Kimse bana kitap hediye edemez! -
Orhan Pamuk evine gelen misafirleri ikiye ayridigini soyledi: Manzaraya bakanlar kutuphaneye bakanlar! Orhan Pamuk un kutuphanesinin bir bolumunun yer aldigi Cihangir deki yazihane yazarin kitapla iliskisi hakkinda da ipuclari veriyor; Pamuk Marx in Ben kitaplarimin kolesi degilim kitaplar benim kolemdir! sozunu paylastiginin altini ciziyor.
Milliyet Kitap in yayimlandigi gunlerde 16 Aralik ta Bir milyon Ermeni 30 bin Kurt olduruldu sozu nedeniyle Sisli 2. Asliye Ceza Mahkemesi nde davasi gorulecek olan Orhan Pamuk un Cihangir deki yazihanesine gittik; yazarla kutuphanesi uzerine konustuk. Pamuk un kutuphanesi ilk bakista da fark edilecegi gibi duzenli denilebilecek bir kutuphane. Kitaplarinin buyuk bolumu sirtlari gorunecek sekilde dizilmis; aralarda on yuzu gorunen ya da ust uste konularak rafta cift sira yapan kitaplar da yok degil. Ancak kitaplarin tamamina yakini camli dolaplarin icinde. Calisma masasinin hemen yaninda olanlarsa biraz daha daginik bir bicimde duruyor raflarda. Masasinin ustu defterler kitaplar not kagitlari kahve fincanlari ve cesitli kirtasiye arac gereciyle dolu. Deniz manzarali on odada bulunan buyuk kutuphanenin yani sira icerideki iki oda da iki kutuphane bulunuyor. Yerlerdeki kitaplari da unutmamali; Pamuk fotograf cekimi sirasinda kitaplari kaldirmak isteyen fotomuhabir arkadasimi uyardi; Onlari duzenli kaldiralim; cekimden sonra ayni yerlere konmalari gerek!
Kutuphaneniz hakkinda cok rahat konusamayacaginizi hissettim...
Kitaplarimla iliskim asiri sevgi guven ve mahremiyet duygulariyla ic ice... Bu duygularimin yanlis anlasilmasini istemem. Bazi erkekler ne kadar âsik olduklarini sevgililerinin ve asklarinin ne kadar harika oldugunu anlatmaya baslarlar... Bir noktada aslinda bu gosterisli adamlarin kendilerinden baska hic kimseyi sevemeyeceklerini cok yuzeysel âsiklar olduklarini hissedersiniz ya... Iste kutuphanemden soz ederken de pek cok yazarda gordugum gibi cok okumus cok seckin oldugunu kanitlamak isteyen biri gibi gorunmek istemem.
Hep sorulur; sormak zorundayim: Bu kitaplarin hepsini okudunuz mu?
Kutuphanem bana okumus oldugum degil okumamis oldugum kitaplari hatirlatir. Okunmamis her iyi kitabin yasanmamis bir hayat kacirilmis bir firsat gibi insana pismanlik ve sucluluk veren bir yani vardir... Yas ilerledikce bu pismanliklar artar ve kutuphane yasamadiginiz yasayamadiginiz hayatlara isaret eden bir simgeye donusur. Gencliginizde ise bu kitaplari ileride yasayacaginiz hayat parcaciklari gibi almissinizdir. Ama bu soruya kizdigim icin cogu kez Cok azini okudum diye cevap veririm. Bir hesap yaparsaniz 15 bin kitabi okumaya bir hayat yetmez! Flaubert in su lafini severim: Insan 10 kitabi dikkatle okursa buyuk bir alim olur. Asagi yukari ayni baglamda kutuphanesinden bahsederken Borges de soyle der: Cok fazla yeni kitap okumuyorum eski kitaplari yeniden okuyorum.
Sizin de bir sozunuz var.
Benim bu konuda sevdigim lafim Kara Kitaptadir: Ogrenme istegiyle degil severek okursan aklinda kalir. Siz hangisini soyluyorsunuz?
Sizinle yapilmis bir soylesiden: Bir kitaba baktigimda o yazarin nasil numaralar cektigini bilecek kadar cok kitap okudum.
Evet guzel bir lafmis.
Bu kadar cok kitap bir yaniyla koleksiyoncu meraki mi?
Yaklasik 15 bin kitabim olsa da bende koleksiyoncu ruhu yok. Biriktirmeci bir insan degilim. Mesela evlenirken 1000 e yakin kitabimi dagittim. Bazen bir yazara kizarim hiyarin teki oldugunu dusunurum ve butun kitaplarini atarim ya da arkadaslara veririm. Bazen bir konudan bikmisimdir o konudaki kitaplardan kurtulurum.
Kutuphaneniz sizin icin bilgiye ulasmada bir arac yani; bilgiye ulastiginizda kutuphaneniz ikincil derecede onemli hale geliyor oyle mi?
