Dogu Ermenicesi Kursu ve Iyi Dostlar... -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	KGB ye  ucretsiz ve yogunlastirilmis Dogu Ermenicesi kursu  baska turlu hicbir sekilde erisemeyecegim bir etnografik calisma imkani verdigi ve cok iyi dostlar edinmeme vesile olduklari icin tesekkur ederim. Bu deneyim dostluga  diyaloga katki da bulunsun. 
Gozaltina almisimdan 10 saat sonra  sonradan Amiryan Caddesi uzerinde olup  Kaghakayin KGB (Su anki resmi adi Ulusal Guvenlik Servisi ama hem kurumun calisanlari halen bu adla anilmak istiyorlar halk da zaten oyle taniyor) olarak adlandirilan binadaydim. 
Yanima 50-55 yaslarinda bir KGB gorevlisi yaklasti (Sanirim o ana kadar benle konusan en ust duzey KGB yetkilisiydi)  kisa bir tanisma ve genel sohbetten sonra  Biliyorsun artik Azerbaycan la ateskesimiz sonlandi  biz nereden bilecegiz senin Turkler hesabina calismadigini  kitaplar hic onemli degil  bu noktayi aydinlatmamiz gerek dedi. 
Ben de benim korkacagim birsey olmadigini soyleyip bana ne yapacaklarini sordum  bizde kalacaksin dedi  bizim evde degil tabii hapiste  hucrede. Ayrica madem korkacagin bir sey yok her seyi mufettise butun acikligiyla anlat. Mufettis de kim? diye sordugumda demin ifadeni alan kisi  dedi. 
Zaten cok gecmeden aksam saat 7:00 civari kitaplarim ekspertizden gelince beni iki kisi bir arabaya bindirdi. Iki ay misafir kalacagim ikametgaha dogru yola ciktik. Bu arada su notu da duseyim ki kitaplari karpuz misali savurur turden doldurdular bavula ve artanlari da naylon torbalara  torbalar yirtiliyor kitaplar dokuluyor  ciltler parcalaniyor  kimsenin umurunda degil.
Kisa sure icerisinde Nalbandyan Caddesi uzerinde bulunan malum KGB binasina garaj kapisindan girdik  cok sayida SS 02 plakali arabanin park etmis oldugu bir avluya ulastik. Indik  kitaplarin ve esyalarin bir kismim da bana verdiler tasiyayim diye. Asansore binip 4. kat dugmesine basildi  anlamadigim bir sebeple 4. katta asansorden ciktiktan sonra merdivenler vasitasiyla bu kez bir kat asagiya indik. Esyalarin hepsini bir odaya yerlestirdik.
Hapishanelerimiz Turk zindanlarina benzemez 
Bana bir avukat atanip  bir kez daha ifadem alindiktan sonra kavurucu Yerevan yazinin en sicak iki ayini gecirecegim birinci kata indirilme zamanim gelmisti. Mufettis telefonla birilerini cagirdi  sonra hucrelerden bahsetmeye basladi  endiselenme  bizim hapishanelerimiz Turk zindanlarina benzemez ihtiyacin olan her sey mevcut  ayrica herhangi bir kotu muamele olmaz dedi.
5-10 dakika sonra siyasi uniformali biri geldi beni teslim almaya. Mufettisle vedalastim. Ben onde  gardiyan arkada asansore dogru yoneldik. Once kucucuk bir odaya koydular beni. Birkac dakikaya kalmadan birkac gorevli geldi. Uzerimdeki butun giysiler cikarildi. Ince ince her seyi aradilar uzerimdeki esyalarin ve paralarin hepsini aldilar  sadece geriye bir paket sigara ve bir cakmak kaldi. Sonradan karantina hucresi oldugunu ogrendigim yere goturuldum. 
Karantina hucresi 2x4m bir oda. Duvari yariya kadar orulu bir tuvalet  bir lavabo kucuk iki pencere ve iki demir yatak. Bana bir battaniye ve cok ince bir dosek verdiler. Duvarda tutuklularin hak ve yukumluluklerinin yazili oldugu bir levha asili. Yatakta bu levhayi okurken uyuyakalmisim. 45 saattir bir an bile gozlerimi kapatamamistim!
