Bu kadar cok gizli orgutun nereden ciktigini merak ediyor insanlar. - Haber Arşivi 2001-2011
18 Nisan 2025 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Մասիս / Ժամ : Հրակաթն

Haber Arşivi 2001-2011 :

19 Haziran 2006  

Bu kadar cok gizli orgutun nereden ciktigini merak ediyor insanlar. -

Bu kadar cok gizli orgutun nereden ciktigini merak ediyor insanlar.

Bu kadar cok gizli orgutun nereden ciktigini merak ediyor insanlar. Bana sorarsaniz bu ceteler tarihten cikiyor. Kokleri ta Osmanli da. Bu kadar karanlikta birakilan bir tarihten ne cikmasini bekliyorsunuz? Osmanli’nin son zamanindaki ceteler bugun de var. Sadece bahceleri zakkum leylak yasemin hanimeli kokan o koskler yikildi. Yikilan da galiba bir tek onlar oldu. Yakin tarihin ardindakileri karaltilar halinde gosteren kalin tullerini kaldirip obur yanina gectigimizde ihlamur akasya cam manolya agaclarinin golgeledigi zakkum yasemin hanimeli agackavunu gul kokan genis bahcelerin icindeki yayvan merdivenli ucuk sari beyaz fistik yesili buyuk konaklarla camurlu dar sokaklarda birbirine yaslanmis yikilacak gibi gozuken kararmis ahsabinin boyasi dokulmus eski evler karsilar bizi. Ne bulasik suyu ve yanmis yag kokan tahtalari yerlerinden firlamis eski evler ne de o evlerde yasayan avurdu cokmus fakir insanlar tarihimizin ilgisini ceker; bizim tarihimiz tombul bir kedi gibi kosklerin genis bahcelerinde koca sakalli iri sesli pasalarin mesverete daldigi selamliklarinda dolasmayi sever. O pasalar devleti yonetirlerdi. En buyuk ozellikleri Padisah Abdulhamid’e olan sadakatleriydi. Bu sadakat karsiliginda padisah onlara servetler bagislardi. O pasalarin bir kismi kendilerine birer orgut kurmus ve Istanbul’u paylasmisti. Yildiz Sarayi’nin cevresindeki guvenligi saglayan Besiktas Muhafizi Yedi Sekiz Hasan Pasa bu bolgeyi denetlerdi. Padisah’in bas jurnalcisi Fehim Pasa ise sehrin kulhanbeylerinden kurdugu cetesiyle Beyoglu’nun haracini yerdi. Onun adamlarina suc islemek neredeyse serbestti hicbir polis onlara hesap soramazdi. Fehim Pasa’nin gencliginde bir gun Kurtulus’ta sarhos bir sekilde sokaklarda kosarken karsisina cikan hic tanimadigi yedi kisiyi elindeki palayla parcaladigi dedikodulari dolasirdi ama bunu yuksek sesle soylemeye cesareti yetecek hic kimse bulunmazdi sehirde. Fehim Pasa cetesinin tek rakibi Tahir Pasa’nin Arnavut Tufekcileri’ydi ve bu iki grubun adamlari sik sik Pera’nin orta yerinde kapisirlardi. Koltukaltlarindaki saldirmalar beldeki kusaga sokulmus iri Nagant tabancalar cekilir iki cetenin adamlari geride olulerini ve yaralilarini birakip gidene kadar polisler saklanir ortaya cikmazdi. Catisma bittikten sonra gelip yaralilari hastaneye gotururlerdi. Kimse kimseden sikayetci olmaz bir dahaki musademede intikamlarini almak icin hazirlanirlardi. Uskudar ise Bedirhan asiretinin prenslerinden Kurt Ali Samil Pasa’ya verilmisti. Onun dusmani da Istanbul’un o zamanki belediye baskani Ridvan Pasa’ydi. Ridvan Pasa Ali Samil Pasa’nin kardesine ait koskun onundeki yolu asfaltlamadigi icin aralarinda baslayan dusmanlik sonunda Sisli’de iki grubun adamlari catismis bu ilk catismada Samil Pasa’nin yegeni vurularak olmustu. O da yegeninin intikamini almak icin belediye baskaniyla oglunu Goztepe tren istasyonunun cikisinda bugun Ridvan Pasa’nin adini tasiyan sokagin basinda Kurt silahsorlara vurdurarak oldurtmustu. Belediye baskaninin oldurulmesine Abdulhamid bile kizmisti. Bu olayin ertesinde Bedirhan asiretinin Istanbul’daki butun uyeleri kadin erkek ayrimi yapilmadan surgune gonderilmisti. Istanbul’da pasalar birbirleriyle savasirken Balkanlar’da da bagimsizlik hareketleri suruyordu Bulgar komitacilar tedhis hareketlerine girisiyorlardi karsilikli Turk ve Bulgar koyleri basiliyor insanlar olduruluyordu. Ittihat Terakki Partisi de gucleniyordu. Selanik’te ve Manastir’da