Gecen hafta dokuz Turkiyeli aydin Fransiz Parlamentosu nun Ermeni soykirimini inkâr edenlere hapis ve para cezasi verilmesini ongoren yasaya karsi cikan bir bildiri yayimladilar. Bildirinin onemli bir bolumunde Fransa nin yaklasimi ifade ozgurlugunu kisitlama tartisma ortamini bozma ve Turklerle Ermeniler arasinda ortak bellek ve tarih olusturulmasina zarar verme acisindan elestiriliyor. Buraya kadar harika. Tesekkurler. Dikkatle yazilmis metni ayni dikkatle okudugunuzda o kadar da masum olmadigini goruyorsunuz. Aydinlarimiz aci tecrubelerden ders alarak diplomatik dille goruslerini soylemeyi ya da saklamayi ogrenmisler. Soykirim sozcugunu telaffuz etmeden 1915 olaylarinin soykirim oldugunu soyluyorlar. Bunun icin metnin icine serpistirilmis bazi ibareleri yan yana getirmek yetiyor. Ilk saptama Osmanli Ermenilerinin ugradigi insanlik disi felaket oluyor. Onun hemen ardindan 1915 vahsetini insan oldugunu soyleyen hicbir kisi inkâr edemez deniyor. Daha ileride insanliga karsi islenen suclarla mucadele den soz ediliyor. Nihayet Devletin inkârci politikasi na atif yapiliyor. Buradan su cikiyor: 1915 te Osmanli Ermenileri tek tarafli olarak insanlik disi bir felakete ugradilar yani ugratildilar. Ermeni isyanlari Ermenilerin Rus ordularina katilarak veya ceteler halinde Osmanli ordularina karsi nizami ve gayrinizami savasmalari cok onemli sayida Turk ve Musluman sivil katletmeleri yani catismalarin karsilikli olmasi sanki bizim hayalimizin mahsulu. 1915 vahsetini insanim diyen insan inkâr edemiyor ama devlet inkâr ediyor. Devlet de insanlardan olustugundan bu cerceveye giren inkârcilari insandan saymamak gerekiyor. Tabii bir de resmi ideolojiyi savunanlar var ki bunlar da aslinda devletin parcasi olduklarindan insan olup olmadiklari meskuk ya da olmadiklari biliniyor da acikca soylenmiyor. Rahmetli Buyukelci Kamuran Gurun Disisleri Bakanligi Mustesari olarak devlet sayiliyorsa yazdigi Ermeni Dosyasi adli kitapta 300 bin Ermeni nin olmus olabilecegini; bunun bir trajedi oldugunu zaten soylemisti. Boylece insan oldugunu herhalde kanitlamis oluyor. Devlet buna ragmen inkârcilikla suclanabiliyorsa inkâr ettigi tek sey herhalde soykirim oluyor. Bildiri metninde insanliga karsi suclara atif var. Soykirim bu suc kategorisinden cikmisti. Nuremberg mahkemesi Nazi suclularini bu sucla yargilamis ve mahkûm etmisti. Bildiride 1915 olaylari Ermenilerin ve Batililarin anlayacagi bicimde soykirim olarak sunulduktan sonra sira konunun nasil tartisilacagina geliyor. Aydinlarimiz konunun kamuoyu onunde tartisilmaya baslanmasini ve Bilgi Universitesi nde unlu konferansin yapilmasini Turkiye nin demokratiklesmesine kanit olarak sunuyorlar. Onlara gore kamuoyunun bu konuda birakildigi 90 yillik koyu karanlik yirtiliyor. Allah razi olsun demokrasinin ilerlemesinden! Ermeni olayini koyu karanliga gomup saklamak isteyen Cumhuriyet in oyunu bozuluyor. Sanki ayni Cumhuriyet Osmanli nin son yuzyilinda Balkanlar ve Kafkaslar da oldurulen ve Anadolu ya surulen 5 arti 5 milyon Turk ve Musluman in trajedisini cocuklarina ogretti de Ermenilerinkini sakladi. Sorunun soykirim oldugunu devletin bunu gizleyip inkâr ettigini bir sekilde ortaya koyduktan sonra bu ulvi mucadelede kendi rollerine kisaca deginmekte yarar olabilir. Ermeni soykirimini inkâr etmemizin nedeni demokrasi eksigi olduguna gore demokrasimiz ilerledikce Turkiyeliler (yoksa bu kez sadece Turkler olmasin) gelisip olgunlasacak ve gecmislerini kabul cesaretini bulacaklar. Tipki Rum/Yunan ikilisinin biz demokratiklesirsek Kibris ve Ege sorunlarini onlarin cok demokratik taleplerine gore cozecegimiz iddiasi gibi. Peki kim yapiyor bu demokrasi mucadelesini? Tabii aydinlarimiz. Vatan haini ithamlarina iftiralara ve davalara kahramanca gogus gererek. Artik Batililar da sey degiller ya anlasinlar ve biraz yardimci oluversinler. Orhan Pamuk un unlu sozleri gibi Ermenilerin ve onlari destekleyen Batililarin yillarca kullanacaklari harika bir metin olmus. Icten tebrikler.