyaz harflerle Karagozyan Ermeni Yetimhanesi yazili demir kapidan urkek cekingen adimlarla iceri girdigimizde adimlarimizin bizleri nereye hangi istikbale dogru goturdugunu bilemedigimiz gibi hayal etmemiz de mumkun degildi diye basliyor Margosyan in hikâyesi. Oyle ya denizi ilk kez Haydarpasa Gari nin zaman tunelinde asinmis mermer merdivenlerinden aval aval seyredip ardindan tikistirildiklari bir kaptikactiyla yandan carkli bir arabali vapur yolculugundan sonra kismetlerine cika cika bir yetimhane kapisi ciktigina gore hayal guclerini hangi pembe tablolar susleyebilirdi bu cocuklarin? Margosyan belki de babasindan aldigi hayat dersiyle pembelestirecektir her kosesi ic karartici renklerle boyanmis tabloyu. Gunun birinde ansizin hic beklemedigi cigliklar icinde buldugu yasamini daha sonra ilmek ilmek orerek alin teriyle yogutup imbikten suzerek kendi hassas terazisiyle tartip ozetleyen babasinin Dunyada en guzel sey yasamagtir oglim sozunu tutacak ve sirf etnik kokeni nedeniyle goguslemek zorunda kaldigi onca zorluga ragmen yasama sevincini yitirmeyecektir. 1953 yilinda genc Migirdic on bes yasindayken gelmistir yetimhanenin kapisina. Yaslari on iki ile on bes arasinda degisen bir gurup Ermeni cocugu Diyarbakir dan Istanbul a getiren neden anadillerini ogrenme istegidir. Anadilleri ya da etnik kokenleri hakkinda bildikleri kulaktan dolma uc-bes cumleden oteye gitmemis yoksul ve cahil cocuklarin yureklerin ansizin yanan bir ates degil elbette ogrenme istegi. Burada bir kez daha Margosyan in babasi cikiyor sahneye: Henuz dort yaslarindayken dogdugu koyu Heredan dan tehcir edilen Kafle ye cikip tesadufen sag kalan omru boyunca hicbir okulda okuma firsati bulamadigi icin ileride okuma yazma kurslarina katilip sahadetname dedigi diplomasini buyuk bir keyifle duvara astiktan sonra artik ceketinin cebinden eksik etmedigi en az iki adet gunluk gazetenin yani sira bir de ordan burdan bulup bulusturdugu kitaplari okudukca dunyada en muhim sey oghimagtir dusturunu benimseyen adam... Annesinin butun goz yaslarina Migirdic in butun kayitsizligina ragmen babasi elinden dusurmedigi Rousseau nun Emil (Egitime Dair) kitabina duydugu imanla Istanbul a giden trene bindirecektir oglunu. Diyarbakir da kalsa Terzi Antranig gibi isinin ehli ustalarin veya Kuyumcu Ghaco nun Suryani kuyumcu ustasi Emsih in o da olmazsa Keldani aktar Kor Yusuf un yaninda ciraklik yapmaktan baska sansi olmayan Migirdic Margosyan in kaderi hic kuskusuz tam bu anda degismistir. Oysa okuyup boyug adam olmak icin oglunu Istanbul a postalayan adamin hayatinda hicbir zaman okul zili calmamistir... Onun yasaminda okuyup yazmaya baslayacagi gunlerde calan ilk zilin sesi olum ve kalim arasindaki Kafle cigliklaridir... Ve cok sonra kendi kendine su soruyu soracaktir Margosyan; henuz dort yasindayken koyunden surulmekle baslayan ve anasiz babasiz kardessiz bin bir cile ve eziyetle surup giden yasam kavgasinda cahil kalmanin acisini oglunu okutup buyuk adam yapma hirsiyla cozmeye boylece tarigh ten bu yolla hisap sorarak ocunu mu almaya calisiyordu? Her neyse sonucta bileti Istanbul a kesilmis Karagozyan Ermeni Yetimhanesi nde yepyeni bir hayatin kapisi acilmistir. Genc Migirdic in hayatindan iki yili anlatiyor Tespih Taneleri. Okumasini ogrenmesini Ermeniceyi sokmesini butun bu surecteki zihinsel ve ruhsal degisimlerini yakaliyor. Ve delikanlilik cagini yasayan Migirdic in 6 Eylul 1955 tarihli Istanbul izlenimleriyle noktalaniyor; tarihin ilki kadar siddetli olmasa bile sanki tekerrur ettigi bir siddet anidir bu. Ayni cografya ayni dil Ani-Roman olarak nitelenen anlati turu roman yazmanin en kolay yolu sanilir. Oysa kisinin basindan gecenleri yaziya doktugu kitaplarin buyuk cogunlugu edebiyatin degil tarihin ilgi alanina