TURKIYE 301. MADDEYI TARTISIYOR] Dusunce sucu ahlaka aykiridir -
Hic kuskusuz bir toplumda kisilerin uymasi gerekli davranislara iliskin hukuk kurallarinin saptanmasinda adalet ilkeleri ile ahlak kurallari nin onemli bir yeri vardir. Bu nedenle toplumsal nitelikteki bu kurallarla ozellikle ahlak kurallariyla hukuk kurallari arasindaki iliskiler hukukcular ve ahlakcilar tarafindan tarihin her doneminde tartisilmistir.
Ahlak belli bir donemde ve belli bir insan toplumunda olusan dogru/yanlis iyi/kotu olcutlerine/anlayislarina gore bireylerce uyulmak gerektigine inanilan bireysel/toplumsal/evrensel vicdanda kaynagini bulan cogu kez birey dogmadan once olusan toplumdan topluma ve donemden doneme degisebilen davranis kurallarinin butunudur. Bu butun ve belli bir yasam bicimi icinde insan baska insanlarla ahlaksal iliskiler kurar. Bu iliskilerde tipki hukuk gibi ahlak da bir bakima olmasi gereken insan davranislarini duzenlemekte ve kodlamakta; hak ve odevleri belirlemektedir. Ahlak da hukuk gibi normatif yoruma tabidir.
Bu yuzden Kelsen’in ahlaksal degerlerin dolayisiyla her hukukun bir bakima gorece bir ahlak oldugunu belirten gorusunu bireysel ve toplumsal ahlak cercevesinde degerlendirmek gerekir. Kant’in kosulsuz/kesin buyrugu’ ve formulu hic kuskusuz baska ilkeleri de icerdigi icin essiz bir evrensel kuraldir. Otekine asla bir arac olarak davranmamamiz ve onu bir arac olarak kullanmamamiz gerektigini tersine bir amac olarak davranmamizin zorunlu bulundugunu belirtmektedir. Gerci Kant’tan once onun bircok formulleri soylenmisti. Ancak kosulsuz/kesin buyruk’ Kant baska hicbir sey soylememis olsaydi bile onu cagimiz felsefesinin (belki de) en buyuk dehasi yapmaya yeterdi. Kant’in ayak izleri bugun de surmektedir.
Her seyden once sunu belirtelim ki yazili hukuk ozellikle suc hukuku ile ahlak arasindaki baglantida karsimiza cikan en onemli konu ahlaka aykiri hukukun gecerlilik sorunudur. Bu aslinda hukukun ahlak ile sinavidir. Iki disiplin arasindaki baglanti sorunu yazili hukukun bicimiyle degil de icerigiyle ilgili olarak ele alinirsa ve hukuk da oz olarak ahlaksal bir icerik sergiliyorsa ahlaksal bir degere ulasilacagindan genelde sorun cikmaz. Genelde dememin nedeni yazili hukuk ahlaka karsit olmadigi zaman bile kimileyin sorun cikabilmesindendir. Gercekten Habermas’in dedigi gibi yontemlere iliskin (yazili) hukuk duzeni ile ilkelere iliskin ahlaksal temel arasinda birbirlerine yollamalar yapsalar ve birbirlerini denetleseler bile yine de bir ayrilik/gerilim ortaya cikabilmektedir. Bu gerilimin tipik ornegi bireylerin yasalara direnmelerinin ve sivil itaatsizlik’ olgusunun demokrasilerde mesruluk kazanmasinda somut olarak gorulmektedir. Zira sivil itaatsizlik cagimiz suc hukukunda sucu hukuka uygun kilan bir neden degildir.
Hukuk ahlak ile uyumlu olmali...