Evet ben exlibris ciltli kitap suslu kitap eski kitap muhabbetlerine 45 yasina kadar ilgi duyamadigim gibi bu enerjiler beni hic heyecanlandirmadi. Gencligimde dikkatle okudugum Karl Marks in Ben kitaplarimin kolesi degilim kitaplar benim kolemdir lafini severim. Ayni yillarda bir arkadasim bana Sende su kitap var mi? dedi Var dedim ve yukari cikip kitabi asagida bekleyen arkadasima pencereden firlattim! Nesne olarak kitaba hic saygi duymadigimi yillarca bu hikayeyle yuzume vurdugu icin hatirliyorum bunu. Ama ote yandan benim kitaplarim bozulup parcalanmaz. Evet bazen cay icerken onlari altlik olarak kullanirim ustlerine yemek ya da sigara kulu dokulur. Fakat zaten ben onlari kendim okuyayim diye aliyorum. Kutuphanemi Turkiye de kutuphaneler olmadigi icin yaptim; isin ozu bu. Eger Turkiye de de Bati daki gibi zengin kutuphaneler olsaydi benim 15 bin kitabim olmazdi; 5 bin tane de yeterdi 500 tane de. Kitaplarla ilgilenmeye basladigim 68 - 70 li yillarda Turkiye de ne kutuphane vardi ne de Ingilizce kitap bulunurdu. 30 yasima kadar dogru durust yurt disina da cikamadim; Ingilizce biliyorum ama nerede Ingilizce kitap? Onlarla karsilastigimda kosa kosa babama giderdim ve babam bana para verirdi.
Kutuphanenizi ne zaman olusturmaya basladiniz?
Lisedeyken matematik imtihanina calismak icin arkadaslarim geldiginde onlar da Ulan Orhan sen bunlarin hepsini okudun mu? demislerdi! Ya da Hava atmak icin almissin bunlari! derlerdi. Bazilari babamin kitaplariydi. Babamin salonda buyuk bir kutuphanesi vardi benim de kendi odamda bir kutuphanem vardi. Harcligimla alirdim kitaplari ama babamin kutuphanesinden de kitaplar alirdim; mesela Sait Faik i kesfettigimde babamin kutuphanesindeki butun Sait Faik leri kendi kutuphaneme koyardim. Babam bu konuda benimle sakalasirdi. Baskalarinin onunde Iceri odaya gidenler yuksek mertebeye erismis kitaplar! derdi. Bugun kutuphanemin sanirim 12 de biri babamin kutuphanesindendir.
Kitaplarinizi odunc vermekten cekinmiyorsunuz galiba.
Cekinmiyorum ama bir koseye de yaziyorum. Bu roportaji okuyan pek cok insan onda bir kitabim oldugunu ve geri gelmedigini hatirlayacaktir. Ama o insanlar benim de bir zamanlar yaptigim gibi asla o kitaplari geri getirmeyeceklerdir!
Sizin kutuphanenizde odunc alip da geri vermediginiz kitap var mi?
Vardir ama cok degil gercekten. Ben babamin kutuphanesini kolayca yagmaladigim icin baskalarinin kutuphanesini yagmalamadim.
Kitaplarinizda exlibris var mi?
Yok. Bir donem kucukken -herhalde abim istemisti- babam bize damga getirdi; Orhan Pamuk - Sevket Pamuk. O sirada sahip oldugumuz butun kitaplara buyuk bir zevkle damgalari bastik. Ama bir sure sonra o zevk de gecti. 18 - 21 yaslari arasindayken Istanbul kitabimda anlattigim gibi ressam olamayip yazar olabilecegim fikrini gizli gizli gelistirirken iste asil o zaman kutuphane olusturma fikrine kapilmistim. O zaman aldigim her kitabin uzerine hem ismimi hem de tarihini ve bazen de aldigim kitapcinin adini yazardim. Bu arada ayrica belirteyim Osmanli devletinin temel zihinsel aliskanliklarini hâlâ atamadik. Osmanli devletinde sinif degistirmenin seckin insan olmanin yolu okumaktan gecerdi. 18 - 20 yaslarinda kutuphane yapmak benim icin kendime iyi bir gelecek yapmak gibi de gozukurdu. Iddiali bilgili biri olmak isterdim ve bunun birinci yolu da iyi bir kutuphane sahibi olmakti. Oldum.
Peki seckin bir insan oldunuz mu?
Iyi bir kutuphane kurarken bir yazar olmak istiyordum ayni zamanda. Sonunda da bir yazar oldum iste!
Duzenli kitap alan biri misiniz?
Kitap alma donemlerim olur hayatta. Bazen ikrah ederim. Bir daha kitap almayacagim derim. Bir bucuk ay gecer tek bir kitap almam. Sonra bazen bir kriz gelir manik halde almaya baslarim. Kitap almak biraz da baska bir insan olmaya karar vermek gecmisten uzaklasmak gelecege iyimserlikle bakmak gibi gelir bana.
