Akademi ve konferans -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	Bugune dek yayginca ifade bulan tezlere baskalari eklendi diye tarih raydan cikmadi  oldugu olacagi buydu iste  akademideki sayisiz konferanslardan bir konferans...
Aslinda niyetim basinin taktigi adiyla  Ermeni Konferansi nin etrafinda kopan patirtinin bir bilancosunu cikarmakti  demokrasi  hak ve ozgurlukler  ic ve dis siyaset bakimindan. Ancak bu birkac gun icinde basini ve ajanslari yakindan takip etmek durumunda kalmam beni baska bir soruya yoneltti: Akademiye  bilime ve ozelde toplumsal/beseri bilimlere yukledigimiz anlamlar ve yonelttigimiz beklentiler... Konu  en basta bilgikurami ve yontembilimi  sonra teori-pratik iliskisi  son olarak da akademinin ic siyaseti olmak uzere birkac cercevede ele alinmali. Bu baglamda kendimce birkac duzeltme onermeyi ve bazi konulari aciga kavusturmayi umuyorum. Elbette burada dile getirilen ilkeler geregince bu onerilenlerin hicbiri Tanri kelami degildir ve kendileri karsi cikilmaya ve tartisilmaya adaydir. 
Imparatorlugun Cokus Doneminde Osmanli Ermenileri konferansi konusundaki ilk firtina  toplantinin bilimselligi ve nesnelligi etrafinda koptu. Sosyal/beseri bilimlerde nesnellik kavramina duydugum derin kuskuyu simdilik bir yana birakip konferans karsitlarinin savundugu  tek bir gorusun ifade edildigi bir toplanti bilimsel olamaz  tezini sorgulamak istiyorum. Bu tezi dile getiren birinin akademi ve onun ic dinamikleri konusunda son derece cahil olmasi gerek  nitekim eger durum bu olsaydi birkac istisna ile hemen tum akademik yayinlarin kapisina kilit vurulmasi  mahkemelerin gece gunduz konferans durdurmaktan baska is yapamaz duruma gelmesi gerekirdi. Akademinin icinde akimlar  erk kavgalari ve hakim paradigmalar vardir. Gunun hakim paradigmasi uyarinca iktidar koltugunda oturan  ortodoks  gorus akademinin nimetlerinden aslan payini alir  cogu konferansta yalnizca bu gorus dillendirilir  bu dogrultuda kaleme alinan makaleler alanin en  baba   en prestijli dergilerinde kolaylikla yayinlanir  yazilan kitaplar buyuk yayin sirketlerinin kataloglarinda yer bulur. Muhalefetteki  heterodoks  gorus(ler) ise bu esnada duzenledikleri alternatif konferanslar ve kendilerine ayrilmis kucuk capli dergi ve yayinevleri araciligiyla seslerini duyurabilme mucadelesi verir. 
Simdi bunu ideal durum olarak onermedigimi vurgulamaliyim. Aksine  bu  alternatif goruslerin hemen hicbir platformda saglikli kosullar altinda karsi karsiya gelip hasbihale tutusmadiklari anlamina gelir ki  kisisel kanaatimce butun siyasal acilimlari bir yana  bu tutum en azindan bilimsel gelisim icin bir handikap olusturur. Ve fakat sade bu durum yuzunden kimse ortodoksinin ya da heterodoksinin platformlarinin bilimselligini sorgulamaz  herhangi bir konferansin duzenlenecegi duyuruldugunda ulkenin bir bakani bu temelden yola cikarak universiteyi bilimsel olmamakla suclamaz  hele hele yetkisiz mahkemeler devreye girip organizasyonu askiya almaya hic kalkismaz. Bugune dek bu ulkede duzenlenen ve heterodoksinin panelist koltuklarinda yer bulamadigi turlu konferans da buna kanitlik eder. 
Dolayisiyla Ermeni konferansinin gundeminde yalnizca heterodoksiler yer bulmus  karsit gorus (ortodoksi) dile getirilmemis dahi olsa (ki ajanslar en azindan tartisma boyutunda bunun tersinin gerceklestigini yazdilar) bilimsel olmadigi icin mahkum edilemez. Aksi durumda bugune dek yalnizca ortodoksinin yazilip cizildigi  calip soylendigi sayisiz forumun tek yanlilik tezi uyarinca coktan mahkum olmus olmasi beklenirdi. 
