Turkiye tarihiyle yuzlesmeli - Haber Arşivi 2001-2011
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Փայլածու

Haber Arşivi 2001-2011 :

08 Eylül 2005  

Turkiye tarihiyle yuzlesmeli -

Turkiye tarihiyle yuzlesmeli

6-7 Eylul Olaylari nda ozellikle Beyoglu nda azinliklara ait ev is yeri ve ibadethanelerin tamami yagmalanmisti. Ittihatcilarin Turk un bagrindaki zararli ve yabanci unsurlari temizlemek seklinde ozetlenecek zihniyeti varligini koruyor. Bu zihniyet Turkiye nin onunu hep tikadi tikamayi da surdurecek Yakin tarihimizin ucu acik icerigi muglak birakilmis onemli kirilma noktalarindan bir tanesi de bu yil 50. yilini (burada anma fiilini kullanmak icin henuz erken) gogusleyecegimiz veya savacagimiz (zannederim bu tanimlar daha munasip) 6-7 Eylul Olaylari dir. Olaylar zaten diyakronik olarak Bati dunyasinca benimsenmis bir Sark barbarliginin tarihin herhangi bir anindaki rastgele bir tezahuru mudur? Yoksa bizzat kendisi vandalligin altyapisini dunyaya sunmus kuramsallastirmis seytan Bati nin saf Dogululara oynadigi sinsi oyunlardan bir tanesi midir? Postmodern dunyada her sey bu kadar muglak objektif olmak bu kadar imkânsizken tarihimizin insan eliyle yapilan o mis li gecmis yasam orgusunun nasil degerlendirilecegi yontemin ne olacagi adaletin terazisini kacirmamak icin basilacak yerin neresi olacagi oldukca cetrefil bir mesele. Yontem ne olmali? Acacagimiz animsama elestiri kulturu denilen gedikten istedigimiz seyler -demokrasi insan haklari ozgurlukler vs.- disinda o cok korktugumuz zararli mevhumlar -bolunme bagimsizligimizi yitirme vs.- da sizabilir cunku... Lakin milli ulkumuz olan Batililasmadan feragat etmemiz de mumkun degil. Dumeni kilitlenmis bir gemi gibi yonumuz Bati ya bu denli cevrilmisken Bati nin -ama yanlizca Bati nin- Kafdagi nin ardindan bin bir zorlukla bulup getirdigi uyguladigi ve sonucta dunyanin liderligini -bizden alarak- ona armagan eden degerleri yadsimak da mumkun degil. Iste o degerlerden tarihle yuzlesme animsama ozelestiri ozur dileme onarma gibi Bati nin olguya donusturdugu bizim icin hâlâ mevhum olan programlari isletim sistemimizi felc etmeden ulusal bellegimize nasil indirecegiz? Bati emperyalizmini alt ettigimiz 30 Agustos Zafer Bayrami ndan hemen sonra gelen 6-7 Eylul 12 Eylul gibi tarihlerle nasil hesaplasacagiz? Milli deger ve varligimizin goklerde suzuldugu gorkemli bayramlarimizdan sonra bizi Erlik Han in konutuna zeminlerin de altina buyur eden bu sorunlu tarihlerle nasil uzlasacagiz? Tarihi kim yapar? Bu sorularin cevaplari hic de kolay degil. Bu bu makalenin basa cikabilecegi bir mesele de degil. Iste tam da bu yuzden tarihimizin sorunlu yapraklari karsisinda genelde sergiledigimiz ortak tavir disciden korkan birinin agrinin tum siddetine ragmen acili karsilasmadan kacmasi gibi... Oysa Vico nun degerli gozlemi tarih insanin kendi yaptigi bir sey ve bilebilecegi de kendi yaptigi sey oldugu savi bize yolu gostermeli. Kontrolu kaybetmek korktugu hastaligin tum emarelerini yasayan bir panik hastasi icin olumden de beterdir. Iste biz tarihimizden bu kadar korkarken aslinda kontrolu kaybetmekten korkuyoruz. 