Trabzon da Katolik Kilisesi nin rahibi Santoro nun oldurulusunun ne kadar feci bir olay oldugu ortada. Henuz cinayetin mahiyeti hakkinda fazla bir sey bilmiyoruz. Ancak olayin daha once bazi linc girisimleri ve siddet olaylarinin oldugu Trabzon da gerceklesmesi ve son gunlerde patlak veren karikatur krizi ne denk gelmesi dikkatleri ister istemez bu yonlere cekti. Trabzon tum Islam cografyasi icinde dini hassasiyeti en yogun olan yerlerden biri degil dahasi cok sukur ki Turkiye dini hassasiyetlerin kolaylikla siddete donustugu ulkelerden biri degil. Bunun otesinde olayin Trabzon da daha once gundeme gelen olaylarla baglantisi kurulabilir karikatur olayinin bu yondeki taskinliklarin zemini haline gelen bir sehirde carpan etkisi yaptigi bu etki altinda bir lise talebesinin icraatina donustugu dusunulebilir. Evet ne yazik ki Trabzon milliyetciligin hoyratliga kolaylikla donusebildigi bir yer olma yonunde hizla ilerliyor. Trabzon yillardir kaba milliyetciligin parmagina doladigi misyonerlik supheleri Pontus hayalinin bu bolgede canlandirilmaya calisildigi iddialarinin odaklandigi ve fazlasiyla tesirli oldugu bir sehir. Kaba milliyetcilik bu noktadan ilerleyebiliyor. Bir Trabzonlu olarak bundan ozellikle ne kadar uzuntu duydugumu daha once benzer bir vesileyle yazmistim. O nedenle isin Trabzon boyutunu bir kez daha uzatmak istemiyorum. Dahasi soz konusu ettigimiz hoyrat milliyetci cikislar her seye ragmen Trabzon a ozgu degil. Burasi Kurtlar Vadisi dizisinin izlenme rekoru kirdigi birakin onu bir suru baska TV dizisinde eli beli tabancali adamlarin racon kestigi kendi adaletini uyguladigi ve nihayetinde lise ogrencilerine rol model olarak sunuldugu bir ulke. Diger taraftan misyonerlik kuruntularinin kimin soyunda donme olup olmadiginin gazetelerde dergilerde o da yetmiyormus gibi kapis kapis satilan kitaplarda ciddi ciddi tartisma konusu oldugu bir ulke. Peki bunlar durduk yerde mi oluyor? diye sorulabilir. Bu sorunun cevabi uzun ama hemen kisa yoldan bir sey soyleyebilirim. Su veya bu nedenle bir toplum kendini tehdit altinda gorebilir olaylari bu kusku cevresinde algilamaya baslamis olabilir bu basli basina ciddi ve kaygi verici durumdur. Ancak daha da kaygi verici olan bu alginin bir toplumda insanlari kafasina estigi gibi davranmaya korkularini siddetle bertaraf etmeye suruklemesi isin izansizlik boyutunda cozulmeye calisilmasidir. Mesela misyonerlik gibi bir tehdit altinda oldugunu dusunenler aslinda neden korktuklarini hic mi dusunmezler? Birtakim misyonerlerin gelip Turkiye de yasayanlari dinlerinden dondurecegine ciddi ciddi inanirlar mi? Emperyalizmin en tesirli oldugu donemlerde bile ve ozellikle bu topraklarda misyonerligin asil hedefinin azinlik Hiristiyan nufusu olmus oldugunu bilmezler mi? Misyonerlerin Musluman kitleleri Hiristiyanlastirdigi nerede gorulmus? Olaya dini kimligi mudafaa acisindan bakacaksak bugun Muslumanlari tehdit edenin Hiristiyanlik ve onun kurumlari degil tum dinlerin degerlerini yok sayan bir kultur hegemonyasi oldugunu kavrayamazlar mi? Mesele milli kimlik ve cografyanin elden gitmesi korkusu ise bogazina kadar dis borca batmis degerler dunyasi felce ugramis bir ulkede neyin bu yollarla ne kadar korunabilecegini dusunuyor olabilirler? Bakin bu topraklarda bu turden mudafaa havalari daha once de esti gizli teskilatlar kuruldu karanlik cinayetler islendi trajik olaylar yasandi Anadolu nun gariban cocuklari Sarikamislar da canli canli topraga gomuldu bunlarin hicbiri Osmanli devletinin son gunlerinde hicbir seye care olmadi bircogu alnimiza kara bir leke olarak kaldi. Kim ne adina neyi mudafaa etmek istiyorsa bunun her seyden once insanlik onuruna yakisir bicimde olmasi gerektigine hâlâ uyanmadi mi? Trabzon daki cinayet ne nedenle islenmis olursa olsun ister istemez bu sorulari bir kez daha sormamizi gerektiriyor. Bu nedenle bence olayin zayif bir halkasi olan ancak diger taraftan basli basina cok onemli bir olay olan karikatur krizi ne dair yazmayi yine ertelemek zorunda kaldim yoksa bu uzucu gelismeyi hicbir yonuyle hafifsiyor degilim. Ancak simdilik sadece basta Danimarka olmak uzere bu karikaturleri yayimlayan tum ulke basini ve destekcilerini kinamakla yetinecegim. Not: Rahip Santoro ailemizin sevgili uyesi Maria nin cok yakin dostu idi o vesileyle olumu bizi ayrica cok uzdu. Yakinlarina ve Maria miza bas sagligi diliyorum.