bu gizli orgutun elemanlari cogaliyordu. Osmanli ordusunun subaylari da komitacilara karsi komitaci usulleriyle dovusuyorlardi. O donemde Bulgar komitacilara yardim ettiginden suphelenilen 1071 kisi faili mechul cinayetlerde oldurulmustu. Ozellikle Ittihatcilar arasinda Turk milliyetciligi yukselise gecmisti. Turk ve Musluman olmayan herkes dusman olarak goruluyordu. Ittihatcilar hem bagimsizlik isteyenlerden hem de Abdulhamid’den nefret ediyorlardi. Abdulhamid’i tahttan devirmek Bulgarlari da silahla susturmak istiyorlardi. Sonunda uc yuzbasi Enver Bey Niyazi Bey ve Eyup Sabri Bey birliklerini alip daga ciktilar. Bu yuzbasilarin Istanbul’daki pasalara savas acmasi anlamina geliyordu. Abdulhamid Ittihatci ayaklanmayi bastirmak icin sertligiyle unlu Semsi Pasa’yi gonderdi. Ve genc bir tegmen olan Atif Bey goreve basladiginin ertesi gunu Manastir’daki karargah binasinin onunde bir el ates ederek Semsi Pasa’yi vurdu. Abdulhamid panikledi. Ve Ikinci Mesrutiyet ilan edildi. Bu bizim tarihimizin belki de en ozgur donemiydi. Iktidarin tam olarak kimde oldugu belli degildi padisah cok gucsuzdu pasalar korkup sinmisti Ittihatcilar iktidara tam sahip cikamamisti. O gunlerde ardarda partiler kuruluyordu dergiler cikiyordu insanlar fikirlerini acikca soyluyorlardi. Daha sonra kimin tarafindan kiskirtildigi hálá tam olarak bilinemeyen o esrarengiz 31 Mart olayi yasandi. Iki uc bin asker baslarinda cavuslariyla seriat isteriz diye sokaklara dokuldu. Istanbul’daki Birinci Ordu olaylara mudahale etmedi. Ordunun baslarinda subaylari olmayan bu iki uc bin askere niye mudahale etmedigi cok rahatlikla bastirabilecegi bir kalkismayi neden hemen onlemedigi de ayri bir sir olarak kaldi. Ayaklanan askerlerin cebinden cikan altinlari onlara kimin verdigi de bir turlu anlasilamadi. Ayaklanmayi el altindan Abdulhamid’in kiskirttigi soylendi ama bu da hicbir zaman kanitlanamadi. Sonunda Mahmud Sevket Pasa komutasindaki Hareket Ordusu Selanik’ten geldi ve Birinci Ordu’nun nedense bastiramadigi ayaklanmayi uc gunde bastirdi askerleri yazilari ve konusmalariyla kiskirttigi soylenen Dervis Vahdeti gibi yobazlar asildi. Abdulhamid devrildi. Mahmud Sevket Pasa’nin guclu adam oldugu bir baski donemi basladi. Bir kenara itilen Ittihatcilar huzursuzlandiklari sirada bugun Istanbul Universitesi’nin ana binasi olan Beyazit’taki Harbiye Nezareti’nin onunde Mahmud Sevket Pasa bir suikasta ugrayarak olduruldu. Vuran saldirgani yakaladilar cok sayida pasayi Divan-i Harbe verdiler ama bu cinayet de tam aydinliga cikmadi. Sonra Balkan Savasi basladi. Hemen hemen butun pasalar bu savasi Osmanli’nin kazanmasinin mumkun olmadigini biliyordu ama san kazanmak isteyen Harbiye Naziri ile ona uyan padisahi ikna etmek icin kimse ugrasmadi. Biz bu savasi kazanamayiz diyenin vatan hainligiyle suclanmasi isten bile degildi. Sadece o zamanlar Istanbul belediye baskani olan Cemil Topuzlu bu savasa girilmemesi icin acikca fikrini belirtti kayinpederi olan seyhulislamla padisahi etkilemeye calisti ama basaramadi. Balkan savasinda arka arkaya yenilgiler gelmeye basladi. Ve Ittihatcilar yeryuzunun en tuhaf hukumet darbesini gerceklestirdiler. Enver Pasa’nin liderliginde bes alti kisi Babiali’yi basip sadrazami devirdi. Baskin sirasinda Enver Pasa’nin fedailerinden Yakup Cemil Bey Harbiye Naziri Nazim Pasa’yi vurup oldurdu. Bu baskinla Ittihatcilar kesin olarak iktidara geldiler. Aslinda iktidari ele gecirenler Almanlar oldu. Alman subaylar Osmanli ordusunun onemli yerlerine yerlestirildi. Enver Pasa baskomutan vekili yapildi. Ve diger Ittihatci yoneticilere de guvenmedigi icin ordu icinde kendine bagli olan subaylardan gizli bir orgut olusturdu basina da Harbiye Nezareti iase daire baskani Topal Ismail Hakki Pasa’yi getirdi. Bu gizli orgutun baskani olan pasa ayni zamanda yolsuzluklarindan