Kuvay-i Milliye nin Ermeni casuslari - Haber Arşivi 2001-2011
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Արփող

Haber Arşivi 2001-2011 :

03 Ekim 2005  

Kuvay-i Milliye nin Ermeni casuslari -

Kuvay-i Milliye nin Ermeni casuslari

Fatih Universitesi Ogretim Uyesi Yard. Doc. Dr. Cafer Ulu hazirladigi doktora tezinde Millî Mucadele sirasinda Turklere yardim eden ve onlara hayatî bilgiler sizdiran Ermeniler oldugunu one suruyor. Turk Dil Kurumu na yaptigi katkilariyla bilinen Agop Dilacar ise Mustafa Kemal’e Ataturk’ soyadini oneren bir isim olarak dikkat cekiyor. Millî Mucadele icin hararetli ve hareketli gunler yasanmaktadir. Isgalci Itilâf Devletleri adina Istanbul’da Bogaz Kontrol Heyeti’nde tercumanlik yapan Ermeni David Sahakkulu’na gelen Karadenizli heyet kendisinden silah sevkiyati konusunda yardim talep eder. Istanbul-Trabzon arasinda gerceklesecek tasima esnasinda kontrol noktalarindan rahat gecebilmek icin nobet saatleri nobetci sayisi gibi bilgileri Turklere ulastirmasi istenir. Hatta bu is icin para dahi verilebilecegi dile getirilir. Teklifi kabul eder; para onerisini ise sahip oldugu her seyi Turkiye’ye ve Turk okullarina borclu oldugunu vurgulayarak reddeder. Oysa ayni donemde basta donemin Ermeni Patrigi Zaven Efendi olmak uzere bircok irkdasi Anadolu’daki hareketin aleyhine faaliyetlerde bulunuyordu. David Sahakkulu 1919-1922 yillarini kapsayan Kurtulus Savasi suresince Turkiye Buyuk Millet Meclisi Hukumeti’ne yardim eden onlarca Ermeni vatandastan yalnizca biri. Gecmisi 4. yuzyila kadar uzanmasina ragmen Turk-Ermeni iliskilerinin son donemde 1915 Tehcir Kanunu Ermeni katliamlari sozde soykirimi kavramlari haricinde konusulmadigi dusunuldugunde Sahakkulu ve benzeri Ermeni vatandaslarin soz konusu donemde yuruttugu isler ayri bir onem kazaniyor. Halbuki Ermeni soykirimi iddialarina farkli bir gozle bakilmasini saglayabilecek bu gibi bulgular bugune kadar gun yuzune cikmadi. Turk Bayragi ile sahneye cikan Madam Blans Yeni ortaya cikan bu veriler gosteriyor ki Millî Mucadele sirasinda Ermeni vatandaslarin arasinda da kendi cemaatlerinin cogunlugunu karsisina alma pahasina vatansever insanlar mevcuttu. Istanbul’dan Anadolu’ya silah sevkiyati yapan Mim-Mim Grubu’nun uyesi Ermeni asilli Musluman Hasan ve Necati Ingiliz Haberalma Teskilati’na bagli Galata Istihbarat Servisi’nde Turklere guvenlik kontrolleri hakkinda bilgi aktaran deniz sefi Pandikyan ve gosterilerinin ardindan Hilal-i Ahmer (Kizilay) adina para toplayan sarkici Madam Blans bir cirpida sayilacak birkac isim. Fatih Universitesi Ataturk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Bolumu Ogretim Uyesi Yrd. Doc. Dr. Cafer Ulu’nun dort yillik calismasi neticesinde ortaya cikan yeni bilgiler Ermeni meselesine farkli ama ciddi bir pencere aciyor. Ermeni meselesinin 1915 Tehcir Kanunu disina tasinmasi gerektigini belirten Ulu’nun ulastigi veriler Mustafa Kemal’e Ataturk’ soyadinin verilmesi onun adina imza olusturulmasi cumhuriyetin ilk donemindeki dil arastirmalari gibi bircok vakanin ardinda Ermenilerin onemli etkisi oldugu ortaya cikiyor. 