Hagop Ayvaz i ne zaman kaybettik? -
29 Eylul Cuma gunu tiyatromuzun onemli isimlerinden birini kaybettik. Hagop Ayvaz 95 yillik hayati boyunca yaptiklariyla esine az rastlanir bir tiyatrocu portresi cizdi. Hic suphesiz onu biricik kilan ozelligi Ermenice hazirlanan Kulis isimli tiyatro dergisini tam 50 yil boyunca yayinlamis olmasiydi.
Hagop Ayvaz 1911 yilinda Istanbul un Yenikapi semtinde dogdu. Daha sekiz yasindayken babasini kaybetti. Ilkokul egitimini Topkapi Levon Vartuhyan okulunda aldi daha sonra Esayan okulunda devam ettirdi. Krikor Hagopyan onderliginde Narlikapi da gosteriler duzenleyen Sark Tiyatrosu grubuyla tanisti ve 1929 yilinda bir operette ilk rolunu ustlendi. Daha sonra Bogos Karakas in tiyatro grubuna katildi. Arsaluys Balayan la tanisti ve 1937 yilinda evlendi Ayvaz iki cocuk ve dort torun sahibi oldu. 1950 yilinda Esayan Okulundan Yetisenler Dernegi nin sahnesinde bircok tiyatro oyunu sergiledi. Ayni tarihten itibaren Istanbul Ermeni basininda etkin bir rol oynamaya basladi ve hayatinin son gunune kadar bu misyonunu basariyla surdurdu. 1946 yilinda Kulis Sanat Dergisi ni kurdu ve bu dergi 50 yil boyunca araliksiz olarak yayimlandi. 1997 de Turkiye Yazarlar Birligi Hagop Ayvaz a Basin Hizmet madalyasi verdi. Ayvaz ayni zamanda Sisli Mezarligi nda bulunan aydinlarin mezarlarinin restorasyon calismalarina da katkida bulundu. Kulis dergisinde Lutzika Dudu karakteri ile imzalanmis mizahi makaleler daha sonra Aras Yayinlari nin cabalariyla yayimlandi. 2003 yilinin Haziran ayinda bu makaleler kitap halinde ikinci kez yayimlandi. Son yillarda Hagop Ayvaz in tiyatro yazilari Agos gazetesinde yayimlaniyordu.
Tiyatro ve yayimcilikla gecen uzun bir hayat sona erdi. 5 Ekim tarihinde topraga verilen Ayvaz tiyatro sahnesi biciminde tasarlanmis mezarina kavustu. Artik sonsuza dek sahnede olacak. Isigi bol olsun. Varbed Hagop u kaybettik.
Peki biz Hagop Ayvaz i gercekte ne zaman kaybettik?
Biz aslinda Hagop Ayvaz i daha dogmadan once kaybettik. Tiyatro tarihi ile cok az ilgilenmis biri bile Turkiye de modern anlamda tiyatronun Ermeniler tarafindan kuruldugunu ilk kumpanyalarin kurucularinin ve kadrolarinin Ermenilerden olustugunu ilk Batili klasiklerin Ermeniler tarafindan cevrilip sahnelendigini bilir. Modern Turk tiyatrosunun kurucusu kabul edilen Muhsin Ertugrul un tiyatroyu asil olarak Ermeni sanatcilardan ogrendigi kendisinin de ifade ettigi bir gercektir. Butun bu gercekler butun sanat tarihcilerimiz tarafindan dile getirilir. Ama butun bu tarihcilerimizin bir turlu dile getirmedigi bir gercek daha vardir. Bunca Ermeni sanatci bunca birikim bunca kumpanya nereye gitmistir? Nedense kimse bundan bahsetmez. Sanki on bes yirmi yil icerisinde bu insanlar bu kultur uzaylilar tarafindan kacirilmis Turkce yi mukemmel konusan birkac oyuncu disinda hepsi profesyonel sahne hayatindan silinip gitmislerdir. Yuzyil basindaki milliyetcilik akiminin sozculeri Ermeni tiyatroculari sahne uzerinde gormekten hosnut degillerdi. Zira onlara gore Turkce yi kendilerine ozgu bir aksanla konusan bu insanlar sahneye yakismiyor kullandiklari dil seyircinin karakterle empati kurmasini engelleyen bir oge olarak ortaya cikiyordu. Bu elbette bir bahaneydi. Iki nedenle: birincisi o donemin seyircisi icin bu aksanli dil hic de yabanci olduklari bir sey degildi; gundelik hayatta cokca karsilastiklari bir seydi; ikincisi hangimiz Munir Ozkul un Sersem Kocanin Kurnaz Karisi nda Thomas Fasulyeciyan rolunde Ermeni aksaniyla attigi o muhtesem tiratla empati kurmayiz bu tirat karsisinda hangimizin gozleri dolmaz. Sonucta Turk entelijensiyasinin kusursuz Turkce saplantisi Ermeni oyuncularindan sahnelerden silinmesinde onemli bir rol oynamis ve Hagop Ayvaz i daha dogmadan kaybetmemize neden olmustu.
Kuskusuz Hagop Ayvaz i ikinci kez 1915 tehciri sirasinda yasanan Ermeni katliaminda kaybettik. Yuzyillardir bu topraklarin kulturel zenginligine en onemli katkiyi yapmis bir halki dusman olarak gormeye basladigimizda kaybettik. Bu katliami henuz dort yasinda olan bir cocugun zihnine naksettigimizde kaybettik. Her ne kadar tehcirden etkilenen asil kesim Anadolu da yasayan Ermeniler olsa da artik bu topraklarda –Istanbul da dahil- Ermeni olmak basli basina meseleydi. Henuz dort yasinda olan bu cocuk artik soydaslarinin katledilis hikayeleriyle buyuyecek hayat boyu bu travmanin yarattigi urkeklikle yasamaya zorlanacakti. Henuz dort yasinda olan bu cocuk dilini kamusal alanda rahatca konusamayacagi kendi dilinde ozgurce tiyatro yapamayacagi bir ortamda buyuyecekti.