Cumartesi sabahi erkenden zil sesiyle uyandim. Cok gecmeden kahvalti geldi. Ben ne yapacagimi bilemeden kahvalti icin aksam bana verilen kabi mazgaldan disari uzattim. Gardiyan buyuk bir kazandan iki kepce kaynamis ve tanimlayamadigim bir yag eklenmis bugday doldurdu. Ayrica cay da verdi. 
Bugdayin tadina hic bakmadim  hemen tuvalete doktum. Ama bir bardak sicak caya direnebilecek gucum yoktu  bogazim kupkuruydu. Caya bana verdikleri yarisi siyah  yarisi beyaz toz sekeri (daha cok beyazlarindan secerek eledikten sonra) sabirsizlikla yudumlamaya basladim. Ama cayda bir gariplik vardi  caydan cok sicak tursu suyu tadindaydi. Eksi  buruk. Aldirmadim  sicakligi yuzu suyu hurmetine ictim. 
Aradan bir saat gecmeden bu sefer kapi tumden acildi. Gardiyan her seyini topla  cabuk dedi. Acaba beni serbest mi birakacaklar diye heveslendim. Cok gecmeden umudumun yersiz oldugunu anladim. Beni bir baska  daha buyuk hucreye goturduler  KGB nin 28 nolu hucresine ki tutuklulugumun sonuna kadar orada kaldim.
Sen neden geldin? 
Burada cok kibar beyefendi  tertemiz Ermenice konusan biri vardi. Adi Ara Bostanciyan. Kendisi benim bir ay boyunca hucre arkadasim oldu. Ermenistan in ileri gelen ailelerinden birinden  ekonomik bir suclamayla gelmis. 10 aydir mahkeme ve sorgu olmadan hucrede kaliyordu. Bana hapishane adabini ogreten o oldu.
Nasil oturulur  kalkilir  yemek yenilir  tuvalet nasil kullanilir  gardiyanlarla nasil konusulur. Ayrica yargilama sureci  sorgu vs her seyi bana o anlatti. Cok mutesekkirim kendisine. Ara bana hucrenin oranin en temiz en iyi hucresi oldugunu  bu yuzden beni oraya getirdiklerini sandigini soyledi. Bu arada kendisinin medeni ve egitimli birisi olmasi da onemliydi bence. Daha sonraki iki hucre arkadasim da universite mezunu ve ust duzey konumlarda calisan kisilerdi.
Hucre 4x5 metre gibiydi. Tuvalet ve lavabo diger hucredekinin tipkisiydi  5 yatak vardi ama sadece 3 tanesi dizilmisti. Odanin iki orta buyuklukteki penceresi guneye bakiyordu. Benim yatagim ortada olaniydi. Bu arada duvar tarafinda biri kapinin uzerinde  digeri ise duvarin orta noktasina isabet eden iki gozetleme deligi vardi. Gardiyanlar periyodik olarak bu delikten bakip iceride neler olup bittigini denetliyorlardi. 
Ilk baslarda anlayamiyordum ne zaman baktiklarini  sonralari kulagim alisti gozetleme deliklerinin kapaklarinin kalktigi anda cikan gicirtiya. Hic bakmadan fark edebiliyordum. Hucre arkadasiyla tanismaya muteakip ilk konu tabii ki  Sen neden geldin? oluyor. Tabii bu soruyu ilk sorma hakki kidemli olanin. Ben Ara ya kim oldugumu soyler soylemez o anladi zaten  radyoda dinlemis ve bir anda basti kahkahayi. Demek sendin bizim kaldirim ustlerinde satilan  kulturel  degerlerimizi kacirmaya calisan dedi.