Kitaplarinizin yerini ezbere bilir misiniz?
Hem kitap sayisi artti hem hafif hafif hafizamin zayifladigini dusunuyorum hem de son 5 yilda Amazon dan fazla kitap almaya basladim; bende olan bir kitabi bulamadigim zamanlar oluyor. Ama iyi zamanlarimda mesela evlendigimden iki yil sonra kuzenim beni ziyaret etmisti; simdikinin yarisi kadar kitabim vardi. Istedigim kitabi bulabilir misin? diye sordu. Sirtimi dondum Bana bir kitap soyle geri geri gidip ellerimle bulacagim dedim ve kitabi bulup ona verdim. O da alkislamisti!
Simdi mesela buradaki herhangi bir kitabin nerede oldugunu asagi yukari bilir misiniz?
Bilirim. Cunku bir sistem var. Yalniz kutuphanemin bir kismini Nisantasi na tasidim. Mesela Italyan ve Rus edebiyati diger kutuphaneme gitti. Yani o sistem biraz bozuldu. Bir de bundan sonraki hayatimda ne yapmak istedigimi de dusunerek o kitaplar gitsin bu kitaplar kalsin diyerek bazi hesaplar da yaptim.
Gundemi de yakin takip diyorsunuz ve herhalde gundemle iliskinizi sicak tutmak icin ozel bir raf hazirlamissinizdir?
Gundemle iliskimi sicak tutmak icin bir sey yapmiyorum gundem beni sicak sicak kovaliyor.
Acil okunmasi gereken kitaplar rafiniz var mi mesela?
Yok. Ama soyle bir rafim olmaliydi: Yeni edindigim ve agzimi sulandiran kitaplar rafi!
En guzel hediye kitaptir! sozu icin ne soylersiniz?
Bana kitap hediye etme zaten beni sevindirecek kitap bende vardir derim. Kimse bana kitap hediye edemez cunku beni sevindirecek butun kitaplari ben aliyorum. Kitap konusunda pek az kitapseverin sahip olabilecegi bir mutlulugum var: Son 10 yilda istedigim her kitabi alabiliyorum. Bir de internetten faydalaniyorum. Parasini odedikten sonra dunya uzerinde 10 gun icinde kapima gelmeyecek kitap yok!
Kitaplariniza ozel bir bakim uyguluyor musunuz?
Hayir. Ama 40 yasindan itibaren kutuphanelerimi camli hale getirdim ve toz derdinden kurtuldum.
Kutuphanenizde etrafinda en cok gezindiginiz raflar hangi yazarlara ait?
Borges Dostoyevski Thomas Mann Proust Garcia Marquez Jean Paul Sartre Tolstoy Foulkner... Sayilari 10 u gecmez. Bu yazarlar hakkinda Turkce - Ingilizce pek cok kitabim var ve her biri icin 100 - 150 kitabim vardir. Kutuphanemin o raflarina yakin olmayi severim.
Kiziniz da sizin kutuphanenizi yagmalamaya basladi mi?
Hayir. Ona ben yazin okunmasi gereken kitaplar veriyorum.
Kutuphanenizin dostlarinizin incelemesine acik midir?
Bir baskasinin evine gidince manzaraya bakis attiktan sonra ben de o insani tanimanin en iyi yolunun onun kitaplarina bakmak oldugunu hissetmisimdir. Bir eve gidince bakarim kutuphanesini nasil dizmis diye. Bu eve gelen butun misafirlerim icin cok gizli bir kistasim vardir: Ben icerde cay yaparken manzaraya bakanlar ve kutuphaneye bakanlar diye ikiye ayrilirlar!
KUTUPHANEMIN EN COK GULUMSEYEREK BAKTIGIM KOSESI...
Kendi kitaplariniz icin ozel bir bolumunuz var mi?
Evet var.
Kitaplarinizin her bir baskisini bulunduruyor musunuz peki?
Yok. Yeni Hayat ciktiginda baski konusu hem teknolojik olarak hem de fikir olarak bende oldu. Cunku Yeni Hayat ayni anda iki matbaada basiliyordu ve bir gunde 4 baski yapiyordu. Surekli basiliyor yani hangisi ilk baski hangisi degil? Bir anlami yok artik. Ama ilk baslarda biriktirdim. Simdi ise yurt disinda cikmis kitaplarimin her edisyonundan bulunduruyorum. Burada bulunan Orhan Pamuk kutuphanesinde 175 tane kitap var. 40 dilde cikmis kitaplar. 75 yeni edisyonunun da kontrati yapildi. Yani su anda dunyanin pek cok yerinde 30 cevirmen ceviriyor kitaplarimi. Herhalde 3 - 4 yilda 250 olur. Tabii ki kutuphanemin en cok gulumseyerek baktigim kosesi burasi.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com