6-7 Eylullerin musebbipleri kuskusuz tum bunlari kendi mantiklari icerisinde yaptilar ve kendilerini kamufle edebilmek icin meseleleri guvenlik sorununa eklemlediler. Turk siyasetine Abdulhamit devrinde giren Ittihat ve Terakki nin Turk un bagrindaki zararli ve yabanci unsurlari temizlemek icin devralarak gelistirdigi zenofobik monolitik siyaset eski Ittihatcilarin pek cogunun Cumhuriyet in kurucu kadrolarinda yer almasiyla yeni duzene de sirayet etti. 6-7 Eylul Olaylari nin da ayni zihniyetin isi oldugu bilinmeyen bir gercek degil. Amacim bu yazida bunu desifre etmek de degil. Amacim bu zihniyetin nasil toplumsal ve siyasal yasantimiza sizdigi ve bizi nasil yonlendirdigini Turkiye nin onunu nasil tikadigini konusmak. Realpolitik ve tarih Basbakan Recep Tayyip Erdogan Ermeni Meselesi hakkinda 28.01.2004 te verdigi bir beyanatta soyle demisti: Tarihte Ermenilerin de bizim de yaptiklarimiz var. Onemli olan guclu olmaktir. Eger guclu olmazsaniz size cok elbise dikerler. Guclu olursaniz bunlarin hepsi ortadan kalkar. Bu cok kisa degerlendirme Turkiye nin geleneksel ve degismez siyasetinin kristallesttigi bir soylem. Realpolitik in boylesi yuceltimesi Vico nun gozlemiyle bizim yaptigimiz sey olan ve bu sebeple en iyi bizim bilebilecegimiz tarihin ulusal cikarlar icin manipule edilebilecegi sonucunu dogurur. Sayet guclu olmazsaniz size pek cok elbise dikilebilir; ancak eger guc muhafaza edilebilirse tarihsel olgularin Realpolitik in baskisi altinda her zaman yonlendirilebilir oldugu da bir gercektir. 80 li yillarda insan haklari ihlalleri faili mechuller ve iskence gerekcesiyle Fransa Norvec ve Isvec Turkiye nin Avrupa Konseyi nden ihrac edilmesi icin Strasbourg da dava acmislardi. Ozal bu ciddi tehlikeyi savusturmak icin Realpolitik i devreye sokarak sikâyetlerini geri cekmeleri sartiyla airbus metro ve deniz otobusu ihalelerini bu ulkelere verdi. Burada birakiniz tarihsel olaylari su anin gerceklerinin dahi Realpolitik e nasil kurban edildigini gorebilirsiniz. 6-7 Eylul Olaylari Onlar da yapti biz de soyleminde oldugu gibi Kibris meselesi ile iliskilendirilebilir; oyle oldu da... Hatta sayin Herkul Millas in 6-7 Eylul Olaylari ni degerlendiris bicimlerini degerlendirdigi bir yazisinda acik kalplilikle vurguladigi gibi Yunanlilarin Mora da 30 bin Turk u katlettigi tarih de 23 Eylul 1821 dir (olay eylul benzesmesi sebebiyle secilmis olsa gerek) ve Ulusal bellek sayet tarihte yapilan zorbaliklarin tekrarlanmamasi ise 23 Eylul un de unutulmamasi gerekir. Oysa tarih birbirimizin gozune sokacagimiz o kadar cok utancla doludur ki tam da bu yuzden ulusal bellegi amnezinin pencesinden kurtarmak gerekir. Tarihsel bir olgunun baska bir tarihsel olguya gerekce ozur sayilamayacagi bir veri iken hem sayin Erdogan in hem de sayin Millas in siz de sizin yaptiklarinizi hatirlayin sozu bizden olmayana zaten hâkim olamayacagimiz otekine diklenmek tarihte paylasilmis suc ortakligina dayanmaktan ote bir sey degil. Bir sekilde ulusal kimligin otekini olumsuzlama uzerinde insasina bir ornek. Ortaya cikan gercek ise su: tarihimiz konusunda inisiyatif bizim elimizde degil. Asil tehlike bizim tarihimizle dolaysiz bir bicimde