Sonra bana hangi maddeyle suclandigimi sordu.Acikcasi hicbir fikrim yoktu. Bunu iyi ogren  dedi  hem maddeyi hem de paragrafi. Acikcasi kendimi en zayif hissettigim nokta yargilama proseduru idi. 
Birakin Ermenistan i  Turkiye de bile bu isler nasil yurur hic bilmem. Ara bana sabirla anlatmaya basladi hem legal yargilama teorisini hem de ona gore beni nicin yakalamis ve oraya getirmis olabileceklerini. Ve ilk kez o an tanistim beyaz kapli Kreagan Orenskirk (Ceza Kanunu Kitabi) ile. Bu derin sohbetler icerisinde Ermenice kelime dagarcigima daha once hicbir sekilde duymadigim sozcukler eklendi  Ghapanman Michots  Dukank  veraknnic tadaran  meghmachutsits hankamank vb. Tum bu sohbetler esnasinda tabii ki caylar  kahveler hazirdi hep.
Ara yalniz cok kibar degil ayni zamanda misafirperverdi de. Isitici olarak Chorisbirdi Odjakh (Kuru Ispirto Ocagi) kullaniliyordu. Berbat kokusu olan buyukce bir hapa benzeyen tebesir katiliginda bir malzemeydi bu. Ara hayvan diskisindan mamul edildigini soyledi.
Odada pek bir eksik yok gibiydi. Kap kacak  plastik catal bicak  supurge  temizlik malzemeleri vs. Ne var ki oda icinde priz yoktu  ayrica pilli herhangi bir seyin odaya girmesi kesinlikle yasak. Saat de oyle. En buyuk problemimiz ise Yerevan in kavurucu sicaginda yiyecekleri  ozellikle de sut mamullerini  uzun sure saklayabilmek. 
Bunun icin buyuk kaplara musluktan akan buz gibi suyu doldurup  sikica sarilmis yiyecekleri suyun icine birakiyorduk. Her saat basi suyu degistiriyorduk. Acikcasi ise yariyordu. Yogurdu 2-3 gun  tereyagi 7-10 gun kuru peyniri ise 3 haftadan fazla koruyabiliyorduk bu sekilde. Tabii hapishane kosullarinda insan disarida hic aklinin ucundan gecmeyecek ama cok faydali seyler ogreniyor (mecburen). 
Ornegin besinler nasil saklanmali  uzum  muz asilacak  domates ve yumusak meyvalar sivri tarafi yukari gelecek bicimde bezel kurutulup dizilecek  yesillikler suyu kurulandiktan sonra gazete kagidina sarilacak  lavas her gun havalandirilip tekrar torbasina konulacak vs. Ayrica dayanmayacagi icin disaridan hic istenmemesi gereken yiyecekler de vardi  mesela ayran  kaynamis veya izgara et vb.
Ayrica temizlige cok dikkat ediyorduk. Hayatim boyunca hicbir zaman hucredeki kadar cok elimi yikadigimi hatirlamiyordum. Abartisiz gunde 30-40 defa eller yikaniyordu. Hicbir yiyecege once el yikanmada dokunulmuyordu  veya kuru ispirtoya el degdikten sonra mutlaka el yikanacak vs. Ara gercekten cok titizdi.
Hapishanede gunluk faaliyetlerin kronolojik akisi soyle idi. Saat 8 de zaftrek (kahvalti)  9-10 arasi abhod (visit) o gunku gardiyanin sefi hucreleri gezip sikayetleri ve talepleri ogreniyor. Saat ikide abet yani ogle yemegi  aksam 8 de ise uji yani aksam yemegi. Sabah kahvaltisi  yukarida da belirttigim gibi  hep kaynamis bugday ve icinde garip bir yag  yanina eksimtrak bir cay  ogle yemegi genelde corba  aksam yemegi ise ya haslanmis patates  ya pilav veya benzer basit yiyecekler.