girmistir. Margosyan ise hem tarihi hem edebiyati gozeterek yazmis Tespih Taneleri ni. Metnin tarihsel arka plani onemli; ama resmi tarihe alternatif bir tarih yazmak amaci yok. Bir gun ansizin degisen kaderleri parcalanmis aileleri oraya buraya savrulan cocuklari artik kaybolmus kulturleri hayata tutunmaya calisan siradan koyluleri kisacasi gecmiste cereyan etmis olaylarin bireyin hayatina yaptigi etkileri anlatiyor Margosyan. Hafizanin katlarini acarak hafizada iz birakan onemli anlari yakalayarak anlatiyor. Gecmisin aci deneyimleriyle iliskisini esas itibariyla unutma daha dogrusu bastirma uzerine kurmus bir toplumda; unutturma yi hatta belli konularda hatirlama yasagi ni bir idare teknigi olarak kullanan bir devlette yasadigimizi; siyasal tarihimizin ust uste yigilmis nisyan katmanlari ndan olustugunu soylemek abarti olmaz. Edebiyatin ikincil islevlerinden belki de en onemlisi o ust uste yigilmis nisyan katmalari ni toplumun tarihine yeniden kazandirmaktir. Ortak bir sivil hafiza ya sahip olmak tarihin cogul bir okumasini yapabilmeyi baska pencerelerden bakan baska sokaklara acilan tarih anlatilari olarak anilarimizdan ve edebi metinlerden beslenmeyi gerektirir. Tespih Taneleri nde yazar tam da bunu yapiyor iste. Ama bir metnin edebiyat icerisindeki yerini belirleyen onun birincil islevini yerine getirmesi hikâyesini beli bir bicimde yani edebi deger sorununu gozeterek anlatmasi gereklidir. Tespih Taneleri de dili uslubu ve kurgusuyla iyi bir roman. Margosyan iki zamanli bir kurgu icerisinde aktarmis hikâyesini. Hikâyenin anlatim zamani 1953-1955 yillarini kapsiyor. Ancak bu sure icinde yetimhanede karsilastigi esyalarla insanlarla duydugu sesler yedigi yemeklerle gecmise Diyarbakir a cocukluguna ailesine donuyor Margosyan in bellegi. Esyalar esyalari insanlar insanlari sesler sesleri hatirlatiyor ve uzun bir tarihsel doneme uzaniyor. Iste boylelikle cok renkli ve neseli yasanmisliklara taniklik ediyoruz. Gavur Meydani nda Dacig dedikleri Musluman Turk ve Mose dedikleri Yahudi yasitlariyla yaptiklari kiran kirana cut kale maclar kafa goz yarmali kavgalar kirik leblebiler dayisinin yanindaki demirci cirakligi yazlik sinemalar Diyarbakir kabadayilari Istanbul Ermenilerinin gozunde nasil da kurt ve koylu sayildiklari birer birer canlaniyor. Elbette bellegin derinliklerine yapilan yolculukta secme sansi yok; kimi zaman yakinlarinin tehcir anilarini Yahudi komsularinin gocunu sevdiklerinin olumlerini de hatirliyor ve hatirlatiyor Margosyan. Ancak sunu vurgulamak isterim. Anlatinin butunune yayilmis bir hosgoru kisisel nefretten arinmis bir bellek var karsimizda. Kirginlik ve dusmanlik duygularini bir kenara birakmis karsidakiyle ayni cografyayi ayni dili paylastigini bilen intikam alma arzusu tasimayan bir yazar bu toplumun degistirilmesi artik mumkun olmayan ortak tarihinde dolasiyor. Degistirilmesinin mumkun olmadigini bilen ama acilarin dindirilmesinin hatta daha iyi bir baska durumun mumkun olabilecegi umudunu barindiran bilinciyle Margosyan tarihin oznesi olarak bir sorgulamaya girismis. Yeniden edebiyatin o sozunu ettim birincil isleve donelim: Tespih Taneleri de Turkcenin bir edebi metinde ne denli zenginlesebilecegini sergileyen bir dille karsilasacaksiniz. Yazarlar icin her zaman tehlikeli olmus yerel agizlari ustalikla kullanan farkli tarihsel donemleri dilde ayristiran gorsel ve isitsel imgeleri yaziya doken ve ironik durusunu hic yitirmeyen anlatisiyla Tespih Taneleri okuyucusunu genis bir zamana ve mekana yayilan roman dunyasina cekiyor. Tuzak bir soruyla bitiriyorum; Turkce yazan Ermeni ya da Kurt yazarlar hangi edebiyat icinde yer almalilar? TESPIH TANELERI Migirdic Margosyan Aras Yayinevi 2006 525 sayfa 28 YTL.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+