1920’li yillarin basinda sarki soyleyerek gecimini saglayan Madam Blans her ne kadar Ermeni asilli olsa da Turklugunu ilân etmis biri. Kurtulus Savasi boyunca icinde yer aldigi her organizasyonun ardindan cephedekiler adina para toplamasiyla un salar. Cesitli tiyatro gosterilerinden sonra bembeyaz giysilere burunup Turk bayragi ile sahneye cikan Madam Blans’in bu davranisi seyircileri o donem costurmaya yetiyordu. Sahnede Sakarya’nin Sanli Gunleri’ adli sarki okudugunda fonda bir hilal yukseliyordu. Aralarinda Rum Ermeni ve Musevilerin bulundugu Hilal-i Ahmer gonullusu kizlar sepetlerle bagis topluyor parasi olmayan ya da yeterli gelmeyenler ise yanlarindaki mucevherleri veriyordu. Devrin Istanbul eglence mekânlarinda bunlar olurken Bogaz yoluyla Millî Mucadele icin Anadolu’ya silah kacirmaya calisanlara yardim eden Ermeni vatandaslarin sayisi da az degildi. Soz konusu sevkiyat islerinden sorumlu Karakol Cemiyeti ve Mim-Mim Grubu bunyesinde bircok gayrimuslim yer aliyordu. Aslen Ermeni olmalarina ragmen Musluman olup Hasan ve Necati adlarini alan iki vatansever de silah tasinmasina katki saglayanlarin basinda geliyordu. Kurtulus Mucadelesi’nin unlu aktorlerinden Husamettin Erturk bu iki kisi hakkinda su gorusleri dillendiriyor: Itilâf Devletleri’nin Istanbul’daki burolarinda bizim adimiza calisan arkadaslarin arasinda gayrimuslimler de vardi. Onlar din farkina bakmadan ekmek yedikleri bu topraklar icin calisan insanlardi. Ingiliz istihbaratina kayitli Ermeni asilli olup sonradan Necati adini alan vatandasimiz da bunlardan biriydi.” Ingilizler’den bilgi sizdirdi Hasan ve Necati’nin yani sira Bulgar kokenli Pandikyan isimli bir baska Ermeni’nin yaptiklari da kucumsenecek turden degil. Faydali calismalarindan oturu devrin Millî Savunma Bakani Maresal Fevzi Cakmak tarafindan takdirnameyle odullendirilen Pandikyan basinda bulundugu Ingiliz Haberalma Teskilati’na bagli Galata Istihbarat Servisi’nden bircok bilginin Turklere ulastirilmasini sagladi. Millî Mucadele taraftarligi nedeniyle tutuklananlari salivermek tutuklanacaklari kesinlesen kisilere haber vermek Ingilizlerin eline gecen ve Kurtulus Hareketi aleyhine kullanilabilecek belgeleri geri vermek ya da ortadan kaldirmak cephane ve diger askerî malzemelerin kacirilmasina katkida bulunmak Pandikyan’in faaliyet alani icinde yer aliyordu. Butun bu bilgilerin Turkiye gundemine ilk defa girdigini belirten Cafer Ulu Zaten bugune kadar Ermeni meselesinde tek bir noktaya hapsolunmustu. O da 1915. Demek ki bir de onun haricinde hadiseler ve aktorler var. Bu baglamda gerek Kurtulus Savasi gerekse Cumhuriyet sonrasinda ozellikle Ermeni vatandaslarin calismalarini gormezden gelmek ya da kabul etmemek dogru degil.” diyor. Ataturk’ soyadini veren Ermeni Sofya Turk Konsoloslugu’ndaki gorevliler karsilarindaki kisiye ihtiyatli davranmalari gerektigini