yuzlesmemizde de degil; tarihimizin dunya siyasetinin dalgali sularinda gelecegimizi etkileyecek kadar muglak olmasinda. Aslinda tam da ulusal bellek ten yoksun oldugumuz icin tarih her gece uzerine yattigimiz tekrarlanan bir kâbus gibi. Kimligimizi olumsuzlayan ulusal guvenimizi sarsan demokrasimizi guduk birakan da bu muglaklik. Eger bizi bolmek Turkiye ye zarar vermek isteyenler varsa onlarin isteyebilecegi enfes bir tikaniklik olmali tarihimizle olan bu iliski bicimimiz. Turkiye nin dunyadaki olumsuz imajlari tarih konusunda inisiyatifin elimizde olmamasindan kaynaklanmiyor mu? Bu imajlari duzeltmek icin sectigimiz yontemler ne derece basarili? Ne denli dogru? Her sey farkli olabilirdi Goruldugu gibi 6-7 Eylul un gercekleri uzerinde pek durmadim. Sectigim yontem bilgiyi bir totolojiyle sunmaktan ziyade ona yaklasma bicimimizdeki hatalari ortaya koyabilmek. Bu sebeple bilgimizin ve mantigimizin duygularimizla barisik olmasi gerekliligine inaniyorum. Bunun mumkun olmadigi nevrotik bir ruh haliyle nereye varilabilecegi kuskulu. 6-7 Eylul konusunda bilinmeyen cok az sey var aslinda. Bunun boyle olmasi bilginin olmasi gerektigi gibi islenmesini saglamiyor. Oyle olsaydi bu hadisenin sorumlulari son zamanlara kadar devletin ust kademelerinde vazife aliyor olmazlardi. Oyle olsaydi devlet kendi halkina yaptigi yapilmasina musaade ettigi haksizliklardan dolayi ozur dilemekten imtina etmezdi. Oyle olsaydi 6-7 Eylul de andigimiz bir utanc tablosu degil hesaplasilmis onarilmis yeniden tesis edilmis kardesligin bayrami olurdu. Bu sebeple Anadolu halklari olarak pek tekin bir yol olmadigini kabul etmekle birlikte ise duygularimizi anlatmaktan baslamamiz gerektigine inaniyorum. Bunun bir cozum bir cikis potansiyeli tasidigina inaniyorum. Babasi Ermeni annesi Turk olan bir Turkiyeli olarak hislerimizin yasantimizi etkileme gucunun farkindayim. Rahmetli babam bir Ermeni olarak bir Turk le evlenebilecek kadar bu ulkenin evladi hissediyordu kendini. Ama 6 Eylul 1955 gunu dukkânini yagmalamaya gelen kalabalik karsisina dikildiginde neler hissetmisti bize hic anlatmadi. Sayisiz haksizliklara ugradiginda memlekete degil felege sover kaderle cekisirdi. Belki bilerek ama kanimca dogal olarak yasadiklari tum haksizliklarin mesulu olarak aradigi baska bir seydi. O sey kuskusuz bu yazida anlatilmaya calisilandir. Bir zihniyettir bir kanserdir bir illettir ve en nihayetinde kimseye faydasi dokunan bir sey degildir. Turkiye gayrimuslim vatandaslarini harcamakla belirsiz bir oranda kendi gelecegini de harcadi. Toplumsal baris ciddi yaralar aldi. Turkiye nin demokratik ekonomik politik istikrarsizliginin sebebinin Tehcirleri Varlik Vergilerini 6-7 Eylulleri yaratan zihniyet oldugu artik aciga cikmali ve reddedilmeli. Belki bu cetrefil tarihlerin vicdanlari sarsmasiyla memleketlerinden gocmus bu topragin evlatlarin kayiplarinin buyuklugunu onlarin hislerini anlamaya calismakla dogru bir acilim yakalayabiliriz. Bu ise eski dostlarimizin son bir iyiligi olur bizlere; hep kardes belledikleri tum Turkiyelilere... Markar Esayan: Agos gazetesi yazari




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+