Babil in kapisinda -
Kendi Kendine Ermenice yle aranizda yuzlerce metre yukseklikte savunma duvarlari orulmus bir dille yeniden iletisim kurmaya calisacaksiniz
Bir dili ogrenmenin bircok yolu var. En kabasi bir kursa gitmek hoca ne diyorsa tekrarlamak mumkun oldugu kadar cok sayida kelime ezberlemek sonra da dili kafasini gozunu yara yara konusmaya baslamak. Ama bir dil en iyi o dili anadili olarak bilenlerin arasinda ogrenilir.
Bir dusunun size yabanci kac dil var dunyada? Bugun dunyanin neresine giderseniz gidin Ingilizce ogrenilmesi gereken bir dil olarak karsiniza cikar. Hindistan da konusulan Ingilizce ile Suriye de konusulan Ingilizce arasinda daglar kadar fark olmasi Ingilizcenin konusuldugu ulkede yeniden bicimlenen hegemonyasini ele verir. Bu nedenle artik Ingilizceye yabanci dil den cok ikinci dil yakistirmasi yapiliyor. Cunku isteseniz de yabancilasamiyorsunuz Ingilizceye... Cagin kosullari sizi ona yaklastiriyor.
Peki bir dile nasil yabancilasilir? Kendi anadilinizin konusulmadigi bir ulkede o kadar uzun yasarsiniz ki ulkenize sehrinize dondugunuzde dilinize yabancilasmis bulursunuz zihninizi. Icinde yasadiginiz yabanci kultur yalnizca konusma biciminizi degil yasama biciminizi de degistirmistir ve tekrar evinize dondugunuzde ayni zamanda eski kendi nize de donmus olursunuz.
Siz zihinsel olarak bir kopruye donusmussunuzdur ve kopruler hep yabancidir. Ne gittiginiz yaban el de ne de ev inizde yerlisinizdir artik. Dil ogrenmenin kimine gore eglenceli kimine gore celiskili yonu de bu olsa gerek.
Ama bazi diller de vardir ki aslinda onlara yabanci falan degilsinizdir. Yabanci degilsinizdir ama konusamazsiniz. Kulaginiza calindiginda onun hangi dil oldugunu az cok bilirsiniz. Nereden bildiginizi cikartamazsiniz ama tahmin edersiniz. Dili bilmemeniz ona yabanci oldugunuz anlamina gelmez. Tanisikliginiz kolektif bilinc ten gelir. Farkinda olmadan o dilin yabanciligina bagisiklik kazanmissinizdir.
Eger bilmediginiz o dil ve o dili konusan insanlar hakkinda iyi seyler duymamissaniz kapatirsiniz kendinizi ona. Iste o zaman yabancilasirsiniz. Bilmediginiz konusmadiginiz ama tanidiginiz o dil sizden uzaklastikca uzaklasir. Gene de onu nerede duysaniz tanirsiniz. O dille araniza koydugunuz mesafe kadar korunakli ve guvende hissedersiniz kendinizi. Bir baska deyisle yabancilasmaya baslayan dille araniza ogrenilmis onyargilardan bir duvar orersiniz. Artik iki tercih yapabilirsiniz o dile karsi. Ya duymazliktan gelirsiniz ya da duydugunuzda susturmaya calisirsiniz.
Simdi elimde bir kitap var. Adi Kendi Kendine Ermenice. Bu kitabin adindaki kelimeleri teker teker gozden gecirelim. Ilk iki kelimeyi ele alalim once: Kendi kendine. Yani bir yardim almadan tek basina. Kendinle bas basa. Araya baska birini almaksizin... Ve Ermenice. 1600 yildir var olan bir dil...
Ses gecirmez duvar
Bir dili kendi kendinize ogrenmek hayli zordur. Kendi kendinize kelime ezberleyebilirsiniz. Kendi kendinize gramer kurallarini da ogrenebilirsiniz. Ama kendi kendinize kurdugunuz cumleler her zaman anlamli olmayabilir. Cunku cumleleri anlamli kilan bir dinleyenin ya da okuyanin olmasidir. Yani dili anlamli kilan oteki lerdir. Ama onemli olan bir baska sey daha vardir yalnizca dili degil herhangi bir seyi ogrenirken. O seyi nerede ogreniyorsunuz? Kitabin adinda gizli o sey. Kendi Kendine Ermenice Turkler icin yazilmis bir Ermenice ders kitabi. Yani hem Turkce konusuyor olacaksiniz hem de Ermenice konusmayi arzu edeceksiniz. Bunun icin bir kursa gitmeyeceksiniz (belki vaktiniz yoktur zaten kurs yoktur ustelik bu dili ogrenmek icin harcayacak paraniz da olmayabilir) kendi kendinize oturup Ermenice calisacaksiniz. Bir Turk olarak ya da Turkce konusan biri olarak anlatilan binlerce oykunun aranizda yuzlerce metre yukseklikte savunma duvarlari ormus oldugu bir dille kendi kendinize baska hic kimsenin yardimi ve etkisi olmaksizin yeniden iletisim kurmaya calisacaksiniz. Kitabi evinde bulunduracak (ille de okumalari ya da Ermenice ogrenmeye calismalari gerekmiyor yalnizca evinde bulundurarak bile kendi kendine bu dille iletisim kurma ihtimalini hep evinin ve kafasinin bir kosesinde tutacak) herkese cesaretlerinden dolayi tebriklerimi simdiden sunmak istiyorum.