fark etmislerdi. Kendilerine gelen emir dogrultusunda normalde yapmamalari gereken islemi hizla yuruterek Agop Martayan Dilacar’in elindeki vatansiz’ ibareli pasaporta vize damgasini vurdular. Cunku Ataturk’un ozel davetlisiydi ve 26 Eylul 1932’de toplanacak I. Dil Kurultayi’na gitmekteydi. Filoloji konusunda ozellikle de Turkce uzerine yuruttugu calismalarla taninan Dilacar’in Mustafa Kemal’le olan baglantisi Birinci Dunya Savasi yillarina kadar uzaniyordu. Ermeni asilli Agop Martayan Dilacar savas baslayinca 19 yasindayken Turk Ordusunda silah altina alinmis once Kafkas cephesine ardindan Tehcir Kanunu kapsaminda Sam’a gonderilmisti. Mustafa Kemal’le dostlugu Sam’da baslamisti. Bu iliski ileriki yillarda gelismis ve Dilacar 18-25 Agustos 1934 tarihleri arasinda duzenlenen II. Turk Dil Kurultayi’ndan sonra Turk Dil Kurumu (TDK) basuzmanligina getirilmisti. Calismalari sebebiyle her zaman Ataturk’un takdirini kazanan bu vatandasa 1935’te Mustafa Kemal’in emriyle Dilacar soyadi verilmisti. Bugune kadar gizli kalmis ancak gecmis donemlerde sadece Ermeniler tarafindan dillendirilen Mustafa Kemal’e Ataturk’ soyadinin verilmesi meselesinde de Dilacar’in adi geciyor. Ismet Pasa ve 22 arkadasinin 24 Kasim 1934’te Turkiye Buyuk Millet Meclisi’ne (TBMM) kanun teklifi vermesiyle baslayan surecte adimlar hizli atilmis ve ayni gun 2865 sayili Resmî Gazete’de 2587 numarali kanunla Gazi Mustafa Kemal Pasa’ya Ataturk’ soyadi verilmisti. Meselenin Agop Martayan Dilacar boyutunu ilgilendiren kismi ise Istanbul’daki Ermeni Kilisesi tarafindan yayimlanan 75. yilda Turkiye Ermenileri” adli yillikta geciyor. Buna gore Ermeniler Ataturk soyadi Martayan’in bir TDK toplantisinda onerdigini ve onerinin kabul gordugunu ifade ediyor. TDK toplantisinda Martayan’in onerdigi soyisim kabul edilerek kayitlara gecirildi. Konunun Ermeniler nezdinde su goturmez bir hakikat gibi algilandigini belirten Cafer Ulu benzer bir tartismanin Mustafa Kemal’in imzasi etrafinda da yurutuldugunu hatirlatiyor: Bu konuda ciddi bir karsi tez yoktur. Ermeniler tarafindan gecmis zamanlarda gundeme getirilen bu konu arastirmaci ve tarihcilerimiz tarafindan arastirilmadi. Kaldi ki bir Ermeni vatandasimizin onerisi olmasi da hayiflanacak bir durum degildir.” Kasim Gulek ve Ecevit’in hocasi Cerciyan Soyadi meselesi hallolduktan sonra Mustafa Kemal Latin harfleriyle soyadini simgeleyen bir imza kullanmak ister. Yine bir Ermeni’nin ismi gundeme gelir. O donemde Robert Kolej’de Matematik ve Kaligrafi hocaligi yapan Hagop Vahram Cerciyan’dan Ataturk icin imza hazirlamasi talep edilir. Devrin TBMM’sinde milletvekilligi gorevini yuruten eski bir ogrencisinin meseleyi kendisine aksettirmesi uzerine bir gecede 5 farkli imza denemesi ortaya cikarir. Ertesi gun kendisine gelen gorevliye imza orneklerini teslim eder. Aradan 3 gun gecince Cerciyan’a Cumhurbaskani Ataturk’ten bir mektup gelir. Mustafa Kemal imzalardan birini sectigini ve calismalarindan dolayi tesekkur