O halde âdil ve ahlaksal olmayan ancak gecerliligini ve yururlugunu devlet gucuyle saglayan bir yazili hukuk islevini nasil yerine getirecektir? Gercekten eger bir toplum duzeni/hukuk ahlakin yap’ diye buyurdugu davranislari yasaklar ya da tersine ahlakin yasakladigi davranislari yap’ diye buyurursa o hâlâ hukuk mudur? Bunun yaniti hayir olmak gerekir. Cunku boyle bir hukuk dogru hakli ve âdil degildir. Bu nedenle ahlaka aykiri hukuk normlarina uyulup uyulmamasi konusunda iki gorus ortaya cikmistir. Sokrates’ci ve Montaigne’ci anlayisa gore bu tur yasalar yururlukte ve gecerli olduklarina gore elbette baglayicidirlar. Bu da bir ahlaksal yukumluluktur. Zira olmasi gerekeni (sollen) amaclayan yasalar her zaman degisebilirler. Ancak degisinceye dek cignenemezler. Cunku oznel degerlendirmelerle yazili hukuka karsi cikmak onaylanamaz. Nitekim Cumhurbaskani Mitterrand Fransiz Devrimi’nin 200. yilinda Fransiz Yargitayi’nin yeni yargi yilina baslamasi dolayisiyla yaptigi konusmada sunlari soyluyordu: Yasayi uygulayiniz. Yasa baskalarini oldugu gibi sizleri de baglar (...) Yasa ve adalet. Bu ikisi arasinda sizler birincisinin buyrugundasiniz. Ikincisinin ise guvencesisiniz. Sizin yapitiniz yasa koyucusunun yapitini tamamlamaktadir.
Ikinci goruse gore ise hukuk ahlak ile kesinkes uyumlu olmalidir. Aksi takdirde ahlak hukuku yararsiz ve etkisiz kilabilir. Ahlaka aykiri hukuk hukuk degildir. Ahlaksizliga zorlayan hukuk ise bir hictir. Cunku mesru degildir. Sozgelimi Caligula’nin atina konsulluk verdigine iliskin buyrugu gecerli olacak midir? Elbette olmayacaktir. Oyleyse bu tur ahlaka aykiri hukuk gecerli ve yururlukte olamaz olmamalidir. Daha 1764’te Beccaria soyle diyordu: Gercekten siyasal ahlak (yani hukuk) eger insanin vazgecilemez duygulari uzerine yaslanmazsa ondan surekli olarak hicbir hayir gelmez hicbir yarar umulmaz. Hangi turden olursa olsun bu esastan sapan bir yasa her zaman sonucta kendisini alt edecek bir direnisle karsilasir.”
Nitekim Ikinci Dunya Savasi sonrasinda kurulan Nurnberg Mahkemesi’nde insanliga karsi suc isledikleri gerekcesiyle yargilanan saniklarin kendi yazili hukuk kurallarina uyduklari yolundaki savunmalari reddedilmistir. Bati Almanya mahkemeleri kimi kararlarinda Nazi yasalarinin hem Bonn Anayasasi ile kurulan hukuk duzenine ve hem de uygulandiklari donemdeki hukuka aykiri olduklarina karar vermislerdir. Ayni dogrultuda zorunluluk durumu gibi bencilligi disa yansitan kendisi ozveride bulunmayip olayla ilgisiz ve kusursuz kisilere zarar vermeyi hukuka uygun ancak ahlak acisindan kotu goren kimi hukuksal duzenlemeler de bulunmaktadir. Bunlarin hakli olmadigi hatta ahlaka aykiri oldugu ileri surulmustur. Kimi durumlarda yasaya aykiri buyruga karsi cikilamamaktadir. Yani hukukun ustunlugu bir yana itilmis ustunlerin hukukuna izin verilmistir. Bu durum hukuka uygundur. Ancak demokratik ahlaka aykiridir.
301. madde kaldirilmali; cunku...
