Soykirim mi degil mi? -
Tarihciler soykirim tartismasinda taban tabana zit veriler sunuyor
Kuyulara bagirmak!
Ugursuzluk yayiliyordu; insanlar bohcalarini sirtlayip daglardaki manastirlara siginiyorlardi. Idareciler 1915 in Ocak ve Subat aylarinda siginmacilara kente inmelerini teblig ettiler. Ayni telgraf ayni dahiliye naziri ayni Talat Pasa kâfirlerin yok edilmesinden sorumluydu. Daglardan indiler ve cocuklar okullara kapatildi. Gucu kuvveti yerinde olanlar yorgunluktan tukenip olmeleri icin daglara terk edildiler. Coller sular nehirler toplu mezarlar haline geldi. Kucukleri kayiklara doldurarak denizlerin aciklarina birakiyorlardi. Iskence gorup kayaliklardan atilan kurbanlarin kaniyla kizila boyanan Karadeniz den artik kimse balik yiyemez saniliyordu. Binlerce cocuk kentten uzaklastirildi. Kasaba kasaba dolaniyorlardi. Koyluler onlari evlerine aliyor bu genc sapkinlarin isimlerini ve dinlerini degistiriyorlardi. (Jean Kehayan Vatansiz sf:13)
1915 te tehcir kararini alanlar bugun butun boyutlariyla ortaya cikan bu vahim manzarayi ongorebilselerdi ayni politikayi uretirler miydi bunu hicbir zaman bilemeyecegiz. Ama su gercegi herkes biliyor: Her gun yeniden kanayan dedelerimizden ninelerimizden miras kalan bu acilar yiginagi gormezden gelindikce daha da icinden cikilmaz bir hal aliyor. Ustelik yok sayma tavri surduruldukce bu kotu mirasi cok daha buyumus haliyle cocuklarimiza devredecegimizden de hic kimse kusku duymuyor.
Gecen yil yasaklarin tehditlerin domatesli yumurtali siddet gosterilerinin esliginde duzenlenen Ermeni Konferansi her seye ragmen bu aci mirasin yukunun hafifletilmesinde rol ustlendi. Cunku o konferans sayesinde bir kez daha anlasildi ki pek bilinen masaldaki gibi Midas in kulaklari kuyulara bagirmakla saklanamiyor. Bu calisma da tam olarak bu nedenle hazirlandi; korkularimiza ragmen artik sakli tutmanin olanaksiz hale geldigi Anadolu nun bu ayan beyan mesum sirlarini kuyulara bagirmaktan kurtulmak icin... E.M.
Osmanli Ermenilerinin tumu hedef alindi
Prof. Halil Berktay 1915 te yasananlarin 1948 BM konvansiyonuna gore soykirim oldugunu belirtiyor ve ekliyor: Ama 1915 te 1948 in etik birikimi yoktu o nedenle kestirmesiz bir ifadeyle yasananlar soykirimdi diyemeyiz.
1915 teki tehcir emirleri Ermeni cetelerle sinirli kalabildi mi?
Tehcir emirleri zaman zaman ima edildigi gibi dogu cephesindeki askeri harekât alaniyla sinirli degildir. Keza yine tehcir emirleri Osmanli Imparatorlugu nun dogrudan dogruya Ermeni milliyetciligine bulasmis kesimleriyle de sinirli degildir. Tehcir Osmanli Ermenilerinin tamamini hedef almistir. Yani bir etnik grubun tamami supheli ya da suclu muamelesi gormus Ermeni olmalarindan baska hicbir neden aranmaksizin yerlerinden yurtlarindan goce zorlanmislar mallarindan mulklerinden butun yasam cevrelerinden koparilip atilmislardir. Bu 1948 Birlesmis Milletler Konvansiyonu nun terimleriyle butun bir nufus grubuna o grubu yok edecek veya o grubun varlik kosuluna cok agir zarar verecek sekilde hedef almaktir. Bunun da otesinde net bir bicimde anliyoruz ki tehcir baslibasina bir felaket olmakla birlikte Teskilat-i Mahsusa araciligiyla gizli katliam emirleri de verilmistir. Bu durum elbette ki simdiye kadar suregelen resmi yari resmi Turk milliyetcisi soyleme tamamen aykiri bir durumdur. Ve nitekim L Express dergisinde konuya iliskin yayimlanmis olan cok genis dosya kapsaminda gosterilen bir haritada belli basli tehcir rotalari ve katliam mahalleri gosterilmektedir. Sivas Adana Diyarbakir Van Bitlis Mus ve Erzurum havarisi birinci derecede katliam bolgeleri olarak gosterilmektedir. Bu harita onemli bir arastirmaya dayali olarak hazirlanmistir. Tehcir sirasinda kim oldugu belirsiz silahli kisilerin surgun edilmekte olan silahsiz Ermeni konvoylarina saldirarak baslattiklari katliamlar dalgasinin ardinda gizli devlet emirlerinin bulunduguna dair cok ciddi ipuclari vardir.
