Patrik Mesrob Ii Hazretleri nin Kayseri Konusmasinin Tam Metni - Haber Arşivi 2001-2011
26 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Նպատ / Ժամ : Արփող

Haber Arşivi 2001-2011 :

28 Nisan 2006  

Patrik Mesrob Ii Hazretleri nin Kayseri Konusmasinin Tam Metni -

Patrik Mesrob Ii Hazretleri nin Kayseri Konusmasinin Tam Metni

ERCIYES UNIVERSITESI I.Uluslar arasi Sosyal Arastirmalar Sempozyumu (EUSAS) Osmanli Toplumunda Birlikte Yasama Sanati: Turk-Ermeni Iliskileri Ornegi 20-22 Nisan 2006 KONUSMA MESROB II Turkiye Ermenileri Patrigi Sayin Rektor Saygideger Katilimcilar Cumhuriyetci insanlar olarak bu mekanda bir araya gelmemizin ana nedeninin Osmanli nin Cihan Imparatorlugu’na ovguler yagdirmak oldugunu sanmiyorum. Ancak Osmanli toplumunda farkli kimliklerin bir arada yasayabilmelerine olanak saglayan sistemin analizinin cok onemli oldugunu soyleyebiliriz; cunku kuculen dunya giderek farkli dinden dilden irktan ve milliyetten insanlara ayni kultur mozayiginde yan yana ve ic ice yasama zorunlulugu getirdigi icin Osmanli duzeninin deneyimlerini goz onunde bulundurmak yanlis bir yaklasim olmasa gerek. Bazilarinin ve basinin sikca Ermeni Meselesi olarak tanimladigi olay hakkinda bazi kisisel dusuncelerimi sizlerle paylasmak isterim. TARIHCILIGIN AHLAKI BOYUTU Saygideger Katilimcilar Tarihe bakis seklimizin ahlaki bir mesele oldugu evrensel bir dusunce bicimidir. Tarihi bugunku kusaklara sunus seklimiz de oyledir. Gercekleri oldugu gibi yansitmak cogu zaman cesaret isidir ozgurluk ister. Belli bir kalibin icine sikismissak belli bir ideolojinin kulu-kolesi olmussak ozellikle milliyetci irkci militer bir mizaca sahipsek bazen dogrulari konusmakta yeni kusaklara gercekleri yansitmakta gucluk cekeriz. Gercekci bir tarih bakisina sahip olmamiz gunun deger yargilarindan ve subjektif degerlerinden ne kadar kurtulabildigimize baglidir. Osmanli-Ermeni iliskileri tarihinin her asamasini ideallestirmek Ermeniler’in hicbir sorun yasamadigini soylemek mumkun degildir. Ancak Turkler’le Ermeniler’in ilk tanisikliklarinin en az 1300 yil oncesine dayandigini biliyoruz.[1] Eger tarihci Yegise Pers-Ermeni savasini anlatan eserini gercekten 5. yuzyilda yazmissa bu tanisiklik 1500 yillik bir gecmise sahip demektir.[2] Bu kadar uzun zaman karsilikli ticari ve siyasi iliskilerde bulunan komsularin tarihinde karsilikli fiziksel siddet olaylarina nispeten az rastlanmistir. Fransiz Devrimi’nin yol actigi milliyetcilik akimi zamanla tum diger devletler gibi Osmanli Imparatorlugu’na bagli tum halklari da etkisi altina aldi. Ozellikle 19. yuzyilin sonlarina dogru iliskilerin gerginlesmeye baslamasinda gerek Osmanli Devleti’nin gerek Alman Amerikan Fransiz Ingiliz ve ozellikle Rus devletlerinin gerek Ermeni siyasi partilerinin gerekse o donemde gorevlerini Turkiye Ermenilerinin sivillerden olusan Cismani Meclisi’nin gudumunde ifa eden Istanbul Ermeni Patriklerinin de sorumlulugu bulunmaktadir. Varilan aci sonucta taraflarin sorumluluklari esit olmasa bile adi gecen taraflardan herhangi birinin cikip da olaylarin gelismesinde kendi sorumlulugunu reddetmesi veya tamamen diger taraflara yuklemesi ahlaken dogru bir yaklasim degildir. TIKANIKLIK GIDERILMELIDIR Turkler Biz aslinda millet-i sadikayi cok severdik” Ermeniler de Biz