Zehirlenme korkusu 
Yiyeceklerin iyi oldugunu soylemek mumkun degil ama diger kisiler baska hapishanelere gore cok cok iyi oldugunu soyluyorlardi. Bana yiyeceklerimi ve genel ihtiyac duydugum seyleri arkadasim Daniel getiriyordu  hicbir zaman onlarin verdikleri yiyecekleri yemedim. Buna Ara da vesile oldu. Buradaki yemekle beslenenler hemen cokuyorlar  30 yasindakiler 60 lik gibi gosteriyorlar diyordu. 
Bana pismis sulu yemek gelmesi yasakti  diger kisilere geldigini biliyorum. Sanirim zehirlenmemden korkuyorlardi. Ayrica bana gelen esyalari cok titizlikle incelediklerini biliyorum. Ve cogu zaman zorluk cikardiklarini. Bu arada bir noktayi daha ekleyeyim yukarda da fark edilebilecegi gibi hapishanede veya genel olarak KGB de halen jargon  terminoloji Rusca  muffettisler Rusca egitimli  duvardaki haritalar Sovyet haritalari  kutuphanedeki kitaplarin yuzde 80 i Rusca. Yani KGB Sovyet doneminde donmus bir kurum.
Sabahlan genelde saat 7 de kalk zili caldiginda uyaniyorduk. Bu zille beraber radyo baglantimiz da basliyordu. Radyo tutuklunun her seyi idi. Disaridaki hayatla en surekli bagi  temel haber kaynagi. Radyo tek kanaldi  Hanrayin Radyo  yani devlet radyosu. Ama akliniza sahibin sesi bir medya kurumu gelmesin  hukumet taraftari yayinlar olmakla beraber cok elestirel programlar  haberler de yer aliyordu yayin akisi icerisinde. 
Ayrica her aksam saat 7 ile 8 arasi Radyo Azadutyun yayina basliyordu. Bu ikincisi cok ama cok kaliteli bir haber kanaliydi. Benimle ilgili haberlere cok siklikla yer veriyor ve tutuklanmami aciktan ve sert bir uslupla elestiriyordu. Ilginc bir sekilde devlet radyosunda da beni destekler turden yayinlar oluyordu. 
Gerci Ara ilk gun benimle ilgili dinleyicilerin kafasini cok karistiracak seyler soylendigini aktarmisti bana. Baskalarindan da duyduguma gore basta benim geleneksel partilere ait (siz Tasnaksutyun anlayin ki su an hukumet ortagi ve asiri milliyetci bir cizgiye sahip) program ve dergileri Turkiye ye kacirirken yakalandigim duyurulmus. 
Bunu dinleyenlerin nasil bir mesaj alacaklari malum tabii. Ben Ara ya hep siradan insanlarin benim hakkimda ne dusunuyor olabileceklerini soruyordum. O da buyuk cogunlugu ilgilenmez  Turk mus  bir halt karistirmistir ne yaparlarsa yapsinlar derler. Biraz ilgilenenler ise su an senin ajan oldugun kanisindadirlar ama isin oyle olmadigi anlasilinca sana yapilanin haksizlik oldugunu dusunebilirler diyordu. 
Bu arada radyoda benimle ilgili cikan her haber en ince detayina kadar derinlemesine analiz ediliyordu hucrede. Bizi en cok sevindiren 3-4. gun arsiv Muduru Amatuni Virabian in konusmasi olmustu. Ara hazirlan seni birakacaklar  diyordu bana. Virabian o kadar kesin bir sekilde bana destek veriyor ve benim sucsuzlugumu vurguluyordu ki  Ara nin soyledigine inanmamak mumkun degildi  ama maalesef! Bu arada benimle ilgili Tiflis Turk buyukelciliginin Ermenistan elcisine nota verdigi haberi verildi. Bunun nasil etkisi olur kestirmek zor  diyordu Ara.
Radyo baslica eglence 
Zaman icerisinde radyo programinin akisini en ince detayina kadar ezberliyorsunuz. Radyonun bir islevi de zamani olcmesi. Bucuklara  ceyrek kalalara kadar anlayabiliyorduk zamani  radyo programina gore. (Bu arada ben ancak saat 12:00-20:00 arasi kullanilabilen bir gunes saati de yapmistim.) Radyo sadece haber veren  zaman olcen bir cihaz degildi tabii ki  ayni zaman en onemli eglence kaynagimizdi. 