ettigini bildirmektedir. Cerciyan’in unu sadece Ataturk’e imza gelistirmesiyle sinirli degil. O ayni zamanda Turk siyaset tarihine gecmis bazi unlu kisilerin hocaligini yapmis biri. Bulent Ecevit Kasim Gulek 50 yil ogretmenlik yapan Cerciyan’in talebeleri arasinda yer aliyordu. Selim Sarper Omer Celal ve Behcet Agaoglu gibi isimler de Ermeni ogretmenin rahleyi tedrisinden gecmis. Cumhuriyet’in kurulmasinin uzerinden 12 yil gecmis olmasina ragmen Ataturk’un eski ve yeni muhalifleri kendisine yonelik faaliyetlerini durdurmaz. En basta gelen girisim de Mustafa Kemal’in hayatina kastetmekti. Bunun icin bircok yerden fedailer secilir hatta isi saglama almak icin gruplar olusturulur. Her ne kadar yeni cumhuriyetin bircok mekanizmasi yerine oturmussa da radikal muhalifler kendilerince son noktayi koymak istemektedir. Iste boyle bir psikolojik ortamda adli bir vaka gerceklesir. Suriye’den 21 Ekim 1935’te 25 kisilik bir suikast ekibinin yola ciktigi haberi alinir. Yurutulen calismalarla gruba dâhil 5 kisi yakalanir. Hedef Mustafa Kemal tertipci ise Cerkez Ethem’dir. Olayin duyulmasi uzerine Turkiye genelinde tel’in toplantilari duzenlenir. Protestocular arasinda Ermeni vatandaslar da vardir. Sonucta canina kast edilen yasadiklari ulkenin cumhurbaskanidir. Hemen kararlar alinir ve buyuk bir merasim duzenlenir. Ermenilerin en ust seviyede temsil edildigi Patrik Kaymakami Piskopos Kevork Aslanyan onderliginde Galata’da buyuk bir toren yapilir. Ataturk’e duyulan hayranlik daha kilisenin kapisinda kendini gostermektedir. Cumhurbaskaninin ciceklerle suslenmis bir portresi her geleni karsilamaktadir. Piskopos Aslanyan buyuk torenlere mahsus ruhani elbisesiyle ve coskulu bir alayla kiliseye girer. Konusmasinda Kahpe dusman Turklugun can evine kastetmekten daha doymamis o kara ifrit kanli tirnaklar ile yeniden milletin bagrini delmek ve desmek isteyerek ulu Cumhurbaskanimiz Kemal Ataturk’e karsi menfur cinayete yeltendi. Fakat adaletin demir pencesi tepesine inerek onu ezdi yok etti. Var olsun milletimiz! Var olsun Cumhur Hukumetimiz!” demistir. Kilisedeki kalabalik patrigin duasina amin dedikten sonra dagilir. Bu merasim Ermeni cemaatinin suikast olayiyla ilgili tek organizasyonu degildir. Torene ek olarak Ermeni Cismani Meclisi de 24 Birincitesrin (Ekim) 1935 gunu aksami Ataturk’e bir telgraf gondererek olaydan duydugu uzuntuyu dile getirir. Telinlerin yapildigi hafta pazar gunu Istanbul’daki butun Ermeni kiliselerinde ayrica dini torenler yapilir. Tum bunlarin ardindan arastirmalarini daha da derinlestirecegini kaydeden Yrd. Doc. Dr. Cafer Ulu Ulastigimiz veriler bize Turk-Ermeni iliskilerinin koklu bir gecmise sahip oldugunu ve iki toplumun birbirinden kolay kolay ayrilamayacagini gosteriyor. Gelecek adina yapilmasi gereken yegâne sey her iki tarafin da onyargilari ve korkulari bir kenara birakarak gercekleri yalniz gercekleri dile getirmesidir.” vurgusunu yapiyor.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+