Basbakan ve Disisleri Bakani na tesekkuru borc bilirim. Turkiye Cumhuriyeti onderlik tarihinde bu kadar net ve tutarli demokrasi savunuculugu yapan baska hukumet de hatirlamiyorum. Bu sozler Bilgi Universitesi’nde gerceklestirilen Ermeni Konferansi’nin kapanis konusmasini yapan Doc. Dr. Halil Berktay’a ait. Sabanci Universitesi Ogretim Uyesi Berktay 1915 Tehcir Karari’ni soykirimi’ olarak kabul eden az sayidaki Turk akademisyenden birisi. Dogu Perincek ile ayni safta yurumus eski aktif sol eylemcilerden. Berktay Konferans’ta da 1915 Tehcir Karari’ni Ermeni av sezonu acildi’ seklinde yorumladi. Hukumet ile ayni gorusu paylasmadigi bilinen Berktay’i Basbakan R. Tayyip Erdogan ve Disisleri Bakani Abdullah Gul’e ovgu yagdirmaya iten sebep Ermeni konferansina bes aydir verdikleri destekten kaynaklaniyor. Erdogan ve Gul Mayis 2005’te konferans ertelenirken de 22 Eylul’de Idare Mahkemesi karari ile konferans durdurulurken de ozgurlukten yana cok net tavir aldilar. Su bir gercek ki Erdogan ve Gul’un bu aciktan destekleri soz konusu olmasaydi Ermeni konferansinin yapilmasi da mumkun olmazdi. Bu siyasi irade sayesinde akademisyenler kanuna hile’ yaparak konferansi bir gecede Bilgi Universitesi’ne tasidilar. Erdogan ve Gul’un tavri Turkiye’de hukumet kararli durursa insan haklari ve hukuk ihlallerinin bir yol bulunarak rahatlikla asilabilecegini gosterdi. Basbakanlik Insan Haklari Komisyonu icin hazirladigi Azinlik Raporu’ sebebiyle elestirilere maruz kalan ve hukumetten himaye gormeyen Prof. Baskin Oran da ayni sekilde AKP’li liderlere ovguler yagdirdi. Ermeni konferansinin kapanis kokteylinde Oran AKP milliyetciligin at gozlugunu takmayan Turkiye’deki tek parti. Su bunalimli donemde iktidarda olmasi bir nimet.” degerlendirmesinde bulundu. Prof. Oran hukumetin Azinlik Raporu sirasinda olusan asiri baskilar sebebiyle kendisine sahip cikamamasini normal karsiliyor. Dahasi Boyle devam ederlerse bir dahaki secimde oyumu AKP’ye verebilirim.” diyor. AKP’nin solcu aydinlarin takdirini kazanmasi demokrasi gelenegimizde pek alisik olmadigimiz sira disi bir durum. Tabii bu destegin tek sebebi Ermeni konferansi da degil. Erdogan hukumeti Ermeni soykirimi konusunda oldugu gibi Kibris krizi konusunda da uzlasmaci tavri tercih etti. Yine Erdogan’in Kurt meselesinde de demokratik haklar oncelikli bir politika takip ettigi goruluyor. Kurt aydini’ Umit Firat AKP’nin bu yaklasimini statukodan yana olmayan tek parti’ olmasina bagliyor. Erdogan’in gecmiste anti-demokratik uygulamalarin magduru olmasi suphesiz bu tarz cesur acilimlar yapmasinda etkili oluyor. Ancak on plana cikan her uc konuda da Avrupa Birligi ve ABD’den baskilar oldugu muzakereler surecinde bu alanlarda atilacak her adimin onem arz ettigi de bir gercek. Sik sik ozgurluklerden korkmamak gerektigi’ vurgusu yapmak zorunda kalan Erdogan nitekim AB’nin baskisi hissedilmeyen; ancak genis kesimlerin magdur oldugu kilik-kiyafet meselesi meslek liselerinin katsayi sorunu ve YOK konusunda su ana kadar magduriyetleri gideren cesur acilimlar’ gerceklestiremedi. AKP acisindan uzerinde dusunulmesi gereken garip bir celiski de solcularin takdirini kazanirken fikren daha yakin oldugu sag ve muhafazakar aydinlarin destegini ayni oranda alamamasi. Sagda entelektuel var mi ki!’ basitligine kacmanin bir anlami yok. AKP’nin cozemedikleri neden ayni siddette bir destegi sagdan’ alamadigini bir yonuyle izah ediyor. Secmen kitlesini goz onune alarak AKP’nin bazi hususlari gozden gecirmesinde fayda var. Nitekim sol aydinlarin toplumdan kopuk olduklari ve marjinal fikirlerinin her zaman kabul gormedigi de tecrubeyle sabit. AKP icin demokrasi yolunda ilginc bir ikilem soz konusu.