Cocukluktan tiyatroya sevdalanan ve ilk kez 18 yasinda Sark Tiyatrosu nda sahneye cikan Hagop Ayvaz i kendi dilinde Ermenice tiyatro yapmak yasaklaninca kaybettik. Ittihat ve Terakki yillarinda ve cumhuriyetin ilk doneminde profesyonel sahnelerde Ermenice yi duymak mumkun degildi. Hagop Ayvaz yillarca yabanci dilde tiyatro yapmak zorunda kaldiktan sonra Ikinci Dunya Savasi sonrasi demokratiklesme ortaminda Ermenice tiyatro yapma yasaginin kalkmasiyla anadilinde tiyatro yapmaya donebildi. 1946 da Ismet Inonu ye neden Ermenice tiyatro yapamiyoruz? sorusu soruldugunda Inonu boyle bir yasaktan haberi olmadigini –nasil oluyorsa- isteyenin Ermenice tiyatro yapabilecegini soyluyor. Ismet Pasa nin bir anda ozgurluk havarisi rolune burunebilmesinin nedeni savas sonrasi donemin demokratik ruzgarlari oldugu kadar sayilari milyonlarla ifade edilen bir halkin nufusunun artik on binlerle ifade edilen rakamlara inmis olmasidir. Ne de olsa varlik vergisi sayesinde nufus olarak azalmis olan gayrimuslimlerin ekonomik olarak da zayiflatilmasi operasyonu basariyla tamamlanmistir.
Elbette Hagop Ayvaz i Varlik vergisiyle de kaybettik. Ayligi 75 lira olan Hagop Ayvaz dan 500 lira vergi istedigimizde kaybettik. Vergisini odeyemeyenlerin Askale ye surgune gonderildigi buradaki calisma kamplarinda insanlik disi kosullarda calistirildigi Varlik vergisi yillari gayrimuslimler icin hem kalan son ekonomik guclerinin ellerinden alinmasi hem de devlet tarafindan uvey evlat olarak gorulduklerinin bir kez daha yuzlerine vurulmasi yillariydi. Neyse ki halkimiz –en azindan bazilari- devletimiz kadar acimasiz degildi ve askerlik doneminde komutani olan bir albay Ayvaz a 500 lira borc vererek onu son anda Askale ye gitmekten kurtarmisti.
Askerlik demisken: Hagop Ayvaz i dort kez askere aldigimizda da kaybettik. Vatandaslik haklarindan minimum duzeyde faydalanabilen Ermeniler vatandaslik sorumluluklarini tam anlamiyla yerine getirmek zorundaydilar. Hayatinin belki de en verimli yillarinda bir tiyatrocuyu dort kez askere alarak onu kaybettik.
Hagop Ayvaz i babasindan kalan Uskudar daki evini satmaya mecbur biraktigimizda kaybettik. 1946 yilinda cikarmaya basladigi Kulis dergisini yasatabilmek icin Hagop Ayvaz evini satmak zorunda kaldi. Ama Ayvaz yilmadi; kendi deyimiyle butun sarki dolasti; Halep Beyrut Iran Yunanistan dan dergisine aboneler buldu. Bunu yapmak zorundaydi zira Ermeni nufus giderek tukenmeye baslamisti. Turkiye ile sinirli kalmak Kulis in de sonu olacakti.
Hagop Ayvaz i 6-7 Eylul olaylariyla kaybettik. Ulkenin tarihine kara bir leke olarak dusen olaylar asil olarak Rumlari hedef alsa da Ermeniler de linc kalabaliginin hismindan nasiplerini almislardi. Azinliklari azaltma politikasi suruyordu ve azinlik vakiflari okullari uzerinde yurutulen politikalar hep azinliklarin genislememesi gelismemesi icindi. Bu yillarda sadece insanlar gitmedi binalar da bitti Ermeni okullari ve kiliselerinin cogu yikildi spor tesisi cami devlet binasi oldu halk arasinda dagitildi. Hicbir seyin izi kalmadi. Bu iz silme operasyonu sonrasinda Ermenilerin de nufusu artik iyice azalmisti. Kulis in okuyucusu azalmis Ermenilerin tiyatro faaliyeti artik tamamen cemaat ici bir etkinlige donus(turul)mustu.
Hagop Ayvaz i demokratik hayatin kokune kibrit suyu eken ve toplumun gericilestirilmesine hizmet eden darbelerle kaybettik. Darbeler donemi sonrasi Hagop Ayvaz ve Kulis icin abonelerin azalmasi demekti: Sonra bir zamanlar da askeri darbeler yapildi. Bircok Hiristiyan Yahudi Ermeni aileler ondan korktu kacti. Benim de abonelerim gitti. Boylelikle stop etmek mecburiyetinde kaldim.
Evet. Biz Hagop Ayvaz i Hagop Ayvaz lari kaybettik.
Hem de defalarca.
Ama Hagop Ayvaz kaybolmadi. O elli yil boyunca cikardigi Kulis dergisiyle yarattigi Lutzika Dudu karakteriyle gazete yazilariyla var olmaya devam ediyor. Kimligini dilini kisiligini kaybetmeden onurlu bir yasam surmenin simgesi olarak var olmaya devam ediyor.
Isigi bol olsun.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com