Kitabin fiziksel ozelliklerinden bahsetmek istiyorum biraz. Icinde bir sozlugu dilin en temel ogesinden yani alfabesinden baslayip gundelik yasamda kullanilabilecek temel cumlecikleri kaliplari barindiran bir ders kitabi. Dunya uzerindeki hemen her dil icin benzer kitaplar yazilmistir. Almanlar icin Ispanyolca Fransizlar icin Japonca Araplar icin Danca ... Ama bu dillerin hicbiri Turkce ile Ermenice kadar birbirine uzak degil aslinda. Tarihin ordugu ses gecirmez duvar bu iki dili birbirine ustelik neredeyse doksan yil gibi kisacik bir zaman dilimi icinde oylesine sagirlastirmis yabancilastirmistir ki Turkce yazilmis bir Kendi Kendine Ermenice ders kitabi neredeyse bir utopyayi imler gibidir artik.
Bu ses gecirmeyen ve her iki tarafin birbiriyle empati kurmasina engel olan duvarda delikler acmanin birkac yolu var. Ilki kuskusuz her iki tarafin birbirlerinin oykulerini bir yerinden baslayip dinlemeleri. Elbette yurek burkan ofkeler dolacak o oykuleri dinlerken iclerimiz. Ama duvarin harcini olusturan ofke bir kez hukmunu yitirmeye basladiginda zaten fark edecegiz bu oykulerin ne denli birbirine benzedigini ve onlari ureten korkunun kardesligini. Oyku anlatmanin ve dinlemenin en saglam yolu edebiyat. Eh artik bu konuda iyi kotu birtakim adimlar atilmaya baslandi. Bunu mutlulukla karsilamaktan baska ne yapabiliriz ki. Yeter ki oykuler anlatilirken somurgelestirilmesin... O oykuleri somurgelesmekten kurtarmanin tek yolu da aslinda ofke duvarini kirmanin ikinci yolu. O da merak. Gercekte ne olduguna degil oykulerin ne kadar dogru olduguna degil kastettigim merakin yonelecegi nokta o insanlarin kim olduklarina... Turkiye de yasayan Ermeniler dogal olarak Turkce biliyorlar. Bu kitap Ermenice ogrenmek isteyen Turkler icin iyi bir adim. Insan daha da fazlasini umut ediyor.
Ortadogu mitolojisinin efsanevi Babil Kulesi en son 19. yuzyildan 20. yuzyila gecerken yikildi. Bu defa insanligin basina verilen musibet milliyetcilikti. Milliyetcilik kuleyi de o sirada onun catisi altinda yasayanlari da helak etti. Simdi onun yeni dalgalari geliyor diyorlar. Milliyetcilik yeniden yukseliyormus. Bu defa yikilacak bir kule de var sayilmaz. Belki bu defa kule kendisidir insanin. Kuleyi saglamlastirmanin yolu da onu sert beton harclarla degil insani kendi sinirlarini genisletebilecegi yumusak tentelerle desteklemektir. Kendi kendine Ermenice ogrenmek iyi bir pratik olabilir.
Kegam Kerovpyan Mitolojik Ermeni Tarihi adli kitabinda Babil in oykusunu soyle alintiliyor...
Ilk tanrilar gorunumleriyle urkutucu ve gorkemliydiler. Pek cok guzelliklerin bu arada dunyanin ve insan soyunun baslangicinin nedeniydiler. Tanrilardan heybetli bir devler nesli olustu. Bicimsiz iri yapili bu devler bir kule yapmayi kararlastirdilar kustahca; bu dusuncelerini uygulamaya gectiler. Tanrilar kizdi muthis bir firtina patladi kule yikildi. Butun diller karisti gurultu ve saskinlik her yani sardi.
Tanrilari kizdirmamak icin belki de bazi seyleri insanin kendi kendisine yapmasi daha iyi olabilir...
KENDI KENDINE ERMENICE
H. Sukru Ilicak/Rachel Goshgarian Ermeni Patrigi Yayinlari 2006 264 sayfa 22 YTL.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com