Teskilat i Mahsusa nin onder kadrolarinin orgutledikleri birinci dereceden katliamlarin yanisira ikincil ve ucuncul diyebilecegimiz siddet halkalari da soz konusudur. Cunku o gunlerde su mesaj Dogu ve Guneydogu nufusuna yayilmistir: Cok aci bir deyimdir ama artik Ermenilere karsi av mevsimi acilmistir. Boyle durumlarda halk ikiye ayrilir: En iyi unsurlar ve en kotu unsurlar. Kimileri hayatlari pahasina komsularini korumaya kurtarmaya saklamaya calisir ya da aman bana bulasmasin diye sessiz kalir. Kimileri de en kotu tarafina teslim olur. Bunun icinde mal mulk duskunlugu birikmis nefretler vardir. Katliamlar devletin tepesinde oturan Enver Talat ve Cemal pasalardan ozellikle Enver ve Talat ikilisinin gizli emirlerle baslattiklari surecin sonucudur. Bunun yani sira acliktan soguktan ve hastaliktan da olen olmustur. Ama resmi soylemlerde iddia edildigi gibi olumlerin buyuk cogunlugu bu nedenlerden oturu degildir. Kaldi ki acliktan soguktan tifusten olenler olduysa onlar da devletin sorumlulugundadir. Dunyanin hicbir yerinde hicbir devlet Talat Pasa nin defterinde gectigi sayiyla ifade edersek 974 bin nufusu surdum ama olmelerini istememistim. 300-400 bini oldu ne yapayim diyemez. Cunku onlari suren devlet onlarin caninin korunmasindan hastalanmamasindan acliktan korunmasindan da sorumludur.
Yuz binlerce oluden soz ediliyor. Bu bir soykirim midir?
Turkiye de ve Ermenistan da her turlu tartisma bu noktada dugumleniyor. Tarihsellikle hukuksallik birbirinden farkli kategorilerdir. Soykirim tartismasi asil olarak hukuki bir zemin uzerinde yapilabilir. Hukuk tartismasinin tarih tartismasini ortbas etmemesi gerekir. 1948 yilinda kabul edilen Birlesmis Milletler Soykirim ve Soykirimin Onlenmesi Konvansiyonu na gore oradaki taniklari gecmise uygularsak yasananlar net bir bicimde soykirimdir. Cunku Ermeniler sadece Ermeni olduklari icin hedef alinmislar ve ustelik bu Ermenileri Anadolu dan temizlemek seklindeki bir ideolojinin urunudur. Fakat 1915 yilindaki olaylar yasanirken konvansiyonun bu kararlari henuz olmadigi gibi bu konvansiyonu ortaya cikaran ahlaki birikim de soz konusu degildi. 1915 te Talat Pasa tehcir yasasinin en radikal bir bicimde uygulanmasi talimatini verirken o kusagin insanlarinin kafasinda Dunya buna soykirim etnik temizlik der seklinde nosyonlar soz konusu bile degil. Kotu ve hukuk disi bir sey yaptiklarini bildikleri icin gizli emirlerle yaptilar.
Ama bu yaptiklarinin ileride soykirim olarak degerlendirilebilecek bir sey oldugunun farkinda degillerdi. Dolayisiyla durust bir tarihcinin kafasinda her zaman soyle bir sorun olacaktir: 1948 e benzer bir atmosfer icinde boylesi bir eyleme kalkisirlar miydi? Bu sorunun yaniti yok. Dolayisiyla hicbir zaman kestirmesiz kesin bir ifadeyle 1915 soykirimdi diyemeyecegiz.
Tartismalarda 1915 e nasil gelindigi de hayli one cikan bir konu.
Olaya milliyetci degil baska acidan bakabilmek lazim. Ermeni milliyetci orgutleri vardi. Bir toprak parcasini Osmanli Imparatorlugu ndan koparip almak icin siddeti mesru goruyorlardi uyguluyorlardi. Ustelik bu orgutler siddeti sadece devletin nizami guclerine karsi degil yerel Turk ve Musluman halka da uyguluyorlardi.