Aciklik gelsin! 
Ilk konuyla bagintili olarak sorgulanmasi gereken bir diger sav  ornegin The New Anatolian gazetesi basyazari Ilnur Cevik in (24-25 Eylul) yaziya doktugu  konusulsun da konuya nihai bir aciklik getirilsin  beklentisiydi. Ne yazik ki bilim boyle islemez. Toplumsal bilimler asla ve kat a boyle islemez. Ortodoksinin canini siksa da  ogrencilerin hayatini zorlastirsa da farkli hatta zit kuramlar  yaklasimlar  gorusler bir arada varliklarini surdurecek  belki yarin obur gun bu goruslere yenileri eklenecek. Ermeni kiyimi gibi  gercegin  asla bir daha gozlemlenemeyecegi tarihsel olaylar bir yana  gunumuzde pratik acilimlari olan bircok konuda dahi taniklik edilen  gerceklik  bilim adina tek  gerceklik  olmayabilir. Oyle olabilse  Hayek ve liberal yandaslari  Keynesgil iktisadin firtinalar estirdigi yarim yuzyil boyunca elestirilerini dile getirmeye devam etmez  sonrasinda neoliberalizmin dunya capinda sarsilmaz gorunen iktidari ceyrek yuzyili devirirken populer adlariyla  Televole ekonomistleri  ile ekonomik devletciler tum akademide canli olan bir tartismayi Turk basininin renkli sayfalarina tasimazlardi. Burada da turlu paradigmalar ayni konuda cok sayida farkli gorus dile getirecek  birinin siyasal ustunlugu digerlerinin yanlis oldugu anlamina gelmeyecek. En basta temelden getirdikleri degerlerin farkliligina gore  bilimciler  gozlerine carpan  gercegin  farkli yonlerine vurgu yapacak  farkli cikarimlara yonelecek  farkli cozum onerileriyle cikagelecek. Tum usavurumlarin degerler temelinden hareket ettigi soylemi de nesnellik savini kendiliginden curutur. Ustelik bilim yapma edimi oyle hassas dengeler uzerine kuruludur ki  yalnizca tanimsal farklar bile varilan sonuclarin mahiyetini degistirir. Hatta belki isin guzel tarafi budur. Ustunlukcu  nihaici  zafer kazanimci sav  bilime  ozelde toplumsal ve beseri bilimlere teleolojik  sonuruncu ve kapalisonlucu bir bakisin sonucu olabilir ancak. Universitelerin goygoycular gibi tek bir goruse tutunup bu gorus her ne olursa olsun ve her ne ideolojinin hukmu altinda barinirsa barinsin   korler sagirlar birbirini agirlar  ilkesiyle hareket etmesi geregine inanan varsa beri gelsin. Asil o zaman bilimsellik kavraminin ciddi bir sorgudan gecirilmesi gerektigini onermek durumundayim nacizane. 
Hasili  dostunun dusmaninin bu konferansa atfettigi bircok beklenti temelsiz  bilimsellik ve nesnellik talepleri yersizdi. Bugune dek yayginca ifade bulan tezlere baskalari eklendi diye tarih raydan cikmadi  ertesi sabah farkli bir dunyaya uyanmadik  oldugu olacagi buydu iste  akademideki sayisiz konferanslardan bir konferans... Hatta iceriden biri olarak Turker Alkan in (Radikal  24 Eylul) hakkiyla dile getirdigi gibi  tam da konferanslardan bir konferans oluverecekken etrafinda koparilan gumburtu nedeniyle buyuyen  goze batan  bir donemec halini alan bir konferans. Bana sorarsaniz boylesi bir bakima iyi de oldu  bu maceradan cikarilabilecek dersler de beraber buyur  gozumuze batar  aklimizda kalir belki... 
ASLI TOKSABAY ESEN: Kanada McMaster Uni.
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com