Radyo piyesleri  bilgi yarismalari ve tabii ki en onemlisi muzik. Ben hep Pazar gunleri oglen saatlerini iple cekiyordum. Joghovurtagan Yerker programini. Harika yorumlariyla Sovyet donemi ses sanatcilari  halk turkulerini seslendiriyor. Inanilmaz guzel. Hele bir Dile Yaman veya Gomidas in Grung i cikti mi dayanilmaz oluyordu. Bir de tabii hucrenin hapisligin  hasretligin haleti ruhiyesi uzerine daglayici bir etki yapiyordu. 
Her hafta sonu Ermenistan in Top 10 sarkisi aciklanip caliniyor. Cok ilginctir ben orada oldugum surece (60 gun) liste hic degismedi.
Ermenistan medyasi Turkiye ile ilgili her seye buyuk ilgi gosteriyor. Radyo da buna dahil  o gunun Recep Tayyip Erdogan nerede kesin biliyorsunuz  veya Turkiye de kayda deger bir gelisme oldugunda hemen haberlerde duyuruluyor. Ermeni sorunuyla ilgili olan gelismelere gosterilen ilgiyi belirtmeye zaten gerek yok. Ben oradayken radyodan cok sikca duyurulan bir durum ise Hrant Dink e Turk ulusunun manevi sahsiyetine hakaretten dava acilmasi olayi idi. 
Defalarca bu konuda haber yapildi. Ben iki kere Hrant abinin roportajini dinledim. Ikinci roportajda benim davama degindi. Cok duygulandim ve benimle ilgili Ermenistan da kamuoyu olusmasinda cok etkili oldu.
Gardiyanlarin bana yaklasimi basta epey supheci idi. Her seferinde bana Ermenice biliyor musun? Nerede ogrendin? diye soruyorlardi. Ayrica onlar icin cok onemli olan gercekte benim etnik kokenimin ne oldugu idi. Yine baslarda eger bir sey isteyecek olsalar hucreden hep Ara dan istiyorlardi. Benimle mesafelerini korumak babindan. Daha sonra alistilar. Asik suratlar yumusadi. Dusmanca bakislar son buldu. Hatta altinci haftadan sonra ben belki de KGB hapishanesinde her anlamda en iyi muamele goren kisi oldum. 
Gardiyanlarin yaklasimlari oldukca sicaklasti. Taleplerimi daha fazla ciddiye almaya basladilar. Ve mahkeme zamani bazilari bana benim icin dua ettiklerini soyluyorlardi. Cogu zaman dalga geciyorlardi benim kitap bahane edilerek tutuklanmamla. Hic unutamayacagim bir ani ise Ara gardiyanlardan birine AZG gazetesinde benimle ilgili cikan haberi gosterip goruyor musun yine yazi cikmis Yektan hakkinda  deyince  gardiyan hic tereddutsuz o kadar yazi yazacaklarina cocugu serbest biraksinlar  deyiverdi. 
Soz gazetelerden acilmisken sunu da ekleyeyim hafta icleri hucreye uc gazete geliyordu  resmi cizgideki Hayasdani Hanrabedutyun  sagdaki Hayots Ashkharh  son olarak bunlar arasinda tek okunabilecek gazete  liberal (Ramgavar) cizgideki Azg.
Hucrenin kidemlisi 
Benim hapishanede tam birinci ayimin doldugu gun Ara yi goturduler  baska bir tutukevine. Artik hucrede yalnizdim. Ara giderken bana yatagimi duvar kenarindakiyle degistirmemi tavsiye etti bir de Sana hapis hayatiyla ilgili anlattiklarimi sakin unutma dedi. O da benden bir hafta sonra bir yillik tutukluluk suresi dolup mahkemeye cikarilmadigi icin serbest birakildi. Tabii ki disarida gorustuk uzun uzun dertlestik!
