Ozgurluk siniri sinavda -
Turkiye nin en meshur roman yazari 19 Aralik ta vatana ihanet suclamasiyla yargilanacak. Buyuk bir olasilikla yurtdisinda kendi ulkesinden daha fazla takdir toplayan Orhan Pamuk bu yilin baslarinda verdigi bir mulakatta Osmanli doneminin sonunda Ermenilerin maruz kaldiklari muameleyle ilgili devletin resmi tavrina ters dusen aciklamalariyla ve 1980 ler ile 1990 larda Kurtlerle yasanan ic catismayla ilgili olarak Turkiye ye hakaret etmekle suclaniyor. Kurtlerle olan catismalar guneydoguda yasayan pek cok Kurt sivil de dahil olmak uzere 35 bin insanin olumune neden olmustu.
Pamuk Turkiye de -bazilari hassas konumdaki tarihi olaylar olmak uzere- resmi goruslere karsit fikirler one surenlere karsi adli sorusturma baslatilmasi hevesinin en populer kurbanidir. Bu durum adalet sisteminin keyfiligini ya da ifade ozgurlugunun sinirlarini sinayacaktir. Ancak Pamuk tek degil. Gecen haftalarda Turkiye nin adli makamlarinca bazi gazeteciler ile yayincilar da benzer durumlardan adli takibata alindi. Ulkenin Avrupa daki imajini zedeleyecegini bilen hukumet de aslinda davanin reddini ummaktadir. Ama son davalara bakilirsa bunu soyleyebilmek oldukca iyimserlik olur. Her durumda Pamuk mahkûm olsa da olmasa da onemli degildir; onun yargilaniyor olmasi cok cirkindir. Istanbul da bir Kurt yayinci olan Fatih Tas Amerikali yazar John Tirman in ayrilikci Kurtlere karsi savasan Turk Silahli Kuvvetleri ni agir sekilde elestiren Savas Ganimetleri kitabini tercume edip bastigi icin cezai takibata ugramistir.
Van da rektorun tutuklanmasi
Tirman in kitabina gore Turk Silahli Kuvvetleri ABD li silah ureticilerinin onemli musterilerindendir. Tas daha once de kovusturmaya tabi tutulmustur. 2002 yilinda Amerikali akademisyen Noam Chomsky nin yazilarinin Turkiye de yayimlanmasiyla ilgisi oldugu gerekcesiyle kendisini suclayan savcilara karsi bir dava kazanmistir. Yayinlardan bazilari Turk insan haklari yetkililerini Kurtlere karsi kotu davranmakla suclamaktaydi. Bir Turk-Ermeni gazetesinin editoru olan Hrant Dink de yazdigi makalelerden dolayi hapis cezasina carptirilmistir -tecil durumda-. Dink makalelerinde Turkiye ve Ermenistan i 1915 yilinda yuz binlerce Ermeninin Osmanli Imparatorlugu nun son doneminde soykirima ugramalariyla ilgili sorulari acikliga kavusturmaya cagiriyordu. Bircok farkli gazeteye yazi yazan ve onemli bir kose yazari olan Burak Bekdil in siradan Turklerin kendi ulkelerinde adil bir bicimde yargilanmalarinin zor oldugunu ifade ettigi bir kose yazisi nedeniyle aldigi fakat daha sonra ertelenen iki bucuk yillik hapis cezasi da kasim ayinin ortasinda teyit edilmisti. Bu davalar ulkenin dogusundaki Van sehrinde kovusturma asiriligina ayri bir ornek teskil eden baska bir vakayla ayni zamanda gundeme geliyor.
Birkac hafta once Van daki Yuzuncu Yil Universitesi Rektoru Yucel Askin ve universitenin bir diger yetkilisi Enver Arpali kurumdaki bir dolandiricilik sorusturmasi nedeniyle tutuklandilar. Askin in davasi Turk universitelerinde laikligin koruyucusu olan Yuksek Ogretim Kurulu nu adalet sistemine karsi ayaga kaldirdi. Kisinin davaya yonelik bakis acisina bagli olarak rektor davasi ya akademik ozgurluge karsi bir hakaret ve insan haklarinin ihlal edilmesi ya da dupeduz bir yolsuzluk anlamina geliyor. Ama halihazirda bir trajediye donusmus durumda: Arpali bu ayin basinda sucsuz oldugunu iddia ederek intihar etti.
Davalarin Turkiye ye katkisi yok
Bu davalarin hicbirinin Turkiye nin disaridaki unune pek bir katkisi yok -hatta iceridekine de-. Temel hak ve ozgurluklere saygi duyan Disisleri Bakani Abdullah Gul ifade ozgurlugunun Turkiye de garanti altinda oldugunda israr ediyor. Gul Turkiye nin dort ya da bes yil once daha fazla ihtilafa neden olan konular hakkinda simdi daha rahat oldugunu soyluyor.Bu dogru olabilir ama bu davalar neden simdi Turkiye nin AB ye girmeye calistigi bir donemde takip ediliyor? Bunun asil sebebi Turkiye de gelismis bir sivil toplumun olmamasidir. Sivil toplum kok salmaya calisiyor ama burokrasinin bazi kesimleri hâlâ fikirlerin serbestce degis tokus edilmesinden korkuyor.Turkiye nin guc yapisinda ulkenin resmi kurumlarinin kanunlarinin tarihinin mesrulugu sorgulanamaz lakin kaynak ne kadar marjinal ve tehlikesiz de olsa karsi konulmamalidir. Bu yuzden Turkiye deki sivil haklar ve insan haklari cok arizidir.
2004 te Bruksel fasist donemden kalma ceza yasasini degistirmesi icin hukumet uzerindeki baskisini artirdi. Hukumet itaat etti. Ancak inancli Muslumanlarin goruslerini savunmak icin zinanin suc sayilmasi konusunda yasanan bir tartisma herkesin gozlerini reformlardan kacirmasina neden oldu.
Reform icin katalizor olabilir
Sonuc gozden gecirilen kanunda hâlâ savcilara dusunce suclarini takip etme yetkisini veren- 301. madde gibi cok cirkin maddeler var. Pamuk da bu madde ile suclananlardan biridir Turkiye yi ve kurumlarini asagilamaktan suclaniyor. Bu hadiseler her ne kadar sevimsiz olsa da olumlu sonuclari da var. Ozellikle Van daki rektor davasi adalet sistemine isik tuttu. Her ne kadar bazilari bunu adaletin guvenilirligine meydan okumak olarak gorseler de Askin in rektor arkadaslari hic tereddutsuz onun tarafini tuttular. Bu davalar Turk toplumunun bu onemli cephesinde daha fazla reform yapilmasi icin katalizor gorevi gorebilir.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com