aslinda Turkleri cok severdik” gibi topik ve dolma edebiyatini artik birakmalidirlar. Bakkalim Ermeni’ydi” Subayim cok iyi bir Turk’tu” turunden nostaljik ifadeler yerine Turkler’le Ermeniler arasinda gecmiste yasanan birlikte yasama olgusunu somut orneklerle sunan tarihi ve bilimsel calismalara ivme kazandirilmalidir. Artik herkesin ezberlemis oldugu Turk ve Ermeni tezlerini degisik sekillerle sunan kitaplar yayinlamak ve bu alanda bosuna para ve zaman harcamak yerine Turk-Ermeni iliskileri tarihine cok onemli katkilar yapabilecek Ermenice eserlerin Turkce ve Ingilizce cevirileri ivedilikle gerceklestirilip akademisyenlerin ve kamuoyunun degerlendirmesine sunulmalidir. Esasen gelinmis olan bu tikanmislik asamasinda yeni yorumlardan cok yeni ana kaynaklara ihtiyac vardir. Ornegin 1863 tarihli Millet-i Ermeniyan Nizamnamesi’ne gore 1863’ten Sultan Abdulhamid donemine kadar muntazaman toplanmis olan Ermeni Meclis’inin Bab-i Âli’nin onayiyla yayinlanmis olan tutanaklari ulkemiz tarihinin kara deliklerinden biridir. Bir sayfada Ermenice metninin aynisi karsi sayfadaysa Turkce cevirisi ivedilikle yayinlanmalidir. Patrik II. Nerses’in (1874-1884) yazilari Patrik III. Madteos’un (1894-1896 ve 1908-1909) yazismalari Patrik I. Magakya’nin (1896-1908) uc ciltlik anilari Patrik I. Zaven’in (1913-1915 ve 1919-1922) bir ciltlik patriklik anilari Turkce’ye kazandirilmalidir. Ermeni Kilisesi’ni ve kulturunu konu alan ve bazen her turlu bilimsellikten uzak olan kitaplar yerine Patrik Magakya’nin uc buyuk ciltlik Ermeni Kilisesi tarihi universite ogrencileri tarafindan Turkce okunabilmelidir. Ayrica Istanbul Patrikligi’nin 1916-1918 yillarinda Kudus’e tasinan arsivlerinin de Kudus Ermeni Patrikligi tarafindan akademiye kazandirilmasi gerekir. Yeni kusak Turk ve Ermeni akademisyenlerinin bir ortak calisma platformunda birlikte calismalarina olanak saglamak uzere gerek Turkiye gerekse Ermenistan’daki universitelerde Osmanli Ermeni ve Turk dili ve edebiyatlarinin ogretimine daha fazla zaman kaybetmeden baslanilmalidir. Ayrica eminim ki arsivlerde tercume edilmeyi bekleyen daha yuzbinlerce belge mevcuttur. KARSILIKLI SAYGI Bugunku iliskiler cikmazindan kurtulmak icin diyalog diyalog icinse karsilikli sayginin tesisi elzemdir. Birbirini kucumseyen sozel tacizde bulunan taraflarin bir araya gelmeleri olanak disi degilse bile zordur. Bu nedenle Ermenistan ve Turkiye’den akademisyenlerden genclerden sanatcilardan basin mensuplarindan olusan gruplarin karsilikli olarak birbirlerini ziyaret etmeleri birbirlerini tanimaya ve anlamaya calismalari cok onemlidir. Saygi birbirinin tarihine karsi da gosterilmelidir. Turkler’i hala Orta Asya’dan gelen kultursuz barbar gocebeler olarak goren ve Turkler’in devlet kurabilme ve kurduklari devletin surekliligini saglama yetenegini kucumseyen bazi Ermeni tarihcilerinin zihniyeti ile Amerika’daki Kizilderili kabilelerini bile Bering Bogazi’ndan gecen Turk boylari yapan Ermeniler hicbir devlet kurmamislardir kuramamislardir” diyen bazi Turk tarihcilerinin zihniyeti degismek mecburiyetindedir. Turkler de Ermeniler de tarihte siyasal ve kulturel alanlarda kendi caplarinda cok onemli basarilara imza atmis olan halklardir. Anadolu Uygarliklari muzelerinde tarihteki Ermeni Kralliklari hep vasal