Ama o donemde boylesi bir siddeti herkes kullaniyordu. Rum Pontus ceteleri de siddet uyguluyordu onlarin karsisina dikilen Turk ceteleri de siddet uyguluyordu. Yani Dasnak komitacilari canavardi da Topal Osman pirupak miydi? Cesitli paramiliter gucler birbirlerinin koylerine baskinlar duzenliyor kadinlarin irzina geciyor cocuklari sunguluyordu. Bunlar yerel olcekte etnik bogazlasma olarak yasandi. Bir tarafin kahramani diger tarafin canavari oldu. Topal Osman Rum Pontus bolgesinde Turklerin kahramaniydi ama Rum koylerinde anneler cocuklarini Topal Osman geliyor diye korkutuyordu. Demek ki cagdas tarihci bakis ancak o gunun duygusal atmosferinden kendini siyirmayla mumkun olabilir.
Bu kosullarda cozum mumkun mu?
Cozum icin onemli olan her iki tarafin da milliyetci resmi soylemlerini elestirebilmesidir. Biz bunu 24-25 Eylul 2005 te duzenlenen konferans ile yaptik. Bunun Ermeni tarihcileri tarafindan da yapilmasini umuyoruz. Benim idealim Ermeni sorununun butun boyutlariyla Turkiye toplumunda ve akademik cevrelerde fizikteki termodinamik yasalari hangi rahatlikla konusulabiliyorsa o rahatlikta konusulabilmesidir. Ne zaman ki bu sakin tartisma ortamini saglariz o zaman benim acimdan Ermeni meselesi zaten cozumlenmis demektir.
Hep bir seyler gizlenir
Leda Mermer
Normal yasantimizda en fazla karsilastigimiz soru Nereden geldiniz oluyor. Oysa biz de onlar gibi Anadolu dan geldik. Annem Diyarbakir babam Kayserili. 150 kisilik bir grup Agos un kapisinin onunde protesto eylemi yapmisti. O zaman ben de Ermeni oldugumu anladim. Istiklal Marsi okudular. Sanki biz bu ulkede okudugumuz okullarda hic Istiklal Marsi okumamisiz gibi. Annemin annesi Musluman olmus. Ailemizin yarisi Musluman dir. Bir kismi Ermeni olduklarini bilmiyor bir kismi da gizliyor. Aileden bazilari birbirleriyle gorusmuyor boylesi bir parcalanmislik da var. Annemin teyzesi de Hiristiyanliktan donmus onun esi de oyle. Ama torunlari bunu bilmiyorlar. Ermenilerde boylesi durumlar oldukca fazla. Hep bir seyler gizlenir. Ilkokuldan liseye kadar Ermeni okullarinda okudum. Oyle bir mufredat isleniyordu ki Ermenilerin bu ulkeye ne kadar zararli oldugunu ogretirlerdi. Bunlara kendi aramizda guluyorduk ama not almak icin de orada yazilanlar dogrultusunda yanitlar veriyorduk. Edebiyat ogretmenimiz ayni zamanda Ermeni okullarinin tumunde olmasi gereken Turk mudur basyardimcisiydi. O kadar sertti ki her davranisimizdan bir mana cikarirdi. Son yillarda yasanan gelismeleri olumlu buluyorum. Genclerimiz disa acik ve cesaretliler. Yaslilar biraz daha kapalilar. Mesela annemle disarida gezerken hac takmami kendisine mama diye hitap etmemi istemezdi. Babamin adi Murat tir is cevresi de onu Musluman saniyordu. Dolayisiyla babamin is cevresiyle karsilastigimizda hepimiz baska bir adla anilirdik. Babamin is cevresi beni de Deniz ismiyle tanirlardi.
Tehcir isyan edip dusmanla isbirligi yapana uygulandi
ISMET DEMIRDOGEN
Turk Tarih Kurumu Baskani Prof. Dr. Yusuf Halacoglu 1915 yilinda Ermenilerin dusmanla isbirligi yapip isyan etmeleri nedeniyle tehcire tabi tutulduklarini soyluyor. Soykirim yapildigi yonundeki tezleri reddeden Halacoglu na gore tehcir sirasinda oldurulen Ermenilerin sayisi en fazla 8 bin 500 soguktan olen yok aclik yorgunluk ve hastaliktan olenler ise 52 bin civarinda. Halacoglu 1921 de 1 milyon 200 bin Ermeni nin yasadigini savunuyor.
1915 yilinda Osmanli da bir etnisite sorununun varligindan soz edilebilir mi?
Osmanli Devleti bir imparatorluk. Uniter yapiya sahip degil. 19. yuzyila kadar boyle bir problem yoktur. 1863 ten itibaren misyonerlik calismalari egitim kurumlari acmaya yonelmistir. Ilk acilan Robert Kolej dir. Bu etnik gruplari faaliyete gecirme ornegidir. Robert Kolej in 1868 de verdigi ilk mezunlar Bulgar isyaninin elebaslaridir. Bunu Anadolu ya yayilan Amerikan okullariyla degerlendirirseniz etnisite probleminin nasil cikarildigini gormus olursunuz..