Artik hucre bana emanetti ve buranin en kidemlisi ben olmustum. Biliyordum ki benim tek basima kalmama izin vermeyecekler ve yeni tutuklular getireceklerdi. Cok uzun surmedi ertesi gun Rusya dan eski bir memur getirdiler  zimmetine para gecirmekten  bir iki gun sonra da yolsuzluktan baska birini. Ikisi de duzgun kisilerdi. Ozellikle sonradan gelen (Artur) insani yonleri cok kuvvetli biriydi. Sunu soyleyebilirim ki  (yetkililer buna dahil degil kesinlikle) bana hicbir zaman yabanci muamelesi yapmadilar.
Ara nin rolunu artik ben ustlenmistim. Yeni gelenlere hapishane adabini ben anlatiyordum  yargilama proseduru ile ilgili sorulan bana soruyor  akil danisiyorlardi. Hatta yazacaklari dilekcelerde hangi terimleri kullanacaklarina kadar benim fikrimi aliyorlardi. Gardiyanlar da artik kogusla ilgili sorunlarda beni muhatap aliyorlardi. Garip bir duyguydu aslinda bu  ister istemez insan alisiyor icinde bulundugu ortama.
Ikinci ay icerisinde ozellikle Turkiye deki dayanisma komitesinin organize ettigi acik mektup yayinlandiktan sonra  benimle ilgili haberlerde belirgin bir artis oldu. Biz tabii ki detayli tahlil yapmaya devam ediyorduk. Yakinda cikarsin  diyorlardi ikisi de. Ben ise fazla umutlanmamak taraftariydim. Kendimi en kotuye alistirayim iyisi olursa ne ala  diyordum. 
Bu arada Ayse Gul ve Annem geldi ziyaretime. Benim icin buyuk moral kaynagi oldu bu ziyaretler. Annemle gorusmemin ertesi gunu mahkemem basladi zaten. Hic unutamayacagim bir ada mahkeme gunleri Artur un benden once uyanip  o gun giyeceklerimi hazirlamasi  sacimi kesmesi  limon suyundan jole yapmasi ve hazirligin her detayina yardimci olmasiydi. Tabii dualari da eksik etmiyordu. En son gun Inan Yektan kalbime doguyor sen bugun buraya geri gelmeyeceksin  dedi ve hakli cikti. 
Ne mutlu ki sevgili Artur de ozgurlugune kavustu ve ben Yerevan dan ayrilirken havaalaninda beni ugurlamaya gelenler arasindaydi.
Bu arada KGB ye bir kac hususta tesekkur ermeden gecemeyecegim. Birincisi ucretsiz ve yogunlastirilmis Dogu Ermenicesi kursu icin  gercekten olaganustu idi. Ikincisi bana yani bir antropologa baska turlu hicbir sekilde erisemeyecegim bir etnografik calisma imkani sundugu icin ve son olarak cok ama cok iyi dostlar edinmeme vesile olduklari icin.
Bu yaziyi okuyanlar hic acisiz  dertsiz bir 60 gun gecirdim sanabilir hucrede. Bu tabii ki dogru degil  ama ben artik bu surecin bana kattiklarini hatirlamak istiyorum. Ve istiyorum ki bu deneyim de dostluga  yapici iliski ve diyaloga katkida bulunsun. 
Serbest kaldiktan sonra Yerevan da bircok kisi beni sokakta gorduklerinde taniyorlardi. Ne mutlu ki hicbirinden dusmanca bir tavir gormedim. Hatta bircogu sempati ile gulumsuyorlardi. Bazisi yaklasip davayla  benim goruslerimle ilgili sorular soruyordu. Ilginc bir sekilde davanin detay konularini bilen kisilere bile rastladim. Kisacasi anladim ki bu surecte dostlarimin sayisi artti Ermenistan da. Dusmanlara gelince onlara ayiracak pek zamanimiz yok diye dusunuyorum simdi! (YT/KO)
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com