toplumlar olarak gosteren veya tamamen yok sayan zihniyet Ermeni Kralliklari’nin Bati devletleriyle imzaladiklari ikili antlasmalari gormezden gelse de Bati’daki arsiv ve kutuphanelerdeki belgeleri yok edemeyecegine gore ancak kendi vatandasini kandirabilecektir. Halbuki karsilikli olarak birbirinin tarihine saygili bir yaklasim sergilendiginde gerektiginde birbirinin tarihteki basarilari ovuldugunde karsilikli olarak empati yaratmak mumkun olacaktir. Ermeniler ve Turkler birbirlerinin ulusal ve dinsel simgelerine karsi da ayni saygiyi gostermelidirler. Bu simgelerin siyasi mitinglerde fanatik gostericiler tarafindan herhangi bir sekilde asagilanmamasi yakilmamasi ayak altina alinmamasi icin gerekli duyarlilik gosterilmeli ve dostlugu artirici ve pekistirici etkinlikler duzenlenmelidir. Temsili kurtulus gosterilerinde yasanan densizlikler dusmanlik tohumlari eken cagdisi uygulamalar olmaktan ileriye gidememektedirler. COGRAFYA DOSTLUGU EMRETMEKTEDIR Saygideger Katilimcilar Turkler ve Ermeniler ayni cografyanin insanlaridir. Bu insanlari Yuce Allah bir araya koymustur. Bunu ne simdi ne de gelecekte degistirmek mumkun degildir. Baska bir deyisle Turkler ve Ermeniler birlikte veya yan yana yasamayi ogrenmek zorundadirlar. Bu gercegi gormezden gelerek her iki ulkenin genc kusaklarini birbirlerine karsi korukleyen stratejistler gunah islemektedirler. Insanlar ya dost ya da dusman olacaklardir. Dostluk ve kardeslik daha iyi degil midir? ULKENIN OZ VATANDASLARI ARASINDA AYIRIM YAPILMAMALIDIR Oysa fanatik milliyetcilik kendi ulusunun ve irkinin cok seckin dilinin en mukemmel kulturunun de erisilmez oldugunu iddia eder bu da kollektif bir narsisizmden oteye gecemez. Bu gibi temelsiz iddialar baskalarinda da benzer bir narsisizm olusturulmasi disinda herhangi bir gayeye hizmet edemez. Karsisindakini yok saymak icindekini yabanci ve dusman veya potansiyel sabotor olarak gormek ulkede sadece kaotik bir durum yaratilmasina neden olmakla kalmaz bu yaklasim tarzi her zaman savasacak yel degirmenleri yaratmak zorunda oldugundan ayni zamanda ulke vatandaslarindan hangi grubun bir sonraki kurban secilecegi konusunda spekulasyonlara neden olarak huzursuzluk yaratir. Sikca dile getirilen Turkler ve Kurtler asli unsurlardir” sozunun bile bir ayrimcilik oldugunu dusunuyorum. Turk ve Kurt kardeslerimiz asli unsur ise bu topraklarda M.O. 6. yuzyildan itibaren yazili tarihi olan Ermeniler cok daha eskiye dayanan kayitlarda yer alan Suryaniler ve Yahudiler en iyimser tanimla tali unsur olma konumuna dusurulmektedirler. TURKIYE ERMENILERININ SORUNLARI GIDERILMELIDIR Saygideger Katilimcilar Bugun 70 milyon nufuslu ulkemizde Turkiye Cumhuriyeti vatandasi olan Hristiyan Ermeniler’in sayisi 70 bine dusmustur. Bazi devlet birimlerinin ifadelerine gore su anda yurtdisindan gelip de ulkemizde yasayan Ermeni kokenli insan sayisi da 30 binin uzerindedir. Hal boyleyken degisen dunyanin olusturdugu dev sorunlar karsisinda varolma mucadelesi veren toplam nufusun belki de binde birinden az olan yerel Ermeni cemaatinin ve diger azinlik cemaatlerinin dini hayri ve ictimai meselelerine dil ve din egitimi alanlarinda yasanan sikintilarina vakif mevzuatindan kaynaklanan bazi sorunlarina cozum getirmek gerekir. Hosgoru” birlikte yasama” ve cogulculuk” gibi