Ermeni tehcirinin nedeni neydi?
Ermeniler 850 yildir Turklerle birlikte yasiyorlar. En kucuk bir catisma yok. Ne oldu da catismalar cikti? 1878 deki hareketin baslangicinda Karaagac Cemiyeti kurulmus. Amerika da zencilere karsi kurulan Ku Klux Klan tarzinda bir cemiyet. Ermenileri silahlandirip Muslumanlar uzerine sevk eden bir kurulus. Rus Van Konsolosu Temren Aslinda Ermenilerle Muslumanlar arasinda problem yasanmamaktadir. Butun problem Ermenileri kiliselerde toplayip propaganda yapan komitelerdedir. Onlar kendilerinden olmayan Ermenileri bile kilicla tehdit ediyor diyor. 1914-15 e geldigimizde Ermenilerden daha fazla Rum nufus oldugu halde neden bunlar degil de Ermeniler tehcir edildi? Osmanli eger etnik temizlik istiyorsa Rumlari da tehcir etmesi lazimdi.
Rumlar tehlikeli degil miydi?
Rumlarin oyle bir hareketi yoktu. Dunya savasinda Fransiz arsivinde Ermenilerle iliskilerini goruyorsunuz tufek mermi yardimi.. Ermeni delegasyonu baskani yazdigi 5 Kasim 1914 tarihli mektupta Iskenderun a yapacaginiz cikarmada yardima haziriz diyor. Ingiliz ordusunun 8 bin Ermeni askeri var. Rus ordusunda 150 bin kisilik Ermeni nufus var. Burada 15 bin kisilik kuvvet olusturmus sabotajlar yapiyor. Bunlar Fransiz belgelerinde var. Bunlari incelemeden birisinden duydugunuz acikli sozlerle tarih yazamazsiniz.
Tehciri getiren kosullar bunlar mi?
Kesinlikle. Isyan hareketleri dusmanla isbirligi yapmalari.. Van da isyan cikmis oradan Fransiz arsivine giden belgelerde Buradaki isyanimiz basariyla devam etmektedir su ana kadar 6 bin Musluman i katlettik deniyor. Ayrica Bitlis Mus ve Erzurum daki isyan devam ediyor. Antep te Harput ta isyanlar var. Siz o zaman Suriye Kafkas ve Canakkale cephesinde savasiyorsunuz.
Tehcir sirasinda Ermeniler arasinda bir ayrim soz konusu mu?
Dogru. Osmanli arsivinde Protestan ve Katoliklerin tehcir edilmemesine iliskin talimatlar var. Fakat onlarin icerisinde de olaylara karisanlar varsa tehciri emrediliyor. Nufuslari toplam 90 bin civarinda.
Ermenilerin toplam nufusu ne kadar o donemde?
Osmanli istatistiklerine gore bir milyon 294 bin kisi. Ingilizlere gore 1 milyon 602 bin Fransizlara gore 1 5 milyon Patrikhane ye gore bir milyon 915 bin kisi. Hepsinin ortalamasini alirsak 1 5 milyon civarinda denilebilir.
Tehcirde kaci oldu?
Emniyeti Umumiye Muduriyeti belgelerinde 500 kisi Erzurum ile Erzincan arasinda Kurt eskiyasi tarafindan katledildi diyor. Urfa dan Halep e giden 2 bin kisilik kafile Arap eskiyasinin saldirisi sonucu katledilmis. Bir de Diyarbakir ve Mardin bolgesinde kamplarda uc gun 700 er kisi kacirilarak katledilmis yani 2 bin kisi civarinda. Bunlarin toplami 4 bin 500. Ayrica Erzurum dan gonderilen kafilenin Dersim bolgesinde tamamen yok edildigi belirtiliyor. Rakam yok. Kafileler en fazla 2 bin kisidir. Iki kafile burada katledilmis ise 8 bin 500 rakami cikiyor.
Diger nedenler soguk aclik hastalik gibi..
Soguktan olum yok. Mayis-haziran ayinda gonderilenlerin soguktan oldugu soylenemez. Aclik ve hastalik.. 1. Dunya Savasi ndayiz. Orduya yiyecek gonderiyorsunuz Ermenileri de sevk ediyorsunuz. Ayrica tamami Suriye ye sevk edilmiyor. Bir kismi Kafkasya ya gocuyor. Savas sirasinda yeterli yiyecek verilmemesi yolun mesakkati salgin hastalik var. Bunlardan kaynaklanan olumler tespit edebildigimiz kadariyla 52 bin civarinda. (Devami yarin)
YARIN: Hrant Dink Erdogan Aydin
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com