da en cok sikayet edilen pasaydi. Gizlilik ve hirsizlik biraradaydi. Almanlarla anlasan Enver Pasa’nin bir oldu bittisiyle Osmanli Birinci Dunya Savasi’na girdi. Enver Pasa hukumetteki arkadaslarina savasa girdigimizi su cumleyle duyurdu. - Beyler bir cocugunuz oldu. Savasta Osmanli halki buyuk felaketler yasadi. Cok aci yenilgiler aldik. Sarikamis’ta Enver Pasa’nin yeteneksizligi yuzunden onbinlerce genc asker donarak oldu ve yillarca bu askeri fiyaskonun konusulmasi yasaklandi. Bugun hálá tartisamadigimiz ve olenlerin sayisini bile tam bilemeyip uc yuz binle bir bucuk milyon arasinda bir sayi secmeye calistigimiz Ermeni tehciri yasandi. Dogu’da Ruslarla isbirligi yapan Ermeni ceteleriyle hicbir ilgisi olmayan gunahsiz bebekler kadinlar ihtiyarlar o tehcir sirasinda olduruldu. Ittihatcilara bagli istihbarat orgutu Teskilat-i Mahsusanin Ermeni olumleriyle iliskisi asla gundeme getirilmedi. Oldurulen Ermenilerin mallarina hangi Ittihatcilarin el koydugu kimlerin nasil aniden zenginlestigi hicbir zaman arastirilmadi. Bu olay yakin tarihimizin cigerine hálá cikartamadigimiz kanli bir kiymik gibi girdi. Bu olayin sorumlularini yargilamak icin bir Divan-i Harp kuruldu ama asil sorumlular ortaya cikmadi. Daha sonra Cihan Savasi’ni kaybettik. Anadolu’nun onemli bir bolumu isgal edildi. Mustafa Kemal Pasa’nin onderliginde Kurtulus Savasi basladi. Bu savasin baslangicinda cok yararliklari gorulen ama daha sonra yurt disina kacmak zorunda kalan Cerkez Ethem meselesinin ayrintilarini da; o sirada tek duzenli kuvvet olan dogudaki Ucuncu Ordu’nun komutani Kazim Karabekir’le Kurtulus Savasi’nin diger onemli pasalarinin buyuk cogunlugunun daha sonra neden sahne disina itildigini de pek merak etmedik. Birinci Meclis kuruldu. Ikinci Mesrutiyet’ten sonra en ozgur donem olan o gunlerde Meclis’te Mustafa Kemal’in muhalifleri de vardi. Mustafa Kemal’in muhaliflerinden Ali Sukru Bey bir faili mechul cinayetle olduruldu. Cinayeti Topal Osman’in isledigi soylentisi yayildi. Basinin belaya girecegini anlayan Topal Osman cetesiyle birlikte Cankaya’yi basti. Gecen hafta Hurriyet’te bazi bolumleri yayinlanan Latife Hanim’in kizkardesinin anilarindan ogrendigimiz kadariyla Mustafa Kemal bir kadin carsafi giyerek kacti. Mustafa Kemal’e bagli askerler Topal Osman’la cetesini sikistirarak imha etti. Ali Sukru Bey’i kimin oldurttugu ise o zamandan bu yana aydinlatilmadi. Daha sonra Dogu’da Seyh Sait isyani patladi. Isyan doguda patladi ama Takrir-i Sukun yasasi Istanbul’daki gazetelere yasaklar getirdi. 1950 yilina kadar tek parti ve tek sef anlayisiyla yonetildik. On yil sonra bir askeri darbe oldu. Ondan on yil sonra bir tane daha. Ondan on yil sonra bir tane daha. Son askeri darbenin getirdigi baskilar surerken Kurtlerin Kurtce konusmasi cocuklarina Kurtce isimler vermesi Kurtce sarkilar soylemesi yasaklanirken son Kurt ayaklanmasi basladi. Ordu birlikleri daglarda Kurt militanlariyla savasirken sehirlerde binlerce insan Kurt orgutune yardim ettigi kuskusuyla faili mechul cinayetlerin hedefi oldu. Devletin icinde daha sonra Susurluk cetesi adini alan gizli orgutler kuruldu. Bu orgutlere hic kimse karisamadi. Uyusturucu kacakciligi yaptilar harac topladilar cinayetler islediler... Kendi aralarinda catistilar. Birbirlerini de oldurduler. Ve bugune geldik. Simdi gene aralarinda devlet gorevlilerinin bulundugu bircok cete cikiyor ortaya. Bu kadar cok gizli orgutun nereden ciktigini merak ediyor insanlar. Bana sorarsaniz bu ceteler tarihten cikiyor. Kokleri ta Osmanli’da. Bu kadar karanlikta birakilan bir tarihten ne cikmasini bekliyorsunuz? Osmanli’nin son zamanindaki ceteler bugun de var. Sadece bahceleri zakkum leylak yasemin hanimeli kokan o koskler yikildi. Yikilan da galiba bir tek onlar oldu.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+