Halkin yargiya katilmasi ilkesinin juriler araciligiyla uygulandigi bu nedenle kararlarin gercekten halk adina verildigi ulkelerde juriler toplum ahlakinin ve sagduyusunun gerisine dusen yasalari uygulamamak icin skandal yaratan kararlar vermekte ve yasama organini uyarmaktadirlar. Ancak meslekten gelen yargiclarin boyle bir uygulamaya yanasmalari odev ahlaki (deontoloji) acisindan olanaksiz gorunmektedir. Bu nedenle jurinin bulunmadigi ulkelerde ahlaka ters dusen yasalarin daha uzun omurlu olacaklari kolayca soylenebilir.
Butun bunlarin bileskesi alindiginda ahlakin suc hukukunun kulturel kaynaklarindan biri oldugu aciktir. Ahlak da hukuk da deger bicici olcutlere gore sonuclara ulasirlar ve olmasi gerekeni amaclarlar. Ikisi de normatif nitelikte birer disiplindir. Ahlaksiz ve ahlaka aykiri hukuk olamaz. Siyasal suclar gudu acisindan olumlu olsalar bile yine sucturlar ve ahlaktan butunuyle soyutlanamazlar. Eger bu tur suclari ahlaka uygun gorecek olursak varsildan calip yoksula veren kisiyi de ahlakli bulmak zorundayiz. Hangi ekonomik suc toplumsal ahlakla catismaz ki? Intihar hicbir toplumda onaylanmamistir. Yetkisiz ve izinsiz silah tasiyan birinin toplumu kaygilandirmaya hakki var midir? Ozen yukumlulugunu yerine getirmeyen ve tehlikeli arac kullanan biri masum insanlarin yasamini ve malvarliklarini tehlikeye dusuren biri degil midir? Hicbir ahlak anlayisi bunlari elbette onaylayamaz. Dahasi kinar. O nedenle suc hukukunun ahlak dairesiyle hukuk dairesinin ic ice olduklari suc hukukunun ahlakla butunlestigi ve bu bilincin toplumda olusmasi gerektigi aciktir.
Kuskusuz her ahlak kurali suc hukuku kuralina donusturulerek toplum bunaltilmamalidir. Ancak Hart’in dedigi gibi toplum yasaminin devlet tarafindan olabildigince korunmasi gereken ahlak yasasi uzerine kurulmasi gerekir. Bu gerekceyle cagcil demokrasilerde yetiskinler arasindaki escinsellik piyango gebeligi onleyici ilac kullanma suc sayilmamis; buna karsilik cokeslilik cocuk dusurme mustehcenlik uyusturucu madde kullanma suc hukukunun ahlaksal boyutunu dogrular bicimde suc sayilmistir. Butun bunlarin temelinde yatan pragmatik gorus sudur: Demokratik toplum cogulcudur. Kimi azinlik gruplarinin ahlaksal kurallarini/degerlerini tanimaksizin cogunlugun ahlaksal kurallarini/degerlerini benimsemek olanaksizdir. O nedenle her ahlaka aykiri davranis suc olarak ongorulemez. Suc olarak ongorulen davranislar ise saglikli bir suc hukukunda esasen ahlak ile butunlesir ortusurler. Butunlesemeyenler ortusemeyenler ise aslinda ahlaka aykiri duzenlemelerdir ve suc hukukunun kapsami disindadirlar.
Butun bu nedenlerle cagcil saglikli ve tutarli bir suc hukuku dusunceyi suc normuna donusturen hicbir duzenlemeye izin vermez veremez. Bir sistem icinde boyle bir duzenleme varsa ozunde esyanin dogasina ve ahlaka aykiri oldugundan suc hukukunun kapsami disindadir. Cunku dusuncenin dis dunyaya yansitilmasi dokunulamaz ozgurluklerden biridir; ahlaka ve dolayisiyla hukuka uygundur. Unlu bir Italyan hukukcunun dedigi gibi dusuncenin dis dunyaya yansitilmasi ozgurlugunun kullanilmasinin suca donusturulmesi ise ahlaka ve dolayisiyla hukuka aykiridir. Oyleyse Ceza Yasamizdaki 216 301 gibi bu tur hukumleri tez elden degistirmeli cagimizla butunlesmeliyiz.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com