soyut kavramlarin somutlasacagi sozun eyleme donusecegi en belirgin uygulama alanlarindan biri budur. Aksi takdirde ulkemizde sayilari gittikce azalan cok renkliliklerin giderek monotonlasmasina soluklasmasina tanik olacagiz. TURKIYE-ERMENISTAN ILISKILERI OZVERI GEREKTIRIYOR Saygideger Katilimcilar Vatandaslik ve yasam diyalogu ile siki sikiya bagli oldugumuz Turkiye ile soydaslik ve dindaslik baglarimiz bulunan Ermenistan arasindaki iliskilerin normallesmesi iki ulke tabiri maruz gorurseniz iki sevdigi arasinda kalmis bulunan biz Turkiye Ermenilerinin arzusudur. Ancak karsilikli fedakarliklar yapilmadan bu iliskilerde ilerleme kaydedilmesinin zor oldugu asikardir. INSANI VE AHLAKI DEGERLER ONE CIKARILMALIDIR Saygideger Katilimcilar Hepimizi din irk milliyet ve sairenin otesinde insan olarak ne birlestirir diye dusunmek zorundayiz. Bu baglamda cocuklarimizin gelecegine yani istikbale ne biraktigimiz onem kazanmaktadir. Bu nedenle egitimin bilimsel ve teknik yonunun yani sira ayni zamanda beseri yonu de son derece onemli olup gereken tesvik gosterilmelidir. Dil ve edebiyat calismalari da cok onemli bir birlestirici unsur olarak kabul edilebilir. Laiklik anlayisi her ne kadar din ve vicdan ozgurlugunun teminati sayilsa da ulkemizde bazen tanik oldugumuz Jakoben Laiklik” uygulamasinin Islâm’in ahlaki boyutlarinin manevi anlam zenginliginin analizlere katilmasini engelledigini bunun da bazen tarihe bakis yontemiyle ilintili oldugunu soylemek mumkundur. Keske bazi ulkelerde basariyla uygulanabildigi gibi Osmanli oncesi uygarliklari da tarihi mirasimizin bir parcasi sayip Bizans Ermeni Suryani ve Musevi kulturlerinin de Turkiye’ye kattigi anlamlarla daha da zenginlesebilseydik. Bu baglamda Turizm ve Kultur Bakanligi’nin Van Golu’nun Ahtamar Adasi’ndaki Surp Hac Ermeni Kilisesi’ni de restorasyon projeleri arasina almis bulunmasini bu yonde atilan cok olumlu bir adim olarak kabul ediyorum. MILLIYETCILIK DEGIL MILLETPERVERLIK Degerli Arkadaslar Turkler de Ermeniler de milliyetciligin ve irkciligin dislama uzerine kurulmus dar cercevesinin disina cikmak zorundadirlar. Bu akimlarin yarattigi sonuc iste ortadadir. Milliyetcilik ve irkcilik uygulamalarinin hukum surdugu her ortama verilen zarar ve ziyan bellidir. Sonuc her zaman kanli savaslar gozyasi ve bazen kusaklar boyu suren nefret kampanyalari olmustur. Baris ve esenligin hukum surecegi bir duzene kavusmanin ancak sozunu ettigim dar cercevenin disina cikildigi olcude gerceklesebilecegine inaniyorum. Milliyetcilik ve irkcilik yerine milletperverligin yerlestirilmesi dinlerimize ve ahlaki degerlerimize daha uygundur. KUTLAMA VE DILEKLER Saygideger Katilimcilar Erciyes Universitesi Rektoru Sn. Prof. Dr. Cengiz UTAS’i Sempozyum Tertip Komitesi Baskani Sn. Prof. Dr. M. Metin HULAGU’yu ve bu sempozyumun duzenlenmesinde emegi gecen Sn. Yrd. Doc. Dr. Sakir BATMAZ Sn. Yrd. Doc. Dr. Suleyman DEMIRCI ve Sn. Yrd. Doc. Dr. Gulbadi ALAN’i kutluyor tarihi Kayserimiz’deki bu sempozyumun baris ve esenlik yolunda onemli bir asama olmasini diliyor tum dinleyenleri derin saygiyla selamliyorum. Ulkemizde baris ve esenligin surmesi tum vatandaslarimizin mutlulugu birlik ve beraberligi icin dua ediyorum. Tesekkur ederim.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+